Üç liderin Tahran buluşması vesilesiyle…-2
Üç liderin Tahran buluşmasında ikinci sorun enflasyon sorunudur.
Hiper enflasyon tehlikesi yarın tüm dünyayı saracaktır. Yeryüzünde tam istihdam sağlandığı için yeni yatırımlar yapılamıyor. Oysa Dolar’a faiz ödenmektedir. Bu faizli Dolar gelirleri ile yatırım yapılmaktadır.
Sermaye bunu savaşlarla dengelemek istemekte ancak buna da gücü yetmemektedir. Savaş çıkarmamaktadır. Tek yapacağı şey enflasyonla dengeyi kurmadır.
*
Türkiye, İran ve Rusya’nın yapacağı tek şey vardır.
Yasalarda değişiklik yapacaklar ve şu hukuk kuralını getireceklerdir.
“Resmi veya halk ödemeleri piyasa paraları ile yapılır. Bir piyasaya giren o piyasanın ödeme aracını reddedemez, başka ödeme aracını isteyemez. Her piyasanın bir parası vardır. Fiyatlar, ücretler, kiralar ve kârlar bu para üzerinden hesaplanır. Altının piyasa parası ile değeri yıllık harcamalara göre hesaplanan fiyatlarla belirlenir. Yargı bunun dışında yapılan nakdi borçlanmaları nazarı itibara almaz.”
Bir maddelik bir yasa ile altın değil Altın Bonosu uluslararası kaydi para haline gelir ve iki bakımdan doları uluslararası para olmaktan çıkarır.
Biri, sonuna kadar kendisini koruyamaz, o da hiper enflasyona gitmektedir.
Diğeri, artık para kâğıt paradan kaydi paraya kaymaktadır ve bu para kaydi para olduğu için zafer bunun olur.
Üç devletin alacağı kararları bürokratlar değil tahkim sistemi içinde yargıçlar hakemler uygulayacaklardır. Dolayısıyla bürokratların direnme güçleri yoktur. Hakemler Yargıçlar ise kanunlara uymaya daha yatkındırlar. Türkiye, İran ve Rusya hakemleri yargıçları bunu uygulayacaklar, pozitif hukuk ilkeleri içinde uygulayacaklardır. Daha sonra tüm dünya hakemleri doğal hukuk kuralı içinde bu uygulamayı yapacaklardır.
*
Yabancı devletler bu para birimini kabul etmeyebilirler. Sermaye Dolar’ı dayatır, hatta savaş bile açabilir. ABD’yi arkasına alabilir. Çin de bunları destekleyebilir.
Çin’de çok büyük miktarda Dolar vardır, değerini düşürmeyi istemeyebilir.
Avrupa Birliği bile buna katılabilir ve üçüncü cihan savaşı çıkabilir.
Ne var ki bu savaşta İran ve Türkiye ne tarafta olursa o taraf galip gelir.
Bunun sebebi şudur. Sermaye terörist olarak dünyada Müslümanları eğitti ve onları radikal din duyguları ile doldurdu. Müslümanlarda terörist olmayanlar da inançlı kimselerdir. Dünyadaki bütün din mensupları İslam inanışının üstünlüğünü kabul ediyorlar.
Diğer taraftan Müslümanlar Güney Amerika hariç her yerde güçlü azınlık veya çoğunlukturlar. Rus halkı Türk halkı de eski Sovyetlerde bile birbirlerini sevmektedirler. Birlikte savaşa girdiklerinde her iki taraf için den savaşırlar.
Çin’de de Müslümanlar etkilidirler.
Hâsılı, Müslümanlar her tarafta galip gelirler.
*
Başka bir önemli husus da şudur. Üçüncü binyılda hak düzeni hâkim olacaktır. Kur’an son ilahi kitaptır ve çözümler ondadır. Müslümanların katıldığı tarafta büyük ilahi birikim vardır. Bu sebepledir ki Çin ile bir olsa da ABD tarafı savaşı kazanamaz.
Yine şunu herkes çok iyi bilir ki; Çin ve ABD zaferi kazansalar bile, sonra birbirlerini yerler, çünkü savaşı kazanma dışında ortak tarafları yoktur.
Oysa AB ve Rusya Hıristiyandır, Avrupalıdır. Aralarında ne din ne de kültür ayrılığı vardır. Roma’nın iki uzantısıdırlar.
Sonuç olarak…
İran’da toplanacak olan üç lider rahatlıkla istedikleri barış kararlarını alabilirler.
Onların bu kararlarına karşı çıkabilecek bir güç ortalıkta mevcut değildir ki insanlığa saadetler getirebilsin.