Cengiz Demirci’ye selamlar
Seçim sırasındaki olaylarda bende şöyle bir kanaat doğdu. Seçimden sonra hemen Adil Düzen Partisi’ni kurmalıyız. Önce binayı alacaktım. Sonra Saadet partisine ve Ak Parti’ye gidecektik. Adil Düzen’i kabul eder ve bizimle Erbakan gibi çalışırlarsa parti kurmayacağız yoksa parti kuracağız diyecektim.
Bunun için İzmir’dekilerle görüştük. Yönetim kurulunda karar alınmadı. Ben de alınacak daireyi anlaştım Fehmi Koru ile anlaştım 240’a veriyorlardı bize 10 lira aşağı verecekti. Ben onunla ortak edeyim dedim kabul etti. Sonra Fehmi değil kızım ve Akevler’dekiler döndüler. Akdemir de gelip benimle görüşmedi.
Parti kurma fikrinden vazgeçeyim mi dedim yoksa devam edeyim mi dedim. İstihare ettim.
Mehmet Tanış’tan 25 000 TL isteyecektim. Eğer verirse devam edeceğim vermezse devam etmeyeceğim. Önce Cengiz versin sonra ben dedi. Ben istihareyi senle yapıyorum dedim.
Giderken 10 000 TL’yi bırakmış. Eğer gerçekleşirse15 000 daha gönderecektir. Yoksa o kooperatifte başka hizmetlerde kullanılacaktır.
Ben de şöyle karar verdim:
Cengiz’e yazayım kabul edecektir dedim. O zaman Tanış’tan da 25 000 TL isteyeceğim. İzmir’dekilerle artık parti kurmam. Sözlerinde durmayan alınan kararları keyfi olarak değiştiren bu kimselerle yola çıkılmaz. Senin cevabın geldikten sonra Lütfi Hocaoğlu da evet derse yalnız İstanbul’daki arkadaşlarla bu işe girişeceğiz.
1- Önce 25 bin lirayı verecek 10 arkadaş bulacağım. Kolayca bulacağımı sanıyorum. Ama siz ve Lütfi olmazsa buna girişmeyeceğim. Ankara’da Adil Düzen çalışmaları merkezini alacağız.
2- Ondan sonra 400 kadar tanıdığa mektup yazarak 1000’er lira ile ortak olmalarını isteyeceğim. Onlara şunu soracağım:
a) Yalnız Adil Düzen çalışmalarına katılıyorum.
b) Adil Düzen Partisi’nin kurulmasına da katılıyorum.
3- Eğer ortak bulursam O parayı Adil Düzen çalışmalarına ayıracağım bu toplanan 250 bin lira ile başka bölgede yeni bina alacağım. Böylece Türkiye’de 12 yerde Adil Düzen çalışma merkezini kuracağız.
4- Adil Düzen dergisini çıkaracağız. Bir lira ile satacağız. Türkiye’de 10 000 bucak 100 000 semt vardır. Dergiye yüz bin abone bulursam o zaman partimizi bir haftada kurarız.
Sonuç olarak sizden 25 000 TL’nin gönderilmesini istiyorum.
Dolap işlerine gelinirse Zübeyir’in size söylediği gibi babasının ortağı ile iş yapmayı tercih etti. Olmadığı için daha bırakmadı. Ama bu şekilde tercih yapanı Allah ancak tövbe ederse muvaffak eder. Dolap işine ancak Zübeyir tövbe eder de kendi isteğiyle girerse devam etmek istiyorum.
Onların parası vardır. Atölyeyi onların emrine veriyorum. Onlar paralarını başka yerde harcayacaklar biz onları destekleyeceğiz. Ben bunu uygun görmüyorum. Ama rüya gördüm. Mücahitle devam edeceğiz gibi.
Şunu demek istiyorum: Şimdi ben de sen de bu parayı Ankara’da binaya ayıralım. Daire alalım. 200 ortak bulursak partimiz gelmiş olur dolaba devam ederiz. Bulamazsak satarız istersek yine devam ederiz. Belki bir kaç bin lira zarar ederiz.
Selam ve dualar
Süleyman Karagülle
Cengiz Demirci’den Karagülle’ye cevap: (Parantez içleri Karagülle’nin cevaplarıdır.)
Birinci durum: Millî Görüşçü bir partinin Millî Görüş kural, prensip ve çalışma sistemiyle hareket ettiği sürece ADP’nin kurulmasının siyaseten küfür olduğu kanaatindeyim. (Burada yapılan hata şudur: Bir bucakta, bir ilde, bir devlette ve insanlıkta ikinci yönetim çıkarmak şirktir. Ama bucakta çok ilmî dinî siyasî ve meslekî kuruluşları kurmak farzdır. Peygamber Medine’ye gittiğinde ilk yaptığı iş siyasî grupları resmîleştirmek olmuştur. Hz Ömer divan defteri vererek bu çoklu sistemi soya bağımlı olmaktan çıkarmıştır. Mezhepler oluşmuştur. Tarikatlar oluşmuştur. Loncalar oluşmuştur. Biz izinli yönetim oluşturmuyoruz ilmî kuruluş oluşturuyoruz. Adil Düzen’i bütün partiler yarın benimseyecekler ve bunlar 10 kadar olacaklardır. Meclise beraber gireceklerdir. Orada tek başkan seçeceklerdir. Kaldı ki Millî Görüşçü partinin Millî Görüş kurallarına uyup uymadığını herkes kendisi tespit eder ona göre amel eder.) Bu takdirde yapılması gereken Saadet partisine en küçük seviyeden başlayarak katılıp prensipler doğrultusunda çalışmaktır ki Adil Düzen, Millî Görüş’ün hedefidir. İlk olarak kimseye sormadan bu çalışmalara bir ilçe teşkilatında başlanması ve çalışma imkanlarının tıkanması durumunda oradan hicret edilerek ADP’nin kurulmasına o zaman başlanması fikrindeyim. (SP iktidarda olsa siyasî partinin kurulmasına izin vermezse o zaman hicret söz konusudur. SP iktidarda değildir. İzin vermemesi de söz konusu değildir. Saadet partisinde merkezî yönetim sistemi olduğu için ilçede değil bir sandıkta bile faaliyet gösteremezsin. Ben bunların hepsini denedim. Bunlar birer mürtetten başka bir şey değildirler. Ben bunu Erbakan’ın kendisine söyledim. Ama darılmadı.) Parti hiç kimsenin malı değildir, Millî Görüş’ün prensip, hedefleri doğrultusunda yapılan tüm çalışmalara parti disiplini ve ahengini bozmadıkça imkan sağlanması gerekir. (Milli Görüş’ün hedefi yoktur araçtır. Hedef Adil Düzen’dir. Saadet partisi sadece Adil Düzen engellensin diye yaşatılıyor.)
İkinci durum: Bu yol size boş görünüyorsa, eğer Saadet partililer Millî Görüş’ü boş vermiş, Adil Düzen hedefinden vazgeçmiş iseler bunun kesin olarak deşifre edilip delillendirilmesi gerektir. Bunun teyidi için bir görüşme yapılmasını gerekli görüyorum: (Tekel sermayenin bir metodu vardır. Halkın sevdiği saydığı birini başa geçirir onu orada oturtur sonra yanına sekreter, yardımcı gibi kimseleri verir perde arkasından o idare eder. Sizi başkanla görüştürmezler, görüşseniz bile bir yetkisi yoktur. Ben 10 senelik başkanlığında Recai ile bir kelime bile siyaset yapmadım. Çünkü ona ne desem ya Erbakan’a götürecek veya götürmeyecek. Onun yerine ben giderdim. Şimdi de Kamalak’ın durumu budur. Ne söylesem Oğuzhan’a gitmeyecek. Gitse bile Oğuzhan derin yere götürmeyecek. Zaten göstermelik yetkililer sorunlar çözülmesin diye oluşturulur. Ben seçim esnasında Kamalak’a bunları yazdım. Kurye ile gönderdim. Derin kuyudan hala bir ses gelmedi.)
1. Saadet partisi Millî Görüş’ün hedef, temel prensip ve çalışma prensiplerine bağlı olarak çalışmakta mıdır? Bunun için Kamalak ile görüşmeli, YİK üyelerinden biri ile görüşmeli ve Fatih Erbakan ile görüşmelidir. Her bir görüşmede Akevler’den isteyenlerin partiye girip Millî Görüş’ün temel prensip ve çalışma prensiplerine bağlı olarak çalışmada bulunmalarına kendilerinin karşı olup olmadığı sorulmalıdır.
