Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-17
28.01.2012
5173 Okunma, 0 Yorum

BİRİNCİ BÖLÜM

(MEVCUT DÜNYA NİZAMI

FAİZCİ KAPİTALİZM)

Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…

 

***

 

TEŞHİS

Erbakan teşhise önem vermiş, tedavi kısmını ikinciye almıştır. Etkisi olmuş, sömürü sermayesini sarsmış, tepetaklak gitmektedir.

Ne var ki yerine “Adil Düzen” gelmemiştir.

Biz bu sebeple önce “Adil (Ekonomik) Düzen”i tanıtmaya çalıştık.

Şimdi teşhis kısmını takip edeceğiz, Erbakan’ın ortaya koyduğu hastalıklara “Adil Düzen”in nasıl çareler bulduğunu anlatacağız.

 

(I. APİTALİZM BEŞERİYETİN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜ SAFALETE MAHKÛM ETMİŞTİR)

I. ADİL DÜZEN SERMAYE SÖMÜRSÜNE SON VERECEKTİR

(Komünizm 70 yıl insanlığa zulmettikten sonra iflas etti, dağıldı ve yok olma noktasına geldi.

Şimdi komünizmin ikiz kardeşi olan kapitalizm de son dünya krizi ile apaçık görüldüğü gibi aynı şekilde iflas noktasına gelmiştir. Ve yok olmak mecburiyetindedir.)

Sanayileşmek için sermaye terakümüne ihtiyaç vardı. Kapitalizm ekonomik kurallarla, sosyalizm devlet zoruyla sermaye terakümünü sağladı. O zaman para altın ve gümüştü. Buna gerek vardı. Allah izin verdi. Şimdi kağıt para bulunmuştur. Sermaye terakümüne gerek yoktur. Uygun para politikasına gerek vardır. Görevlerini yapmış, ömürlerini doldurmuş merkezi yönetimler sona ermiştir. Kuyumculardaki altın karşılığı çıkarılan altın para, komisyonculardaki taşınmaz karşılığı  çıkarılan imar parası, mağazalardaki satılık mal karşılığı çıkarılan demir para ve halkın siparişleri için çıkarılan buğday parası, artık ülkeyi sağlıklı  ekonomiye kavuşturacak, sosyalizm gibi kapitalizm de sona erecektir.

 

(Niçin? Bu gerçeği görmek için Birleşmiş Milletler Raporuna bir göz atmak kâfidir. Kapitalizmin insanlığı karşı karşıya bıraktığı sorunlar, Birleşmiş Milletler raporundaki verilerden yararlanılarak hazırlanan aşağıdaki bilgilerde açıkça görülmektedir. Aşağıda takdim edilen veriler gerçekleri açıkça ortaya koymaktadır.)

“Adil Düzen”de dört çeşit para ve sipariş senedi, mal senedi, hisse senedi ve işletme senetleri çıkarılacaktır. Bunların fiyatları ekonomik göstergeler olacaktır. Birleşmiş Milletler’in istatistiğine gerek bırakmayacaktır.

 

(Kapitalizm beşeriyetin büyük bir bölümünü sefalete mahkûm etmiştir!

Kapitalizm beşeriyetin büyük bir bölümünü yoksulluk ve sefaletle baş başa bırakmış, mağdur ve mustazafların sayısını artırmıştır.

İçinde bulunduğumuz dünyadaki çarpıklıklar, mevcut global sömürü sisteminin iflas ettiğinin göstergesidir.

Hiç kimse bu dünyanın adil temeller üzerine kurulduğunu iddia edemez.

Bugün dünyamızda yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor.

Bu insanların hepsi eşit yaratılmasına rağmen, nimetlerin bölüşümüne gelince, hiç de eşit olmadıkları çok açık bir şekilde gözler önündedir.)

“Adil Düzen”de herkes sigortalıdır. Yeryüzündeki kira payından yararlanmaktadır. Aidat ödememektedir. “Adil Düzen”de herkesin çalışma kredisi vardır. İsteyen istediği işverenin yanında çalışır, işveren borçlanır, çalışan ücretini alır. Açlık ve işsizlik bu şekilde ortadan kalkmış olacaktır.

 

(Bugün dünya nüfusunun neredeyse üçte biri, 2 milyar insan sefalet (açlık, hastalıklar, kötü beslenme) içerisinde yaşıyor. Her gün 150,000 insan ölüyor. Bunların 40,000’i çocuk.

Yaklaşık 800 milyon insan her gün aç yatıyor ve yaklaşık 500 milyon insan kronik olarak kötü beslenmeden dolayı hasta. Ancak diğer yandan, 1,7 milyar insanın en az 15 kilo vermesi gerekiyor!

Endüstriyel ülkelerde bile 100 milyondan daha fazla insan yoksulluk sınırının çok çok altında yaşıyor.

1.5 milyar insan içilebilecek derecede temiz suya sahip değil.

2.4 milyar insan doğru düzgün bir sağlık kontrolüne sahip değil ve tedaviye ulaşamıyor.

Her gün ortalama 30,000 çocuk tamamen önlenebilir hastalıklardan ölüyor.

1990’lı yıllarda toplam 13 milyon çocuk çatışmalarda arada kalarak can verdi. Bu rakam II. Dünya Savaşı’ndan bu yana yapılan çatışmalarda ölen insan sayısından çok daha fazladır.

Gelişmiş ülkelerde okul çağına gelmiş 160 milyon çocuk çelimsiz ve yanlış beslenmiş.

840 milyon yetişkin çocuk okuma yazma bilmiyor. Bunların 538 milyonu ise kadın.

1990’lı yıllarda 54 ülkenin kişi başına düşen milli gelirinde azalma oldu.

Son on yılda, 21 ülke, yaşam beklentisi ve okuma yazma açısından incelendiğinde geri gitti.

Örneğin Zimbabwe’de ortalama yaşam beklentisi 1970’li yılların başında 56 iken bu rakam 1990’lı yıllarda 33,1’e kadar düşmüştür. Bu rakamı İngiltere için kıyasladığımızda 72’den 78,2’ye ulaşmıştır.

Yaklaşık 110 milyon kara mayını 68 ülkede patlamamış olarak kurbanlarını bekliyor.)

Sermaye sömürüsünü sürdürmek için üretimi yarıya düşürmüştür. İnsanlık tam istihdama ulaştığı zaman tam verimle çalışacaktır. Krediyi para kazananlara değil üretim yapanlara yönelttiğimiz zaman açlık ve yoksulluk son bulmuş olacaktır. Çünkü üretilen mal tüketiciye gitmek zorunda olur.

 

(Dünyada tescilli yaklaşık 23 milyon insan öldürücü ve dermansız HIV/AIDS virüsü taşıyor. Bunların % 93’den fazlası ise az gelişmiş ülkelerde yaşıyor.)

Evlilik dışı ilişki yasaklanıyor, herkese evlenme imkanı sağlanıyor. AİDS kendiliğinden yok oluyor.

 

(II. KAPİTALİZM, SERVETİN SINIRLI SAYIDA İNSANIN ELİNDE TOPLANMASINA VE İSRAFA YOL AÇMAKTADIR)

II. SERMAYE VAR OLACAK, TEKEL YOK OLACAK

(Irkçı, tekelci mihrakların yönetim ve denetiminde bulunan kapitalizm tekelleşmeye yol açmakta ve dünya kaynaklarının belli bir zümre elinde toplanmasına yol açmaktadır. Aşağıdaki hususlar global tekelleşme ve adaletsizliğinin boyutlarını ortaya koymaktadır.

Dünya kaynaklarına hükmeden bugünkü global elitler bu fakirliği çok kısa bir zamanda yok edebilecek kadar zengin durumdadır.

Dünya toplam üretimi yaklaşık 31,5 trilyon dolar.

Fakirliğin ortadan kaldırılması için gereken kaynak dünya üretiminin yüzde 1’i. Yani 315 milyar dolar. Sadece ABD, yılda 10 trilyon dolar mal ve hizmet tüketiyor.)

