Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010
10154 Okunma, 4 Yorum

Biz diyoruz ki düzen içerisinde düzeni korumak için eline silah almayı ve savunma yapmayı kabul eden hangi dinden olursa olsun mümindir. Fiili olarak değil , bedelle savunmaya iştirak ederse müslimdir. Bunu kabullendirmede sıkıntı yaşıyoruz. Düzen açısından mümin, müslim, kafir, müşrik hususunu Kuran’dan nerden delillendirebileceğimizi ve  bunların tanımlarını sizden talep ediyoruz.

Kuran’dan  istinbat yapabilmek için usul ilmini bilmek gerekir.  Kuran’ın denizler mürekkep olsa bitmeyecek kadar manaları taşımış olması bu icazdan dolayıdır. Bunları ancak elbab sahibi rasihler anlar diyor. Kuranda sizin yemeğiniz onlara helal onların yemekleri size helal diyor. Kızları size helal diyor. Sizin kızlarınız onlara helaldir demiyor.  Şimdi Şafi’nin yaptığı gibi mefhumu muhalefet olarak anlarsak o zaman bizim kızlarımız onlara haram olur. Ebu Hanife’nin yaptığı gibi kıyası kabul ederseniz o zaman da bizim kızlarımız onlara helal olur.  Bizim yaptığımız ise duruma göre hüküm vermedir. Eğer laik iseler yani dinde baskı yapmıyorlarsa müminler gibi olacaklarından bizim kızlarımız onlara helal olur. Eğer laik değil dini baskı yapıyorlarsa o zaman haram olur. Bunu Firavun’un  karısının müminliğinden bahseden ayetten istidlal edebiliriz (Tahrim 11).

Kuran hem  din (millet) hem de düzen (din) kitabıdır. Hem şeriat var hem tarikat var. Kelimelere iki mana vereceğiz. Salat dediğimiz zaman bir taraftan Allah’a huşu içinde kunut etme ve nefsini iman nuru ile doldurmadır. Bu tarikat manasıdır. Yalnız Kuran ehli için olandır. Diğer manası da askerlikte içtima gibi bir askeri eğitim ve siyasi müzakereler için bir araya gelmedir. Hadiste açıktır.  Cebrail’in hadisinden başka Buhari ve Müslim de mezkur iman bahsinde meşhur hadis vardır. İslam nedir diye soruyorlar? “Müslimlerin onun elinden ve dilinden selamette olduğu kimselerdir” diyor. İman nedir diye soruyorlar. Bütün Nas’ın mallarını ve canlarını ona emanet ettiği kimselerdir diyor. Hadisler Kuran gibi lafzen yorumlanamaz. Müslim demek Kuran ehli demek değildir. Adem’den kıyamete kadar  her kitap ehli müslimdir. Müminlerin Kuran ehli oldukları hususunda delil getirmek bize düşmez. İddia edenlere düşer. Bize ehli kitabın müslim olduğunu kabul etmek düşer. Kuranın daha önceki kitapları neshettiğini iddia edenlere usulcüler ittifakla cevap veriyorlar. Bizden öncekilerin şeriatı bizimde şeriatımızdır. Ancak tahrif edildikleri için bizim şeriatta zikredilmesi gerekir.

Birde bir Cebrail hadisi var. Malumunuzdur birisi geliyor ve diyor ki İslam’ın ve imanın şartları nedir? Peygamberimiz sorana cevaplatıyor ve İslam’ın şartları ile imanın şartlarını sayıyor o kişi. O kişinin Cebrail olduğunu söylüyor sonra. İşte bunu karşımıza çok çıkarıyorlar . İslam’ın şartları işte kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, hacca gitmek ve imanın şartları da malumunuz 6 tane. Kuran’da da bu minvalde ayetler var. Bunlara dayanarak diyorlar ki imanın bu şartları var iken sen bu özelliklere sahip olmayan birine nasıl mümin dersin ve İslam’ın şartları bunlar iken bunları kabul etmeyen ve yapmayan birine de nasıl Müslüman dersin?

