Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-6
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran'la savaşacak ama asıl hedef Türkiye'dir.”-
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam...
Emperyal Güçler Gİttİ, Bİz Kaldık!
Suriye’yi karıştıranlar şimdi yok. Irak’ı işgal edenler çoktan kendi güvenli limanlarına çekildi. Afganistan'ı 20 yıl boyunca kanla yoğurup sonra apar topar terk edenler, şimdi sadece istatistik yayınlıyor. Ama olan, bu coğrafyada kalanlara oldu. Hem göç edenlere hem onları karşılayanlara...
Göçmenler suçlu değil. Türkiye de suçlu değil.
Suçlu olan, bu bölgede sınırları haritalarla değil, füzelerle çizen anlayıştır.
Onlar için Suriye’de, Irak’ta ya da Afganistan’da yıkılan evler, sadece bir “dış politika sonucu.” Ama bizim için bu, içimize gelen bir insanlık dramı.
Son Söz: Göçü Tartışmadan Önce Sebebini Anlayalım
Bugün Türkiye’nin sığınmacı sorunu var. Evet, bu ciddi bir mesele.
Ancak bu meseleyi salt "biz ne yapalım" sorusuyla çözemeyiz.
Önce şu soruyu sormalıyız:
Bu insanlar neden buradalar?
Ve asıl mesele şu:
Onların yurdu yıkılırken kim alkış tuttu, kim göz yumdu, kim silah sattı?
Bir halk toprağını bırakıp başka bir ülkeye geliyorsa, orada savaş vardır.
Ve eğer savaş varsa, bir yerde emperyalizmin eli vardır.
Türkiye bu yükün altındaysa, bu sadece coğrafyanın değil, bölgedeki güç boşluğunun ve dış müdahalelerin sonucudur.
Bu yüzden sadece sınırlarımızı değil, hafızamızı da korumalıyız.
***
Türkiye ve İran “NECMETTİN Erbakan Uyardı-1”
Necmettin Erbakan 2006 yılında uyarıyor. İktidarı… Milleti… Dünya’yı.
Buyurun işte videosunun tam metni.
“Hizbullah'ı önlediği için (İsrail için diyor) şimdi artık İran'la tek cephe olarak çarpışabilir. Onun için de Suriye'yi alması lazım. Suriye'yi alacak, gelecek bütün hududumuz boyunca düşününüz. Bütün Güney Anadolu'daki uzun Suriye ve Irak hududumuz baştan sona kadar... Şimdi artık İsrail ne olacak? Yahudi'yle hudut olacaksın. O Yahudi de İran'la savaşacak ve sana diyecek ki: "SEN DE BENİMLE BERABER OL!"
Bunlara kalsa, bunlar onlarla beraber olur, İran'la savaşmaya da kalkarlar. Böylece İslam âlemini darmaduman ederler, insanlığı mahvederler. Öyle olmasa dahi, arkadan hedef Türkiye'dir.
Türkiye'ye hücum edecekler, Türkiye'ye Sevr'i uygulayacaklar, Güneydoğu'yu alacaklar, İsrail'e katacaklar, Ermenileri getirecekler, Pontus'u getirecekler.
Ne yapacakları belli zaten.
Onların hazırlıklarını şimdiden yapıyorlar, adım adım...”
Bütün bunların hepsi bu arkadan cereyan eden olayların hepsi bizim millî menfaatlerimize aykırı. 1400 yıllık Osmanlı-Selçuklu dönemimizin tarihine aykırı. Bulunduğumuz cepheye aykırı. Biz hep mazlumlardan yana olduk, hiç bebek katillerini şimdiye kadar desteklemedik, onlara maşallah yapmadık. Bebeği tutup da "Al şunu, öldür" demedi bu millet tarihi boyunca.” (İlk defa bunların döneminde söylüyor, iktidarı eleştiriyor). "Tekrar bebekleri, kadınları, çocukları, yaşlıları öldürün." Bu ne büyük vahşet! Bunun elbette dünyada da hesabını veremezler, ahirette de hesabını hiç veremezler.”
Necmettin Erbakan Hoca’nın 2006’daki bu uyarıları, bugün yaşananları adeta bir keramet ehli gibi öngörmüş.
(Devamı var; Türkiye ve İran “NECMETTİN Erbakan Uyardı-2”)