Bugün sermaye şirketleri vardır, işçiliğe dayanmaktadır. Ortaklık sistemi yalnız kooperatiflerde uygulanabilir. Sermaye kooperatifleri de işçilik sistemi ile yönetilmektedir. Dolayısıyla adı kooperatif olan bu şirketlerin tamamı işçilik sistemi ile işletilmektedir. Akevler 50 senedir ortaklık sistemi ile yönetilmektedir ama daha tam olarak başarmış değildir. Dolayısıyla bugün ortaklık sisteminin uygulandığı bir yer olmadığı gibi Akevler dışında bu çabayı gösteren başka bir yer de yoktur. Bu makalemde işçilik ile ortaklık arasında mevcut olan farkları sunmaya çalışacağım.
1- İŞÇİLİK yerine ORTAKLIK
İşçilikte işletmenin sahibi sermayedir. İşçilere nakit olarak ücret verir, tesislere kira verir, bankaya faiz verir, vergiyi de nakit olarak öder. Ürün girişimciye kalır, onu satar, gereğinden fazlaya sattı ise kâr eder ve işine devam eder, satamazsa iflas eder ve piyasadan çekilir. Ortaklıkta ise ücret, bedel, kira ve vergi elde edilen ürünün paylaşılması ile elde edilir, ortak ambara konur. Üretime katılanlara pay belgeleri verilir. O belgeleri satın alanlar ambardan mallarını alırlar.
2- DEĞER yerine MİKTAR (Gün/Saat)
İşçilik sisteminde ücret, kira, kâr ve vergi nakit olarak hesaplanır ve verilir. Gaye nakdi artırmaktır. Oysa ortaklık sisteminde nakit yerine ürün artırılır, doğrudan miktar üzerinden kâr veya zarar edilir. Ayakkabıcı yıl sonunda 1.000 ayakkabıyı 1.100 yapmışsa 100 ayakkabıyı kâr sayar. İşçilik sisteminde ise bin ayakkabıyı 20 bin liraya mal etmiş ve 22 bine satmışsa kâr etmiştir, 19 bine satmışsa zarar etmiştir. Ortaklık sisteminde paylaşma miktara göre olur, işçilik sisteminde ise değere göre olur.
3- BÜYÜME yerine ÇOĞALMA (Semtler/Bucaklar)
İşçilik sisteminde her işletme büyümeye çalışır, sonunda tekel oluşur, dikey tekele dayalı işletmeler doğar. Ortaklık sisteminde ise işletme belli büyüklüğe erişince ortaklar arasında bölünür ve iki işletmeye dönüşür, dolayısıyla bir firma büyümez firmalar çoğalır. Canlılarda da büyüme yoktur, çoğalma vardır. Doğal olan büyüme değil çoğalmadır. Bu sebepledir ki mevcut işçilik düzeninin sonu gelmiştir.
4- FAİZ yerine KREDİLEŞME
İşçilik sisteminde borçlanmalara karşılık borç miktarı artırılır, dolayısıyla nakit piyasadan çekilir, döngüde daralma olur. Ortaklık sisteminde ise borç verme karşılığı borç alma hakkı doğar. Kişi nakdini ne kadar zamanda başkasına kullandırmış ise o hacimde nakdi kullanma hakkı doğar. Böylece piyasadan nakit çekilmez ve piyasa dengesi bozulmaz. Buzdolabı almak isteyenler yarı paralarını taksit taksit biriktirirler, sonra dolabın bütün parasını bankadan çeker ve öderler, böylece peşin fiyatla almış olurlar, faiz vermezler.
5- VERESİYE yerine ÖN ÖDEME (Selem)
İşçilik sisteminde önce mal alınır, sonra para ödenir. Bu uygulama pahalılığa ve döngüde tıkanmaya sebep olur. Oysa ortaklık sisteminde önce para ödenir, mal sonra alınır. Peşin ödendiği için ucuzluk olur. Ayrıca yıllık üretim yılbaşında planlanmış olur, eksik veya fazla üretim olmamış olur. Başka bir yararı da ithalat-ihracat eşit olur. Tüccarlar yurt içinde ürettiremedikleri malların yerine başka mal ürettirir, dışarıya satar ve yerine ithalat yapar. Başka bir yararı da enflasyonun etkisi sıfırlanır.