Cebrail’in anlattıkları hususlar İslam ve imanın tarikat manasıdır. Bizim üzerinde durduğumuz şeriat manasıdır. Tarikata göre hırsız günah işlemiştir. Hesabını ahirette verir. Ama şeriata göre kolunu kesmemiz için şahitlerle sabit olması gerekir. Sabit olmayanlara ceza veremeyiz. Tarikata göre sabit olmayan hırsızlıkta hırsızlıktır. Şeriata göre yalnız sabit olan hırsızlıktır. Kuran’ı veya Muhammed’i bile bile inkar eden kafirdir. Ama Kuran’ı ve Muhammed’i inkar etmiyor, ama kendi kitabına ve onun peygamberinin ibadetlerine bağlı, şeriatta Tevrat ve Kuran’a bağlı ise bunlar mümindir. Kuran şeriatı ile Tevrat şeriatı arasında esasta bir fark yoktur.

Yahudi ve Hıristiyanların bu iman ve İslam şartlarını kabul etmeden nasıl mümin ve müslim oldukları konusunu anlatmada sıkıntı yaşıyorum. Temel sıkıntı şurada. Tamam, mümin, müslim vs. ayrımı yapalım ama Kuran ehli sadece mümindir diğerleri zımmi yani klasik Osmanlıdaki yapılanmanın doğru olduğunu kabul ediyorlar. Bütün din mensupları özgürce yaşasın, hiç bir kısıtlama olmasın, bucak sistemine de tamam ama kamuda görev alma, işte silahlı savunma vs. hep kuran ehli müminlere aittir. (Zaten onlara göre başka mümin olmaz).

Yeryüzü insanlığındır. Ya Eyyühe-n Nas ile başlayan ayetlerde (bakara) yerde ne varsa sizin için cem’en var etti diyor.  Kuran onlara da yaşama hakkı vermiştir. Onlara kendi kendilerini yönetmeyi emretmiştir. Onların devletleri kedilerine aittir. İslam devleti içindeki illerin yönetimi de onlara aittir. Onların İslam ili içindeki bucaklarının yönetimi de onlara aittir. İslam devletinin yönetiminde Kuran ehli olmayanlara yer verilip verilmeyeceği Kuran’da ifade edilmemiştir. O devletin anlayışına bırakılmıştır. Bize göre bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekir. Asgari olarak inkar etmemesi gerekir. Ama kendisi Hıristiyan veya Yahudi dininde yani inanışında kalır. Ama  peygamberlerden bazılarının peygamber olduğunu bilerek inkar eden kafirdir. Kafir olanın cizyesi yoktur ki askerliği olsun.

Bir iki noktayı eksik bıraktım, tamamlayayım. Müslim ve müminin tanımları Kuran’da ve hadislerde yapılmıştır. Ebu Hanife bunlar birdir demiştir. Tamamen hatalıdır. Kuran açıkça yazıyor. Hadis açıkça yazıyor. O halde bize düşen bu farkı ortaya koymaktır. Ahirette durumları hakkında yine Kuran’da ikisi için hüsna vardır diyor. Ancak müminlerin dereceleri vardır. Kuran müslimler için bize dünyada da hasene, ahirette de hasene ver derler diyor. Müminler için ise Allah onların mallarını ve canlarını cennet karşılığı almıştır diyor.  Dünyada bekledikleri bir şey yok.  Biz müminle müslimi böyle ayırıyoruz. Bedel veren müslim, askerlik yapan mümin. Şeriata göre, dünyadaki uygulamasına göre başka daha iyi bir ayırım yapsınlar. Biz onu kabul ederiz. Sadece ahret tanımı ile yetinmek demek şeriatsız laik olmak demektir.

Kafir ve müşrikin ahiret hayatı ile ayrımına gelince, biri Kitaba ve peygambere inanıyor ama bazı hususlarda bile bile hakkı gizliyor. Mesela Kuran’ı kabul etmiyor. Müşrik ise Allah’a inansa bile çok ilahları anıyor. Bu ahiretteki ayrımlarıdır. Şeriattaki ayrımlarını biz şöyle yapıyoruz. Ne bedel veriyor ne de nöbetli oluyor. Ama yargı kararlarını kabul ediyor. Biz onlarla beraber yaşarız onlara saldırmayız. Ama müşrikler tecavüz etse biz onları korumayız. Biz buna müşrik diyoruz. Hakem kararlarını tanımayanlara müşrik diyoruz. Bu bizim ayrımımızdır. İsteyenler başla türlü tanım yapabilirler. Ama dünyada uygulamamız gerekir. Tanımlar usul hükümleridir. Bunlar davi değil defidir. Yani bir usulü kabul eden onu isbat etmekle mükellef değildir. Çünkü usulsüz kitap anlaşılmaz. Anlaşılmayan kitaptan deliller getirilmez. Onun için Kitabı varsayımlarla anlayacağız. Sonra uygulama ile denetleyeceğiz. Dolayısıyla bizim müşrik ve kafir tanımını beğenmeyenler, onu cerh eden deliller getirmelidirler. Yetmez kendileri daha iyi tanım getirmelidirler. İşte usulün bu temel kaidesi bilinmedikçe Kuran’dan hiçbir delil getiremeyiz.

