Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015
12559 Okunma, 3 Yorum

Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar. Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor. Türkiye devletinin kuruluşu 1071 Malazgirt Savaşı’na dayanır. Devletimizin bin yıllık varlığı da Kur’an’a dayanmaktadır. Cumhuriyetimiz bile Kur’an’a dayanmaktadır.

Onu benimsesek de benimsemesek de Kur’an’ı bilmemiz ve doğru anlamamız gerekmektedir. Onun yanında olmak için de onu bilmemiz gerekmekte, ona karşı olsak da bilmemiz gerekmektedir. Onu bilmeden Türkiye’de hiçbir şey yapamayız. Mustafa Kemal’in başarıları İslâmiyet’i çok iyi bilmesi idi; benimseyip yapmasa da onu çok iyi biliyordu. Siz de karşı olsanız da benimseseniz de, Kur’an’ı iyi bilmezseniz başarılı olamazsınız.

Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş, CHP bunun için ona cephe almış, yenemeyince de sözde onu kabul etmiştir.

Diğer partiler de onu anlamaya çalışmadan “Adil Kur’an Düzeni” çalışmalarına karşı çıkmışlar, Necmettin Erbakan’ı uğraştırmışlar, sonunda Kur’an’a teslim olmuşlardır. “Adil Kur’an Düzeni”ni devre dışı etmek için hâlâ uğraşmaktadırlar. Tekrar söylüyorum; Kur’an’a ister karşı olun, ister kabul edin, onu öğrenmek zorundasınız. Bilenler bilmeyenleri yenerler.

1- Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

2- Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

3- Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

4- Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

Kur’an’ı yukarıdaki çerçeve içinde anladıktan sonra onu kritik edebilir, yanlışları varsa, yalanları varsa, onları ortaya koyabilirsiniz. Ama onu anlamadan onu kabul etmek veya onu reddetmek elbette herkesin özgürlüğü içindedir. Ama onu anlamadan anlamlarını tahrif ederek kabul etmek veya reddetmek yanlıştır.

Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

Kur’an muhalifleri ona cevap veremediklerinden onun öğrenilmesini yasaklamaya çalışıyorlar ama bunu hiçbir zaman başaramayacaklardır.

Not:Daha fazlası için www.akevler.org sitemizin “KİTAPLAR” bölümünde “KUR’ANI ANLAMA METODU” ve “KUR’AN’I UYGULAMA METODU” kitaplarımız okunabilir. 

 


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:12

Sayın Karagülle

 

Kitabı anlamaya yönelik önerilerinizi tenkit etmek ve ilaveler yapmak isteriz.

 

-          Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar.Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor.

 

İki soru sorabiliriz :

a.       Evrensel olduğu iddiasında olan ve iddianız olan bir metin ile ilgili algılarınızı neden bu kadar lokal ve sınırlı tutuyorsunuz? Bu metin insanlık ile ilgili değil mi?

b.      Neden sürekli Askeri çözümler öneriyorsunuz?

 

-          Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş,

 

Haklısınız, kitabı tarih yoluyla anlamak imkansızdır. Kelimeler ve manalar tahrif edilmiş, ilkel korkulara dayalı anlama yöntemleri ve dayatma suretiyle bir “din” ortaya konmuştur. Teviller, yorumlar veya kişisel görüşler zaman içinde kitabın önerileri haline gelmiş ve içinden çıkılamaz bir hal almıştır.

 

1.      Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

 

Öneriniz yanlıştır. Klasik Arapça ile kitabı anlamaya çalışmak bir yöntem olabilir belki, ancak bu kitabın ne demek istediğinden çok, dilinin nasıl bir şey olduğunu anlamaya yarar. Başka bir işe yaramaz. Tercümeler ve tefsirler tamamen yorumlara dayalıdır. Hiç biri orijinal metnin karşılığı değildir.