6- TAKSİTLE ÖDEME yerine TAKSİTLİ SATIŞ
İşçilik sisteminde taksitli ödeme vardır. Mal satılır. Kişi bütün mal varlığı ile sorumlu olur. Ödeyemezse büyük bir zararla borcunu kapatmak zorundadır. Oysa ortaklık sisteminde taksitle satma vardır. Her ödediği miktar yüzdesi kadar mala ortak olur, ödeyemediği zaman ödediği kadarıyla mala ortak olmuş olur, zararla satılsa bile ikisi birden zarar etmiş olur. Taksitle satışta riziko alıcı ile satıcı arasında paylaşılmış olur. Bu sebeple kartlı alışveriş ortaklıkta meşru değildir.
7- KİRA yerine LOJMAN
İşçilik sisteminde işveren işçiye ücret verir, nerde kalırsa kalsın karışmaz. O da İstanbul gibi bir yerde da Kartal’da oturur, Avcılar’da çalışır. Ortaklık sisteminde ise tesislerin lojmanları vardır. Lojmanı olmayan tesislere işletme izni verilmez. İş bulan mesken de bulmuş olur. Bunun faydaları açıktır. Gidiş-dönüşten günde 2’şer saat kazanılır, trafik sorunu ortadan kaldırılır. Kent kirliliği önlenmiş olur. Kent stresleri ortadan kalkar. Herkese aş, iş, eş/ev sağlandığı gibi çalışması da sağlanır.
8- DEVAM yerine İMTİHAN
İşçilik sisteminde öğrenci okula devam eder, o sıralarda çalışamaz. Diploma alır, askerliğini bitirir, işe başlar ve sadece işçilik yapabilir. Ortaklık sisteminde çalışarak okuma esastır. Çocuk öğrenmeye de çalışmaya da okumaya da 7 yaşında başlar. Kamu ona öğretmenleri temin eder ama devam mecburiyeti yoktur. İmtihanını da öğretmeni yapmaz, kamu yapar. Bilen herkese diploma verilir. Okullar yerine dershaneler vardır, giderlerini kamu karşılar. Üniversiteyi herkes okur. Ama kazananlar fakültelerin olduğu yerdeki işyerlerinde ve lojmanlarda yerleştirilir, kendileri ve yakınları orada çalışır orada okurlar.
9- TEDAVİ yerine SAĞLIĞI KORUMAK
İşçilik sisteminde işçi hasta edilir ve işveren tedavi eder. Böylece ancak büyük firmalar iş yapabilirler. Ortaklık sisteminde ise işletmeler vergi verirken sağlık paylarını da verirler. Kamu herkesi sigortalı yapar, herkesin sağlığını korumaya çalışır. Hasta olursa çalışmadığı günleri devlet karşılar, tedavi masrafları da kamuya aittir. Sağlık sermayenin kazanç vasıtası yapılmaz. Yaşları ne olura olsun çalışmayanlara pay verilir, çalışma kredisi verilmez. Çalışana çalışma kredisi verilir, çalışma payı verilmez. Bu pay yaşa ve geçmişteki çalışma günlerine göre artar.
10) Mutlak Mülkiyet yerine Çift Mülkiyet
İşçilik sisteminde bir yere malik iseniz onu çalıştırmayabilirsiniz, yakabilirsiniz, parçalayabilirsiniz; mutlak maliksiniz. Ortaklık düzeninde ise bir gayrimenkule iki şekilde malik olursunuz; yararlanma mülkiyeti ve çalışma/işletme mülkiyeti. Bir yere sahipseniz onun gelirlerinden her zaman yararlanabilirsiniz ama işletmesi ise ehline aittir. Siz ona karışamazsınız. Yeterli üretim olmazsa işletme mülkiyetini kaybeder. Böylece daima iş açığı vardır. İşi bilen ve işçi ile anlaşan herkes her zaman işletme kurabilir ve üretim elde edebilir.