Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-12
24.12.2011
7296 Okunma, 0 Yorum

(ADİL EKONOMİK DÜZEN)

ADİL DÜZEN’DE EKONOMİ

Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…

 

***

 

(İnsanlık tarihinin bugüne kadar geçirdiği medeniyet dönemlerine bir göz atarsak, insanlık tarihi boyunca “Kuvveti Üstün Tutan” her çatışmacı medeniyetten önce ve sonra “Hakkı Üstün Tutan” barış ve dayanışmayı esas alan bir medeniyetin kurulduğunu müşahede ederiz. Bu medeniyet insanlığa saadet getirmiş ve yeryüzünde ilimde, hukukta ve sanatta büyük değişme ve gelişmelere ortam hazırlamıştır. Ancak bir müddet sonra “Hakkı Üstün Tutan” medeniyetin etkisinde kalan bölgelerin birisinde bu medeniyet dejenere edilmiş ve “Kuvveti Üstün Tutan” bir medeniyet haline dönüştürülmüştür. Bunun sonucu olarak hakkı üstün tutan medeniyetin yerine “Kuvveti Üstün Tutan” tahakküm ve çatışmacı bir medeniyet yeryüzüne hâkim olmaya başlamıştır. Ancak bu da devam edememiş, arkadan yeniden “Hakkı Üstün Tutan” bir medeniyet kurulmuş ve yeryüzünde hâkim olmuştur.)

Yeryüzünde ilk uygarlık Hazreti Nuh’un ülkesi olan Mezopotamya’da kurulmuştur. Peygamberler hukuk getirmişler ve yönetimde inkılâplar yapmışlardır. Hazreti Nuh sözlü şeriatı yazılı şeriata çevirmiş, site devletleri oluşturmuştur. İbranilerde Hazreti Musa yazılı yönetimi yöneticilerin de uyduğu sözlü yönetime çevirmiş, yönetimde ulus devleti getirmiştir. Hazreti İsa ahlâkla hukuku birbirinden ayırmış, lâik düzen getirmiştir. Yönetimde İmparatorluklar dönemi başlamıştır. Kur’an kanun şeriatı yerine içtihat ve icma şeriatını tedvin etmiştir, zorlamasız bir yönetim şeklini getirmiştir. Değişik dinler aynı devlet içinde yaşamaya başlamıştır. Bu uygarlıkların ömürleri biner yıl olmuştur. Başlangıç noktası Hazreti İsa’nın doğumudur. Bu hak uygarlıkların karşısında kuvvet uygarlıkları doğmuştur. Mezopotamya’yı beşyüz sene arkasından takip eden Mısır uygarlığı teknikte ehramları dikmiş, ekonomide devlet sosyalizmini uygulamıştır. İbrani uygarlığının beşyüz yıl arkasından Yunan uygarlığı gelmiş, çevresini heykellerle doldurmuş, kolonilerle deniz ticaretini geliştirmiştir. Hıristiyanlığı beşyüz yıl sonra kabul eden Bizans toprak kapitalizmini oluşturmuş, surlar ve su kemerleri ile yeryüzünü imar etmiştir. Kur’an uygarlığını beşyüz yıl arkadan takip eden Batı insanlığı elektronik uygarlığa ulaştırmış, kâğıt parayı keşfetmiştir.

(Medeniyetler tarihindeki bu gelişme Şekil 20’de özet olarak bir grafik hâlinde ortaya konmuştur. Medeniyetler tarihine bir bakış yapıldığı zaman görülüyor ki Mezopotamya'da ilkyazının keşfiyle başlayan tarihi dönemlerin başlangıcında önce İbrahim (A.S.) öncülüğünde hakkı üstün tutan bir medeniyet kurulmuş. Bu medeniyet Mısır'ı etkilemiştir. Ne var ki Mısır'da firavunlar bu medeniyeti dejenere etmişler ve yerine kuvveti ustun tutan Mısır medeniyetini kurmuşlardır.)

Doğuda hakkı tutan uygarlıklar gelir, hukuk ve yönetimde inkılap yaparlar. Batıda ise bu uygarlığın sağladığı imkanlarla teknikte ve ekonomide adımlar atarlar.

