Adil Düzen sadece bir kooperatifin veya bir partinin düzeni değildir. Adil Düzen İslâm düzenidir, Allah’ın düzenidir; Kürtlerin, Arapların, Arnavutların, Türklerin ve herkesin düzenidir; sürekli çalışma içinde sorunların çözümünü üretmektedir.
AK Parti’nin en büyük hatası, “ÇÖZÜM” sürecinde “Kürt sorunu” ile “PKK sorunu”nu aynı şekilde çözmeye çalışmasıdır.
Oysa “Kürt sorunu” halklarımızın sorunudur; Lazların da sorunudur, Kayserililerin de sorunudur, Trakya ve Anadolu’nun sorunudur. Merkezi baskıcı devlet yönetiminin, hantal yaşamaya sebebiyet veren bıktırıcı bürokrasinin sorunudur.
Sorunlar dıştan finanse edilmekte, içte üretilmektedir.
Oysa “PKK sorunu” devletin hatalı uygulamasından doğan, dışarıdan organize edilen ve dışarının güdümünde finanse edilen bir eşkıya organizasyonudur. Bu PKK’lıları da tamamen suçladığım anlamına gelmez. Dağlara çıkan gençlerimiz kadar bizim yönetim şeklinin de bu sorunda etkisi vardır. Güvenlik güçlerine silah verir ama silahın içine mermi koymazsan, öldürme ama etkisiz hâle getir dersen, o örgütü siz kendiniz büyütürsünüz. PKK’lıları aç bırakırsanız onlar silahla doyarlar.
ÇÖZÜM, geçmişte olanları kaşımakla olmaz, geçmişi unutmakla da olmaz. Geçmişte suçlular varsa, âdil mahkemelerde yargılanırlar ve cezalarını çekerler veya diyet alınarak affedilebilirler. Bu iş sorunun değil yargının işidir; “hâkimlerden” oluşan yargının değil, “hakemlerden” oluşan yargının işi olacaktır.
BİZ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN; a) YERİNDEN YÖNETİM, b) HAKEMLİK SİSTEMİ, c) PRİMSİZ GENEL SİGORTA, d) ÇALIŞANA KREDİ SİSTEMLERİNİ ÖNERİYORUZ. Süleyman Akdemir, Üsküdar’daki toplantıda (İstanbul Stratejik Düşünce Derneği organizasyonu: Siyasi, Tarihî, Sosyal ve İslâmî açıdan NASIL BİR ÇÖZÜM SÜRECİ?) bu ÇÖZÜM ile ilgili tebliğini sunmuştur. Bu tebliği ve bununla ilgili diğer yazıları değerlendirenler gerçekten “ÇÖZÜM” istiyorlarsa bulurlar…
Ama kimsenin çözüm diye bir derdi yok ki!
Ben bu yazımda size “YÜZ LOJMANLI İŞYERİ APARTMANI” projemizle, PKK sorununu nasıl çözeceğimizi anlatmaya çalışacağım.
Beş bin metrekare üzerinde üç kat bodrum inşa ediyoruz. Alt bodrum garaj ve sığınak, orta bodrum depo ve kömürlükler, üst bodrum iş yerleri, zemin kat yazıhaneler ve bakkal, diğer on katta yüzer metrekarelik lojmanlar, en üst katta buluşma ve toplantı yeri olarak ayrılacaktır.
Elektriği ve yolu olan her yerde bu apartmanlar inşa edilir. Apartman mülkiyetinin beşte biri arsa sahiplerinin, beşte biri oraya altyapı getirenlerin, beşde biri binanın malzemesini temin edenlerin, beşte biri işçilik yapanların, beşte biri de kooperatifin olur.
Her apartman bir fabrika şeklinde oluşturulur, lojmanlarda oturanlar alt katta çalışırlar, üst katta istedikleri kimselerle birlikte komşu olarak yaşarlar. Tüccarlar ham madde getirirler ve mamul madde siparişi verirler, sonra mamulleri satın alırlar. Böylece mahkûmlar kendi apartmanlarında kendi yakınları ile birlikte yaşarlar. Çalışabilirlerse çalışırlar. Lojmanlı apartmana girmek ve çıkmak serbest olacak, sadece mahkûmlar dışarı çıkamayacaklardır.
Bunların cezaları “para” cezalarına dönüştürülür, mağdur olan ailelere “diyet” olarak ödenir. Dağda ölen PKK’lının ailesine de diyet ödenmelidir; çünkü devlet onu korumakla görevli idi, koruyamadığına göre diyetini ödemelidir. Beğenmediğiniz şeriatın hükmü budur. İki kişi kavga etse, ikisi de birbirini öldürse, ikisinin ailesine diyet ödenir. Çünkü ölenler suçlu olabilir ama eşinin ve çocukların günahı ne?
Devlet “Yüz Lojmanlı İşyeri Apartmanı” inşaatının işçiliğini mahkûmlara yaptırabilir. Sadece malzeme payı ile apartman inşa edilmiş olur. Devlet kazanır. Çünkü işe yaramayan boş yerler kira getirmeye başlayacaktır. Devlet zaten altyapıyı yapmıştır, o altyapı da kâr getirmeye başlayacaktır. Bu sayede PKK’lılar ailelerine kavuşacak, insanca yaşayacaklar ve bu sorun sona erecektir. Mağdur aileler de diyetlerini alacakları için daha iyi yaşama imkânlarına kavuşmuş olacaklardır.
ÇÖZÜM arayan varsa bize katılsın, sorunu hep beraber halk olarak biz çözelim.
Süleyman KARAGÜLLE
Not: Devamı ve daha fazlası; “ÇÖZÜM SÜRECİ” yazımızda: