-Bu Bir Tekliftir-
Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a Arz Olunur
İSTANBUL KANAL İŞLETMESİ
Madde 1) İstanbul kanal bölgesi serbest bölge olup giriş ve çıkış serbest olacak, mallar da gümrüksüz girip çıkacaktır. Pasaport aranmayacak, girişte ‘konuk pasaportu’ verilecektir.
Madde 2) Gemilere geçiş bonosu Kanal Bonosu ile satılacaktır. Kanal Bonosu’nun bedeli aşağıdaki şekilde tespit edilecektir. Önceden alınan geçiş biletleri ucuz olacak, sonradan alınan geçiş biletleri pahalı olacaktır. Ayrıca zaman yaklaştığı halde satılmazsa tüm satılan biletler ucuzlaştırılacaktır. Yani önceden bilet alanlar mağdur edilmeyeceklerdir.
Bilet Fiyatı = ((Tüm Bilet + 3 * Satış Sırası) / (Tüm Bilet + Satış Sırası) * (Tüm Biletler + Kalan Zaman) / (Tüm Biletler + 3 * Kalan Zaman)
Kanalda kalma tarifesi de benzer şekilde tespit edilir.
Madde 3) Galliyeden alınan payların;
a) Beşte ikisi boğazlara sahip devletin olacaktır.
b) Beşte ikisi kanal ortaklarının olacaktır. Senedin bedeli ona göre yükseltilecektir. Ayrılmak isteyen yüksek bedelle ayrılacak, istediği zamanda bir daha ortak olacaktır.
c) Beşte biri işletmenin gideri olup işletmeye ait olacaktır.
Madde 4) Kanaldan alınan geçiş payının tamamı kanal işletmesine ait olacaktır. Vakıf olduğundan devlet vergi almayacak, sermaye de kârını almayacaktır.
Madde 5) Geçiş bedelleri Kanal Bonosu ile satıldığı için bononun kullanma alanı genişleyeceği için değeri artacak, sermaye bundan yararlanmış olacaktır. Ayrıca kira payları da yüksek olacağı için kazançları olacaktır.
Madde 6) Apartmanların dairelerinde ise bodrumdaki işyerlerinde çalışanlar karşılıksız oturacaklardır. Bodrumlarda yapılan işlerden gelen kira payı dairenin de payı olacaktır. Bodrum katında yapılacak işler proje planlamasında tespit edilecektir. Kira payları da belirtilecektir.
Madde 7) Ortaklar isterlerse belli bir apartmanın paylarını alırlar ve apartmanın taşınmaz ortağı onlar olur onlar kiraya verirler. O kiradan pay alırken isterlerse tüm apartmanlara pay ortağı olur. Tüm apartmanların sermaye temsilcisi İstanbul Belediyesi’dir, devlet payını da o kullanır.
Madde 8) Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İstanbul Kanal inşaatını ayrı Hizmet ve Dayanışma Kooperatiflerine ihale eder. İşletmesini ise bittikten sonra ayrı Hizmet ve Dayanışma Kooperatiflerine ihale eder. İnşaatı yapan firmaların işletmelerde hiç hak ve yetkileri yoktur.
Açıklama
Yap-işlet-devret modeli ile yaptıracağınız kanalın getireceği zararları şu şekilde sıralayabiliriz.
1- Yap-işlet-devret modelinde dışarıdan dolar gelecek, yüklenici firma bankada doları bozduracak ve piyasaya TL sürecektir. Halka hisse senetleri satılmadığı için bu hisse senetleri karşılığı çıkan TL Türkiye’de enflasyona sebep olacaktır. Bugünkü durum budur.
2- Yap-işlet-devret modelinde işçi Türk işçisi olacaktır. Yüklenici yüksek ücretler ödeyerek işçiyi kendisine çekecektir. Bu da köylerin boşalmasına, imalathanelerin kapanmasına, fabrikaların iflas etmesine sebep olacaktır. Üretim azaldığı için enflasyon olacaktır.
3- Kanal bittiği zaman işçilerin elinde biraz para olacaktır ama eski işyerleri kapanmış olduğu için iş bulamayacaklar, köylerine dönemeyecekler. Büyük işsizlik sorunu ortaya çıkacaktır.
4- Yap-işlet-devret modelinde müşteri garantisi veriliyor. Normal zamanlarda bu ödenebilir. Ama kasten kriz çıkarılarak gelir hepten düşer, devlet bu borcu ödeyemez ve devlet yıkılabilir. Çeyrek asırda neler olacağını kimse bilemez.
Bizim söylediklerimizin aksini iddia edenler elbette olacaktır. Bunlarla tartışma ortamının oluşturulması gerekir. Sn. Cumhurbaşkanı; siz hakem olun, nihai karar yine Sizin olsun. Ama bu kimseler açık tartışmaya gelmek istemezler. Bizi basit görüp tartışmadan kaçınan bu zavallıların ne cesaretleri ne de mecalleri vardır. Firavun dahi sihirbazlarını toplayıp Musa’yı muhatap almış ve dinlemiştir. Bizim elimizdeki asamız müspet ilimdir. Benim bundan başka bir sözüm diyeceğim olamaz. Gerisi faizli sistem içinde boğulmadan ibarettir.