Başkanlık oylamasından itibaren Ak Parti intihar etmektedir. Ak Parti MHP’nin kayığına bindi. MHP Meclis’te temsil edilmesini sağlamak için seçin ittifakı getirdi. Sonuçta baraj kalktı. Oysa bugüne kadar Ak Parti baraj sayesinde iktidarda durabiliyordu.

Ak Parti’ye oy verenler Millî Görüşçülerdi. Saadet Partisi barajı geçemediği için oylarını Ak Parti’ye veriyorlardı. Bu oy yüzde 20’ler civarındadır. Ak Parti’nin aldığı diğer oylar Demokrat Parti’den gelen oylardır. ANAP ve DYP’de kullanamadıkları için oylarını Ak Parti’ye veriyorlardı. Şimdi Demokrat Parti adında bir parti millet ittifakı içindedir, onların bir kısım oyları az da olsa Ak Parti’ye gitmeyecektir. MHP’den kovulan veya küsen Hareket Partililerin oyu Ak Parti’de idi, şimdi Meral Akşener’e gidecektir. Bu durumda Ak Parti’nin Meclis’te ekseriyeti temin etmesi zorlaşmıştır. Birinci parti olsa bile Mecliste ekseriyeti tek başına elde etmesi ihtimali bulunmayabilir.

*

Ak Parti bu durma nasıl düştü?

Akevler olarak ‘Evet-Hayır ’oylama sırasında uyardık. Bu uyarıları dikkate almadılar.

Ak Parti kendi kuyusunu kazıyor, intihar ediyor, dedik

Bir şey daha ilave edelim.

Ak Parti MHP’ye yanaşmakla oyunu artırmadı, azalttı ama MHP ile sıkı fıkı olmakla Müslüman Kürtlerin oyunu da tehlikeye soktu.

15 Temmuz’un asıl faili ile dostluk görüşmeleri yaparken fiili olmayanları kararnamelerle yargısız mahkûm etti ve onların da oyunu kaybetme bir tarafa kendine düşman yaptı.

Evet…

Erdoğan büyük bir ihtimalle yeniden seçilecek ama Ak Parti yine onun hatırına halkın  oyunu alabilecektir.

Her şeye rağmen bir ümit…

*

CHP ne yapıyor?

İttifak yapıyor.

CHP’nin oyu azalmayacaktır ama artmayacaktır da.

Diğer taraftan bir ivme yakaladığı anlaşılan İyi Parti de intihar ediyor. İyi Parti diye bir parti yoktur, Meral Akşener vardır. Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuştur. Bu nedenle Milletvekili olamayacaktır. Meclis’e girenlere bir başkası grup başkanlığı yapacak ve Demokratik Parti gibi unutulup gidecektir.

Saadet Partisi’nde de benzer durum vardır. Mustafa Kamalak ayrılmıştır. Temel Karamollaoğlu da başkanlığa adaylığını koyarak Meclis dışında bırakılmıştır. Meclis’e bir de Saadetin küçük kalması için mücadele verenler örneğin Oğuzhan Asiltürk gibi girerse o hâkim olacak demektir, partiyi sonunda tam olarak ele geçirecektir.  O da partiyi küçültmek için her türlü çabayı gösterecektir.

Ben Erdoğan’a oy vereceğim. Ama bu aşamada parti olarak Ak Parti’ye değil Saadet Partisi’ne daha yakın duruyorum. Meclis’e Saadet Partisi’nin girmesi Erdoğan için gereklidir, çünkü üçte iki ekseriyeti Saadet Parti olmadan temin edemezler. Temel veya Kamalak hiçbir zaman Erdoğan’ı yüce divana göndermezler. Oğuzhan ne yapar; onu bilmem mümkün değildir.

Yani…

Temel Karamollaoğlu cumhurbaşkanlığına adaylığını koymakla intihar etmiştir. Parti küçülmeye devam edecektir. Oğuzhan’ın başkanlığında Saadet Partisi devam etmez. Sadece Millî Görüş’ün mirasını paylaşanların çıkarları doğrultusunda devam edecekler.

Sonuç olarak…

Erdoğan’a oy vereceğim.

Partiye gelinirse; adayların listesine bakacağım, hangi partide Adil Düzen taraftarı çoksa o partiye oyumu kullanacağım.

Bütün bunlara rağmen dış tehlikede bütün partiler ordunun yanındadırlar. Bu da sevindirici ve ümit verici bir husustur. Ülkem için bu anda herhangi bir endişe duymuyorum.