(40 senedir biz onlardan bir şey istemeden destekledik. Erbakan’ın metodu şu olmalıdır: Bunları partiye yaklaştırmayın zarar verirler. Uzaklaştırmayın yine zarar verirler. Arada tutun. Ben bunları bile bile kırk sene de ne içeri girdim ne de çıktım. Çünkü onların görevleri vardı onu tamamlamalıydılar. Şimdi tamamladılar. Şimdi biz harekete geçmeliyiz. Onları kapıda bekletmeyeceğiz. İsterlerse yine başkan olabilirler. Ama artık bizi kapıda bekletmelerine izin vermemeliyiz. Partiyi Oğuzhan idare ediyor. O da kendi adına değil derin yerden aldığı talimatla derinden işleri yürütüyor. Cengiz bey siz bir deneseniz. Bakalım nerde ne iş yapacaksınız.)
2. Saadet partisi Adil Düzen’i hala Türkiye’de kurulması gereken bir hedef olarak ortaya koymakta mıdır ? Partinin program, tüzük ve teamüllerinde bu konuda herhangi bir kısıtlama olup olmadığı sorulmalı, Akevler’in ilmî ve amelî birikimlerinin Millî Görüş’ün temel prensip ve çalışma prensiplerine bağlı kalmak üzere parti teşkilatlarında verilecek konferans, seminer ve toplantılarda aktarımının, bilgi alış verişinin, amelî denemelerde maddî imkanlar alıp vermenin herhangi bir sorun olup olmadığı kesin olarak sorulmalıdır.
(Parti alenen Adil Düzen’e karşıyım demiyor. Çünkü o zaman Adil Düzen Partisi kurulacak sizin gibi saflar harekete geçme arzusunu duyacaklardır. Millî Gazete’de benim adım zikredilmez. Televizyona bir defa çıktım diye yöneticisi oradan gitti. Evet deşifre ediyorum. Saadet partisi sadece Adil Düzen kurulmasın oluşmasın diye yaşatılıyor. Belki bunu Oğuzhan bile bilmiyor.)
Diğer bir konu, Süleyman Akdemir’in tavrının netleşmesidir. Akdemir’in fikrini gerekçeleri ile bilmek isterim. (Akevler’in durumu da böyledir. Akdemir de böyledir. Ümitsiz vaka onlar hizmet yaptılar. Şimdi yeni kadro oluşturma zamanı. Ben bunları söyleyeceğim. Sizler yapmayacaksınız. Benim görevim sadece söylemek. Olması gerekenleri söylemek için bu girişimlerde bulunuyorum. Bunları görme derdinde değilim.)
Tüm bu sürece verilecek cevabın süresi 1 ile 3 ay gibi makul bir süre ile sınırlandırılmalı, cevabın negatif olmadığı durumda Saadet’e girip çalışılmalı, negatif olması durumunda ADP’nin kurulmasına başlanması kanaatindeyim. Cevap gelmeden ADP’nin kurulmasına girişilmesi fikrine de karşıyım. Sükut, kerhen kabul anlamındadır, açıktan reddedememeleri partide Adil Düzen’in alınan kararlarda hala bir güç olduğu ve doğrudan cephe alınamadığı şeklinde algılanmalıdır. (Sükut kerhen kabuldür. Oyalama aracıdır. Sizin dediğiniz olsa peygamberler gelmemeliydi. Biz eğer Saadet partisinin veya Ak Parti’nin yapacağını yapacaksak parti kurma manasızdır. Biz 40 sene evvel oluşmuş Adil Düzen peşinde koşacaksak yine manasızdır. Biz Adil Düzen’in ileri adımını ortaya koyacağız. Bunu benimseyen parti olursa onu destekleyeceğiz. Olmazsa yeni parti kurulacaktır. Onu destekleyeceğiz. İlim siyasetin emrinde değil siyaset ilmin elinde olmalıdır. Artık tabi ilim değil metbu ilim. Erbakan alim olduğu için o günkü şartlarda onun başkanlık yapmasını kabul ettim. Şimdi Akevler alimdir. Akevler merkez olacaktır. Onlar bize tabi olsunlar. Biz neden bilmeyenlere tabi olacağız. Onların başı yok ki. Derin güçler İslamiyet’i temsil edemezler.)
Üçüncü durum: Tüm bu söylediklerime rağmen, Saadet ile görüşme gereği duymadan hemen ADP’nin kurulmasına girişirseniz maddi olarak desteklerim. Adil Düzen ile ilgili ilmî ve amelî çalışmalarınıza yine eskisi gibi katılırım. Ama parti çalışmalarına sizin tasarrufunuzda sadece maddî destek veririm, amelî ve fikrî olarak şimdilik katılmam. Saadet partisinin Millî Görüş ve Adil Düzen’den vazgeçtiği, ihmal ettiği, boşladığı kanaati oluşursa; Millî Görüş’ün temel prensip ve çalışma prensipleri benimsendiği takdirde ADP’yi fikrî, amelî ve siyasî olarak da desteklerim.
