1980’li yıllarda Özdemir Çelik Anonim Şirketi’ne ortaklar aramak için Almanya’ya gittik. Arif Ersoy, Süleyman Akdemir ve Süleyman Karagülle olarak yüz güne yakın Almanya’yı dolaştık. Millî Görüş camilerinde Akevler’in halk işletmesine ortak aradık. Henüz “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” kelimesi yoktu. Oranın atmosferine uygun konuşmalar yaparken insanlığın gidişatı ile ilgili tarihi oluşumları ele aldık ve anlattık. Sonra Akdemir ve Ersoy kendi ilmî/akademik çalışmalarında bu tezi savundular. Erbakan bunu kendisine ana dayanak yaptı, Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen böyle oluştu.
Bu tez şudur.
a) İnsanlık önce toplayıcılık, avcılık, çobanlık, çiftçilik dönemlerini geçirmiştir. Sonra pazar mübadelesi, tüccar mübadelesi ve işçilik dönemlerini geçirmiştir. Şimdi ise ortaklık dönemine geçmektedir. Akevler çalışmaları bunun ilk adımıdır. Ona ortak aramaktayız.
b) İnsanlık kişi yönetimi döneminden devlet yönetimi aşamasına geçmiş, yazılı hukuka ulaşmıştır. İlk kurulan uygarlık, Milattan Önce 3000 yılında oluşan Mezopotamya uygarlığıdır. Bu uygarlıktan 500 sene sonra Mısır uygarlığı doğmuştur. Mezopotamya uygarlığı bin yaşında iken İbrahim uygarlığı, ondan 500 sene sonra ikinci Mısır uygarlığı doğmuştur. Bin sene sonra İbrani uygarlığı, 500 sene sonra Yunan uygarlığı, ardından Milat ile birlikte Hıristiyanlık ve 500 sene sonra Bizans ve Miladın ikinci bin yılında İslâm uygarlığı ortaya çıkmıştır. Şimdi Batı uygarlığı zirvededir, çökmeye başlamıştır ve yeni Kur’an uygarlığı yeniden oluşmaktadır. Akevler bu Üçüncü Binyıl Hak Uygarlığının temelini atmaktadır.
c) İnsanlar başlangıçta görenek yoluyla, sonra tedris yoluyla, sonra tartışarak, sonunda deneyerek öğrenmeye başladılar. Bundan sonra karşılaştırma ve benzetme yoluyla ilim yapacaklardır. Akevler temsili sistemle ilim yapma sistemin denemektedir.
d) İnsanlar başlangıçta peygamberler tarafından yönetiliyordu. Din her şeye hâkimdi. Hazreti İbrahim ilmi laikleştirdi. Hazreti Musa yönetimi laikleştirdi. Hazreti Davut ekonomiyi laikleştirdi. Hazreti İsa dini laik düzen içinde yerleştirdi. İslâmiyet ise laik düzeni bir bütün olarak birlikte uyguladı. Ne var ki o günkü şartlarda laiklik tam uygulanamıyordu. Ulaşımın, haberleşmenin, elektriğin, motorun ve hassaten bilgisayarın icadı ile insanlık Kur’an’ı uygulayabilir hâle geldi. Akevler çalışmaları, Kur’an’ı bugünkü ilmin ve teknolojinin verileri içinde yeniden yorumlayıp uygulama çalışmasıdır.
Tekrar başa dönelim…
Avrupa’da bunları anlatarak onlardan ortak olmalarını istedik...
Almanya’dan döndükten sonra Erbakan’la bu konuda çalışmaya başladık...
“Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” de işte bu çalışmaların sonucunda doğdu...
Biz yeni bir şey icat etmiyoruz… Hayal da kurmuyoruz... Tarihi gelişmeyi takip ediyoruz... Akan ırmakta biz de mütevazı kayığımızla seyrediyoruz...
Bizim otuz sene önce anlattıklarımızdan sonra neler oldu?
Sovyetler bizim varsayımlarımıza uygun olarak yıkıldı...
Türkiye’de Millî Görüş anayasa ekseriyeti ile iktidar oldu…
Bir Müslümanın çocuğu zenci ABD’ye başkan oldu...
Putin, İslâm Konferansı’na üye olmak için başvurdu...
CHP ve MHP İhsanoğlu’nu ortak aday gösterdi...
Demek ki 1980’lerde ortaya koyduğumuz varsayım hep doğrulanmaktadır...
Yani gelecek Adil Düzen’in, Adil Ekonomik Düzen’in olacaktır demektir...
*
Adil Düzen nedir?
Hazreti Nuh Peygamber zamanından başlayan Hakka dayalı Doğu uygarlıklarının temel varsayımlarına dayanan ve çağımızın imkânları ve ihtiyaçları ile oluşturulan düzendir; çağımızın sorunlarını çözecek düzendir.
Anlaşılmayacak, karışık bir şey değildir.
Yerinden yönetim, hakemlik sistemi, çalışana faizsiz olarak verilecek emek kredisi, işletmelerden alınacak yeryüzü kirasının insanlara bölüştürülmesi ile oluşacak sosyal devlet... Aidatsız sigortalama sistemi... Siyaset ile ekonominin birbirine karışmaması ilkesi...
AK Parti ve Ekmeleddin İhsanoğlu grubu, tarihin akışını kavrar da Akevler gibi ileriyi görürlerse ve kendilerini ona göre ayarlarlarsa, başarıya ulaşırlar. Ama suyu yukarıya doğru akıtmağa uğraşırlarsa, dalgaların arasında boğulup giderler...
Süleyman KARAGÜLLE