(Mısır’daki bu medeniyetin karşısında bu sefer Hz. Musa (A.S.) öncülüğünde yeniden “Hakkı Üstün Tutan” bir medeniyetin kurulduğunu görüyoruz. Bu medeniyet Yunanistan'ı etkiledi ve fakat Yunanlılar bu medeniyeti dejenere ettiler ve yerine “Kuvveti Üstün Tutan” bir medeniyet kurarak yeryüzüne hâkim oldular. Bu medeniyetin karşısında ise bir müddet sonra Hz. İsa (A.S.) öncülüğünde yeniden “Hakkı Üstün Tutan” bir medeniyet kuruldu. Bu medeniyet de Roma’yı etkiledi. Romalılar, hatta “bizde Hıristiyan olduk” dedikleri halde Hz. İsa(A.S.)'nın öncülüğünü yaptığı medeniyeti dejenere ettiler. Yeniden “Kuvveti Üstün Tutan” Roma Medeniyetini kurdular. Roma Medeniyeti, asırlarca insanlığa zulmetti. Bu zulmün karşısında Hz. Muhammed (S.A.V.) ile birlikte “Hakkı Üstün Tutan” “İslam Medeniyeti”nin yükselişi gerçekleşti. Böylece, 1000 yıldan uzun bir süre yeryüzüne Hakkı Üstün Tutan Düzen hâkim oldu ve insanlığa saadet getirdi.)

Her bin senede medeniyetler yaşlanır ve daha ileri medeniyetlere yerlerini bırakırlar. Hak medeniyetleri miladi tarihlerin başında yeniden oluşmaya başlar, beşyüzlü yıllarda zirvede olurlar. Kuvvet medeniyetleri ise beşyüzüncü yıllarda gelişirler ve miladi başlangıç yıllarında zirvede olurlar. Bugün III. bin yıl uygarlığı, beşinci hak uygarlığı olarak yeniden doğuyor ve ikinci Kur’an uygarlığı olacaktır. Batının kuvvet uygarlığı zirvededir, çökmeye başlamıştır. Beşyüz sene sonra yeni kuvvet uygarlığı doğacaktır.

(Batı Avrupa bu medeniyetin etkisi altında kaldı. Bir yandan Endülüs’teki büyük İslam medeniyetinden ve diğer yandan denizcilikte ilerlemiş Venedik ve Cenevizlilerin Müslüman ülkelerden getirdikleri kitaplar ve haberler vasıtasıyla Müslümanlardan birçok şey öğrendiler. Bu etkilerin sebebiyle Rönesans başladı. Batı Avrupa Müslümanlığın etkisiyle Ortaçağın karanlık Engizisyon döneminde bugünkü Batı medeniyetine geçen değişimi yaşadı. Ancak ne var ki batılılar Müslümanlıktan öğrendiklerini dejenere ettiler. Tıpkı eski Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerinde olduğu gibi kuvveti üstün tutan Batı medeniyetini kurdular.)

Medeniyetler iki medeniyetin sentezinden doğar. İbraniler Mezopotamya’dan çıktılar, Mısır’da eğitildiler. Hazreti Musa Firavun sarayında ve Medyen’de bir zatın yanında yetiştirildi. İbrani uygarlığı da Mısır uygarlığı işle Mezopotamya uygarlığının sentezi ile doğdu. Batı uygarlığı da İslam medeniyeti ile Roma medeniyetinin senteziyle doğdu. III. bin yıl uygarlığı, birinci Kur’an uygarlığı ile Avrupa uygarlığının sentezinden doğacaktır.

(Ekonomik düzen medeniyetin etkisi altındadır. Onun için Batıda gelişen ekonomik düzen medeniyetinin etkisiyle adil bir düzen olarak değil, bir “Ezen-Ezilen” düzeni olarak gelişmiştir. Yukarıda da açıklandığı gibi bu medeniyet üç asırdan fazla bir zamandır insanlığa ikiz kardeşle zulmetmektedir. Bunlardan birisi “Kapitalizm” diğeri ise “Komünizm”dir.)

Batı Bizans’tan toprak kapitalizmini devralmış, önce sermaye kapitalizmi tekeline dönüşmüş, sonra sanayi tekeline dönüşmüştür. Daha sonra karşılıksız para ile banka tekeline dönüşmüştür. En sonunda karşılıksız para ile dünyada tek ekonomi modelini oluşturmuştur. İşçilik sistemini getirmiştir. Dünya insanları sermayenin veya devletin işçisi olmuştur. Ekonomik dengeyi kuramayınca da askeri metotlara baş vurmaktadır.

(İnsanlık tarihinde ekonomik dönem olarak emek mübadelesi dönemine geçilince batıda kapitalizm hâkim oldu. Bu kapitalizm aşağıda daha açık ve berrak olarak belirtilmiş olan özellikleriyle belirli sermaye sahipleri rafından bütün çalışanların ve insanlığın sömürülmesine yol açtı. Büyük halk kitlelerini ezdi. Emperyalizm, ırkçı emperyalizmin yürütücüsü ufak bir sermayedar zümreyi gittikçe zenginleştirdi. Tekeller, karteller oluştu. Bu siyasi düzeni ve bütün toplum düzenini etkileri altına aldılar. İnsanlık tam bir haksızlık, sömürü, zulüm dönemine girdi.)