(Ben Mehmet Tanış’la istihare ettim. Cengiz’e havale etti. Cengiz’le istihare ettim. Lütfi’ye havale etti. Lütfi’yle istihare ettim menfi geldi. Şimdilik bu çalışmaları durdurdum. Adil Düzen Partisi’ni kuracaklara yardımcı olsun diye yayınlıyorum. Benden bu kadar.)
ADİL DÜZEN ÇALIŞMA MERKEZİ MERKEZ BİNASININ TAŞINMAZ ORTAKLIĞI
Kuruluş:
Madde:1 SS İstanbul Akevler Tüketim Yapı kooperatifinin genel hizmet olarak katıldığın “Adil Düzen Çalışma Merkezi Ortaklığı kurulmuştur.” Kurucu sorumlusu Süleyman Karagülle’dir. Tapusu İstanbul Konut Yapı Kooperatifi üzerinde yapılacaktır.
Gayesi:
İnsanlık tarım döneminden sanayi dönemine geçmektedir. Batı uygarlığı sanayide çok büyük ilerleme kaydettiği halde hukukta bin sene önce doğuda ulaşılan seviyenin çok gerisindedir. Batının Sanayi uygarlığında ulaştığı seviye ile Doğunun hukukta ulaştığı seviyeler sentez edilerek III. bin uygarlığının Adil Düzenini ortaya koyup bunları gerçekleştirecek ilmî, dinî, meslekî ve siyasî kuruluşların oluşmasında bilgi desteğini vermeden ibarettir.
Kurucular ve ortaklar:
Yukarıdaki gayeyi benimsemiş ve 25 000 TL’yi veren ortaklar kurucu ortaklardır.
Ortaklık payı 1000 TL’dir. Kurucu ortaklar ortak bularak 24 payını bunlara devredeceklerdir. Kendisi bulamazsa diğer kurucular bulurlar.
Yönetim:
Ortaklığın yönetim sorumluları kurucular olacaktır. Kurucu ortak ettiği ortakların temsilcileridir. Ortaklar temsilciler aracılığı ile ortaklıkla ilişki kurarlar. Ortaklığı ortaklık sorumlusu yönetir. Kurucular hakemlere gidip kararlarını iptal ettirebilir hatta sorumluluktan aldırabilirler. Yeni sorumlu sıralama usulü ile seçilir.
Kuruculuktan ayrılma:
Kuruculuktan ayrılmak isteyen ortak temsil ettiği ortakları diğer kuruculara devrederek kuruculuktan ayrılır. Ortak edemediği kısmın bedelini alıp ayrılır.
Ortaklıktan ayrılma:
Ortak her zaman payını başkasına devrederek ortaklıktan ayrılabilir. Yeni ortağı kuruculardan birinin ortak olarak kabul etmesi gerekir. Kimse kabul etmiyorsa ayrılan ortak binayı sattırır ve payını alır.
Binanın satılması:
Bina ancak kurucuların ittifakı ile satılabilir. Ortaklardan biri hakemlere giderek sebepsiz satışı durdurabilir. Ayrılmak isteyen binaya bir bedel biçer ve o payı kuruculardan ister. Kurucular vermezlerse bina o bedelle satılığa çıkarılır. Alan olursa satılır. Olmazsa bekler. Ayrılacak ortak bedeli düşürebilir. Kurucular son bedeli vererek her zaman alabilir.
Binanın Tapusu
Binanın tapusu İstanbul Konut Yapı Kooperatifi üzerinde olacaktır.
Binanın işletilmesi İstanbul Tüketim Kooperatifinin genel hizmetinde olacaktır.
Kooperatif Tüketim Kooperatifinin başkanı ile ortak sorumlusunun noterden göndereceği belge ile satış yapılabilir Bina ipotek edilmez. Kooperatif yapının tapusunu emaneten almış olup bu yer ortaklara 1163 sayılı kanunun 2/2 maddesi ile ortaklara tahsislidir.
Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir.(1163 Kooperatifler Kanunu 2/2)
Ortağın rızası dışında yapılacak tasarruftan yönetim Kurulu sorumludur (1163 Koop. Kanunu 63/3)
Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı "Devlet memurları" gibi ceza görürler.(1163 Kooperatifler Kanunu 63/3)
Madde:2
Taşınmazın alınışı:
Taşınmaz, sorumlu ortak tarafından satın alınacaktır. Sorumlu ortak ortaklara bilgi verecektir. İsteyen ortak ben oraya katılmıyorum diyebilir. Onun payını orada değerlendiremez.
