Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-24
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran'la savaşacak ama asıl hedef Türkiye'dir.”-
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim...
Bu merhalede yazılması gerekenleri yazıyor ve genel hatırlatmamı tekrarlıyorum…
Önceki 10 yazı TEŞHİS, bu yazılar da TEDAVİ yani ÇÖZÜM yazılarımızdır…
Tedavi ve ÇÖZÜM içerikli yazılarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Bu çözüm önerilerimize sadece ülkemiz ve İran değil, bütün beşeriyet yani sömürülerek zulmedilen bütün insanlık muhtaçtır; önerilerimiz bu bilinçle okunmalıdır…
Bu genel uyarılarımızın tekrar tekrar hatırlanması gerekiyordu…
Bu yazılardan ancak bu anlayış olursa istifade edebilir…
İstifade edilmesi dua ve dileklerimizle devam…
***
Öncelİkle Kur’an-ı KerİmE KULAK VERELİM
“Hem Allah’a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra içinize korku düşer, kuvvetiniz gider. Sabredin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 46)
Bu ayetteki “resul” ifadesine sadece Hz. Muhammed’in şahsı olarak bakarsanız ve Allah’a itaati de yalnızca ibadet olarak anlarsanız, bugünkü hem dünya çapındaki genel hem de ülkedeki özel durumunuz bu şekilde olur.
Hâlbuki burada “hakemli düzene” yani “sisteme” itaat edin anlamı vardır.
Daha doğrusu bir düzen içinde yaşamayı ve ona isyan etmemeyi anlarsınız.
“Peki ama onlar zalimdi, diktatördü, katildi” dediğinizi duyuyorum...
Kime, neye göre zalimdi?
İşte…
Siz yaşadığınız çağda adalet mekanizması olarak Kur’an’ı emri olan “Hakemlik Sistemi/Düzeni” kurmazsanız ve “hakemler” yoluyla karar almazsanız…
Başkaları da gücüyle veya bahanesiyle karar alır...
Sizin söyledikleriniz gibi ifsat çıkartır...
Peki ne yapacaktık?
Anlatalım…
***
GERÇEK ANLAMDA ANLAYARAK Kur’an’a kulak verseydİk…
Melekler, kendilerine zulmettikleri bir durumda bulunurken canlarını aldıkları kimselere: “Siz ne iş yapmaktaydınız?” diyecekler.
Onlar: “Biz yeryüzünde zayıf ve güçsüzdük.” diye cevap verecekler.
Melekler: “Allah’ın arzı geniş değil miydi, oraya hicret etseydiniz ya!” diyecekler.
İşte bunların barınakları cehennemdir. Ona gidiş de ne kötü şeydir! (Nisâ, 97)
Bir yerde ifsat çıkartmak her zaman yasaktır.
Şartlar hicreti yasaklar, cana ve mala saldırı olursa o zaman kıtal farz olur.
Bu durumda devlet başkanı “hakem kararı” ile savaş ilan ederse; o zaman da geri dönmek yasaktır, cihad etmek farzdır.
Şimdi “Kur’an açısından ne yapılacağını merak edenler için” veya “Kur’an’a göre hareket edenlere” uyarılarımızı yazalım mı?
“Adil Düzen Çalışanları olarak yarım yüzyıldır yazıyorsunuz ya” yeter!
Ya da “Ne gerek var…” diye düşünenler de öylesine çok ki!
“Ekonomimiz harika, hukuk düzenimize güven tam, siyaset kurumuna halkın inancı mükemmel, faizli sömürü sistemi vs. vs. vs.”
Kur’an’ı hürmeten en yüksek yerlere asalım...
Okuyalım selamızı, verelim mehteri…
Durmak yok, yola devam!