AK Parti’nin 2003 yılında yapmaya başlaması gerekenleri 2013 yılında yani on yıl sonra yapmaya başlamış olması sevindiricidir. Bu paketleşmede Numan Kurtulmuş gibi “Adil Düzen”e karşı olmayan kimselerin katılması da AK Parti hakkında bizi az da olsa ümitlendirmeye başlamıştır.
Ele aldığı konular ve ele alış biçimlerini eksik bulsak da bunlar üzerinde tartışma açılmıştır. Kabul ederlerse biz de çalışmalara katılmak durumundayız. Esasta tasvip ediyoruz.
Burada eksik bulduğumuz hususları ele alıp sıralayacağız.
Türkiye’nin acilen ele alması gereken sorunlar vardır.
1- Köylerimiz boşalmaktadır. Yarın aç kalma tehlikesi ile karşı karşıyayız.
2- Mahkemelerimiz 30-40 yıl sürmektedir. Yargı etkinliğini tamamen yitirmiştir.
3- Bürokratik engeller yüzünden ülkemizde yaşamak ve iş yapmak o kadar bıktırıcı hâle gelmiştir ki, hapishaneye gidip hazır yeme içmeyi özler duruma geliyoruz!
4- Basının Türkiye’de yaptığı terörü -samimiyetle ve inanarak söylüyorum- PKK’lılar yapmamaktadır. Genelkurmay Başkanı bile onun şerrinden nasıl korunacağını hesaplamak durumundadır. Bu memleketi bu basın teröründen kurtardığınız zaman bilesiniz ki dağlardaki eşkıyalardan kurtarmış olacağız. Bir görevli basının şerrinden kendisi ile çatışan PKK’lıyı öldürememektedir. Dışa bağımlı basın dışardan aldığı talimatla silahlı gücümüzü felç etmiş durumdadır.
5- Geçen gün büroya 10 yaşında bir öğrenci geldi, dördüncü sınıfa geçmiş ama kendi adını yazamıyor! Bir başka arkadaşımız var, geniş felsefi seviyeye sahip ama toplama çıkarma bilmiyor! Okullarımız sadece öğretmenlerin maaş almasına, öğrencilerin de haylazlaşmasına yaramaktadır. Eğitim seviyesi gün geçtikçe düşmektedir.
6- Ülkemizde milyonların üstünde kaçak işçi var. Devlet göz yumuyor ama onlar sefalet içinde tüm insan haklarından mahrum. Çalıştıranlar da son derece tedirgin. Ne gerek var bunlara. Herkes gelsin gitsin. Zararı ve yararı vardır.
7- Tarikatlar yasaktır ama ülkede Osmanlı döneminden daha çok tarikatçılık yayılmıştır. Bunlar derhal serbest bırakılmalı ve devlet bunlara partiler gibi yardımlarda bulunmalıdır.
8- Burası ormandır, burası sit alanıdır, burası tarihi alandır, burası koruma yerleridir denerek doğa imkânlarından yararlanamayan halkımız karınlarını doyurmak için ülke dışına taşınmaktadır. İşletmeler ülke dışında kuruluyor. Doğayı tahrip etmek elbette ki kötüdür ama doğayı tahrip etmeyeceğiz diye doğadan yararlanmamak cinayettir. Bizim kullanamayacağımız doğa ne işe yarayacak. Allah bu doğayı bizim için yarattı, bizi doğa için yaratmadı.
9- Ordunuz perişan edilmiş, asker olmak suçmuş gibi hapishaneler onlarla doldurulmuştur. PKK’lılar azat edilirken generallerimiz tutuklu. Bu durum ne zamana kadar geçerli olacak? Her akşam acaba bir savcı tutuklama için bir tezkere yazacak mı diye bekleyen bir kuvvet komutanı nasıl olacak da yüzbinlere ölme emrini verecek, kim ona itaat edecektir?
10- İnsanlığı bugünkü uygarlığa götüren medreseler kapanmış, onun yerine zorunlu yabancı diller konmuş, halkımızın eğitim seviyesi cahiliye dönemine dönüştürülmüştür. Ne zaman okullarınız gerçek ilim merkezleri hâline gelecek, ne zaman mescitlerimiz medrese olacak diye halkımız ve bütün insanlık beklemektedir.
İşte bu konular varken, başörtüsü bile bunların yanında devede kulaktır. Evet, birçok insan mağdur durumda ama bu mağduriyet devletimizi yıkıma, halkımızı ölüme götürmektedir. Oysa saydıklarımın her biri ayrı ayrı bizi uçuruma doğru götürmektedir.
Acilen ikinci paketi bekliyoruz.
Başbakan’a ithaf olunur…
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92