Taşınmazın tapusu emaneten Akevler Konut Yapı Kooperatifi’nin tapusu olacaktır. Yukarıdaki şartlar içinde tasarruf etmeyi taahhüt eder. Kooperatif başka türlü tasarrufta bulunursa zararı tazmin ettikleri gibi Kooperatifler kanunu ikinci ve … maddesine göre savcılığa suç duyurusunda bulunulur.
Ortaklar
Sorumluluğun derci:
Ölüm, istifa, acziyet, ilgilenememe sebepleriyle sorumluluk ortaklık sırasına göre kendisinden sonra gelen kurucuya aittir. Sıra temsil ettiği ortak sayısına göre değişir. Her kurucu hakemlere giderek sorumluluğun sona erdirilmesine karar alabilir.
Ortaklık sayısı:
Kurucu ortakların sayısı sınırlandırılmamalıdır. Ortaklardan herhangi birisi 25 000 TL vererek kurucu ortak olur. En çok bir sene içinde 13 ortak bulursa kuruculuğu kesinleşmiş olur.
Sermaye:
Ortakların koyacağı biner liralık sermayelerle araştırma binaları alınacaktır:
1- Ankara
2- İstanbul Avrupa yakası
3- İstanbul Asya yakası
4- İzmir
5- Adana
6- Diyarbakır
7- Van
8- Erzurum
9- Samsun
10- Konya
11- Kayseri
12- Eskişehir’de birer yerler alınır.
Bunlardan her biri 250 ortaklı olacaktır.
Hükümler:
Ortaklıkta aşağıdaki hükümler uygulanır:
1- Bu sözleşme hükümleri
2- Sorumlunun yapacağı ek sözleşmeler. Kurucular hakemlere giderek iptal ettirebilirler.
3- Akevler Tüketim Kooperatifi sözleşmesi
4- Akevler Konut Yapı Kooperatifi sözleşmesi
5- 1163 sayılı Kooperatifler kanunu
6- Türk Ticaret kanunu
7- Medenî ve borçlar kanunu
8- Anayasa
Hakemler:
Ortaklar veya ilgililer arasında çıkacak her türlü nizalar Konut Yapı Kooperatifi hakemlerince çözülür. Hakemlerden birini bir taraf diğerini diğer taraf seçer. Başhakemi hakemler seçer.
Hakemler aşağıdaki kimseler arasından seçilebilir.
1- Konut Yapı kooperatifi kurucuları
2- Tüketim kooperatifi kurucuları
3- Bu ortaklığın kurucuları
Sayın Cengiz bey
1. Maddenize tamamen katılıyorum. Kendileri ile gerekli görüşmeler yapılmadan parti kurulmamalıdır. Yalnız kendileri ile değil, sırayla Saadet partisi, Ak Parti ve Hareket Partisi ile görüşmeler yapılmadan parti kurmak hatalıdır. Bu sebepledir ki 2. olarak gönderdiğimiz sözleşmede bina parti için değil, Adil Düzen çalışma merkezi olarak alınacaktır. Bütün partilere Adil Düzen uygulamaları için hazırlık yapılacaktır. Adil Düzen dergisi çıkartılacaktır. Mevcut olan partilerden yeteri derecede sahip çıkan olmazsa ortaklardan isteyenlerin paylarıyla kurulacak Adil Düzen Partisi desteklenecektir. Şimdilik o parti için hiç bir kararımız yoktur.
Adil Düzen İslam düzenidir. Bunun çalışması Akevler’de başlanmış, kesintisiz olarak Akevler’de devam etmektedir. Bu çalışmalarda bir başka kuruluşun ortak edilmesi söz konusu değildir. Her katılana açıktır. Millî Görüş siyasi bir kuruluştur. Biz her zaman onlara tabi oluruz. Katkımız siyasi değil ilmî olur. İlimde de onların bizi desteklemeleri gerekir. Ben yıllarca onlardan destek istemeden onları destekledim. Ama Kur’ân a’înû demiyor, te’âvenû diyor. Yani yardım edin demiyor, yardımlaşın diyor. Bizi desteklemeyenleri bizim ilmî veriler dışında destek yapmamız söz konusu değildir.