Sermaye tekeli insanları aç bırakarak halkı çalıştırabilmektedir. Devlet tekeli insanları sopa ile çalıştırmaktadır. Bütün bu baskılara rağmen yine de ekonomik denge sağlanamıyor. Sosyal denge de ezen ve ezilen sistem üzerinde oturtuluyor. “Adil (Ekonomik) Düzen” halkı kendi istekleri ile çalıştıracak formüller bulmuştur. Kimse kimseye dayak atamayacak. Kimse aç kalmayacak ama üretim maksimuma çıkacaktır.

(Kapitalizmin bu sömürü ve zulmü karşısında bir yandan sosyal patlamalar ve harpler çıktı. Diğer yandan da kapitalizme karşı yeni bir düzen ortaya konmaya çalışıldı. Böylece “Komünizm” ortaya çıktı.)

Tekel sermaye önce dinler arası savaşla dengeyi kurmuştu. Müslümanların yarıştan çekilmesi ile dengeyi kapitalizm ve sosyalizm üzerine kurdu. Dinsizliği yaygınlaştırmaya çalıştı. “Adil Düzen” dinler arasında çatışma değil, diner arasında yarışma üzerine dengeyi oluşturacaktır. Hangi mezhep mensupları daha az suç işlerse, hangi mezhep mensupları daha çok kamuya daha çok pay getirirlerse, kamudan alacakları pay o kadar fazla olacaktır.

(Yine yukarıda açıklandığı gibi Komünizmde temel, kuvveti üstün tutan medeniyetinin bir ekonomik düzen olduğu için temelde kapitalizmin aynıdır ve bir “Ezen- Ezilen” düzenidir.)

Kapitalizmde sektör sermayesi, sosyalizmde devlet sermayesi hakimdir. Emek ezilmektedir. “Adil Düzen”de ise kredi çalışanlara yani emek sahiplerine verilmektedir. Ekonomiye sermaye değil emek hakimdir, halk hakimdir. “Adil Düzen”de sahte demokrasi değil gerçek demokrasi vardır.

(Böylece Batıda yapılan iş, bir arabanın düz yolda giderken yolun sağına yuvarlandığı görülünce, direksiyonu hızla ve fazlaca kırıp bu sefer de arabayı yolun soluna yuvarlamak oldu. Komünizm, Kapitalizmin zulmünü ortaya koydu. Fakat tedavisini yapamadı. Bir hastalık yerine diğer bir hastalığı ortaya getirdi. Hâlbuki ekonominin bir de sağlam, sıhhatli, saadet getiren, haklı düzeni vardır. Bunun adı ise “Adil Düzen”dir.)

Kapitalizm halkı ekonomik sınıflara ayırdı; sömürenler ve sömürülenler.

Sosyalizmde siyasi sınıflara ayırdı; yönetenler ve yönetilenler.

“Adil Düzen”de patron ve işçi sınıfları yoktur, ortaklar vardır. Hükmeden değil, hizmet eden yöneticiler vardır. Merkezler taşraların hakimi değil hadimidirler.

(“Adil Düzen” temel ilkeleri itibariyle asırlar boyu insanlık tarihinde zaman zaman o günün şartlarına göre uygulanmıştır. Ancak bu günün şartlarına göre maalesef henüz hiçbir ülkede bütün bir düzen olarak mevcut değildir. Ancak ne var ki bütün insanlık bu gün bu düzene muhtaçtır ve bu düzeni beklemektedir.)

İnsanlık uygarlaşan bir topluluktur. “Adil Düzen” de tarihteki uygulamalardan sonra daha ileri hak uygarlığıdır. Eskiden peygamberler hak uygarlıklarını kurdular. Kur’an’dan sonra yeni peygamber gelmeyecektir. Yeni uygarlığı ilim adamları oluşturacaklardır. “Adil Düzen” ilme dayalı hak uygarlığıdır. Bugün uygulanmamaktadır.

(İşte yukarıdaki tarihçe Şekil 20’de düşey iki çizgiyle gösterilen nokta, insanlığın bu günkü bulunduğu noktaya işaret etmektedir.)

Dinde yönetimde yer alan laiklik anlayışı, yeriden yönetimli nisbi demokrasi, kooperatifler şeklinde organize olmuş liberalizm ve hakemlerin denetiminde dayanışmalara dayanan yönetimi insanlık bekliyor; bunun adı “Adil Düzen”dir.

(Nasıl insanlık bugüne kadar adeta gündüz ve gecenin birbirini takip ettiği gibi hep “Hakkı Üstün Tutan” bir “Aydınlık Saadet Döneminden” sonra, “Kuvveti Üstün Tutan” bir “Karanlık Zulüm Dönemi” yaşamışsa takriben 3 asırdan beri insanlığa zulmeden, karanlık Batı medeniyeti arkasından şimdi inşallah Hakkı üstün tutan aydınlık saadet dönemine geçecektir. Bu yeni dönemin ekonomik düzeni “Adil Ekonomik Düzen” olacaktır.)

III. bin yıl uygarlığını Hıristiyan, Müslüman, Budist ve Hindu dinleri el ele vererek birlikte kuracakladır. İsrail oğulları da isterlerse bu uygarlıkta yerlerini alacaklardır. Bunun için İsrail yönetimi ABD’deki 200 ailenin emrinden çıkıp Tevrat’ın emrine girmelidir. Allah’ın onlara ihtiyacı yoktur ama onlar Allah’a muhtaçtır.

(Yukarıda da açıklandığı gibi Adil Ekonomik Düzende ana yapısal karakter üretim, üretimi meydana getiren müteşebbis yönetici, işçi, tesis, hammadde ve genel hizmetleri yapan devletin ortaklığıyla yapılması, üretimden sonra paylaşmada bu ortaklar arasında adil ölçüler içinde gerçekleştirilmesidir. Onun için bu yeni dönemin gayesi işçi-işveren çatışması dönemi olmayıp “Ortaklık Dönemi” olmasıdır.)

“Adil Düzen”de kredi çalışana verilmektedir. Kredi faizsizdir. Kredi icrasızdır. İşçi hangi işverenin yanında çalışırsa orası borçlandırılmaktadır. Ayrıca işverene de ham madde kredisi faizsiz verilmektedir. Mamul ne zaman satılırsa kredi o zaman itfa edilmektedir. Böylece işçi sermayesi yani emek kredisiyle gittiği için istediği yere gitmekte, rahatlıkla pazarlık yapmaktadır. İşveren de işi buluyorsa, işçi bulabiliyorsa sermaye derdi, borç ödeme derdi içinde olmayacaktır. Hiçbir zorlama yapılmadan tam istihdam sağlanacaktır.

(Yukarıda Şekil 20’de tarihçe grafiğinde insanlığın bugün bulunduğu noktayı belirleyen düşey çift çizginin sağındaki insanlığın gelecek döneminde ekonomik düzenin adı “Ortaklık Dönemi” olarak gösterilmiştir. Bundan maksat “Adil Ekonomik Düzen”dir. Geleceğin düzeni olan Adil Düzen’in belirgin özellikleri aşağıdaki başlıklar altında özetlenmektedir. )

“Adil Düzen”de tüm dünya üzerinde şeffaf piyasa sağlanmıştır. Tam rekabet olduğu için aracı harcamaları asgariye indirilmiştir. Ekonomi sermayeye değil emeğe dayandırılmıştır. Tam istihdam sağlanmıştır. Her sahada arz ve talep kanunları çalıştırılmaktadır. Aksini iddia eden varsa, buyursun, internet sitemiz ve sütunlarımız açıktır.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42154 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9921 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kesin Sonuç
7.06.2018 6341 Okunma
12 Yorum 12.06.2018 03:32
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27855 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13382 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Ne değil, Nasıl
26.05.2018 4962 Okunma
10 Yorum 28.05.2018 13:30
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10810 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19785 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10076 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5869 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Merkezi Yönetim
28.03.2019 4438 Okunma
8 Yorum 29.03.2019 15:10
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9879 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29425 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10511 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Milli Güvenlik Kurulu
5.06.2018 4312 Okunma
8 Yorum 05.06.2018 19:35
Süleyman Karagülle
İlkeler
12.03.2018 5472 Okunma
8 Yorum 18.03.2018 14:30
Süleyman Karagülle
Hatalarımız
10.03.2018 4762 Okunma
7 Yorum 11.03.2018 21:45
Süleyman Karagülle
Denge
23.04.2018 4938 Okunma
7 Yorum 25.04.2018 13:00
Süleyman Karagülle
Dolar ve Faiz Oyunu
3.06.2018 4674 Okunma
7 Yorum 04.06.2018 03:17
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin sözcüsü
8.03.2019 5470 Okunma
7 Yorum 09.03.2019 00:46
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5447 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
İleriyi Görmek
4.04.2019 4858 Okunma
6 Yorum 05.04.2019 21:43
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5582 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Seçim sonuçları
3.06.2018 4545 Okunma
6 Yorum 04.06.2018 12:33
Süleyman Karagülle
Huy
6.05.2018 5215 Okunma
6 Yorum 07.05.2018 15:06
Süleyman Karagülle
Hesaplar yanlış
3.04.2018 5226 Okunma
6 Yorum 03.04.2018 22:20
Süleyman Karagülle
Yapacaklarımız
10.03.2018 4587 Okunma
6 Yorum 12.03.2018 16:33
Süleyman Karagülle
Oyuna Oyun
31.07.2018 5074 Okunma
6 Yorum 01.08.2018 23:59
Süleyman Karagülle
Kaşıkçı hikayesi
1.11.2018 4652 Okunma
6 Yorum 01.11.2018 21:26
Süleyman Karagülle
Ekrem Şama’ya; Seninki Hiç Olmaz!
3.06.2017 6259 Okunma
6 Yorum 30.07.2017 00:29
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11708 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Vergisiz Ekonomi
27.05.2017 6408 Okunma
6 Yorum 31.05.2017 01:20
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11394 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12056 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18673 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14224 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13889 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9396 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Niçin?
4.07.2018 5717 Okunma
5 Yorum 04.07.2018 22:58
Süleyman Karagülle
Kim yönetiyor?
30.06.2018 5070 Okunma
5 Yorum 01.07.2018 21:57
Süleyman Karagülle
Siyaset ve kurallar
5.04.2018 5464 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 08:13
Süleyman Karagülle
Gül Adil Düzen’e sahip çıkmalı
6.04.2018 5118 Okunma
5 Yorum 06.04.2018 23:39
Süleyman Karagülle
İstishab gerek
20.04.2018 4870 Okunma
5 Yorum 21.04.2018 11:30
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4654 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Avrupa Birliği
14.03.2019 5519 Okunma
5 Yorum 16.03.2019 22:33
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5820 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 5924 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Anormal Türkiye
7.02.2019 5056 Okunma
4 Yorum 10.02.2019 10:37
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin oyunu
7.11.2018 5712 Okunma
4 Yorum 08.11.2018 00:13
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4205 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4463 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3524 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Hesap Sorma
5.03.2018 4421 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 11:58
Süleyman Karagülle
Yenilik
6.03.2018 4044 Okunma
4 Yorum 07.03.2018 23:36
Süleyman Karagülle
VARSAYIM-2
2.05.2018 4519 Okunma
4 Yorum 02.05.2018 23:12
Süleyman Karagülle
Anketler
16.05.2018 3767 Okunma
4 Yorum 16.05.2018 23:37
Süleyman Karagülle
KİM KAZANACAK?
8.06.2018 3944 Okunma
4 Yorum 11.06.2018 00:24
Süleyman Karagülle
Seçim sonrası
21.06.2018 3820 Okunma
4 Yorum 21.06.2018 14:09
Süleyman Karagülle
Mümin Olmak; Mümin Kimdir?
3.06.2017 5520 Okunma
4 Yorum 05.06.2017 10:41
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10529 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7755 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12014 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11695 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12249 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10012 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10563 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7795 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10743 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Bundan sonra ne yapmalıyız?
17.03.2012 5945 Okunma
4 Yorum 19.03.2012 21:18
Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012 3521 Okunma
4 Yorum 22.03.2012 20:21
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7640 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7789 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
100 Daire-2
7.04.2012 5880 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 16:45
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA ORTAKLIĞI
11.03.2012 6121 Okunma
3 Yorum 11.03.2012 17:31
Süleyman Karagülle
AB Krizi
19.11.2011 5600 Okunma
3 Yorum 04.12.2011 22:57
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9528 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 6890 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
TARTIŞMA
25.04.2012 5321 Okunma
3 Yorum 02.05.2012 18:22
Süleyman Karagülle
İşsizlik sorunu
1.09.2012 4888 Okunma
3 Yorum 03.09.2012 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 6917 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7672 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11195 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9796 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7249 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11145 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10805 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12261 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13643 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13499 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13738 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11079 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7130 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13478 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10594 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10352 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11385 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10041 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kürtler
10.06.2017 4189 Okunma
3 Yorum 11.06.2017 21:26
Süleyman Karagülle
Savaşa Doğru
25.03.2017 5245 Okunma
3 Yorum 25.03.2017 17:59
Süleyman Karagülle
Vikipedi Sorunu: Önce Yapmak… Sonra…
22.07.2017 5138 Okunma
3 Yorum 28.07.2017 11:03


© 2025 - Akevler