‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’-5
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Yeni yıla birkaç gün kaldı; yeni yıl öncesinde sadece geçen yılı değil önceki birkaç yılı -hatta birkaç asrı- kısaca değerlendirelim ki; son yıllarda ve asırlarda ‘zalim dünya düzeni’ sebebiyle yaşanan benzersiz zulümlerin ‘çare ve çözümlerini’ düşünüp dile getirelim…
- Geçen yüzyılın sonunda dokuz yıl boyunca soykırım vardı…
- Bu soykırım memleketlerim Bosna ve Kosova’da gerçekleşti…
- Bu yüzyılda da Filistin Gazze’de 15 aydır her gün soykırım var…
- Gazze’de her gün soykırım varken bütün dünya sadece seyrediyor…
- Çağımız dünyasının ‘sözde insani kurumları’ çare ve çözüm üretmiyor…
- Çare-çözüm üretmek bir yana sorunun ana müsebbibi zaten o kurumlar…
- Dünya çapında var olan ‘zalim sömürü-soykırım düzeni’ sona ermelidir artık...
2024 yılı sona ererken, insanlık yeni bir yıla girerken, yukarıda çok kısa olarak özetlediğim hem dünya çapında hem de özellikle Filistin’de ‘Gazze Soykırımı’ olarak her gün kesintisiz ve adeta ‘canlı yayın’ mesabesinde sürdürülen ‘insanlık düşmanı soykırım sistemi’ artık tahammül edilemeyecek seviyededir; dolayısıyla bir an önce sona erdirilmelidir…
Birkaç günden beri bu köşemde…
‘Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?’
Diyerek feryat etmemin ve bütün insanlığa bu şekilde haykırmamın…
Sebebi işte budur; insanlığı gaflet uykusundan uyandırmak için YAZI-YORUM…
- Aslında ‘insanlık düşmanı soykırım sistemi’ sona erme merhalesine gelmiştir…
- İnsanlık düşmanı soykırım sistemi ‘sonunun başlangıcını’ yaşamaya başladı…
- 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren bu sonun başlangıç alametleri belirmiştir…
- ‘İsrail ve yandaşlarının sonunun başlangıcı’ içerikli yazıları çokça yazdım…
***
Bu durumda ve gelmekte olan ‘yeni yıl’ vesilesiyle…
Geçmiş bir veya birkaç yılı ve de yüzyılı daha derince düşünelim…
‘Yaşanan ve halen yaşanmakta olan zulümler ile soykırımlar sebebiyle’…
Bize olduğundan da daha uzun gibi gelen bu dönemin kısa bir muhasebesini yapalım…
- Sadece ‘muhasebesini yapmakla’ da yetinmeyelim…
- Bu vesileyle ‘çare ve çözümleri üretmeyi’ de düşünelim…
- Bu ‘çare ve çözümleri’ yarım yüzyıldan beri üretme gayretindeyiz…
- Bu köşenin sadık ve vefakâr müdavimleri bu ‘çare ve çözümleri’ biliyorlar…
Bilmeyenler, bilip bilmemezlikten gelenler ve özellikle ‘summun-bukmun-umyun’ davranışlarını sürdürenler yani Kur’an’ın Bakara suresinin 18’inci ayetindeki veciz ifadeyle durumları anlatılanlar için sabır ve sebatla tekrar tekrar YAZI-YORUM…
Sözünü ettiğim ayetin anlamını tekrar hatırlayalım, muhataplarına da hatırlatalım…
“Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doğru yola dönmezler.”
***
Kur’an, Kur’an suresi (Bakara) ve Kur’an ayeti (Bakara 18. ayet) demişken…
“Mucize Kur’an” bir bütün olarak hatırlanmalı, gerçek anlamda kıraat edilip okunmalı, gerçek anlamda anlaşılmalı, gerçek anlamda bir ‘sİstem ve düzen’ olarak uygulanmalı yani hayatımızın tam dört ana alanında ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde var olan sorunları giderecek şekilde “Kur’an Nİzamı” olarak anlaşılıp uygulanmalı…
-Yeni yıl ile birlikte aynı gün ‘üç aylar’ da başlamış olacak…
-Hicrî aylar Recep, Şaban ve “Kur’an Ayı Ramazan” başlayacak…
-Bu vesileyle Kur’an’ı ‘sistem’ olarak anlayıp uygulamaya odaklanalım…
-Böylece çağımızın ‘Sosyal Tufan’ seviyesindeki sorunlarını sona erdirelim…
Bilgi: Üç aylar ve özellikle “Kur’an Ayı Ramazan” boyunca, onlarca yıldan beri üzerinde çalıştığımız “25 (veya 250) Kur’an Mucizesi” üzerinde duracağız, inşallah…