Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-11
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Dördüncü Haram Ay Hangisidir?
Bunu Ramazan ile bitişik ay olarak alamayız, çünkü o zaman dört ay üç ay ayrı olmaz. Madem ki haram aylar dörttür, bunun üçü hac aylarıdır. Geri kalan bir ay hangisidir?
Bunu şöyle bir muhakeme ile bulabiliriz.
Seneyi ikiye ayırırız, haram aylarının olduğu altı ayı bir ve tamamını helal aylar olarak bir yaparız. Yarılama sistemini kullanıyoruz. Altı ayın yarısı olan üç ay hac aylarıdır. Geri kalan ve ayrı olan Recep ayıdır, haram aydır. Bu hususta icma vardır.
Görülüyor ki sahabelerin icması ayetlerin yorumuna dayanmaktadır.
***
Haram aylar neYİ haram etmİştİr?
Araplarda da haram aylarda savaşmak haram kılınmıştır.
İslâmiyet’te, onlar saldırmadıkça haram aylarında saldırılmaz, savunma amacı ile de olsa saldırı olmaz. Bir ülke ile savaşabilmek için meşru sebep olması gerekir. Ama bir defa savaşa başladığınız zaman artık orada savaş kuralları geçerlidir. Bekleyip fırsat bulduğunuzda saldırırsınız. Askerlikte genel kaide vardır. Sadece savunma ile savaş kazanılmaz. Savaş kazanmak için mutlaka saldırıya geçmek gerekir. İşte, haram aylarında biz saldırıya geçmeyiz.
Savaş da yıllarca devam etmez. Savaş için hakem kararları gerekir. Hakem kararları ile mahkûm olan devlete karşı saldırı savaşı yapılabilir. Savunmak için hakem kararlarına gerek yoktur ama saldırı için hakem kararlarına gerek vardır. Saldırıyı da helal aylarda bitirmek gerekir. Bitirmedinizse saldırıyı durdurmanız gerekir. Yani haram aylarda saldırıya geçemezsiniz. Sonra yeniden savaşmak yani saldırıya geçmek için yeniden hakem kararları gerekecektir. Böylece yıllarca süren savaşlar önlenmiş olmaktadır.
***
Kur’an hükümler koyarken asgari şartları ortaya koyar.
Avlanmanın yasak olması aslında savaşın yasaklanması demektir. Demek ki sayd etmek (avlanmak) haram kılındı demek, saldırıda bulunmak haram kılındı, o aylarda ve yerlerde saldırıya geçilmez.
Bu kural yalnız cephedeki savaşlarla ilgili değildir. İdama mahkûm olan veya firar eden biri eğer o anda saldırıda bulunmuyorsa haram yerlerden çıkması ve haram ayların geçmesinden sonra onu kovalar ve bertaraf ederiz. Bu haram aylarında belki pişman olur, bize teslim olur. Belki de mağdurlar tarafından affedilir.
Şöyle açıklayalım. Birisi hırsızlık yaptı; kolunun kesilmesi gerekir. Firar etti; artık hukuku tanımadığı için ilçemizin dışına çıkmışsa kamu hukukunda onu kovalamayız, ama bizim topraklarımızda yani ilçemizin toprakları içinde ise jandarma birliği onu takip eder ve bertaraf ederiz. İlçe dışına gider, ilçe içine girmezse onu oralarda kovalamayız. İlçe içinde olsa bile, haram aylarda onları takip etmeyiz, mühlet veririz.
Burada birçok sorun çıkar. Devamlı olarak haram aylarda gelip gitmekte, helal aylarda gelmemektedir. O zaman biz yine ona dokunmayacak mıyız?
Burada da kıyas dokunmamayı gerektirir.
O zaman bu yasaklar boş olmaktadır.
Etkisiz hâle gelmez mi?
Başkanların sürme yetkileri vardır.
Bunlar da bu haram aylarda gelirlerse ne yapılacaktır?
Kur’an bize normal şartlar için hükümler koymuştur. Bunlar saldırı için konan yasaklardır, savunma için yapılan yasaklar değildir. İstisna haller için Kur’an’ın başka ayetlerine uymak gerekir. Karşı taraf kurallara uyarsa siz de kurallara uyarsınız.
(Devamı var…)