Uygarlık kuruluşları siyasi, ilmî, dinî ve ıktisadî olacaktır. İlmî kuruluşları şimdi sizinle biz kurmak istiyoruz. Siyasi kuruluş şimdilik Saadet partisidir. Dinî kuruluş Gülen cemaatidir. Meslekî kuruluşu da İzmir Akevler’dir. Akdemir de dahil, bunların hiçbirisinin Adil Düzen’e hizmet etme azmi yoktur. Bizim çalışmalarımız bunlara tebliğ edilecek. Kabul eden olursa desteklenecek. Kabul etmeyen olursa yenilerine destek verilecek.
Yazdığınız mektuba hiç bir diyeceğim yok. Sağ olun. Allah razı olsun. Şartlı destek beni tereddütte bırakıyor. Bu mektubun şartları içinde destekliyorum diyeceksin. İtirazları kurulduktan sonra beyan edeceksin.
Selam
Süleyman Karagülle
Cengiz Demirci’den Karagülle’ye cevap: (Parantez içleri Karagülle’nin cevaplarıdır.)
Adil Düzen Çalışma Merkezi alınması fikrine karşı değilim, geç bile kalındı. Gereken meblağ her ne ise, 1 hafta önceden bildirmek kaydıyla temin edip gönderirim. Bununla birlikte Adil Düzen laboratuar çalışma ve uygulamaları için de sürekli bir akar gelire ihtiyaç vardır, bu bir iş kurup bunun gelirini bu çalışmalara kullanmak olarak vakıf şeklinde kurulmalıdır. Buna da imkanım olursa destek veririm.
(25 000 TL’yi toplayıp Ankara’da bir ev alacaktım. Sonra 250 ortak bulup onlara devredecek 12 bölgede birer merkez oluşturmayı düşünüyordum. Bir dergi çıkararak böylece Türkiye’de en az 1 milyon sattığımızda artık halka ulaşma imkanımız olacaktır. O zaman istediğiniz işyerleri kurulur. İstihare menfi çıkmıştır. Artık siz girişimci olun.)
Parti konusu gündemde değilse herhangi bir sorun yok. Parti ile ilgili söylediklerim şartlı destek değildir. Kısmî ve şartsız bir destektir. Maddî kısmında size yardımcı olurum ama amelî, fikrî, siyasî olarak şimdilik desteklemem: Bu şartlı bir destek değil, kısmî bir destektir. Desteklediğim konu ile ilgili herhangi bir şart koşmam söz konusu değil, sadece eğer yola çıkarsanız maddî konular dışındaki diğer konularda bana güvenerek karar vermeyin demektir.
(Sizin kısmî destek Hocaoğlu’nda menfi etki yaptı, parti kurmayacaksak binayı neden Ankara’da alıyoruz. İstanbul’da alalım dedi.)
İyilikte yardımlaşın ayeti, sadece size iyilik edenlerle yardımlaşın demek değil, ayetin öncesi ile birlikte değerlendirildiğinde, "Mescid-i Harâm’a girmenizi engellediği için bir topluluğa karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevk etmesin", sebebi "prensip olarak yardımlaşmayı iyilik ve takvada yapın, düşmanlık ve kötülükte yardımlaşmayın" temeli ile destekler. Yani buradaki vurgu, size bir grubun yaptığı düşmanlık nedeniyle o gruba karşı başka bir grupla düşmanınız aleyhine kötülük prensibiyle yardımlaşmayındır. Burada BM kuruluş prensipleri yerilmekte, D8’lerin kuruluş prensipleri övülmektedir. BM düşman olsa da onların kötülüğünü yok etmek, bertaraf etmek için onları yok etmek için bir güç çıkarmayın, onların kötülüklerini bertaraf etmek için D8’lerin temel prensipleriyle uzlaşan ülkeler dünya barışını şu temel prensiplerle kursun demektir.
(Sizin verdiğiniz mana ibare ile verilen manadır. Doğrudur. Ne var ki ibare ile manaya muhalif olmamak üzere işârî mana da geçerlidir. Burada yardımlaşın emri takyit edicidir. Yani karşı taraf da size yardım ediyorsa yardımlaşın anlamındadır. Yoksa Akevler durumuna düşersiniz. Siz yardım edersiniz Anayasa ekseriyetiyle iktidar olurlar. Siz yardım edersiniz dünya okulları ile dolar. Ama takıyye ederler sizi ne televizyonda konuşturur ne de yazı yazdırırlar. Denge olmaz. Ezilip gidersiniz meydan onlara kalır. Onlar artık ism ve udvan’da at oynatırlar. Ayetleri birilerini korumak için yorumlamamalıyız.)