Bugünkü teknolojide ve doğa şartlarında bir kişi dört saat çalıştığı zaman ailesini geçindirebiliyor. Geri kalan 4 saat ise imar ve uygarlaşmada harcanır. Bunun için üretici işçiye faizsiz kredi verilecektir. İşverene de işçisine göre faizsiz kredi verilecektir. Ortak ambar, ortak nakliye, faizsiz kredi ve genel hizmet tam istihdamı sağlayacaktır. Herkese refah gelecektir.

 

(Dünyanın ilk 10 zengininin toplam serveti 133 milyar dolar. Bu rakam, gelişmemiş ülkelerin (nüfusu yaklaşık 2,5 milyar!) toplam üretiminin yaklaşık 1,5 katıdır.

En fakir 20 ülkenin borçlarının tamamı 5,5 milyar dolar eder ki bu bir Euro Disney inşa etmenin maliyeti.

Yoksulların sosyal imkânlara tam olarak kavuşabilmesi için gereken kaynak 80 milyar dolardır ki bu dünyanın en zengin 7 insanının gelirinden daha azdır. Gelişmiş altı ülkenin köpek ve kedi mamaları için 9 günde harcadığı para 700 milyon dolardır.)

Tekel yönetimler isteseler tam istihdamı sağlayabilirler. “Adil Düzen”i onlar uygular ve sonuç elde edebilirler. Ama o zaman insanlar güçleneceğinden sermayeyi veya devleti dinlemeyeceklerdir. Adil siyasi ekonomi kurulmadan adil ekonomik düzen kurulamaz. Bu sebepledir ki biz dört “Adil Düzen”in aynı zamanda oluşması gerektiği görüşündeyiz; ilmî, dinî, siyasî ve ekonomik düzenler adil olacak.

 

(Günümüz dünyasında insanlar:

92 milyar doları ıvır-zıvır yiyecekler için,

66 milyar doları kozmetik için ve

Yaklaşık 800 milyarı doları da 1995 rakamlarına göre (!) savunma için harcanmıştır.

Gelecek Karanlık Gözüküyor!)

Tekel ekonomi israf ekonomisidir. Halkı daha çok çalıştırmak için onları israfa alıştırmaktadır. “Adil Düzen”de insanlar artırdıkları zamanlarını imara ve uygarlığa harcayacaklardır. Her hafta imtihan yapılır ve başarılarına göre mesleki dereceleri yükselir. Herkes ilimle meşgul olur, zararlı veya boş işlerle uğraşmaz.

 

(III. KAPİTALİZM, İNSANLIĞA KARANLIK BİR GELECEK VADEDİYOR)

III. KAPİTALİŞZM KENDİ KENDİNİ YIKIYOR

(Kapitalizm mevcut yapı ve kurumları beşeriyete aşağıda belirtilen karanlık bir tablo vaat ediyor.)

Faiz çıkmazdadır. Tam istihdam sağlandıktan sonra gelen faiz artık piyasaya giremez. Ekonomi enflasyonla çalışır. Tam istihdamdan sonra faiz enflasyona sebep olur. Reel faiz için faizi yükseltmek gerekir. Böylece enflasyon sarmalı ekonomiyi devirir. “Adil Düzen”de enflasyon yoktur, gelir vergisi yoktur, sermeye vergisi vardır. Bu da azami sermayeyi sınırlı kılar. Sermeye sahibinin sermayesini koruması için tam gayretle çalışması gerekir. Denge sürüp gider.

 

(Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü (UNDP)’nün araştırmasına göre, 2015 yılında eğer mevcut global düzen devam ederse günde 1 doların altında bir gelirle yaşayacak olanların sayısı dünya nüfusunun yarısını oluşturacak. Onun için başta enerji kullanımı olmak üzere birçok kaynağın bölüşümü şimdiden adil kriterler üzerine yeniden yapılması gerekir.

