Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024
211 Okunma, 0 Yorum

LOKMAN SÛRESİ - 13. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ (18)

Ve insanlar için yanağını eğme ve yerde coşkulu bir yürüme ile yürüme. Kesinlikle Allah her kendini bir şey zanneden övünücüyü sevmez. (18)

 

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ

Ve insanlar için yanağını eğme.

 

Nehiy fiil cümlesi

Atıf
harfi

Mefûlün bih GS

Mefûlun bih

Fâil

Fiil

Olumsuzluk
edatı

Mecrur

Cârr

Muzâfun ileyh

Muzâf

النَّاسِ

لِ

كَ

خَدَّ

أَنْتَ

تُصَعِّرْ

لَا

وَ

 

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. لَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ cümlesini bir önceki ayetteki اصْبِرْ عَلَى مَا أَصَابَكَ cümlesine atfetmektedir.

لَا: Olumsuzluk edatıdır. Burada olduğu gibi meczum muzari fiilin (تُصَعِّرْ) önüne gelince nehiy fiil için olumsuzluk edatı olur. “-me, -ma” anlamına gelir.

تُصَعِّرْ: “Eğersin” demektir. صعر kökünden tef’îl bâbından ikinci şahıs eril tekil meczum muzari fiildir. İkinci bâbdan صَعِرَ - يَصْعَرُ şeklinde “yana ve yukarıya doğru eğilmek” anlamındadır. İkinci bâb tef’îl bâbına teksir ve mübalağa etkisi ile gelerek yana ve yukarı doğru eğilmenin çok sık olarak yapıldığını ifade eder. Bu fiil yanakta veya yüzde bir eğrilik veya bozulma olduğunu, boyunda eğrilik veya bozulma olduğunu belirtir. Yanak kelimesi ile beraber kullanıldığında kibirden dolayı yüzün bir yana dönmesi durumunu ifade eder. Deve için kullanıldığında, boynunu bükmesine ve eğmesine neden olan bir hastalığı ifade eder.

فِى عُنُقِهِ وَخَدِّهِ صَعَرٌ

Boynunda ve yanağında bir eğrilik var. (Lexicon)

لَأُقِيمَنَّ صَعَرَكَ

Eğriliğini düzelteceğim. (Lexicon)

أَصَابَ البَعِيرَ صَعَرٌ

Deveye eğrilik isabet etti. (Lexicon)

لَا تُصَعِّرْ: “Eğme” demektir. Nehiy fiildir.

خَدَّ: “Yanak” demektir. خدد kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan mastar olarak yere dik kenarları olan dikdörtgen şeklinde uzunlamasına derin çukur kazmak manasındadır. Bu mastar manasından أُخْدُود kazılan manasında “hendek” anlamında isimdir. خَدّ ise ıstılahi olarak ağız çukurunun kenarı olarak “yanak” anlamında isimdir.

كَ: “Sen” demektir. Mecrur muttasıl zamirdir. Lokman’ın oğludur.

خَدَّكَ: “Yanağın” demektir.

لِ: “İçin” demektir. Harf-i cerdir.

النَّاسِ: “İnsanlar” demektir.

لِلنَّاسِ: “İnsanlar için” demektir.

لَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ: “İnsanlar için yanağını eğme” demektir.

يُصَعِّر خده للناس: يميل به نحو الجانب والأعلى بمواجهة الناس وذلك بشكل متكرر ومبالغ فيه، وهو كناية عن التكبر وازدراء الآخرين

İnsanların karşısında yanağını yana ve yukarı eğer ve bu tekrar tekrar ve abartılı bir şekildedir ve o kibirlenme ve diğerlerini küçümsemeden kinayedir. (Kitabuallah)

Burada لِلنَّاسِ (insanlar için) kaydı getirilmiştir. Bu da kişinin yanağını yukarı ve yana doğru tekrarlayan ve abartılı bir şekilde eğmesinin tik gibi bir hastalık olmadığını kendi isteği ve iradesi ile diğerlerini küçük görmek ve kibirlenmeyi ifade eden bir hareket olduğunu ifade etmek için getirilmiştir.

