Bir Değerlendirme ve Öneri: Nasıl Belediyecilik?
- ‘Sosyal Tufan’ seviyesindeki ana sorunlar var olmaya devam ediyor…
- ‘Adil Düzen’ çare ve çözümleri de artık her kesim tarafından biliniyor…
- Bu çare ve çözümler uygulanmadıkça ‘siyasi ve sosyal patlamalar’ oluyor…
- Son günlerde olan ‘güncel siyasi ve sosyal meseleler’ de ne ilk ne de sondur…
Sadece biz değil, mesela bu dönemde tanıştığımız Ahmet Baybars Göğez’in de tespit, teşhis ve tedavi önerileri var; bugün de bunlara kulak verelim…
“Belediyelerin yapısal sorunlarını defalarca yazmama rağmen günün anlam ve önemine binaen tekrar özetlemekte yarar olduğunu düşünüyorum.
10 kitap, 150'den fazla makale yazdım, tek başıma gücüm bu kadarına yetiyor!
*Belediyelerdeki açıklar ve sorunlar üzerinden muhalefet belediyelerini iktidar vururken, hala durumu kavrayamayıp "siyasi" diyerek geçiştirmek akıl tutulmasıdır.
*İktidar belediyelerinde de en az, belki daha fazla sorun olduğu bilindiği halde, kamuoyuna anlatamayıp mücadeleyi kendi sahasına çekilip kabul ederek ufak tefek ataklarla savuşturmak, teknik heyetin beceriksizliği değil midir?
*Buna rağmen taraftar psikolojisiyle "belediyeme dokundurtmam" demek ne kadar doğru?
*Sorunun çözümü çok nettir. Yasalar var. Her partiden belediyede başarılı ve liyakatli belediyecilik örnekleri görülmesine rağmen örnek alınmayıp niye hatalarda ısrar ediliyor?
"Kamuda ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİK vazgeçilmez kuraldır."
*Şirketlerin mali ve personel bilgileri dahil yönetmeliklere uygun, stratejik plan hedefleri ve performans programındaki gerçekleşmeleri yansıtan, geriye doğru 3-4 yıllık gelişmeleri analiz eden Faaliyet Raporu hazırlamayı neden beceremiyoruz?
*Hiç olmaması gerektiği halde, neredeyse tüm belediye çalışanlarının resimleriyle dolu aile albümü gibi içeriği boş 300-400 sayfa Faaliyet Raporu hazırlamakta neden ısrar ediliyor?
*Partilerin İL-İLÇE-BELDE teşkilatları ile meclis üyeleri eğitilip sorgulama yapabilecek seviyeye neden getirilmiyor?
*Siyaset yapmak isteyenler belediye başkanı olmasın.
*Belediyeler siyasetten arındırılıp tüm siyasi partilerin denetimine açılsın.
*Liyakatsiz, kamu kaynağını gözetmeyen, bilanço okur-yazarlığı olmayan kimse koltuğa oturmasın.
*Kaynaklar siyaset ve bir grup kişi/partinin çıkarına değil, hizmet ve yatırıma dönüşsün.
*Başkan ve meclis üyesi olmak için milyonlarca TL aday başvuru ücretleri ve listede ön sıraya geçme bedelleri ödemeye son verilsin. Bu harcamaları cebinden yapanlar ile sponsor katkısı ile seçilenlerin namuslu ve tarafsız olmalarını beklemek hayaldir.
*Şirketçilik oynama hevesini bırakıp belediyeleri Şirketler Grubu veya Holding yapmaya çalışarak, 9- 19 kişilik yönetim kurulu üyelerine yüksek huzur hakları ödenmesin.
*Verimsiz şirketlere kamu kaynakları sermaye artırmak için kullanılmasın.
*Şirketler örtülü harcamalar için aracılık etmesin.
*Bu prensipler kırmızı çizgi kabul edilirse rant istismarı biter. Yatırım ve hizmet öne çıkar, vatandaşın refahı, mutluluğu ve geliri artar. Yaşam kalitesi yükselir.
CHP vazgeçemez ise de daha az belediyeye sahip partiler (YRP, İYİ, SP, ZP, DP vb.) çıkıp, partimizin yerel yönetimler genel başkan yardımcıları, teşkilatlar ile birlikte, tüm belediyelerdeki sorunların çözümü için vatandaş adına denetim yapacak ve artık belediye başkanı ile meclis üyesi adayları belirlenmeyecektir desin. Öncülük yapsınlar.
ÜLKE DAHA DEMOKRATİK BİR SABAHA UYANIR.
Liyakatsiz ve bilgisiz hiç kimse değil aday olmak, şu an başkanı olduğu belediyenin önünden bile geçmez.”