Reşat Nuri Erol, Ekrem Şama’nın “Olmaz kardeşim olmaz!” başlıklı yazısını gönderdi; okudum... Ekrem Şama beni ziyaret etmiştir; kendisini çok samimi bulmuş ve Adil Düzen çalışanlarının önünde saymıştım. Sonra onun Erbakan’ı anlatan kitabını okudum ve çok üzüldüm. Erbakan çok değerli bir zattır; ancak bana göre Necmettin Erbakan Adil Düzen’i benimsedi için ve Adil Düzen üzerinde Akevler ekibi ile çalıştığı için değerlidir. Erbakan dünyaya etki etmiştir, ancak o Kur’an düzenini benimsemiş olduğu için etki etmiştir.
Şeytanın bir usulü vardır; insanları doğru yoldan çeviremeyince oraya yani onların arasına katılır, Allah’ın ikram ve ihsanını kişilere yükleyerek onları şirke sürükler. Ekrem Şama’nın yazdığı kitap maalesef bir şirk kitabıdır. Erbakan’dan bahsedenler, sayfalarının yarısını Adil Düzen’e ve Erbakan’ın Adil Düzen Ekibi ile yapılan çalışmalara ayırması gerekir; kişilere değil, onların yazdığı kitaplara ayırması gerekir. Kitapta Akevler’in adı geçebilir diye bağımsız adaylardan söz bile etmemektedir.
Bu makaleyi okuduğumda Ekrem Şama’yı tanıyamamış olmamdan üzüldüm. AK Parti’nin başarılarını bir makale olarak yazıp yayınladım, yanlışlarını da bir gün sıralayacağım dedim. Ama zayıf zamanında ona vurmak bize yakışmaz. Ben İzmir’e 1961 yılında gittiğim zaman Risale cemaati ve Süleyman Tunahan cemaati ile çalıştım. Onlar beni sevdiler, ben zaten uzaktan seviyordum; onlarla kooperatif (Akevler) kurduk, onlarla parti (MSP) kurduk...
Süleyman Demirel’in dolar sahibi Sermaye ile dostluğuna kapılan F. Gülen, bu kardeşlerimizi bizden uzak tuttu ve belki de en büyük kötülüğü bana yapmıştır. Ama ben insanların bana yaptıkları ile değerlendirmem; Allah’ın kitabını insanlara ulaştırıyorlarsa ben onları desteklerim, yanlış yaptıklarına karşı çıkarım ama kendilerine hiçbir zaman cephe almam.
AK Parti de büyük hizmetler yaptı, ekonomiyi eskiye göre iyileştirdi. 15 Temmuz darbesi bile Türkiye ekonomisini sarsmadı. Elbette Ekrem Şama’nın saydıklarının yarısı doğrudur. Ne var ki biz toplam olarak bakarız. Ak Parti başarılı iktidar oldu. İlerisi için tehlikeli işler yaptı, halen yapmaktadır. Bugünlerde ayrı parti kuruyorum. Ekrem Şama’dan beklerdim ki bir makale yasın, Karagülle parti kuruyormuş desin. AK Parti şu şu iyi işleri yapmaktadır, ancak şu şu işler de yanlıştır, çözüme bizim de katkıda bulunmamız gerekir demeliydi.
Akevler’in Adil Düzen olarak ürettiği çözümlerinden AK Parti’ye tavsiyede bulunması gerekirken, karamsar tablo çiziyor. Türkiye’de yaşayan birisi Türkiye’nin bittiğini sanır. Oysa Türkiye bugün yeryüzünde en ileri bir ülkedir; yeri, ordusu, Adil Düzen çalışmaları ve sevecen insanları ile tüm dünyanın gıpta ettiği bir ülkedir. Türkiye’nin bu merhaleye ulaşmasında AK Parti’nin büyük katkıları vardır.
AK Parti sayesinde Türkiye’de halk hareketleri imkân dâhiline girmiştir. Makrodan sorunlar çözülmez. Sorunlar ancak semt kooperatifleri ile çözülür. Duamız AK Parti’nin iktidarda kalmasıdır. Ekrem Şama ‘böyle olmaz, böyle olmaz’ diyor ama ne olduğunu, nasıl olduğunu açıklamıyor. Tam Sermaye taktiği; yıkıcı ana yapıcı değil. Ben çözümleri yarım asırdır anlatıyorum. Necmettin Erbakan bunların bir kısmını dünyaya anlatıyordu. Bana cevap veren kimse yok, ‘söylediklerin olmaz’ diyen yok, alternatif olan da yok. Firavun sizden daha iyi mümindi, Hazreti Musa’yı muhatap almıştı. Siz bizden bahsetmemekle bizi yeneceğinizi zannediyorsunuz. Oysa biz Kur’an’ın çözümlerini dile getirmek istiyoruz. Bizi susturamazsınız. Biz sussak bile Kur’an daha gür sesleri ile konuşmaya başlar.
Kur’an’ın manasını dahi tahrif etmeye ise sizin gücünüz yetmez.
Ekrem Şama’ya öneriyorum.
Ocak Medya’da veya Akevler Dergisi’nde ya da istediğiniz yerde bir konuyu tartışalım. Ben tezim şudur: İktidar inkılap istemez. Onun tuzu kurdur, ıslanmasını istemez. İnkılabı sırada halk yapacaktır. O halde Kur’an düzeni halkın örgütlemesi ile gelecektir. Bu birinci varsayım. Önce bunu tartışalım. Bir sonuca varırsak, halk da bunu kooperatifçilikle başaracaktır; din, siyaset veya kuru ilimle değil. Bu da ikinci varsayımımızdır.
Biz, ekonominin dışında ilimle, dinle ve siyasetle de ilgilenmeliyiz ama bu sadece kooperatifçiliğin müsaadesi ve gereği nisbetinde olmalıdır. Bu da üçüncü varsayımımızdır.
Dördüncü varsayımımız; Kur’an bizim çözüm kaynağımız olmalıdır, diğer bütün kaynakları sadece onu anlamak için değerlendirmeliyiz.
Ekrem Şama’yı davet ediyorum. Varsayımlarımızı tartışmaya başlayalım. Sizin de bir konunuz varsa; bir gün sizin, bir gün benim konumu tartışalım.