Küçümseme hareketi tek yanağın yukarı ve yana eğilmesi ile olur. Bu nedenle ayette لَا تُصَعِّرْ خَدَّاكَ (iki yanağını eğme) denmemiş لَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ (yanağını eğme) denilmiştir.

Tef’îl bâbıyla gelmesinin sebebi de insanların bilinç dışı olarak nadiren bu hareketi kaşınma veya başka bir sebeple yapabilecek olmasından dolayıdır. Eğer ona لَا تَصْعِرْ خَدَّكَ denseydi bir kere bile yanağını bu şekilde hareket ettiremezdi. Tef’îl bâbıyla gelince bunun tekrarlanan şekilde olduğunu لِلنَّاسِ ile gelince de bunun tik gibi bir hastalık olmadığını, diğer insanları küçümseme amacıyla yapıldığını ifade etmektedir.

Lokman oğluna insanları küçümsememesini öğütlemekte, bunu da küçümseme hareketi olan yanağını eğme hareketini yapmamasını söyleyerek yapmaktadır.

 

وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا

Ve yerde coşkulu bir yürüme ile yürüme.

 

Nehiy fiil cümlesi

Atıf
harfi

Fâil
Hâl

Mefûlun fih

Fâil
Sahibul hâl

Fiil

Olumsuzluk
edatı

Mecrur

Cârr

مَرَحًا

الْأَرْضِ

فِي

أَنْتَ

تَمْشِ

لَا

وَ

 

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. لَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ cümlesine لَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا cümlesini atfetmektedir.

لَا: Olumsuzluk edatıdır. Meczum muzari fiilin (تَمْشِ) önüne gelerek nehiy fiil için olumsuzluk edatı olmuştur.

تَمْشِ: “Yürürsün” demektir. مشي kökünden ikinci bâbdan ikinci şahıs eril tekil meczum muzari fiildir.

لَا تَمْشِ: “Yürüme” demektir.

فِي: “İçinde” demektir. Harf-i cerdir.

الْأَرْضِ: “Yer” demektir. ءرض kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan أَرَض mastarı bir mekânın bereketli, verimli olması, hayrının çok olması ve yerleşme ve ikamet için uygun olması manasındadır. Bu mastar manasından yerleşme için uygun olan manasında أَرْض “yer” anlamındadır.

فِي الْأَرْضِ: “Yerde” demektir.

مَرَحًا: “Coşmak” demektir. Gösteriş, övünme, sevinme, kibir ile birlikte bir coşku halinde olmak manasındadır. مرح kökünden dördüncü bâbdan mastardır.

لَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا: “Yerde coşkulu bir yürüme ile yürüme” demektir.

Burada mastar olan مَرَحًا in cümledeki görevi anlamı değiştirmektedir. Cümlede üç görevde de olması uygundur. Bunlar:

  1. لَا تَمْشِ (yürüme) nin fâili olan أَنْتَ nin hâlidir. Bu durumda anlam “Yerde coşkulu halde yürüme” şeklindedir. Yürüyen coşkuludur. Hâl olmaya daha uygun olan kelime مَارِحًا dir. Bu nedenle bu anlamı ikincil anlam olarak tercih ediyoruz.
  2. Nâib-i mef’ûlü mutlaktır. Bu durumda hazf edilmiş مَشْيًا mastarının sıfatıdır. لَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَشْيًا مَرَحًا şeklindedir. Bu durumda anlam “Yerde coşkulu bir yürüme ile yürüme” şeklindedir. Yürüme coşku ifade etmektedir.
  3. Mef’ûlün lieclihtir. Bu durumda fiilin işleniş sebebi coşkudur. Bu durumda anlam “Yerde coşkulu olmak için yürüme” şeklindedir. Yürümenin amacı coşkudur.

Burada sorulması gereken diğer bir soru “yerde” ifadesinin niçin cümlede geçtiğidir. لَا تَمْشِ مَرَحًا (coşkulu halde yürüme) şeklinde gelseydi de zaten yürüme yerde olacağından aynı şeyi anlayacaktık. Bu nedenle burada فِي الْأَرْضِ (yerde) ibaresi önemli bir durumu göstermektedir. Buradaki arz insanların yaşadığı yerdir.

وَكَذَلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ

Böylece Yusuf’u arzda imkânlandırdık. (Yusuf 21, Yusuf 56)

قَالَ اجْعَلْنِي عَلَى خَزَائِنِ الْأَرْضِ

“Yerin hazineleri üzerine beni kıl” dedi. (Yusuf 55)

قَالُوا تَاللَّهِ لَقَدْ عَلِمْتُمْ مَا جِئْنَا لِنُفْسِدَ فِي الْأَرْضِ وَمَا كُنَّا سَارِقِينَ

“Allah’a yemin olsun, yerde fesat çıkarmaya gelmediğimizi ve hırsızlar olmadığımızı bildiniz” dediler. (Yusuf 73)

Yusuf suresinde de arz kelimesi bu anlamda kullanılmıştır. Mısır ülkesini ifade etmektedir. Bu nedenle Lokman oğluna “yerde” kaydıyla coşkulu yürümeyi nehyetmektedir. İnsanların olmadığı yerde yürüyebilir ama yerleşim bölgelerinde, insanların göreceği yerlerde bu şekilde yürümesini istememektedir.

 

إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ

Kesinlikle Allah her kendini bir şey zanneden övünücüyü sevmez.

 

Mensuh isim cümlesi

Haberi
Fiil cümlesi

İsmi

İnne

Mefûlun bih

Fâil

Fiil

Olumsuzluk
edatı

Muzâfun ileyh

Muzâf

Sıfat

Mevsûf

فَخُورٍ

مُخْتَالٍ

كُلَّ

هُوَ

يُحِبُّ

لَا

اللَّهَ

إِنَّ

 

إِنَّ: “Kesinlikle” demektir. Huruf-u müşebbehe bi-l fiildendir.

اللَّهَ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

لَا: “Değil” demektir. Olumsuzluk edatıdır.

يُحِبُّ: “Sever” demektir. حبب kökünden ikinci bâbdan üçüncü şahıs eril tekil merfu muzari malum fiildir. Bir kimseyi, bir şeyi, bir fiili sevmek manasındadır. Fâili müstetir هُوَ dir. Allah’a racidir.

لَا يُحِبُّ: “Sevmez” demektir.

كُلَّ: “Her” demektir. Mutlaka izafetle gelir ve her zaman muzaf olur. Muzafun ileyhi nekre gelirse muzafun ileyhinden olan her şeyi kapsar, marife gelirse muzafun ileyhinin tamamı anlamına gelir. كُلُّ كِتَابٍ derseniz “her kitap” anlamına gelir. كُلُّ الْكِتَابِ derseniz “kitabın tamamı” anlamına gelir. كُلُّ nün muzafun ileyhi hazf edilirse yani cümlede söylenmezse كُلٌّ, كُلًّا, كُلٍّ şeklinde tenvinle gelir. Böyle tenvinlere ivaz tenvini denir. Bu tenvinin yerine hazf edilen kelimenin takdir edilmesi gerekir.

مُخْتَالٍ: “Kendini bir şey zanneden” demektir. Dördüncü bâbdan (خَالَ – يَخَالُ) “bir şeyi uygun olmadığı halde kendi arzu ve eğilimlerine uygun bir şey zannetmek” demektir. İfti’âl bâbına gelince mutavaat etkisiyle (اخْتَالَ – يَخْتَالُ) “kendisi hakkında gerçek olmayan hayali bir görüntü oluşturmak ve bununla kibir ve zevkini tatmin etmek” demektir. Bu bâbdan ism-i fâil olduğunda (مُخْتَالٍ) “kendi zevkini ve gururunu tatmin etmek için kendisini özel bir kişi olarak hayal eden” anlamına gelmektedir. Aslında Türkçeye “kendini bir şey zanneden kimse” diye çevirmek daha uygundur.

فَخُورٍ: “Övünücü” demektir. فخر kökünden üçüncü bâbdan sıfat-ı müşebbehedir. Bir cismin muhtevasının değil de içindeki boşlukların artması nedeniyle hacminin artmasıdır. Bu manadan dolayı içi boş olduğu halde kendini büyütmek manasından övünmek anlamına gelmiştir.