 

Biz başlangıçta tercümeleri okuyarak bir şeyler öğrenebilir miyiz diye düşündük. İngilizce mealler nisbeten daha sade, belki dilin getirdiği zorluklar sebebiyle ama Türkçe Mealler tamamen pagan anlayışları ve inanışlarıyla dolu. Çelişkiler, akıl almaz mantıksızlıklar ve daha pek çok inanılmaz hatalar var. Biz bunun farkına vardığımız zaman, kitabı tercümeler ile anlamanın mümkün olmadığını, tefsirlerle de mümkün olmayacağını anladık. Bunun üzerine Arapça öğrenmeye başladık. Bizim öğrendiğimiz Arapça, sizin bildiğiniz klasik Arapça gibi değildir. Yaşayan Arapçadır. Başlangıçta klasik Arapçadan uzaklaşınca kitabı anlayamayacağımız korkusuna kapıldık. Ancak zaman içinde elde ettiğimiz sonuçlar, durumun hiç de iddia edildiği gibi olmadığını bize gösterdi. Kitabın kullandığı kelimeleri günlük Arapçanın standart karşılıklarına göre anlamaya çalıştığımız zaman inanılmaz sonuçlar elde ettik. Bunların bir kısmını siz de biliyorsunuz. Ancak bu sonuçlara ulaşmak, ne tercümelerle, ne tefsirlerle mümkün değil.

 

2.       Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

 

Bu öneriniz kısmen doğrudur. Ancak mealler, tefsirler ve geleneksel kaynakların hiç biri göz önüne alınmadığı zaman doğrudur. Tamamen kitabı Arapça metninden basit bir dil kullanarak anlamak bile yeterlidir. Biz böyle yaptık. Hiçbir yerde çelişkiye düşmedik. Anlayamadığımız yerler de çoktur, ama bunun bir önemi yok, şimdilik bilgimiz yeterli olmayabilir. Veya zaten tamamını anlamak zorunda değiliz. Biz anlayabildiklerimizle yetiniriz.

 

3.       Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

 

Bu iddianız da yanlıştır. Bir bilimsel çalışma, önkabullere dayalı olarak yapılamaz. Bilimsel bir çalışmada esas olan şey,

a.       Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın Sözüyüm

b.      Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın sözü değilim

Önermelerini eşit derecede kabul etmedikçe doğru sonuçlara ulaşmak mümkün olmaz. Önceden belirlenmiş olan varsayımsal doğruluk, ancak o varsayımı doğrulamaya yönelik bir sonuç üretir. Ama bunun doğruluğu tartışılır. Çünkü aksinin olasılığı hiçbir zaman göze alınmamıştır.

 

Bize göre, kitabın da böyle bir dayatması yok. Tam aksine, her önerisinin test edilmesi gerektiğini ısrarla söylüyor. O halde önkabuller olmadan tüm varsayımları göze alarak kitabı anlamaya çalışmak gerekir. Tamamen tarafsız olarak. Eğere her iki olasılık dikkate alınmayacaksa, o zaman reddetme veya yalanlama ihtimali de ortadan kalkar. Bu sağlıklı bir yöntem değildir. Bilimsel de değildir. Her iki olasılık dikkate alınmalı ve sonuçlar neyi gösterirse ona uyulmalıdır.

 

4.       Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

 

Bu önerinizde de iki önemli maddi hata vardır.

a.       Eğer kitap, geçmişi ve geleceği bilen biri tarafından kaleme alındı veya gönderildi ise, “Olmamış olaylardan bahsedemez” cümleniz tümüyle tutarsız hale gelir. Gelecekte olup bitecekleri de biliyor ise, bir olay gerçekleşmiş olsun veya olmasın her şeyi bilen bir varlığın olmamış bir olaydan bahsetmeye güç yetirememesi mantıklı değildir.

b.      Vahyin muhatabı biziz. Doğrudan bize hitap eder. Şu halde, geçmişte olup bitenler bizi ilgilendirmez. Kitabın bahsettiği olaylar veya örnekler geçmişte olup bitmiş olaylar olarak anlaşılamaz. Çünkü kitabın söz etitği hemen her şeyi biz zaten yapıyoruz. Ölüyü diriltiyoruz. Kalbi durmuş olan bir kimseye şok uygulayarak yeniden hayata döndürüyoruz örneğin. Hemen her şey zaten her gün olup biten olaylardır. Biz anlayalım veya anlamayalım, fark edelim veya etmeyelim. Eğer kitap, doğrudan bizi muhatap alıyorsa, geçmişte olup bitenleri hikaye etmesi de mantıklı olmaktan çıkar. Çünkü geçmişi bilmemizin imkanı yoktur. Tarihi değiştirme çok kolaydır ve bu sebeple de geçmişe dair rivayetler veya bize anlatılanlar veya kaynaklar doğru olmayabilir.