Sonra biz kimseye kendi anlayışımızı kabul ettirmeye çalışmayız. Onlar da bizi kendilerine uydurmaya çalışmasınlar.  Ama karşılıklı tartışalım. Biz onlara yardımcı olalım, bizde onlardan yardım alalım.

Allaha emanet olun.

 


YorumcuYorum
zkafkas
26.05.2010
13:33

Hocam Allah razı olsun.

(İslam devletinin yönetiminde Kuran ehli olmayanlara yer verilip verilmeyeceği Kuran’da ifade edilmemiştir. O devletin anlayışına bırakılmıştır. Bize göre bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekir. Asgari olarak inkar etmemesi gerekir. Ama kendisi Hıristiyan veya Yahudi dininde yani inanışında kalır. Ama peygamberlerden bazılarının peygamber olduğunu bilerek inkar eden kafirdir. Kafir olanın cizyesi yoktur ki askerliği olsun.)

Devlette görev alabilmesi için bütün peygamberleri ve kitapları kabul etmesi gerekirse , düzene inancı karıştırmış olmuyor muyuz?

Peygamberlerin bazılarını bile bile inkar eden inanç olarak kafir olmuş olmuyor mu? Bu inkarı yapan kişi düzenin korunması için silahlanmayı ve çatışmayı kabul ediyorsa düzen açısından mümin değil midir? Bu yüzden peygamberi inkar etmesi yani inanç açısından kafir olması ve bu yüzden düzen içinde cizye vermemesi gerektiğini söylemek inanca dayalı bir yapılanmanın olduğunu akla getiriyor. Oysaki bu kişi düzen açısından mümindir. Yani inanç ve düzen açısından bir karışıklık var gibi ,benim anlayışımdan da kaynaklanıyor olabilir. Bu konuları açıklayabilir misiniz?

Mete Firidin
27.05.2010
10:03

Sn Hocam dediklerinizi uygulamak veya bu şekilde bir yaklaşımda bulunmak ancak global bir islamiyet ile mümkündür.

Öncelikle bütün dünya halklarının islam hakkın da bilgilendirilmesi(gerçek bilgi,islam düşmanlarının yaymaya çalıştığı bilgi değil)gerekmektedir.İslamın kominizim,kapitalizim gibi düzenlere alternatif ve ilahi bir düzen olduğunun ve gercek toplumsal barışın bununla dünyada sağlanabilineceğinin anlatılması geremektedir.

Bu zamanda ki gerçek sosyal cihad da budur.

Tayibet Erzen
28.05.2010
17:34

İslami düzeni anlatmak değil de yaşayarak örnek olmak veya işleyen bir sistemini ortaya koymak daha etkili olacaktır diye düşünüyorum. Sözel tebliğ yerini icraata bırakmalı, aksi taktirde bırakın dünyaya anlatarak yaymayı etrafımızdakileri bile ikna edemeyiz.

Süleyman Karagülle
07.06.2010
22:20

Kur’an’a göre müslim olanlar; "Rabbimiz bize dünyada hasene ver, âhirette de hasene ver. Bizi ateşin azabından koru!" diyenlerdir. Sünnete göre bütün Müslimlerin dilinden elinden selamette olan kimsedir. Kur’an resûle seni hakem yapanlara istersen hükmet istersen iraz diyerek Müslimlerin hakemliğini yalnız başkan yapmaz. Hakemliği hakemlerin yapacağı da Kur’an’da karı koca için teşri etmiştir. Kur’an müminlerin iman etmeleri için resulü hakem yapmaları gerektiğini söyletmedir. Kıyas yoluyla hakem karalarına uymayanlar Müslim olamazlar. Cizye ayetiyle bunların askerlik bedeli vermesi gerektiğini de bildirmiş oluyor.

Kur’an’a göre mümin olana cennet karşılığı mallarını ve canlarını Allah’a satanlardır. Bunlar resulün hakemliğini kabul etmek zorundadırlar. Bunlar savaşa katılmak zorundadırlar. Sünnete göre mümin bütün insanların mallarını cevaplarını kendisine emanet ettiği kimselerdir. Yani cihat yapanlardır.

