Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?-1
Sekiz yaşıma kadar Yugoslavya denen doğduğum (Kosova) ülkede ve annemin memleketi Bosna’da (Sancak) yaşadım; 1957 yılında üç aile Türkiye’ye hicret ettik…
Bu yazıyı yazmakta olduğum bugüne kadar Balkan ülkelerindeki akrabalarımı her fırsatta ziyaret etmeye devam ettim; bu ülkelerdeki insanların durumunu iyi biliyorum…
Yirmi yaşımda üniversite öğrencisi olarak Almanya’ya gittim ve iki yıl yaşadım; bu yazılarımda anlatacaklarımı ilk olarak derinlemesine o yıllarda gözlemlemeye başladım…
Otuz yaşımı tamamlamadan Balkan ülkelerinden başlayarak Almanya ve Hollanda’ya bu ülkelerdeki bütün akrabalarımı ziyaret ettiğim bir seyahatim oldu…
Otuz yaşımda üniversite öğrencisi olarak gittiğim S. Arabistan’daki üçüncü yılımda, oradaki bizim Diyanet’e benzer (Daru’l-İfta) kurumundan Ramazan ayında görevli olarak Almanya’ya gittim ve bir ay boyunca her camide sadece bir defa vaaz etmek üzere bu ülkedeki Müslümanların durumlarını çok yönlü ve daha da yakından gözlemleme imkânım oldu…
Meramımın anlaşılması açısından ilk girizgâhım bu kadar olsun…
Tekrar geriye 1970’li yıllara dönelim ve devam edelim…
1970’li yılların başında Almanya’da öğrenci (ve kısa bir müddet işçi) olarak bulunduğum yıllardaki ilk genel gözlemim, ‘aile ve gençlik’ alanında özellikle ‘sosyal’ kelimesi ile ifade edeceğim ‘genel çöküşleri’ gözlemlemem oldu…
Günümüzde son dönemlerde hem ülkemizde hem de bütün dünyada bu çöküş ve çözülmenin artık ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde olduğunu her vesileyle hep yazı-yorum…
Toplam olarak 50-60 yıldır önce Balkan sonra Avrupa ülkelerinde gözlemlediğim ve genel olarak ‘sosyal’ kelimesi ile ifade ettiğim hayatımızın ilmî-dinî/ahlâkî-iktisadî-idarî/siyasî dört ana alanında da giderek artan sorunları da daima yazı-yorum…
*Artık sadece söz konusu bu Balkan ve Avrupa ülkelerinde değil…
*Ülkemiz Türkiye ve bütün dünyada ‘Sosyal Tufan’ olduğunu…
*Bunun ‘çare ve çözümleri’ ile birlikte daima yazı-yorum…
*Çare ülkemiz için bir bütün olarak ‘Adil Düzen’…
*Bütün beşeriyet için de ‘Adil Dünya Düzeni’…
Meramımın anlaşılması açısından bu da ikinci girizgâhım olsun…
***
Buraya kadar yazdıklarımı okuyucularım genel olarak biliyorlar…
Bilmelerinin yanında bir de bu konuda hassasiyeti olanlara…
Artık mutlaka yapılması gerekenleri yapalım diyenlere…
Bunlara istinaden bir maruzatım ve teklifim olacak…
*Bu yazılarımın sadık ve dikkatli müdavimleri bunların hepsini iyi biliyorlar…
*Artık bilenler bilmeyenlere bu ‘teşhis ve tedavi’ reçetelerini ulaştırmalı…
*Zira bir köy kadar iyice küçülen bu dünyada hep birlikte yaşıyoruz…
*Dolayısıyla var olan tufana karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz…
Buraya kadar yazılanları okuyan okuyucularımdan istirhamım, sadece kendileriyle iktifa etmemeleri, bu konulara ilgisi olan istisnasız herkese bu meseleleri iletmeleri ve insanlık olarak topyekûn harekete geçmeleri gerektiğinin anlatılması yani ‘tebliğ’ yapılmasıdır…
***
Avrupa ülkesi Hollanda’da yaşanan bir olay vesilesiyle böyle bir yazı yazıldı…
Yazının konusu sonuç olarak bir hİdayete vesile olma olayını anlatmakta…
O yazı başlığı da şöyle: Allah seni cennetine davet ediyor; gelir misin?
Hollanda’nın Amsterdam kentinde bir câmi imamı her Cuma günü 13 yaşındaki oğluyla dolaşır, kendi hazırladığı dergiyle insanları İslâm’a dâvet edermiş...
Bir gün çocuk babası yanında olmadan tek başına çıkar, sırayla kapıları çalar, söz konusu o dergiyi takdim eder ve ‘ALLAH SENİ CENNETİNE DAVET EDİYOR’ dermiş...
(Olayın devamı ve sonucu gelecek yazımızda...)