مُخْتَالٍ فَخُورٍ: “Kendini bir şey zanneden övünücü” demektir. مُخْتَالٍ Kuran’da her zaman فَخُورٍ ile beraber gelir.

إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ مُخْتَالًا فَخُورًا

Kesinlikle Allah kendini bir şey zanneden övünücü kimseyi sevmez. (Nisa 36)

وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ

Allah her kendini bir şey zanneden övünücüyü sevmez. (Hadid 23)

İkisi bir arada bir anlam ifade eder. Kişinin içi boştur ama dışarıya dolu gibi görünür, daha da ilginci kendisini öyle zanneder. Kendini çok akıllı, bilge zanneder. Hele bir de parası varsa yanına yanaşılamaz. Hele bir de vesen içinde ön saflardaysa yakınından bile geçilmez. Sürekli kendisinden bahseder, kendisini yükseklerde görür. Kuran’a iman ettiğini de söyleyebilir ama siz Kuran’dan bir delil getirdiğinizde yanağını yukarı dışa bükerek sizi küçümser. En kötüsü ise bu tip insanların özellikle çoğunluk demokrasisinde zirvelere çok daha rahat çıkabilmeleridir. Çünkü sistem ona uygundur. İnsanların çoğunluğu böyle insanları değerli görür, ilim adamlarını değersiz görür. Bu insanlar kendilerini bir şey sandıkları için her sorunu çözeceklerine de inanırlar ve bunun garantisini de verirler. İnsanların çoğunluğu da gerçeğe değil vaatlere inandıkları için çoğunluk demokrasisi içinde hızla yükselirler. Çoğunluk demokrasisinde yükselmeye çalışan ama bir türlü yükselemeyen insanlar böyle olmadıkları için yükselemezler ve boş yere çırpınıp dururlar. مُخْتَالٍ فَخُورٍ lardan onlara sıra gelmesi çok zordur. Onların çalışmalarını projelerini bile مُخْتَالٍ فَخُورٍ lar kendilerine mal eder, slogan olarak kullanır, içeriğini uygulamayı düşünmezler bile.

كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ: “Her kendini bir şey zanneden övünücü” demektir.

لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ: “Her kendini bir şey zanneden övünücüyü sevmez” demektir.

إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ: “Kesinlikle Allah her kendini bir şey zanneden övünücüyü sevmez” demektir.

Bu son cümle önceki iki cümleyi özetlemektedir. Kendini bir şey zanneden övünücüler yanak bükme ve yürüyüşleri ile kendilerini belli ederler. Genellikle yalnız yürümezler. Kalabalığı ve gösterişi severler. Yürürken coşku vardır hatta coşku seli bile olabilir. Her iyiliği kendilerine mal ederler. Kendi sözlerinin yanlış olduğunu söyleyenlere yanağını hafifçe yana bükerek cevap verirler veya cevap vermeye tenezzül bile etmezler. En sevdikleri yerler vesenlerdir. Vesenler içinde yükselirler. İçleri boştur. Hiçbir şeyi doğru bilmezler ama bildiklerini zannederler. Allah bu kimseleri sevmez. Kuran’da bunu üç ayrı ayette söylemektedir. Allah bunları sevmez. Allah yürüyüşünde orta yollu olanı sever, Allah bilen ama bildiğiyle övünmeyeni sever. Allah kibirlenmeyeni sever. Allah bütün nimetleri, ilmini, zenginliğini, başarısını Allah’ın kendisine verdiğini bileni sever. Allah her yerde alkışlanan içi boş kütükleri sevmez.

 

 

Teşvikiye, Yalova

22 Haziran 2024

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Son Eklenen Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 23 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 66 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 99 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 131 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 147 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 176 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 168 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 185 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 168 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 195 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 193 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 189 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 204 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 197 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 211 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 264 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 274 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 255 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 349 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 394 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 327 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 378 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 321 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 304 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 333 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 283 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 443 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 370 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 347 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 378 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 383 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 458 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 461 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 407 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 478 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 440 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 441 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 463 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 416 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 438 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 503 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 429 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 444 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 408 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 406 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 458 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 455 Okunma


© 2024 - Akevler