‘Adil Düzen uygulanabilir mi’ sorusuna cevap-7
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam …
Hayrettin Karaman 3 ciltlik “Hayatım ve Hatıralar” kitabında “Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporlarını” da yazmış, Süleyman Karagülle Hocam ile 2009 yılında tamamına KİTAP seviyesinde cevaplar yazmıştık; bazı cevaplarımızla devam edelim…
Yazdıklarım sadece Adil Düzen’den vazgeçirme raporlarına cevaplarımızdır…
“2- a) İsteyen başkan değildir. Başkana karşı R. Tayyip Erdoğan’ı oluşturan CIA’nın isteğine bilmeden âlet oldular. Bizimle görüşüp tartışmadılar. Çalışmalarını sonuna kadar gizli tuttular. Rapor iki amaçla hazırlanmıştır. Öncelikli hedefleri, Refah Parti’sini Süleyman Karagülle ve Erbakan’dan uzak tutmak; eğer bunu başaramazlarsa, o zaman Karagülle’yi Erbakan’dan uzak tutmaktır. Evet, bunu başardılar. Erbakan’ı Karagülle’den uzak tuttular. Sonra da Erbakan’ı uzaklaştırdılar. AK Parti iktidar oldu. “Adil Düzen” de tedavülden kaldırıldı. CIA’nın dediklerini yaptınız. Mübarek olsun. Bir gün “Adil Düzen”i siz kabul etmezseniz, Allah elbette başka kavmi, başka bir topluluğu getirir ve onlar sizin gibi olmazlar. Bunu biz söylemiyoruz, bunu Kur’an ayeti söylüyor. Bunu siz yapmazsanız; …
“b) Bu safhada davet edilen 14 ilim adamı ferdi raporlarını takdim etmişler ve modeli aralarında tartışmışlardır. (Hayrettin Karaman)
“b) Bu 14 ilim adamının hiçbirisi “Adil Düzen” hakkında şahsen benimle (Süleyman Karagülle) veya (Adil Düzen Çalışanı) çalışma arkadaşlarımızla görüşmemiş, tartışmamıştır. Halbuki Kur’an herkesle tartışılmasını ister. Bu heyete neden bizi dahil etmemişlerdir? ‘Süleyman Karagülle ve Çalışma Arkadaşları raporlarımızda yer alıyor da heyette niye yok/lar’ demediniz? Perde arkası çalışmaların ‘necva’ olduğunu neden hatırlayamadınız? On yedi sene raporlarınızı bizden gizlediniz. Öbür arkadaşlar da maalesef hâlâ gizliyorlar.
“c) Üç kişilik heyetten bahsediliyor. Bunların içinde Sabahattin Zaim, Hayrettin Karaman ve Ruşen Gezici’nin olması, çok istediğim bir şeydir. Bize “Adil Düzen”i öneren bir rapor da gelmelidir. Sunun da onlarla karşılaştıralım.
***
“III- Hazırlanan Adil Düzen’de Görülen Başlıca Aksaklıklar
“1) İslâmiyet bir “din” olarak ele alındığında, icma ile sabit olan delil dört tanedir. Bunlar da Kitap, Sünnet, icma ve kıyastır. Bunların ilk örnek uygulaması da birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü asırlarda tamamlanmıştır. Ondan sonraki bin sene boyunca içtihat yasaklanmış ve keyfi teşri dönemi başlamıştır. Biz bu ilk dört asrı temel olarak ele aldık ve tetkik ettik. Bugünkü İslâm âlemi bunları delil olarak değil, malumat olarak ele almıştır. Günümüzü ise bugünkü Batı ilimleri ile ele aldık. İlmî delilleri de tamamen ele aldık. İlmî ve İslâmî olmayanlarla biz vakit kaybetmedik. Ama eksiklerimizi siz tamamlayabilirdiniz. Neden tamamlamadınız?
“2- a) Metot olarak biz Usûlü Fıkhı aldık ve Batı’nın müspet ilim metodolojisinden yararlandık. Bunu yaparken hatamızın ne olduğunu hâlâ merak ediyoruz. Siyasi parti sonuçları halka takdim eder, usul ve delilleri halka anlatmaz. Onu ancak siz bizimle tartışırsınız. Hatalarımızı düzeltir, eksiğimizi tamamlarsınız. Necva yapmazsınız. Biz felsefe yapmıyoruz. Biz “Adil Düzen” veya “Adil Ekonomik Düzen” diyerek, çağımızın sorunlarına çare ve çözümler üretiyoruz. Siz ne yapıyorsunuz?!.
“b) Siyasiler halka model anlatmaz, halka sorunların nasıl çözüleceğini anlatırlar. Modele göre sorunlarını çözerler ama halka çözümleri götürürler. Hatta bütün çözümleri bile götürmezler. Halk ancak spesifik konulardan anlar. Türkiye’de, belki de dünyada bir ilk olmak üzere, bir siyasi görüşün uzantısı bugün anayasa ekseriyeti ile iktidar edilmiştir. Sürekli olarak bizimle Akevler’de tartışmanız gerekirdi. Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan (hakikatin ışığı, fikirlerin çarpışmasından) ortaya çıkar. Bunun için görüşmemiz ve tartışmamız gerekiyordu. Bizimle görüşüp tartışmalarımıza katılsaydınız sizinle anlaşabilirdik.”
(Devamı var…)