Akevler Kooperatİfİ / İsmail Hakkı Satoğlu-2
Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim...
Birinci yazımızda kısmen açıklandığı üzere, İsmail Hakkı Satoğlu (1901 Kayseri -1991 İzmir) hocamız Akevler ile ilgili üç şiiri 1973 yılında yazmıştı. Bu şiirleri o zaman Akevler önderliğinde yayına hazırlamakta olduğum TEK YOL dergimizde yayınlanmasına vesile olmuştuk. Yıllar sonra o şiirleri değerlendirmek nasip oluyor, elhamdülillah…
Bu vesileyle İsmail Hakkı Satoğlu’nu da kısaca tanıyalım. 1901 yılında Kayseri’de doğdu, 1991’de İzmir’de vefat etti. 1932 yılında Kayseri’de öğretmenlik yaparken bir haksızlığa itirazı sonucunda İzmir’e sürgüne gönderilmiş, o zamanlar için tam bir mahrumiyet bölgesi olan İzmir Torbalı’nın Doğancılar köyüne atanmıştır. Bu dağ köyüne o zamanlar gidip gelmek hayli zormuş. Doğancılar daha sonra Buca ilçesine bağlandı. 30 sene İzmir’de önce Doğancılar daha sonra Torbalıya bağlı Yeniköy’de öğretmenlik yaptı. Bugün Yeniköy’de İsmail Hakkı Hocanın öğretmenlik yaptığı bina korunmakta, bir de Satoğlu Sokağı bulunmaktadır. 1960'lı yıllarda Kayseri’ye naklini istedi. Maksat babası Mehmet Ali Hoca Efendinin hizmetinde bulunmaktı. Kayserililerin Hocababası Mehmet Ali Satoğlu alim ve şair bir zat idi. İsmail Hakkı Hocanın da şiir kitapları vardır. İzmir’de o yıllarda yönetmekte olduğum Akevler Akyol Neşriyat ve Matbaası’nda basılıp yayınlanmıştır.
LÜGATÇE / AÇIKLANAN KELİMELER
Önceki yazıda yayınlanan İsmail Hakkı Satoğlu’nun AKEVLER ile ilgili birinci şiirinin “LÜGATÇE / AÇIKLANAN KELİMELER” bölümü ile devam edelim…
Müstakim: Doğru. / Sema: Yüksek.
Barekellah: (Allah mübarek eylesin) duasıdır.
Burhan: Senet, sağlam belge.
İz'ân: Hak karşısında teslimiyet, düşünceli ve makul iş görmek, anlayışı kuvvetli.
Şinas: Bilici, tanıyıcı, anlayıcı.
Zülecniha: Çok kanaat sahibi yani çeşitli bilgi sahibi.
Hodbin: Kendini beğenen, kibirli.
Dühkân: Nüfuz kuvveti ile yerinde iyi işler yapmağa kuvveti olan kimse, bey.
Dimağ: Kafatası içindeki yumuşak madde. Beyin. Vücudun hâkimi.
Mütefennin: Maharet, ihtisas, çeşitli bilgiler kazanmış insan.
Beliğ: Fikrimi, meramını eksiksiz kelimelerle ifadeye muktedir muktedir olan.
Hoş zeban: Tatlı dilli. / Berrak: Pek temiz. Çok duru.
Hallâk: Her şevi yaradan ve yaratmağa kadir olan Cenabı Hak.
Simahüm fi vücûhihim: Allah'ın Hazreti Peygamberi ve ashabını övdüğü ayetten bir cümle. (Fetih suresi 29. Ayette geçen ifade.)
Lemeân: Nûr yalabı, parıldamak. / Pür: Dolu, çok.
Haslet: Zatında bulunan insani iyi nitelikler.
Seza: Lâyık, yakışır. / Mihriban: Sevimli.
Dilara: Şen, gönül açıcı. / Elif: Kaynaşık, ülfet edici.
Afif: Temiz. / Nümayan: Görünen.
Rana: Güzel, dilber. / Diltenk: Gönül sıkıntısı, bunalma.
Yezdan: Allah. / Buhl: Cimrilik.
Em: Hastaya verilen, yaralara konulan ilaç, merhem.
Gıllıgış: Hilelei, karmakarışık, paçal.
Revan: Gidiş, gitmek. / Sima: Çehre, yüz, surat.
Mennan: Allah’ın isimlerinden biri olup, lütuf, ikram ve nimeti sayısız olan.
İhlâs: Kalp temizliği. Kalbi hakka bağlı.
Mir’at: Ayna.
Resul: Hazreti Muhammed (S.A.V.) Şeriat sahibi.
(Devamı var)