ABD Enerji İdaresi’nin hazırladığı rapora göre, küresel enerji talebi 2025 yılına kadar yüzde 54 artacak, varil fiyatı ise nominal 51 dolar olacak. Petrol ve diğer enerji kaynaklarına olan talep genel olarak gelişmekte olan ülkelerden gelecek.)

Enerji tekeli insanlığı çıkmaza götürüyor. “Adil Düzen”de serbest rekabetin sağlamadığı işler vakıflarca yürütülür. Üreticiler halka satarlar, tüketiciler vakıftan alırlar. Vakıf belli yüzde alır. Tekel sömürüsüne imkan verilmez.

 

(Bugün dünyada 2 milyar insan klasik enerji kaynakları ile (odun, tezek, çerçöp)  ısınma ve yemek pişirme işini hallediyor. Diğer bir ifade ile dünya nüfusunun yüzde 40’ı modern enerji hizmetlerinden yoksun. Toplam nüfusu yaklaşık 900 milyon olan Afrika’da bu rakam yüzde 80’e çıkıyor.

2 milyar insan kırsal kesim şartlarında yaşıyor. Elektrik ve elektriğin getirebileceği kolaylıklardan faydalanamıyor.)

“Adil Düzen”de üretilen enerjinin yarısı kişi başına insanlara parasız verilmektedir. Geri kalan yarısı ise iki misli fiyata satılmaktadır. Böylece herkes vasat miktarda enerjiyi bedava kullanmaktadır.

 

(Sadece 800 milyon nüfus gelişmiş ülkelerde 2015’e iyi hazırlanıyor.Fakir bölgelerdeki insanlar gelirlerinin zengin bölgelerde yaşayanlara göre çok daha fazlasını enerji için harcıyor.

Fakir bölgelerdeki enerji kaynakları çevreyi zengin bölgelerdekine nazaran daha çok kirletiyor.

Yoksul bölgelerdeki kadınlar zengin bölgelerdekine göre çok daha fazla meşgul oluyor ve yıpranıyor, dolayısıyla yeni neslin yetişmesi de eksik oluyor.)

Zenginler daha çok eğitim alıyor. “Adil Düzen”de imtihana girip kazanan önce mesleki derecesini yükseltiyor. Üniversitelerde öğretmen ve öğrenciler çalışarak okuyacaklar. Selem kredileriyle sübvanse edilerek hem çalışma hem de okuma imkanı sağlanacaktır. İsteyen her kabiliyetli her zaman okuma imkanı bulacaktır.

 

(Yoksul bölgelerde HIV-AIDS gibi hastalıklar çok daha hızlı yayılıyor.)

Sağlık hizmetleri içindedir. Herkese eşit imkanlar içinde tedavi sağlanır. Bulaşıcı hastalara tecrit siteleri kurulacak ve bulaşma önlenecektir.  

 

(IV. MEVCUT DÜNYA DÜZENİ İFLAS ETMİŞTİR)

IV. TEKEL ÖMRÜNÜ DOKDURMUŞTUR

(Yukarıda özet olarak verilen Birleşmiş Milletler Raporundan alıntılara göre mevcut dünya düzeni iflas etmiştir. Raporda aşağıdaki hususlara yer verilmektedir: “İçinde bulunduğumuz dünyadaki çarpıklıklar, mevcut global sömürü sisteminin iflas ettiğinin göstergesidir.” Birleşmiş Milletler söylüyor. “Hiçbir kimse bu dünyanın adil temeller üzerine kurulduğunu iddia edemez. Bu gün dünyamızda yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor. Bunların hepsi eşit yaratılmasına rağmen nimetlerin eşit olmadıkları çok açık bir şekilde göz önündedir. Bu gün dünyanın nüfusunun yaklaşık üçte biri, iki milyar insan sefalet, açlık, hastalıklar, kötü beslenme içerisinde yaşamaktadır. Her gün 150 bin insan ölüyor, bunların 40 bini çocuk. Yaklaşık 800 milyon insan aç yatıyor. Yaklaşık 500 milyon insan kötü beslenmeden dolayı hasta, 1,5 milyar insan içebilecek derecede temiz suya sahip değil. 2,5 milyar insan doğru düzgün bir sağlık kontrolüne sahip değil ve tedaviye ulaşamıyor. Her gün ortalama 30 bin çocuk tamamen önlenebilir hastalıklardan ölüyor.”)