Bu nedenle, Biz kitabı daha önce hiç olmamış gibi anlamak zorundayız. Çünkü muhatabı biziz. Kitap Muhammed adında birinden söz etmez. Kuran bir Tanrı’dan da söz etmez. Gelenekçiler Tanrı varlığını kesinleştirebilmek için kitaptaki kavramları özelleştirerek (-ki bu tahriftir) birtakım sıfatlar ile Tanrı kurgusu yapmaya çalışmışlardır. Tanrı duyar, Tanrı görür…. Evet ama bugün mikrofon da duyuyor, kamera da görüyor. Bir uydu ile, yeryüzündeki en ince ayrıntıları canlı olarak izleme olanağımız var. Ama biz Tanrı falan değiliz. Öte yandan duyan ve işiten şey, toprağın basit özelliğinden başka bir şey de değil. Mikrofon da, kamera da topraktan üretilen şeylerdir. Topraktan üretlmiş olan bir şey görüp duyabiliyorsa, toprağın veya doğanın kendisi niçin görüp duyamasın?


-          Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

 

Sarf Nahiv Mantık ve Analoji anlaşılabilir şeylerdir ki zaten bir dilin kullanımı, olayları ve kavramları anlamlandırmak için gerekli olan mantık bileşenlerinin anlaşılması, ve elbette varsayımların analoji yoluyla doğada olup bitenler ile kıyaslanmak suretiyle çözümlenmesi zaten gerekli ve bilimsel yöntemlerdir.

 

Ancak, tecvit ve lugat ne için? Meani neden? Kitabın kelimelerini hangi anlam kalıplarına göre anlamamız gerektiğini kim bize söyleyebilir? Daha önce vahiy mi vardı? Eğer varsa neden biz vahyin muhatabıyız?

 

Ve neyi süslememiz gerek? Bedi’ ilmi dediğiniz bir çeşit süsleme sanatından başka bir şey mi? Hangi kelimeyi hangi kutsal anlam veya anlam arka planıyla süslememiz gerekiyor ki daha kutsal olsun? Ve niçin? Kitabı anlamamız gerekmiyor mu? Muhatabı biz isek, kitabı bize kimse öğretemez, bizim onu anlamamız gerekir. O halde bunlar niçin?

 

Beyan derken, mecaz, istiare kinaye gibi, rasyonel olmayan varsayımlarla mı kitabı anlamamız gerekiyor? 1400 yıldır böyle yapılmadı mı? Ne anlaşıldı?

 

Sünnet, icma ve Kıyas  (Geeneksel manada) zaten başlı başına tartışma konusudur. Ve ne yazık ki mevcut karmaşa içerisinde ne kitaba uygunluğu test edilebilir, ne de kitabın anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Çünkü mana ile kitap, kıyas ve sünnet ve icma ile de pratik tamamen dönüştürülmüş ve kitaptan koparılmıştır. İkisi arasındaki çelişikleri mevcut kısıtlamalar ile ortaya koymanın imkanı olmadığı gibi, geçmişin ortaya koyduğu kuralların bizi bağlayıcılığı da yoktur.

 

Eğer geçmişin anladıklarını kabul etmek veya onların ortaya koyduğu çerçevenin dışına çıkmamak gibi bir zorunluluk getireceksek, o zaman kitabın niçin bize hitap ettiğini açıklamak mümkün olmaz. Demek ki kitap bize hitap eder gibi görünerek başkalarına hitap ediyor. Aklınız alıyor mu bunu ? Yani kitap bizi kandırıyor mu?

 

Daha önceki tartışmalarımızda ifade ettiğimiz kitaptaki ifadeleri ve atıfları tekrar etmenin gereği yoktur sanırım. Ataların yanlış yapmış olabileceği e onlara tabi olmanın mümkün olmayışı, ayetlerin ve bilgilerin mutlaka karşılıklarının doğada var olduğu ve test edilmesi gereği gibi tamamen bize yönelik önerileri sebebiyle geçmişe dair hiçbir şey anlamlı değildir. Kitaba uygun da değildir. Siz öyle olmadığını iddia edebilirsiniz ama kuran ile bini kanıtlayamazsınız. Çelişkileri açıklayamazsınız.

