‘Erbakan Olsa Yumruğunu Masaya Vururdu’-6
‘Erbakan; “İsrail-İran savaşı, asıl hedef Türkiye”-24’ ana başlıklı yani -Erbakan Hoca uyarmıştı: “İsrail İran'la savaşacak ama asıl hedef Türkiye'dir.”- içerikli tam 24 adet köşe yazımızdan sonra; ‘Bosna-Gazze Mukayesesi’ ve ‘Erbakan-Erdoğan Mukayesesi’ yani ‘Türkiye’nin bu konulardaki davranışları’ içerikli yazılarımızla devam edelim…
Temmuz ayındayız; “20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı” Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan sayesinde 51 yıl önce yapılabilmiş ve soykırım sona ermişti…
Erbakan Hocanın masaya nasıl yumruk vurduğunu önceki yazımızda yazdık…
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
***
Bu iş ve bu durum öyle “Ben şahsen üzülüyorum” diyerek geçiştirilemez.
Bu iş ve bu durum öyle “Yazılı açıklama yayınladık” diyerek savunulamaz.
İsrail’in tankları Gazze’de değil, bizatihi bizim suskunluklarımızın içinde ilerliyor.
Dillerimizden kaldırdığımız “Kur’an”, hayatlarınızdan çıkardığımız insanlığın dünya ve ahiret saadeti için “ömür boyu mücadele” bilinci; Siyonizm’e karşı en büyük zaafınız oldu.
Tarihte bir Yusuf vardı kuyuda, kardeşleri tarafından atılmıştı…
Bugün de bir Filistin var dünyada, ümmeti tarafından terk edilmiş...
Ama unutmayın…
Zulüm ile âbâd olanların sonu berbat olur.
Ve biz ümmet olarak eğer susarsak, Allah da bir gün bize susar.
O gün hiçbir duamız karşılık bulmaz ve yaptıklarımızın hesabını veremeyiz.
Gazze’de susanların hesabı yalnızca Filistinlilere değil, Kur’an’a da verilecektir.
Öyleyse soralım yeniden: Yumruğu masaya vurmak, Gazze’de suskun kalmak mıdır?
Yoksa…
Yumruk dediğimiz şey sadece propaganda kürsülerinde yükselen bir retorik midir?
Eğer yumruk masaya vurulacaksa, önce kalbe vurulmalı.
Oradan bir dürüstlük, bir izzet, bir inanç fışkırmalı.
Yoksa her şey sadece ses, her şey gösteri…
Bu yazı sadece bir çağrıdır.
Yazdıklarım ağır geldi ise ilk taşı en günahsız olanınız atsın!
Bosnalı ve Kosovalı Reşat Nuri Erol (Kosova’da doğdum, Annem Bosnalı) yani Bosna ve Kosova soykırımlarını bizzat yaşamış biri olarak Gazze Soykırımını iyi anlıyor ve uyarıcı yazıları yazı-yorum; bundan sonra da her vesileyle yazmaya devam edeceğim...
***
BOSNA VE GAZZE SOYKIRIMLARININ KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ
Biz bu yazıları yazıyorken…
21 Temmuz 2025 tarihinde Millî Gazete’de…
“Türkiye’nin Bosna ve Gazze politikalarının karşılaştırmalı analizi: Tarihsel gerçekler ve güncel tutum üzerine eleştirel bir değerlendirme” bir değerlendirme yayımlandı; işte bu önemli değerlendirmede yazılanlarla devam edelim...
Avrupa’nın ortasında 1992 yılında başlayan Bosna-Hersek Savaşı, II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa kıtasında yaşanan en büyük insanlık suçlarından biri olarak tarihe geçmiştir.
Bu çalışmada Türkiye’nin Bosna Savaşı sırasındaki somut destek adımları tarihsel veriler ışığında ortaya konulacak…
Ardından günümüz Gazze soykırımı karşısındaki Türkiye’nin tutumu benzer parametrelerle analiz edilerek iki dönemin karşılaştırması yapılacaktır.
Bosna-Hersek Savaşı boyunca sivillerin toplu katli, sistematik etnik temizlik uygulamaları ve Srebrenİtsa Soykırımı gibi insanlık dramları uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin tutumlarını incelemeyi gerekli kılmaktadır.
(Devamı var)