Emeğin beşte ikisi üretici olarak, beşe ikisi destek hizmetleri, beşte biri de sosyal dayanışmaya ayrılacaktır. Tekelleşmeden insanlar meşru yoldan bölüşeceklerdir. “Adil Düzen”de israf olmadığı için herkes yaklaşık olarak eşit şartlar içinde yaşayacak, sermeye üretime yönlendirilmiş olacaktır.

 

(Raporu baştan aşağı okuyacak değilim. Sadece bazı cümleleri okuyarak ana fikri ortaya koymak istiyorum. 840 milyon yetişkin çocuk okuma yazma bilmiyor. Bunların 538 milyonu ise hanım. 1990 yıllarında 54 ülkenin kişi başına düşen milli gelirinde azalma oldu. Ülkelerin milli gelirleri azalıyor. Son on yılda 21 ülke yaşam beklentisi ve okuma yazma açısından incelendiğinde geri gitti. Örneğin Zimbabwe’de ortalama yaşam beklentisi 1970’li yılların başında 56 iken bu rakam 1990’lı yıllarda 33,1’e kadar düşmüştür. Bu rakamı İngiltere için kıyasladığımızda 72’den 78’e çıkmıştır. Dünyanın bir tarafında refah var, bir tarafında ise sefalet var. Kaldı ki yapılan hesaplar 20 sene sonra Zimbabwe’de ortalama yaşın 20 seneye düşeceğini, yani 5 milyon nüfuslu Zimbabwe halkının yok olacağını göstermektedir.)

Hıristiyanlar refahta ama nüfusları azalmaktadır. Batı uygarlığı ölüme doğru gitmektedir. O uygarlığa katılanlar da onlarla birlikte intihar ediyorlar demektir. “Adil Düzen” insanlığı Batı uygarlığının üstüne çıkarmakta, insanlığı ölümden kurtaracak reçete sunmaktadır. Bu düzen demokrasi (şeriat), laiklik (İslam), liberallik (adil) ve sosyal (hak) düzenidir (din).

 

(Hala sömürücü emperyalizm acaba bu Zimbabwe halkını nasıl sömürürüm diye düşünüyor. Öldürmüş, bitirmiş, yok etmiş, insaf yok. Nasıl yok edeceğim planları yapılmaktadır.)

Zalim düzende insanlar çıkar çatışması içinde birbirini öldürüyor…

“Adil Düzen” çıkar paralelliği içinde dünyayı geliştiriyor, hayat getiriyor.

 

(Bunun yanında bu fakirlerin, bu ezilenlerin yanında ezenlerin haline bakacak olursak, dünyanın toplam üretimi 31,5 trilyon dolar, fakirliğin ortadan kaldırılması için gereken kaynak dünya üretiminin %1’i, yani 315 milyar dolardır. Dünya üretimin %1’ni versek, diğer bir ifadeyle zekâtımızı versek,  dünyada bir tane fakir kalmaz. Bütün insanların hepsinin karnı doyar.)

Biz insanlardan mallarını mülklerini dağıtmalarını istemiyoruz. Karşılıksız para ile insanların ellerindeki mallarını haksız yere almasınlar istiyoruz. Kendi paraları -haksız da elde etmişlerse- onların olsun, bundan sonra karşılıksız parayı biz kullanmayacağız. O kadar. Sizden istediğimiz budur. TL ile alışveriş edin ama TL ile borçlanmayın, bir malın değeri ile borçlanın diyoruz (altın, toprak ,demir, buğday).

(Sadede ABD yılda 10 trilyon dolar mal ve hizmet tüketiyor. Dünyanın ilk 10 zenginin toplam serveti şahıs olarak 133 milyar dolardır. Bunlar 2,5 milyar dolar, gelişmemiş ülkelerdeki insanların toplam üretiminin 1,5 katıdır. En fakir 20 ülkenin borçlarının tamamı 5,5 milyar dolardır ki bu bir Euro Disney inşa etmenin maliyeti. Yoksulların sosyal imkânlara tam olarak kavuşabilmesi için gereken kaynak 80 milyar dolardır. Bu dünyanın en zengin 7 insanının gelirinden daha azdır.)

