-Sonuç olarak uçurUma doğru koşmaktayız-
Emevilerin yıkılmasından sonra Abbasiler yönetime talip oldular, Hz. Ali’nin vârislerinden 12 yaşında bir çocuk yer aldı. Abbasiler onu öldürdüler ve o yaşıyor gelecek diye bir haber ürettiler. Böylece ondan sonra Hz. Ali’nin vârislerinden halifelik iddiasında bulunulmadı. İranlılar hala o Mehdi gelecektir diyorlar. Osmanlılar da Sünnileri siyaset dışında tutmak için İslamiyet’te tefrika yoktur, particilik yoktur, siz siyasetten uzak durun diyerek hareketsiz hale geldiler. Faiz haramdır diye bir iş yapmaz oldular. Ayrıca dini vecibeler suç sayıldı ve herkes gizli faaliyette bulunmaya başladı.
Bu durumda biz 1960’larda İzmir’de bazı arkadaşlarımızla inanmış Müslümanları iş yapmaya yöneltemeye çalıştık, böylece 1967 yılında Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi resmen kurulmuştur. Sonra da bazı arkadaşlarınızın parti kurmalarını destekledik. Bunlarla ilgili içtihatlarımızı ortaya koyduk. Sonunda parti de kuruldu.
Hatamız neydi?
Biz insanlara faizsiz iş yapın dedik, onlar faizli işler yapmaya başladılar, kazanınca da zevk aldılar. Akevler’i terk ettiler ve mevcut düzende yani faizli düzende bugün en zengin kimseler arasına girdiler. Bu durum o kadar ileri gitti ki, Türkiye’nin en zengini olmanın yanında dünyanın en zengini olma hevesine düştüler. Sermaye aralarına girdi. Onları kullandı. Büyük bir teşkilat oluştu. Sermaye bile ondan korkmaya başladı.
Diğer taraftan siyasilere de İslami bir dayanışmayı kuralım dedik, onlar çekişmeli Batı’nın ekseriyet partisini kurdular. Ekseriyet oylaması ile kararlar almaya başladılar.
Biz ne kooperatifte ne de partide ekseriyete dayalı bir kararı hiç almadık. Kararları şer’î usullerle aldık. Ekseriyet ile teyit ettik. Kanunlara da uyduk.
Hatamız ne olmuştur?
Anlaşmadan ve gereken hükümleri ortaya koymadan kooperatif kurduk. Biz yazdık ama kimse okumadı ve anlamadı. Kooperatif kısır kaldı ve zamanla istenilen istikamette yürümedi. Bu hatamızdı.
Diğer taraftan siyasiler de mevcut düzende iktidar olunca bir türlü orasını terk etmiyorlar, mevcut ekseriyet düzeninde işleri sürdürüyorlar.
Yani…
Biz insanlara faizsiz iş yapın dedik, onlar faizli iş yaptılar.
Biz ekseriyet sistemi dışında siyaset yapın dedik, onlar ekseriyet sistemi içinde siyaset yapıyorlar.
Öyle bir durum ortaya çıktı ki, sonunda faizli işler yapanları desteklemek zorunda kalıyoruz. Bizdendir diye hala katılım bankaları ile iş yapıyoruz. İnanmışların partisidir diye Ak Parti’yi desteklemek zorunda kalıyoruz. Oysa bunlar faizsiz sistemin içtihat sisteminin gelmesine mani kuruluşlardır. Ne var ki biz yıkıcı değil yapıcıyız.
1960’larda iktidara talip olunca CHP ile koalisyon yaptık. MHP ile seçim ittifakı yaptık. Biz kimseyi kötülemedik. Erbakan hiçbir zaman çıkıp Türkiye’deki partiler aleyhinde konuşmadı; biz onlara karşı değiliz, zihniyetlerine karşıyız dedi. Her zaman her görüşle uzlaşma yolunu tuttuk. Bugün ise Devlet Başkanı bile taraf olmuştur ve karşı tarafın kötülemelerine cevap vermektedir!
Biri bir karikatür yapmış, Peygamberimize hakaret etmektedir.
Süleyman Akdemir arkadaşımıza soruyorlar; ne yapalım?
İstişare ettik ve cevap verdik. Hiçbir şey yapmayacaksınız, o karikatürü görmeyeceksiniz ve uzak duracaksınız dedik.
Kur’an çok açık ifade ile eğer Allah’ın ayetleri aleyhinde konuşmaya başlarlarsa sen onlardan ayrıl diyor. Sonra başka konulara geçtiklerinde tekrar katıl diyor.
Mücadele et, sen de mücadele et yahut polise haber ver demiyor. İyilikte yardımlaşın, kim olursa olsun yardımlaşın, kötülükte yardımlaşmayın diyor. Kötülüklerine mani olun demiyor. O halde bizim işimiz kötülük yapanlarla mücadele etmek değildir, iyilik yapanlarla bir olmaktır.
Hatamız hep bu olmaktadır.
Bu hata devam ediyor.
Bir defa battık, artık çıkamıyoruz.
İstesek de istemesek de Erdoğan’a oy vermek zorundayız. Çünkü onun yerini dolduracak başka biri yoktur. Parti olarak da Ak Parti’nin dışında bir parti yoktur. Ona oy vermek zorundayız. Bu sebepledir ki MHP Erdoğan’ın şiddetli muhalifi iken şimdi de şiddetli destekçisidir. Ordumuz da bunun için Ak Parti’yi tutmaktadır.
Sonuç olarak uçurma doğru koşmaktayız.
Çözüm bu haftaki ikinci yazımda.