Bizim “Adil Düzen” dediğimiz aslında “İslam düzeni”dir.
Erbakan’ın başkanlığında Akevler ekibi “Adil Düzen” çalışmalarını yaparken adına “İslam Düzeni” demedik de “Adil Düzen” dedik.
Neden?
Bunun iki sebebi vardır.
Birincisi, yanlış anlaşılma endişesidir. Bugün “İslam” kelimesi tahrif edilmiştir. Önce, İslâm düzeni demek Kur’an düzeni demek değildir, Hazreti Âdem’den kıyamete kadar sürüp gidecek olan peygamberler düzenidir. Oysa tüm dünya İslamiyet’e sadece Kur’an’a inananların düzeni olarak bakmaktadır.
Diğer sebebi ise; o günkü anlayışa göre İslam düzeni laikliğe aykırı idi, söyleyemezdiniz, parti olarak söyleseniz kapatılırdınız.
Oysa laikliğe aykırı olan İslam düzenini değil, İslam dinini istismardır, kötüye kullanılmasıdır. Biz Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde davalarımızda bunu savunduk ve beraat ettik. Bugün artık laikliği savunan bile kalmadı. Dolayısıyla rahatlıkla “Adil Düzen”i “İslam düzeni” olarak takdim edebiliriz.
*
İslamiyet şeriat düzenidir. Kanunların yerini içtihatlar alır, yerel icmalar alır. Herkes kendi çalışma ve yaşama kurallarını kendisi koyar. Kişi içtihadı ile koyar; ocak, bucak, il, ülke ve insanlık kendi sözleşmeleri ile koyarlar. Devlet kurallar koymaz, kanunlar yapmaz. Kuralları halk kendisi koyar, sözleşmelerde anlaşır. Devletin görevi halkın koyduğu kurallarına uymayan olursa onu yola getirmedir, yargı kurallarını uygulamadır. Buna Kur’an’da “şeriat” veya “şir’a” deniyor. Batılılar demokrasi deniyor.
İslamiyet barış düzenidir. Kişiler aralarında çıkan ihtilafları hakemler yoluyla çözerler. Yargı üstünlüğü sayesinde aralarında savaş olmaz. Kimse kimseye düzen baskısını yapmaz. Batılılar buna “laik düzen” diyorlar, biz “İslam düzeni” diyoruz.
İslamiyet hak düzenidir. Görevler ehliyete göre dağıtılır. Yetkiler göreve göre verilir, kişiler yetkilere göre sorumludur. Sorumluların hakları vardır. Batılılar buna “sosyal düzen” diyorlar, biz “KAK DÜZEN” diyoruz.
İslamiyet liberal düzendir. Denge düzenidir. Arz ve talep kanunları ile denge kurulmuştur. Her işte arz ve talep kanunlarını çalıştırır. Batılılar “denge düzeni” diyorlar, biz “ADİL DÜZEN” diyoruz.
*
İşte…
Akevler’de çalışmalarına başlanan, sonra Erbakan’ın katılmasıyla siyasallaşan “ADİL DÜZEN” budur. Adil Düzen veya İslam düzeni Kur’an düzenidir. Tüm peygamberlerin çalışması ile insanlık bugünkü uygarlığa ulaştı. Artık demokratik, laik, liberal ve sosyal hukuk düzeni dünyayı kaplamaktadır.
Türkiye anayasasında bu maddeleri yazarken kendisi yazmamıştır. Allah onlara yazdırmıştır. Ve bugün Dünya adım adım Kur’an düzenine doğru gitmektedir.
Bir zamanlar cumhuriyet kanunlarına dokunulmazdı. İnkılap önemliydi. Onlar tartışılmaz ve değişmez kabul edilirdi. Bugün başkanlık sistemi ile ağıza alınamayanlar yasalaştı. Her şey “Adil Düzen”e göre yol almaktadır.
Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan hep Sermaye’nin dediğini yapıyor ama sonuçta Allah’ın dediği oluyor.
Bugün biz neredeyiz?
İslam düzenine doğru yol alıyoruz...
Ak Parti hatalar yapmaya devam edebilir... Olağanüstü hali sürdürebilir... Komşularının iç işlerine karışabilir... Sonunda yıkılıp gidebilir...
Ama “Adil Düzen, İslam düzeni, hak düzen, şeriat düzeni mutlaka gelecektir. İsrail fethedilecek ve Yahudiler İsrail’de toplanacaklardır. Evet, İslam görevlileri İsrail’e girecekler ve onları fesat devleti olmaktan çıkarıp barış devleti yapacaklardır. Böylece onları ateşe atıp kendisini semirten Sermaye etkisiz hale gelecektir.
Yani…
Âdem’den beri olgunlaştırılan ve Nuh zamanında temeli atılıp Kur’an’la nazari olarak tamamlanan düzen üçüncü binyılda fiilen yürürlüğe girecektir.
Okuyucularım hazırlıklı olacaklardır. Sabah yakındır. “Adil Düzen” gelecek; kanlı da olsa kansız da olsa gelecek. Kanları biz akıtmayacağız, onlar kendi aralarında akıtıyorlar. Biz barış içinde iktidar olacağız. İslamiyet’i Allah’ın mesajları kabul eden on milyar insanın düzeni gelecektir.
Bundan yine en çok Yahudiler yararlanacaklardır. Çünkü gümrükler, vizeler, kotalar kalkacak; 25 Genel Hizmetten ve bedava seyahatten yine onlar yararlanacaklar; İslâmiyet’e yani İslâm düzenine daha çok hizmet eder olacaklardır. Sabah yakındır...