Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-22
-Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran'la savaşacak ama asıl hedef Türkiye'dir.”-
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam...
4- İran’ın dış politikasında “Ana Düşman-Büyük Şeytan” vaazının ana muhatabı 1979 İslam Devrimi’nden bu yana ABD’dir. Katar’daki üsler de bu bağlamda sadece Körfez’deki birer askeri üs değil, ABD’nin bölgedeki hegemonyasının simgeleridir. İran öncelikle bu simgeleri hedef aldı.
5- İran ABD’nin B-2 Spirit gibi stratejik bombardıman uçaklarıyla İran’ın nükleer tesislerine saldırdığı bir ortamda, saldırının kaynağına karşılık vermek istedi.
İran, güç sibernetiği açısından dünyayı şu şekilde okur: •ABD üsleri: Sadece silah depoları değil; küresel gücün karar ve kontrol sinir uçlarıdır.” •Katar üssü: Körfez’in veri/güç aktarım nodu. •Bu nodu hedef almak, ABD’nin Orta Doğu’daki askeri “sibernetik omurgasına” bir darbe anlamı taşır. Yani İran burada ABD’nin algoritmik sinir ucuna saldırdı. Fiziksel etki üretmemesi planlanmış (haber verilmiş-tedbir alması sağlanmış) kinetik bir saldırı üzerinden sistemsel mesaj verdi. ABD’ye şunu söyledi: “Gücünüz veri gibi işliyor. Biz bu veriyi bozarız.” Bu ayrıca şu çok kuvvetli mesajı içerisinde taşır: Bizi varoluşsal bir tehditle başbaşa bırakırsanız bölgesel kurgunuzu bozmak üzerinden küresel hükümranlık kurgunuzu bozarız.
6- ABD’nin Katar’daki Al-Udeid Hava Üssü, teknik olarak sadece askeri bir üs değil. ABD-Centcom’un Orta Doğu’daki güç sibernetiğinin komuta merkezidir. Bu üsten sadece uçaklar havalanmaz, füzeler konuşlanmaz. Bu üs emirlerin, verilerin, istihbarat kararlarının aktığı, planların yapıldığı, kararların alındığı, dağıtıldığı ve uygulamaların başlatıldığı bir merkezdir. Yani ABD’nin Ortadoğu üzerinden sağladığı küresel hakimiyetin pratiği ve aklıdır. Zaten adı da o yüzden Centcom’dur. İran, bu saldırısıyla aslında şu mesajı vermek istedi. “Gücünüz sadece füzelerde, uçaklarda, uydularda (fiziksel) değil değil, kararlarda ve veri akışında. Biz bu akışı kesmeye, yani karar algoritmanızı hedef almaya başladık.” Bu açıdan İran’ın saldırısı kinetik değil, algoritmik bir savaşa karşılık gelir.
7- Güç Dengesi Algoritması: Asimetriyi Dengeye Çevirmek
Biliyorsunuz, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine saldırını Centcom yönetti. Uçaklar Centcom sahasına girince Centcom’un emrine girdi ve saldırı Centcom komutasında yapıldı. Böylece cin şişeden çıktı, algoritma işlemeye başladı. İran şöyle düşündü (belki de çoktan planlamıştı): “Centcom’un güç merkezi Katar’daysa biz de orayı vururuz. Bizim nükleer tesislerimiz onlar için ‘stratejik veri’ ise, ABD’nin bölgedeki stratejik verisi de onlar için Katar’daki Al-Udeid üssü.”
Bu karşılıklı hedef simetrisini, güç sibernetiği üzerinden ‘denge üretme çabası’ olarak okumak gerekir. Ya da ABD’nin güç sinyaline aynı frekanstan cevap vermek.
8- İran’ın Velayet-i Fakih doktrinine göre dünya ikiye ayrılır: Müstekbirler (gerçeği görmeyen güçlüler) ve Mustazaflar (zayıflar, ezilenler). Bir ABD üssüne saldırmak, “Müstekbirliğe karşı tepkisel cihadın” bir parçası olarak görülür. Bu anlamda saldırı, sadece askeri değil, teopolitik bir meydan okumadır.
Artık İran, İsrail ve ABD’nin stratejik hamlesine karşı zenginleştirilmiş uranyumu menşei belirsiz bir yere transfer ederek ve Centcom’un bölgedeki güç ve veri noduluna saldırarak jeo-teo bir hamle yaptı.
Ve bu ortam bir (sözde) ateşkes getirdi.
Ama savaş kesinlikle bitmedi.
Sadece biçim değiştirdi.
Saygılarımla.
Not: Nod kavramı: “Nod Teorisi: Yeni Savaşın Sinir Haritası” anlamında kullanılmıştır.”(Abdullah Ağar - 24 Haziran 2025)
Son yıllardaki bütün bu gelişmeleri bir de Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca - Recep Tayyip Erdoğan mukayesesi ile de düşünüp yazmalıyız diye düşünüyoruz; siz ne dersiniz…