 

Yeniden gözden geçirmenize yardımcı olabilir

 
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:18

,Yukarıda ki yorum SamAdyan'a aittir.

 Arapça bilmeden, tercümelerden de yararlanmadan Nasıl   anlamaya  başlayacaksınız .

Ahmet Yücel
27.11.2016
18:52

Kuran'a inanmayanlar, şüphesi olanlar okumak ve anlamak için gayret göstermeyeceklerdir.

Günde 10 sayfa okumak suretiyle 2 ayda Kuran mealini okudum. İnanarak okuyan Müslümanlar için genel olarak anlaşılmayacak ayetler yok. Daha geniş olarak ayeti anlamak isteyenler, o ayetleri tefsirlerden okumalıdır. Amaç okuyup, anlayıp, itaat etmek, yaşamak olduktan sonra, Arapça bilmek de şart değil sanıyorum.

İleri derecede Arapça bilenler, kelime kelime meal verebilirler. Fakat kelime kelime anlamaya çalışmak yerine, ayet mealini bütün olarak anlamak için, cümle cümle okuduğumda daha iyi anlıyorum.

İleri derecede Arapça bilerek, kelimelerin kökü vb ilgilenmekten; o ayetin kendisine indirildiği Peygamber efendimizin nasıl anladığı, nasıl açıkladığı, nasıl yaşadığı da çok önemlidir. Bu nedenle Kuran'ı anlamada sünnet ve hadisler de önemlidir.

Bir ayetin, nerede, hangi olaylardan sonra indiği, bir ayetin daha sonra bir başka ayetle nesh edilip edilmediği de önemlidir.

Ayrıca konularına göre yazılmış mealleri de okumak faydalıdır. ''KONULARINA GÖRE KURAN'' isimli eserlerde, aynı konudaki ayetlerin bir araya toplanmış olması, benim gibi ilmi olmayanların anlamasını kolaylaştırmaktadır.

Aslında bir Kuran mealini okurken, varsa okuduğum ayetle ilgili bir kaç hadis ile açıklandığı bir meal okumak istiyorum. Bu şekilde yazılan bir meal var mıdır, bilmiyorum. ''Hadislerle Kuran Tefsiri'' ile ilgili eserler olmakla birlikte, Kuran Meali daha kısa zamanda okunabilir. Burada Salı akşamları tefsir derslerine mümkün mertebe devam etmeye çalışıyorum.

Arapça bilenlerin Kuran'ı nasıl anlayacakları dışında, bizim gibi Arapça bilmeyen, ilmi ve tecrübesi olmayanlar için de tavsiyelerde bulunmanızda faydalı olacak kanaatindeyim.

Allah razı olsun.





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 40837 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 8963 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 5872 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 26909 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 12427 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4421 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 9953 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19086 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9386 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5179 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 3814 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9184 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28237 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 9678 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 3876 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 4825 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4190 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 4384 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4150 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 4933 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 4816 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4396 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 4910 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4082 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 4532 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 4653 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4085 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 4568 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4149 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 5562 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11000 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 5817 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 10649 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11250 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 17354 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 13495 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 12500 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 8775 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 4993 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 4487 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 4850 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 4625 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4322 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 3990 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 4904 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5115 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5149 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 4497 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5263 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 3550 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 3774 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 2772 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 3895 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 3629 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 3885 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3231 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3426 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3294 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5131 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 9729 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7200 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11192 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 10952 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 11437 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9385 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 9845 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 6988 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 9901 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5487 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 2984 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7218 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7406 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5248 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 5677 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 4894 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 8839 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6272 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 4708 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4462 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6397 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7091 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 10486 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9073 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 6656 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 10179 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10120 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 11432 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 12897 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 12889 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 12955 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10196 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 6601 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 12559 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 9947 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 9782 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 10730 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9332 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 3694 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 4658 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 4426 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2024 - Akevler