Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet… - 1
“Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni” başlıklı yazılarımı 14.10.2024 tarihinden itibaren yazmaya başlamıştım ki; 16.10.2024 tarihinde Prof. Dr. Cahid Baltacı hocamızın vefat haberi geldi, bu konuda yazılar yazmaya başlayıp on yazı yazdım…
Önceki hafta Cumartesi (26.10.2024) günü de Cahid Baltacı hocamızın ailesi, yakın akademisyen arkadaşları, öğrencileri ve İslam Medeniyeti Vakfı yöneticilerinin katılımı ile hepimizi memnun eden ‘taziye programı’ yaptık ve Cahid Hocamızı hem andık hem de bundan sonra hep beraber hocamızla ilgili yapacaklarımızı kararlaştırdık…
Bu hafta Salı (29.10.2024) günü de önce ‘haftalık güncel meseleler’ ile ilgili videolarımızın çekimini yaptık ve bir çekimde Prof. Dr. Cahid Baltacı Hocamızı anlattık, sonra ‘sağlık’ konusu ile ‘Cumhuriyet’ ve ‘BRICS’ konuları üzerinde değerlendirmeler yapmayı planladık ama ağırlıklı olarak ‘sağlık’ konusunda değerlendirmeler yapabildik…
Aynı gün son yıllardaki çalışma dönemlerimizde Doç. Dr. Süleyman Akdemir ile sürdürmekte olduğumuz ve bu Ekim ayı başında ‘yeni dönemi’ başlattığımız ‘Salı Seminerleri’ günümüzde genel ‘Adil Düzen’ seminerlerimizin 72’ncisini ve yeni dönem ‘Anayasa Seminerleri’ çalışmamızın 4’üncüsünü gerçekleştirmiş olduk, elhamdülillah…
Bütün bu ‘ilmî ve amelî çalışmalarımızda’ yıllardan beri uygulamakta olduğumuz -ve özellikle bizi yakından tanıyıp takip edenlerin çok iyi bildikleri- artık yarım yüzyılı da aşan temel usul, metot, çalışma ve uygulama prensiplerimizi uygulamaya devam ettik…
Buraya kadar yazdıklarımla yaptığım ‘girizgâh’ ile hem önceki bir ayın hülasasını yapmaya çalıştım hem de “Anayasa, İnsanlık Anayasası, Adil Dünya Düzeni” başlıklı yazılarımdan sonra yazacağım “Yeni anayasa, yeni sistem, yeni medeniyet” başlıklı yazılarımın ‘gerekçelerini’ de zikretmeye başlamış oldum…
14.10.2024 tarihinden itibaren söz konusu yazıların başlangıcında ne dedik?
- Ülkemizde ‘yeni bir anayasa’ yine ve yeniden gündemde…
- Tüm dünyada ve özellikle ülkemizin bulunduğu bölgede maalesef ‘çatışmalar ve savaşlar’ var ki; aslında hem bölgemizde hem de bütün dünyada ‘savaş’ değil de ‘Adil Barış Dünya Düzeni’ ve bize göre ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ ile olmalı…
16.10.2024 tarihli yazımızın en sonunda önemli önerilerimizi tekrar hatırlattık…
Sonuç olarak diyoruz ki;
- Bugüne kadar bu köşede ‘teşhis-tedavi-çözüm metodu’ ile bunları yazdık…
- Var olan ‘zalim dünya düzeni’ sona ersin diye çözüm önerilerimizi sunduk…
- Ülkemiz ve ülkelerde ‘Adil Düzen’ ve ‘Adil Ekonomik Düzen’ önerisi yaptık…
- Bütün beşeriyet için de ‘Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’ önerisini sunduk…
SONUÇ olarak ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde sorunlar yaşayan insanlığın bu sisteme ve bu çözüm önerilerine ihtiyacı vardır; çalışıp çözüm üretmek bizden, başarı Allah’tan…
17.10.2024 tarihli yazımızın en sonunda ‘(Bitmedi, devamı var ama bu günlük bu kadar!)’ demiştik; kalan kısa bölüm ile devam edelim…
‘Peygamber Efendimiz, kendi ifadesiyle, “Güzel ahlakı tamamlamak için” gönderilmiştir. Öncelikli derdimiz işte bu olmalıdır. Güzel ahlakın çatısı altında ayrılmamak. Mühim işler için sermayeye, cemaate, partiye, vakfa, derneğe veya ağabeye ihtiyaç yoktur, olmamalıdır. Pekâlâ, sıradan, basit ve ahlaklı insanlarla muteber işler yapılabilir. Ahlaklı olan ile kabiliyetli olan; ahlaklı olan ile arkası olan; ahlaklı olan ile partili olan arasında bir tercih yapmak durumunda kalırsak, mutlaka ahlaklı olanı tercih etmeliyiz. Milletimizin tekrar onurlu ve şanlı günlere geri dönebilmesi için yapması gereken tek şey, İslam ahlakına sarılması; bu ahlakın gereklerini yerine getirmesidir. Tekrara düşme pahasına yeniden söyleyelim:
Bize lazım gelen ahlak, yine ahlaktır. Acilen ve ihtiyaçtan, tekrar kendi kaynaklarımıza, ahlakımıza dönmemiz gerekiyor. Ahlakımızı tekrar kazanırsak, yolsuzluk da başımızı ağrıtan birçok musibet de biter. Yazımızı Nurettin Topçu’ya ait şu sözle noktalayalım: “Âlemde ahlaktan daha güzel, daha gerçek bir şey yoktur.”’ (Devamı var)