Lokman Suresi-2; “Allah bilicidir, haberdardır”
Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Acele edip Allah’la aldatan aldatıcıların peşine takılanlara burada cevap gelmektedir. Onların kısa vadeli ama Allah’ın kurallarına aykırı kurallarla gerçekleştirdikleri başarılara kanmayın denmektedir. Sonu kötü olacağı kesindir. Çünkü şerdir. Referansı Allah olanlar bunu bilirler. O’nun istemediği yollara sapmazlar. Alışılageldik ve başarının o yolla geleceği sanılan ve Allah’la aldatan aldatıcıların bulunduğu mecralardan uzak dururlar.
Sonra gaysı indirir (yunezzilu’l-ġayśe) veya diğer kıraatle (yunzilu’l-ġayśe) denmektedir. Allah yolunda cihad eden müminler sıkıntı çekerler, sıkıntıları artar ve artık dayanacak halleri yokken Allah sıkıntıdan kurtarmak için gerekli olan şeyi indirir. Burada iki kıraatte tenzil (yunezzilu) veya inzal (yunzilu) kullanılmıştır.
Buradaki indirme yağmur için kullanıldığında gerçekten yukarıdan aşağı bir indirmedir, müminleri sıkıntıdan kurtaran şey olduğunda yüksek bir mevkiden (Allah) aşağı mevkidekilere (müminlere) yardımın gelmesi demektir. Tef’îl bâbı kıraatinde (yunezzilu) bu yardım tekrarlayan şekilde gelmekte, if’âl bâbı kıraatinde (yunzilu) bir kerede gelmektedir.
Saat yani başarının geleceği zaman dilimi Allah’ın indindedir ve Allah gereken yardımı bir kere gerekirse bir kere, birden çok gerekirse birden çok olarak gönderecektir.
Bu nedenle iki ayrı kıraat vardır. Kur’an böyledir. Her durumu ifade eder.
Sonra çok daha ilginç bir cümle gelmektedir. O (Allah) rahimlerde olanı bilir (ya’lemu mâ fî’l-erhâmi) denmektedir. Önceki iki cümle ile olan bağı nedir? Burada kastedilen Allah’ın tüm rahimlerde olanı bilmesi midir? Eğer öyle olsaydı rahimler şeklinde çoğul değil (ya’lemu mâ fî’r-rahimi) şeklinde tekil gelmesi gerekirdi. O zaman “Allah bütün rahimlerde olanı bilir” şeklinde gelmiş olurdu ki zaten Allah her şeyi bildiğinden bunun burada söylenmesi nedeniyle atfedildiği önceki cümlelerle bağ kurulmamış olacaktı. Burada (el-erhami / rahimler) şeklinde gelen rahimler belli kadınların rahimleridir. İşte bu rahimlerde olanlar Allah’ın yolunda çalışacaklardır. Henüz doğmamış, annelerinin rahminde beklemektedirler. Allah onları kendisi için ıstı’na etmek üzere seçmiştir. Musa’ya söylediği (Vastana’tuke linefsî / ve seni kendim için ıstı’na ettim -yetiştirdim-) cümlesi rahimlerde beklemekte olan ve yetiştirilecek olanlar için de geçerlidir. Bize sorulan sorunun cevabı bu üçüncü cümlede devam etmektedir. Belki sizin nesil bu başarıya ulaşamayacak, sonraki nesle kalacak bu başarı veya şu anda rahimlerde olanlar büyüyecek ve onların yardımıyla siz onlarla birlikte başarıya ulaşacaksınız denmektedir.
Rahmetli Süleyman Karagülle İzmir’de Allah’ın yolunda çalışmalara başladığının ilk yıllarında ben annemin rahmindeydim, gün geldi benimle çalışmaya başladı. O vefat etti, şimdi bu tefsirleri ben yazıyorum. Biz çalışıyoruz, çaba içindeyiz, bize “ne başardınız ki” diyorlar!
Çok şey başardık ama hedefe ulaşamadık. Başkaları ne başardı? Ne katkıları oldu? Kur’an’ı anlamak ve uygulamak için çalışmalar mı yaptılar? Lakaplarla atışıp vesenlerin yolunda çabalamak başarı mıdır? Allah’ın kurallarına aykırı kurallar koymak başarı mıdır? Cemaatlerini holdinge çevirmek başarı mıdır? Darbelere kalkışıp insanları perişan etmek başarı mıdır? Çok insan, çok para, çok taraftar başarı mıdır?
Allah’ın yolunda olmak, o yolda çalışmak, çoğunluğun yaptığı ve hoş gördüğü işlerden uzak durmak başarıdır. Onlardan uzak duracağız, onların küçük gördüğü, önemsemediği dünyamızda kendi içtihatlarımıza göre ameller yapacağız. İşte bu başarıdır. Kuran’da anlatılan pek çok peygamber gibi hedefe ulaşamayacağız belki. O zaman Allah rahimlerde olanları devreye sokacak. Doğacaklar, büyüyecekler ve bu yolda bizimle çalışacaklar. Belki de hedefe onlarla ulaşılacak. Belki de helak gelecek ama Allah kendi yolunda olan müminleri koruyacak.
En büyük başarı Allah’ın yolunda cihad etmek yani Allah’ın yöntemleri, metotları, araçları içinde çaba sarfetmektir. Çok mürid, çok taraftar, çok para elde etmek değildir.
Bu üç cümle birbirine atfedilmiştir ve bu üç cümlenin ismi Allah’tır. Bunları Allah yapacaktır. Başına da “İNNE” getirilmiş ve kafasında şüphe olanlara “kesİnlİkle” denilerek şüpheler giderilmiştir. (1267. seminer notları; devamı var…)