Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet…-11
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bugünkü yazımda bazı hatırlatmalar yapmam gerekiyor; onlarla başlayalım…
‘Yeni anayasa’ derken, ‘yeni sistem’ derken’, ‘yeni medeniyet’ derken, ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde sorunları olan çağımız dünyasının artık ‘teşhis’ olarak ne hale geldiğini açıklamama gerek kalmadan ‘tedavi’ merhalesine geçmemiz gerektiğini hatırlatıyorum…
Bu hatırlatmayı yaparken de ‘Adil Düzen’ diyor, ‘Adil Ekonomik Düzen’ diyor, ‘Adil Dünya Barış Düzeni’ diyor, ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ diyorum ve bunu yaparken de ‘Adil Düzen Çalışanları’ olarak yüz bin sayfa telif yazdığımızı hatırlatıyorum…
Artık yarım yüzyılı da aşan bu ana çalışmalarımızın en başından beri tamamının “Kur’an ve İlim” merkezli olduğunu her vesileyle hatırlatmayı da ihmal etmiyorum…
Nitekim geçen hafta 1265’inci haftalık “Kur’an ve İlim Seminerimizi” yaptık ve bugün de o seminer notlarımızdan yararlanarak bir yazı yazacaktım ama erteliyorum…
Bu çalışmalarımızın ‘gerekçesi’ var ve o ‘gerekçe’ de hem bu yazımın en başında yazdıklarım hem de bu gibi vesilelerle bugüne kadar bu konuda hatırlattıklarımdır…
Malum olduğu üzere, geçen yüzyılda insanlık 2 dünya savaşı yaşadı…
Ben 2. Dünya Savaşı’ndan çok etkilenen ve o savaşın Almanya ve Fransa’dan Bosna ve Balkanlara kadar pek çok cephesinde yıllarca savaşan bir babanın oğluyum; babam hayatı boyunca her fırsatta ve her vesileyle bu savaş cephelerinde yaşadıklarını bizlere anlatırdı…
Balkan ülkelerinde yaşayan bütün birinci derece akrabalarım bu savaştan etkilendi…
Biz de birkaç aile olarak, bu dünya savaşı sonrasında Yugoslavya’da denen ülkede oluşan ‘komünizm’ rejiminden dolayı 1950’lerde Türkiye’ye ‘hicret’ etmek zorunda kaldık…
Hülasa; 1. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti sona erdi…
2. Dünya Savaşı sonrasında bugünkü ‘zalim dünya düzeni’ oluştu…
Bu zalim dünya düzeninden dolayı şimdi de 3. Dünya Savaşı söz konusu…
3. Dünya savaşı uyarısı: ‘İsraİl Türkİye’ye saldırabİlİr’
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, İsrail’in Türkiye’ye saldırma ihtimalinin yüksek olduğunu açıkladı, ‘3. Dünya Savaşı her an çıkabilir’ dedi. Bakan Yaşar Güler, konuk olduğu televizyon kanalı tv100'de, Türkiye'nin güvenlik endişeleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'ye yönelik tehdidin arttığını vurgulayan Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘iç cephe’ uyarısı ve “İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye olacak” açıklamalarına ilişkin gelen soruyu şöyle yanıtladı: “Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı olduğundan yanayım. Çünkü iç cephe bize her zaman lazım. Barış ortamında da olsak iç cephenin güçlülüğü bir ülkenin lehinedir. Bu yüzden Cumhurbaşkanımız bütün toplumu ikaz ediyor. Çünkü bunu görüyor. İsrail Türkiye'ye saldırır mı? Sayın Cumhurbaşkanımız böyle bir tehlikeyi görmese böyle bir şey ifade eder mi? Elbette ki saldırabilir.”
‘3. DÜNYA SAVAŞI HER AN ÇIKABİLİR’
“2 tane dünya savaşı yaşadık. Bu savaşların nasıl başladığını hatırlıyor musunuz? Çok ufak sebeplerden. Demek ki çok büyük bir olay gerekmiyor. Her an çıkabilir. Tabii ki savaş çıkmasını istemiyoruz ama her zaman hazırlıklı olmalıyız. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milletinin güvenliğinden sorumluyuz. Her türlü imkânı kullanacağız ve her türlü olasılığı da değerlendireceğiz. Savaş ihtimali olabilir, her şeyi en ince teferruatına kadar değerlendiririz, planlarımızı yaparız ama kendi ülkemizde sulh içinde yaşamak istiyoruz.”
TUSAŞ SALDIRISI: ‘ELBETTE SALDIRI TESADÜF DEĞİL’
Programda gelen ‘TUSAŞ saldırısının zamanlamasını manidar buluyor musunuz?’ sorusunu yanıtlayan Bakan Güler, “Elbette ki zamanlamasını manidar buluyorum. Bu olayda ülkemizin ve milletimizin huzuru ile ilgili yerli ve millî savunma sanayimiz hedef alınmıştır. Özellikle TUSAŞ'ımız bizim savunma sanayiimizin göz bebeği bir tesisimiz. Burada üretilen her bir ürün savunma sanayiimizin göz bebeği olarak piyasaya çıkıyor ve tercih ediliyor. Hepsine geleceğimiz olarak bakıyoruz. Elbette ki bu saldırı tesadüf değil” ifadelerini kullandı.