1. Savaş değil barış,
2. Çatışma değil diyalog
3. Çifte standart değil adalet
4. Tekebbür değil eşitlik
5. Sömürü değil işbirliği
6. Baskı ve tahakküm değil insan hakları ve demokrasi
(Bunları başkalarına uygulayanlar, Akevler’e barış ama uzak durma, çatışma değil diyalogu kesme, çifte standart değil ama hiç bir standart, tekebbür değil ama ayrılık, sömürü değil ama ortak iş yapmama. Bizim kırk senelik Millî Görüş’le olan maceramız. Biz bunlara onlar için değil Allah için sabrettik. Şimdi Allah bize başka bir şey emrediyor.)
İyilikte yardımlaşın demek budur. Dünya Barışını kurmadaki prensipleriniz bir gruba karşı düşmanlık değil iyilikte yardımlaşmaya dayansın demektir. Gücünüzü birr ve takva ile kurun, ism ve udvan ile değil demektir. (Ama birlikte eşit şartlarla kurun demektir. Bu bizim işimiz siz karışmayın oturun deme kimsenin yetkisinde değildir. Sizin de oturmanız hoşunuza gittiği için teselli içinde.)
Parti ile ilgili durumum ise şöyle: Allah’ın habline cemî’an i’tisâm edin ve teferruk etmeyin.
Eğer Millî Görüş partisinde halk ile tepe arasında içtihatların serbestçe gidiş gelişi varsa ve tıkanıklık yoksa, başka parti kurmayın demektir. (Allah’ın habli Kur’ân’dır. Biz gece gündüz Kur’ân’la meşgulüz. Onlar kaynağı Kur’ân’dır diyerek Erbakan’ın Adil Düzen broşürlerini bile dillendirmiyorlar. Onlar Kur’ân’a değil bin sene evvelki içtihatlara sarılıyorlar. O ip çoktan koptu. Şimdi siz diyorsunuz ki siz de o kopmuş ipe sarılın. Birileri onu tekrar bağlayacaklardır. Sağlam ipe gitmeyin küfür olur. Bu küfür değil de nedir. Kur’ân’dan başka iplere sarılma gelsinler çalışalım. Hatalarımız varsa düzeltelim. Onlar 40 senedir Erabakan’ı Adil Düzen’den uzak tuttular. Şimdi kendileri mi sahip çıkacaklar. Tekçi çıksalar. Onların çıkması bizim terk etmemizi gerektirmez. Bu sınırlı mal değil ki sonsuz deniz yüz yüzebildiğin kadar.)
Va’tesımû: dönüşlülük bildirir, fiilin etkisi failler üzerine döner. Ismet peygamberlerin sıfatıdır. Ma’sûm olmak, korunmak için ısmet prensiplerine uyarak korunun. (Onlar i’tisâm ediyorlar ama bizi ipe yaklaştırmıyorlar. Çünkü iplerinin çürük olduğunu biliyorlar. Kopmasın diye bize uzak durun diyorlar. Haklılar ipleri çürüktür. Kur’ân dışı her ip çürüktür.)
habl: kablo, elektrik akımı geçer, içtihatlar ve fikirler gidip gelir.
Allah: halk
Cemî’an: icmâ’ ve ittifâklara uyarak
la teferrakû: başka parti kurmayın. (Tam tersine partiler kurun ama Allah’ın ipine yani Kur’ân’a sarılın diyor. Burada habl marifedir. Bilinen ip Kur’ân’dır. Parti değildir. Kur’ân’a gelen, o ipe sarılmış olur. Yoksa çürük dala binilmiş olur. Bizim Akevler.org’da yayınlanan Kur’ân’ın zamanımızdaki uygulamaları var. Bizim elimizdeki imkan sizlerin verdiği üç beş kuruştan ibarettir. Onların nesi var. Reşat’ın yazdığı yazılar da olmasa beyaz kağıt olacak.)