Diğer inanlar açlıktan, Avrupalılar tokluktan ölüyorlar. “Adil Düzen”de aşrı zenginleri zekatla ortaya, aşırı fakirleri yine zekatla ortaya getiriyor. İş bu kadar basittir.

 

(Gelişmiş 6 ülkenin köpek ve kedi mamaları için 9 günde harcadığı para 700 milyon dolardır. Günümüz dünyasında 92 milyar doları ıvır zıvır yiyecekler için harcanmakta. 66 milyar dolar kozmetik için harcanmakta, yaklaşık 800 milyarı da 1995 rakamlarına göre savunma için harcanmaktadır. Bir yandan gelişmiş ülkeler har vurup harman savururken, korkunç bir israf içindeler, diğer yandan ezilenler sefalet içerisinde inim inim inlemektedir.)

İnsanlık sefalet ve sefahat kutupları içinnde yaşmaktadır. Bunun sebebi faizli karşılıksız paradır. “Adil Düzen” mal karşılığı senet, senet karşılığı para çıkaracaktır. Dolayısıyla sefahat da sefalet de bitecektir. Sefihler karşılıksız para ile sefilleri sömüremeyecekleri için sefalet de sefahat da kalkacaktır.

 

(Bu felakete ilaveten önümüze bir bakış yaptığımız zaman gelecek daha karanlık gözükmektedir. UNDP’nin araştırmasına göre 2015 yılında eğer mevcut düzen devam ederse günde bir doların altında gelirle yaşayacak olan sayısı dünya nüfusunun yarısını oluşturacaktır. Dünya açlığı felakete doğru sürüklenmektedir.)

Batı ekonomisini üretime değil para oyunlarına dayandırmaktadır. Köyler boşalıyor, fabrikalar kapanıyor. Herkes kağıt oyunları ile yaşamaya yöneliyor. Bunun sonucu açlıktır.

“Adil Düzen”de karşılıksız para olmadığı için kağıt oyunları son bulacaktır. Üreticiye kredi verildiği için de daima dengeli dağılmış fazla mal olacaktır.

 

(Dolayısıyla bu sistemin, bu nizamın yürümesi mümkün değildir. Bu nizam bir ezen ezilen düzenidir. Tıpkı Komünizm gibi aynı şekilde bu nizam da yok olmak mecburiyetindedir.)

Bu düzen ezen ve ezilenlerin düzenidir.

“Adil Düzen” ise birlikte kazanma düzenidir. Kredi halka verilmektedir. Aracılar halkın siparişlerini almaktadır. Dolayısıyla onlar da kredi almış olurlar. Faizsiz kredi ile herkes rahat çalışmakta ve yaşamaktadır.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org   (0532) 246 68 92

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42154 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9921 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6341 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27855 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13382 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4962 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10810 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19785 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10076 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5869 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4438 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9879 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29425 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10511 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4312 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5472 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4762 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 4938 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4674 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5470 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5447 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4858 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5582 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4545 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5215 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5226 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4587 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5074 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4652 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6259 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11708 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6408 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11394 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12056 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18673 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14224 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13889 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9396 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5717 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5070 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5464 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5118 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4870 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4654 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5519 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5820 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5924 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5056 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5712 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4205 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4463 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3524 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4421 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4044 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4519 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3767 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3944 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3820 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5520 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10529 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7755 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12014 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11695 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12249 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10012 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10563 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7795 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10743 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5945 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3521 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7640 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7789 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5880 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6121 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5600 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9528 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6890 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5321 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4888 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6917 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7672 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11195 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9796 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7249 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11145 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10805 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12261 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13643 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13499 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13738 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11079 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7130 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13478 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10594 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10352 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11385 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10041 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4189 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5245 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5138 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler