-
“Sana Kitaptan ne vahyolunuyorsa onu tilavet et. Onun kelimelerini tebdil edecek yoktur. Ondan başka mültad da bulamazsın.”(Kehf, 18/27) âyetinde bahsedilen Kitap, Kur’an değildir. Kur’an olsaydı “Ellezî Uhiye İleyke” olurdu. Sonra Kitabın bütününü okumamızı emrederdi. “Min” harfini getirmezdi. Kur’an’ın Allah’ın Kitabı olduğuna inanmayan kimseye bir şey diyemeyiz ama Kur’an’ın Allah’ın Kitabı olduğuna inanan bu âyeti okuduktan sonra Avrupa sokaklarında bir şey var mı diye bakmaz. Örnek olarak başkanlık sistemini ele alalım.
Başkanlık sisteminde başkan vardır, başbakan yoktur. Bakanları o atar ve alır. Başkan doğrudan sorumludur. Oysa başbakanlık sisteminde başkanın yanında başbakan vardır; işleri o yürütür, işlerden meclise karşı sorumlu olan odur. Başkan ise sorumlu değildir. Başkan kendisi bakanların dışında kimseye emredemez, hattâ bakana bile emredemez.
Bu sistemlerden Kur’an’ın benimsediği sistem hangisidir? Bunu Kur’an’a sormamız gerekmez mi? Bu sorunu Kur’an’a danışmamız gerekmez mi?
Hayır! Biz öyle yapmıyoruz, kendimiz kafadan atıyoruz! Ona göre kanunlar yapıyoruz! Yapanlar da uygulayamıyor!
Şimdi sorumuza cevabı da yine Kur’an’dan verelim. “Nefsinde seninle beraber sabah akşam Allah’ın vechini murad edenlerle sabret, gözlerini onlardan ayırma, dünya hayatını murat edersin.” (Kehf, 18/28)
Burada başkanın bakanları atlayarak iş yapamayacağını anlatmaktadır. Başbakanı veya bakanları kim seçecektir? Bunu da Hazreti Musa peygamberin kıssasından öğrenelim.
Hazreti Musa Medyen’den dönerken gece ateş görür. Yanındakilere; “Ben bir ateş gördüm, oraya gideceğim bir haber getiririm ve ateş meşalesi” der ve gördüğü yere varınca, Allah; “Sen mukaddes vadidesin, ayakkabılarını çıkar. Ve ben seni özel olarak yetiştirdim, git Firavuna tebliğ yap” der. “Ben kekeme biriyim, beliğ konuşamıyorum. Kardeşim Harun’u bana vezir yap.” diyor. Allah da bu dileği kabul ediyor. “Sonra da ikiniz gidin, yumuşak söyleyin” diyor.
Bu âyetten şunları öğreniyoruz. Başkanları Meclis seçer. Allah’ın haklarını Allah adına meclisler kullanır. Onlar tüm halk adına vekâleten karar alırlar.
Veziri yani başbakanı başkan önerir, meclis kabul eder. Hazreti Musa Allah’a önermiş, O da kabul etmiştir. Böylece vezir sorumlu olur. Çünkü başkan ‘gözlerini ayırma’ emriyle yalnız vezirlerle iş yapar. Âyette vezir nekre gelmiştir. O halde birden fazla vezir (bakan) vardır. Âyette “Gidin ve ikiniz söyleyin” denmektedir. O halde birlikte iş yapacaklardır. Başkan sorumlu değildir ama devletin yönetiminde birlik sağlanmaktadır.
Bir de Talut ile Calut kıssası var, orada da başkan başkomutanı atıyor. O halde başkomutan da başbakan seviyesinde bir vezirdir. Zira atamayı başbakanla birlikte değil resen atamaktadır. Demek ki en az üç tane başvezir olacak ve başkan bunlarla iş yapacak, gözlerini bunlardan uzaklaştırmayacaktır. Biz iki başveziri kıyasen ekliyoruz. Diğer makalede anlattığım mademki dört dayanışma ortaklığı vardır, dayanışma ortaklıklarını koordine eden bir de başvezir olmalıdır. Bunlar da ilmî ve meslekî dayanışma ortaklıklarıdır.
Demek ki devlet başkanı, yönetimden sorumlu başbakan, ordudan sorumlu genelkurmay başkanı, eğitimden sorumlu başkan ve ekonomiden sorumlu mesleki kuruluşlardan sorumlu başvezir. Biz “Adil Düzen”i bu şekilde Kur’an’dan istidlal ederek oluşturduk. İki şeye dikkat ettik. Bugünkü uygulamada bunlara tekabül eden kurumlar var mıdır? Bunlar kurum olarak vardır ama şeriata göre düzenlenmemiştirler.
Türkiye’de fiilen her zaman genelkurmay başkanı başbakanla aynı seviyede kabul edilir. Ama genelkurmay başkanı her zaman etkili olmamıştır. İkinci dikkat ettiğimiz husus da, fıkıhta bunların yeri nedir, onlar bu sorunları nasıl çözmüşler? Ondan sonra Kur’an’a döndük ve onun dediklerine göre hükümler çıkardık. Akevler’de uyguluyoruz. Yarım asırdır bir yerden kredi almadan, bir yerin desteği olmadan, devletin yarım asırlık sistemli saldırılarına maruz kaldığımız halde varlığımızı sürdürüyoruz.
Bizim beklediğimiz bizim görüşlerimizdeki hataları düzeltmeleridir...
Onlar ise bizi durdurmaya çalışıyorlar!..
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92