Devletimiz yıkılmaktadır. Ben bu yazımda devletimizin nasıl yıkılmakta olduğunu anlatmayacağım, nasıl kurtulacağını anlatmaya çalışacağım.
1- Bürokratlar gittikçe çoğalmaktadır. Kendileri zaten işi yapmıyorlar. Ayrıca vatandaşa zorluk çıkararak birçok işyerlerinin kapanmasına, birçok kimselerin iş yapmaktan çekilmesine, yurt dışına gitmesine ve kayıt dışı ekonomiye kaymasına sebep olmaktadırlar.
Çözümü: Bürokratlardan isteyenlere ücretsiz izin vermek, sadece sigorta ve terfilerini devam ettirmektir. Ayrıca bürokratlara faizsiz kredi verilecek ve iş kurmaları istenecektir. Bu uygulama bir taraftan devletin yükünü azaltır, diğer taraftan işi bilenler kendi işyerlerini kurarlar, böylece işsizlik de ortadan kalkar. Kalan memurların da başını kaşıyacak vakti olmayacağı için vatandaşlara zorluk çıkaramazlar.
2- Birçok bürokratik engelle boğulmuş vatandaşlarımızın kendileri de boğulmaktadır. Yargı 40 (kırk) sene sürüyor. Bu adaletsizlik zulmü sebebiyle vatandaşlarımız zorunlu olarak kayıt dışı hayata katılmakta, bu da hem ekonomik hem de sosyal hayatı zehir etmekte, herkes her gün durmadan ister istemez değişik suçlar işlemektedir.
Çözüm: İş yapanlar bir yerden izin almamalı, sadece yaptıkları işleri muhasebeye geçirip görevlilere bildirmelidirler. Görevliler yolsuzluk görürse hakemlerden oluşan yargıya giderek sonuç çok kısa zamanda karara bağlanmalıdır. Böylece bütün çalışmalar hem denetlenmiş hem de kimsenin işine engel çıkarılmamış olur.
3- Bugün öğrenciler okullarda ve üniversitelerde sadece okumakta, hiçbir iş yapmamakta, ayrıca yaz aylarında da büsbütün haylazlaşmaktadırlar. Bu durum çalışma saatlerini azaltmakta ve yoksulluk zorunlu hâle gelmektedir. Uzun seneler zorunlu eğitim gören gençler otuzlu yaşlarına gelince hiçbir iş yapamamakta, evlenememekte ve yuva kuramamaktadırlar.
Çözüm: Öğrenciler çalışarak okumalıdırlar. Bütün okulların yanında öğrencilerin çalışmaları için işyerlerini kurmalı, bunları vergiden muaf tutmalıyız. Bugün çalışmıyorlar, zaten vergi ödemiyorlar, o zaman da ödemezler. Bir kaybımız olmaz. Onlara faizsiz kredi vermeliyiz. Üretim karşılığı kredi vereceğimiz için enflasyon olmaz. Karşılığında zararsız bir kâğıt vermiş oluruz.
4- Ordumuz gittikçe bütçeye yük olmakta ve ayrıca zayıflamaktadır. Ordumuz çok güçlü olmalı ama millî bütçemize de yük olmamalıdır.
Çözüm: Ordumuzu ticari olmayan üretici hâline getirmeliyiz. Kendi ihtiyaçları için üretim yapmasına izin vermeliyiz ve askerler üretimde çalıştırılmalıdır. Askerlik müddetlerini uzatmalıyız. Ayrıca askerlik döneminde bunlara meslek öğretmeliyiz. Evlenirlerse eşlerine ücretli iş vermeliyiz. Demir yolları, hava alanları, deniz yolları, kara yollarını askerler işletmeli. Bu yollar parasız olmalı, araçlar ve gemiler ücretsiz girmeli ve çıkmalı, rıhtımları kullanmalıdır. Buna karşılık devlet bütçesinden bunlara bir bedel ödenmelidir.
5- Ekonomik sorunlar sebebiyle köylerimiz boşalmış, Anadolu giderek boşalmaktadır. Birkaç yıl sonra tarım arazilerimizin çoğu verimsiz hâle gelmiş, artık kullanılamaz olmuş olacaktır. Düz arazilerde makine tarımı yapılmaktadır. O sayede yaşıyoruz. Ne var ki bu yerler de çoraklaşmaktadır, birkaç yıl sonra onlar da bize besin vermeyecektir.
Çözüm: Köylerimizde serbest yan sanayi tesisleri kurmalıyız. Tarlalarda iş olduğu zaman halk orada çalışacak, tarlada iş olmadığı zaman ise köydeki bu sanayi tesislerinde çalışacaklardır. Böylece boş zamanlarını değerlendirecekler, kentlerde yaşayanlardan daha yüksek gelirlere ulaşacaklardır. Başlangıçta hepsini ekmeseler bile kısmen tarlalarını ekecekler, böylece tarım unutulmayacaktır. Yarın gerektiği zaman ekilen tarlaları genişleterek ihtiyaçlarımızı giderebiliriz.
Ben size beş tane sorunu sundum, beş tane de çözümü önerdim. Dikkatlice okuyun. Yanlışım varsa tartışalım, düzelteyim. Kimse ses çıkarmıyor, ne soruna ne de çözüme değinmiyor; dilsiz, sağır ve kör olarak yaşıyor! Evet, işte böyle bu devlet batar. Tarih hep bu devletlerin enkazı ile doludur. Arkeolojik kazılar yapıyor, geçmiş uygarlıkları ortaya çıkarıyoruz ama şunu sormuyoruz; acaba bunlar neden enkaz oldular?!.
Yaşayanlar vardır; Firavunlar yok da İsrail oğulları neden vardır?..
Sizleri nasıl uyandıracağız? Hepinize ulaşacak elim yok ki sizlere çuvaldızlar batırarak gaflet uykunuzdan uyandırayım. Uyuyun, bol bol ölüler gibi uyuyun! Bir gün bir dozer gelir ve sizi mezarsız toprağa koyuverir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92