Yani Millî Görüş'ün temel hedef (Adil Düzen), temel prensip ve çalışma prensipleri içinde yapılan parti çalışmalarında icma ve ittifaklar içinde içtihatların serbest olarak tepe ile en alt müntesipler arasında gidip gelebiliyorsa başka parti kurmayın demektir. (1967’de Akevler’i kurduğumuzda ekonomide Akevler, dinde Risale-i Nur şakirtleri, ilimde Süleyman Tunahan’ın talebeleri olmayınca ilahiyatçılar, siyasette de Millî Görüş olarak ele aldık. Kooperatif Adil Düzen’e göre para kazanacak, bunlar için fon koyduk. Akevler para kazanacak. Bunlar paylarını verecek. Onlar da Akevler’e ortak olacaklardır. Onlar ne yaptılar. Her biri cari sistemde milyarları kazandı. Bizim ortaklarımızı çektiler. Şimdi bu tecrübelere dayanarak daha ciddi bir kuruluşu istiyorum. Adil Düzen Araştırma Merkezlerini (ADAM)’ı kurmayı önerdim. Günü gelmemiş istihare menfi çıktı. Demek başkaları yapacaklar.)
(Dr Lütfi Hocaoğlu’nun Karagülle’nin teklifine cevabı):
Selamlar hocam,
Cengiz'le olan mesajlaşmalarınızı ve bana gönderdiğiniz istihare mektubunu okudum.
Düşündüm. Şu sonuca vardım:
Eğer Adil Düzen araştırmaları için bir yer alınacaksa o Ankara olmamalı, İstanbul olmalı. Ankara'dan yer alırsak orada kim duracak, kim çalışacak?
Ankara'dan yer almanın tek amacı olmalı: Parti kurmak.
Parti kurmaya gelince, ancak şu şartlarla kurulmalı:
1. Öncelikle Saadet partisine tebliğ yapılmalı. Yeniden Adil Düzen'e dönmeleri teklif edilmeli. Ancak bunun için tek şartımız olmalı: Akevler’in kontrolü altında Adil Düzen çalışmalarına başlamaları. Aksi halde biz Adil Düzen'i getireceğiz diyecekler ve Adil Düzen'le hiç alakası olmayan kafalarındaki bir kaç basit uygulamayı Adil Düzen diye sunmaya kalkacaklardır. Bunu kabul etmedikleri takdirde yani Akevler'in yönetimi altında Adil Düzen çalışmalarını kabul etmedikleri takdirde tebliğimiz ulaşmış ve reddetmiş olacaklardır. Çünkü onlar büyük ihtimalle Akevler’i dışlayarak Adil Düzen'in münafıklığını yapmaya kalkacaklardır. Adil Düzenciyiz deyip Adil Düzenci olmayacaklardır (şu andaki gibi).
2. Sonrasında Ak Parti’ye tebliğ yapılmalı. Orada da aynı şart olmalı: Akevler'in kontrolü altında çalışmalar yapılmalı. Onlar reddederse onlar da tebliği kabul etmemişler demektir.
3. Diğer siyasi partilerin kabul etme imkanı zaten görünmemektedir. Bu iki parti tarafından reddedilirsek parti kurma çalışmalarına başlanmalı. Bunun için dediğiniz gibi para toplanıp parti merkezi alınmalı. Ancak para vererek katılmayı kabul eden en az 50 kişi (100 kişi sınırı da olabilir) olmadan bu işe de girişilmemeli. Bunun için de bu kişilere aktif çalışmalara katılmaları ön şartı getirilmeli. Aksi halde partinin sadece adı kalacaktır. Yani para verenler eğer parti için aktif çalışmayacaklarsa para alınmamalıdır. Çünkü parayı verecekler ve kimse de çalışmadığı için neden hiç bir şey olmuyor diyeceklerdir.
- Eğer parti kurma amacı dışında Ankara'dan ev alırsak hiç bir işe yaramayacaktır. Ev orada duracaktır. Çünkü Adil Düzen çalışmalarını yapanların neredeyse tamamı İstanbul'dadır. Bunun için ayrı yer almaya hiç ihtiyacımız yoktur.
- Bunların hiç biri de olmazsa hiç sıkılmaya gerek yok. Biz çalışmalarımızı hızlandırmalıyız. Muhasebeyi bitirmeliyiz. Rûhu-l Kur’ân'ı tamamlamalıyız. Anayasa çalışmalarını hazırlamalıyız. Basılı dergi çıkarmak yerine Adil Düzen makaleleri hazırlamalı, Adil Düzen'i adım adım halkın anlayacağı şekillerde, dili basitleştirilmiş metinlerle ve şemalarla anlatmalıyız. Bu makaleleri birleştirip Adil Düzen kitabını basmalıyız.
- Bundan sonra Allah zaten bir yol açacaktır.
Hocam, bu sebeplerle ben sıkılmıyorum. Siz de sıkılmayın. Biz kendi çalışmalarımızı yapalım, arkasını Allah getirecektir.
Cengiz’e cevap size de cevaptır. Yayınlıyorum.