Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 9
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
16 Ekim 2024 Çarşamba günü vefat eden Prof. Dr. Cahid Baltacı Hocamızı anmaya onun ilmî çalışmalarının yanında bir de ‘DERGİ’ yani ‘İslam Medeniyeti Dergisi (İMD)’ ve özellikle ‘VAKIF’ yani ‘İslam Medeniyeti Vakfı (İMV)’ bünyesinde 1989 yılından itibaren birlikte yaptığımız ilmî, İslâmî, insanî ve sosyal çalışmalarını da anlatarak devam ediyoruz…
‘Dergi’ yani ‘İslam Medeniyeti Dergisi (İMD)’ demişken…
Derginin ilk cilt/dönem ilk sayısının 15.05.1967 tarihinde yani Prof. Dr. Cahid Baltacı Hoca ve çalışma arkadaşlarının henüz İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü öğrencisi olduklarında yayınlanmış olduğunu tekrar hatırlayalım ve kaldığımız yerden devam edelim...
Prof. Dr. Cahid Baltacı Hoca ile 1989 yılında tanıştığımızı ilk yazıda yazmış, önceki yazıda da müşterek pek çok ideal ve projemizin olduğunu da hatırlatmıştım…
Üsküdar Meydanı ve iskelesine yani denize de çok yakın dört katlı müstakil ve mülk Vakıf merkezimizde çeyrek yüzyıl öncesinde çeşitli faaliyetlere başladığımızda…
İlk olarak Doğu Dilleri Araştırma ve Geliştirme Merkezi’ni kurup şimdiye kadar bu merkezde başta Arapça, Osmanlı Türkçesi, Farsça ve 20 kadar dil öğrettiğimizde…
Cahit Baltacı Hocam ile oturduk ve çağımızdaki İslam Medeniyeti’nin yeniden ihya ve inşası için tam 15 (onbeş) merkez veya enstitü daha kurmamız gerektiğini yazdık…
Nitekim bugünlerde -özellikle ilk merkezimizdeki çalışmalarımızı- daha da tekâmül ettirerek ve artırıp geliştirerek, “Türk-İslam Sanatları ve Dünya Dilleri Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi” adı altında sürdürme hazırlıkları yapıyoruz…
1999 yılında Vakıf Merkez binamızda başlattığımız haftalık “Kur’an ve İlim Seminerleri” ile diğer haftalık seminerlerimiz günümüzde de halen devam etmektedir…
İslam Medeniyetİ Vakfı ve Dergİsİ Hakkında (yazının devamı)
(Bu yazı, Vakıf Başkanı olarak yeni dönem vesilesiyle tarafımdan yazılmıştır. RNE)
“Batı, çağımızda ‘ekonomik dönem’ olarak karşımıza çıkan ‘emek mübadelesi’ döneminde ‘işçilik sistemini’ geliştirmiş, faizin oluşturduğu sermaye birikimi yoluyla teknik alanda büyük gelişmeler yapabilmiştir. Uyguladığı ‘faizli sistem’ ile sermaye egemenliğini kurmuş, emeği karın tokluğuna çalıştırmış, gelir dağılımındaki dengeyi bozmuştur. O kadar ki, dünya servetinin %80’i %1’in eline geçmiştir. Sosyalist denemeler de hüsran ile sonuçlanmıştır.
Bütün dünya hak arayışı içine girmiştir. Hukuk ancak hakkın üstün tutulması halinde toplumsal dengeyi sağlayabilir ve adaleti gerçekleştirebilir. Hukukun kaynakları olan ‘yakınlık, komşuluk, emek ve sözleşmelere dayalı yeni bir dünyanın kurulabilmesi’ sadece ‘doğal hukuk anlayışı’ ya da ‘İslam hukuku’ ile olabilir. Bu da ancak ‘peygamberlerin getirmiş olduğu sistem’ ile yeniden kurulabilir. Günümüz hukuk sistemi, hukuku bozan imtiyazlar, güçlünün üstün kabul edilmesi, başkasının zararına çıkarlar ile ekseriyet sistemine dayalı kararlardan arındırılmadıkça ‘yeni bir adil dünya düzeni’ kurulamaz, ‘yeni bir medeniyet’ oluşamaz.
Bu aşamada gelinen noktada ‘yeni bir dünya’ ve ‘adil bir düzen’ ancak peygamberlerin vâris bıraktığı ilim insanları tarafından kurulabilir. Üçüncü binyıl medeniyeti yani yeni İslam Medeniyeti doğuş sancılarını yaşamaktadır. Vakfımızın amacı bu medeniyetin gerçekleşmesine hizmet etmektir. İslam Medeniyeti Dergisi hepimizin dergisidir. Amacımız, özellikle medeniyet kurucusu Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. İsa ve Hz. Muhammed peygamberlerin ardından, çağımızın ihtiyacı olan yeni ‘Hakkı Üstün Tutan Medeniyeti’ kurmaktır… Hakkı üstün tutanları ve inananları yeni bir dirilişe hazırlamak ve insanlığa ışık tutmak için İslam Medeniyeti Dergimiz, kendi imkânları ölçüsünde bilim insanlarının yazılarını yayınlamak çabası içerisindedir… Bunun sadece bizim gayretimizle olmayacağının bilincindeyiz. Bu dava ‘inanıyorum’ diyen herkesin davasıdır. Bu tür çalışmalar yapıldığı takdirde, Türkiye yeni bir medeniyet hamlesinin öncüsü ve üçüncü binyıl İslam Medeniyetinin kurucusu olmaya adaydır.”
İslam Medeniyeti Vakfı Başkanı Reşat Nuri EROL