Cahid Baltacı - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 10
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
16 Ekim 2024 Çarşamba günü vefat eden Prof. Dr. Cahid Baltacı Hocamızı ‘hitamuhu misk’ yani sonu misk olacak şekilde anmaya devam ediyoruz… Evet, Mutaffifîn Suresi’nin 26’ıncı ayetinde “Ḣitâmuhu miskun ve fî żâlike fe’l-yetenâfesi’l-mutenâfisûne” şeklinde ifade edildiği üzere, hitamı yani sonu misk olacak şekilde bitirelim ve bunu da onun en yakın arkadaşı Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan’ın bu vesileyle yazdığı iki şiir ile yapalım…
CahİD Baltacı’nın Ardından
Hasta yatıp son yıllar/Gitti dostum Baltacı / Rabbim, lütfedip ona/ Çektirme ahirette acı
Rahmetini dilerim / Affet seyyiâtını / Kerimsin yüce Rabbim / Artır sevaplarını
Şehâdet ediyorum / Hasbi gayretlerine / Yarım asırdan beri / Elinden geldiğince
Asımın neslindendi /Ahrardan bir er gibi / Neslin yetişmesine / Sessiz hizmetler verdi
Fatih’te müfti idi / Fakültede tarihci / Oldu uzun yıllarca / Vakıf’ta yönetici
Kur’an-ı Kerim neşri / Oldu onun cihadı / Böylece ayaklandı / İFAV’ın yayınları
Nasip oldu son anda/ Tezkiyede bulunmak/ İçimden geçen dua;/ ‘Mekânın olsun uçmak’
Derse biri ne kaldı / Baltacı’dan geriye? / Bir vakıf bir de dergi; / “İslâm Medeniyeti”
Sonra diğerlerini / Geçsen de bir kalemde / Anılacak derim ben / O, “Medreseler” ile
Severdi ama değildi/Öyle makam düşkünü/Kaçmazdı görevlerden/Kendisine düştü mü
“Allah şâhitleridir / Bu dünyada mü’minler / Hüsnü şehâdetlerle / Mekân olur cennetler”
Peygamber sözüdür bu/Dilerim Rabbim senden/Ver Cahid’e ve bize/Bu doyulmaz onuru
Hayırla yâd etmekti/ Maksadım benim, dostu/ İhmal etmeden şimdi / Sen de Fâtiha oku.
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan 18 Ekim 2024 Cuma Merdivenköy/İstanbul
YÂD-I YÂRÂNA
-Giden yârâna ayrı ayrı- (Kendisinden önce vefat eden arkadaşlarını kastediyor. RNE)
Köhnemiş ve karanlık bir binada doğan
Neslimize yönelik efkârımız vardı
Yıllar sonra bile yâdı yürekler yakan
Şimdi artık sade bir efgânımız kaldı
Yalnız koyup evlâd ü iyâli hanede
Çağırıp bezme, az olan dostu ahbâbı
Ortaya dökmekten sonsuz zevk aldığımız
Ne çok ve de kutlu emellerimiz vardı
Üzülme silinmez katiyyen hiçbir zaman
Deftere geçmiş kiramen kâtibîn kaydı
Şânı, şöhreti, ödülü, eller kazansın
Yeter dostum, sana kalan ahret sevabı
Kâfidir sana hayrâtın, anıt yerine
Geçsin semalarda adın, kâğıt yerine
Gördükçe kalan eserlerini geriye
Fâtihâ nasibin olsun, ağıt yerine
Vakittir deyip melekül-mevt seni aldı
“İnna lillah” okuyup sabır bize kaldı
Biter belki çektiğimiz amansız hicrân
Gelince bize de “Dön Rabbine” çağrısı.
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan 20 Ekim 2024 Pazar