Ayetin ve hadisin mümin ve müslim tanımlamaları tamamen birbirine uymakta tasdik etmektedir. Dünyadaki uygulamalarına gelinirse devirlere göre farklıdır:

a) İslam devleti kuruluncaya kadar mevcut devletin kanunlarına uyan, mahkemelerin verdiği kararları kabul eden müslimdir. Bu dünyadaki hesaplarını devletleri görür. Ahretteki hesapları ise Allah’a aittir. Niyetlerine göre amelleri ile cennete veya cehenneme giderler. İslam devleti kuruluncaya kadar mümin olanlar uyarıcılara tabi edip sözleri ile ve sabırları ile cihat edenlerdir.

b) İslam devleti kurulduktan sonra hakem kararlarına uyanlar ve askerlik bedeli olarak cizye verenlerdir. Yani durumları değişmemiştir. İslami devlet geldikten sonra mümin olmak demek askerliği kabul etmek ve savaşla cihat etme anlamına gelir. İslam dininde olmayanlar da asker olup mümin olabilirler mi sorusunun cevabı Kur’an’da açıklanmıştır. Yani bu husus içtihada bırakılmıştır. İslam devletini kuran güç onların durumlarını ortaya koyar. Medine antlaşmasında onlar da Medine’nin müdafaasına katılacaklardı. Ama kamu görevi alıp almayacakları hükme bağlanmamıştır. Biz istihsanla durumlarını tespit eder sözleşmeyi ona göre yaparız. Güçlünün yaptığı bu yaysı kabul eden orada kalabilir, yoksa oradan ayrılırlar.

c) Yeryüzüne Adil Düzen gelip bizim dışımızdakilerden İslam düzenini yani barış düzenini kabul edenler hakemlik sistemini benimseyenler bir dünya düzeni oluşturunca sorun şöyle çözülecektir. Yeryüzü hakemlerin kararları geçerli yapılacaktır. Yani insanlar arasında çıkan ihtilaflar uluslararası hakemlerden oluşmuş yargı çözecektir. Yargı kararlarının uygulanmasına zorlayan güç uluslararası askerî kuruluş olmayacaktır. Böyle bir güç İslamiyet’e göre meşru değildir. Ulus devletler olacak ve ordular ulus devletlerin olacaktır. Aynı dili konuşmayanlar birlik oluşturamazlar. Sonra tek güçte denge olmaz. Hakem kararlarına uymayanları ulus devletlerin orduları yola getirecektir. İşte hangi devletin kimleri mümin kabul edip askere alacağı hususu o devletin kanunlarına ve nizamına tabidir. İsteyeni müslim isteyeni mümin kabul eder. Hakem kararlarına uyanları dışlayamaz. Demek Hıristiyanların devleti Hıristiyanları mümin kabul edip bizi Müslim yapar ve askere almaz. Suudiler de Hıristiyanları asker kabul etmez. Halkın hicret hakkı vardır.

d) Biz İslam devletini kurduğumuzda diğer İslam devletleri ile birlik içinde olacağız. Biz kimleri asker alacağız? Kendilerine sorarız biz dinimizde kalacak ama asker olacağız derse onları askere alırız ve cizyeden kurtulurlar. Benim içtihadım böyledir. Ama ehli olanlardan başkasını askere almayan devletler İslam devleti olmaktan çıkmazlar. Yeter ki hicretlerine imkân sağlansın.





Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41331 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9253 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6012 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27222 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 12876 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4582 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10297 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19359 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9623 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5353 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4001 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9382 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28635 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 9917 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 3984 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 4992 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4348 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 4505 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4322 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5063 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 4989 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4495 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5178 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4196 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 4718 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 4851 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4266 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 4711 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4310 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 5788 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11234 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6023 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 10859 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11518 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 17691 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 13775 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13034 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9001 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5224 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 4663 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5028 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 4758 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4439 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4252 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5088 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5347 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5382 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 4676 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5365 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 3794 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4052 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3035 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4034 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 3730 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4108 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3338 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3562 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3414 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5217 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 9973 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7320 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11550 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11177 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 11753 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9605 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10089 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7194 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10154 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5624 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3150 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7346 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7510 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5388 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 5817 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5058 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9110 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6466 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 4890 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4582 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6551 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7302 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 10743 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9362 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 6892 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 10570 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10297 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 11665 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13169 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13063 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13200 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10518 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 6738 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 12843 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10121 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 9971 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 10952 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9627 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 3826 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 4845 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 4656 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2024 - Akevler