Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013
7393 Okunma, 6 Yorum

31.07.2013

 

SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2

 

Klasik anlayışla, bazı ayetlerin biyolojiye, bazı ayetlerin astronomiye, bazı ayetlerin ekonomiye işaret ettiğini kabul edip, mümkün olduğunca bunlara ait sayıları arttırmak Sezebildiğiniz kadar ekleme yaparsınız, olur biter. Fakat ön kabulümüz olan ayetlerin tamamı sosyolojiye göre anlamlandırabilir, bu mümkündür ve gereklidir dediğinizde işler çok zorlaşıyor. Bunu da istisna kuralları ile aşabilirsiniz ama bu istisnaların sayıları çok olursa yöntemin tutarlılığı kalmayacaktır. Üstad Karagülle doğru söylüyor: Ben orta yaşı geçtim ve bu çalışmayı aralıksız bir gayretle de yapsam bitiremeyebilirim.

 

Öncelikle yol haritası hazırlamak; usulü belirleyip, işlemlerin sıralamasını yapmak gerekiyor. Kelimelerin tamamına, mesela su, ay, güneş, vb müşahhas isimlere de sosyolojik karşılık mı bulacağız, yoksa onları bilinen manalarında mı bırakacağız. İki yolu izlemek de mümkündür. Birincisini tercih ettiğimizde; tüm sosyoloji terminolojisini iyi bilmek, her türlü kamu yönetimi şekillerini irdelemek ve en önemlisi çok geniş bir Türkçe kelime dağarcığına sahip olmak gerekiyor. Bu zamanla oluşabilir, ama başlangıçta gözümü korkutuyor.

 

Yine çok duyduğum ama kafamı kurcalayan ayetlerden bir ikisi aşağıdadır.

Hud/7:

وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ (7)

Arş’ı su üzerinde iken, hanginizin daha güzel işi işleyeceğini ortaya koymak için, gökleri ve yeri altı günde yaratan Odur. And olsun ki, «Siz gerçekten, ölümden sonra dirileceksiniz» desen, inkar edenler: «Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir» derler.[7]

 

 

Mülk/1-2:

تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (1) الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ (2) الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَوَاتٍ طِبَاقًا مَا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِنْ تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِنْ فُطُورٍ (3)

 

 

Hükümranlık elinde olan Allah yücedir ve O herşeye Kadirdir.[1] Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için, ölümü ve dirimi (hayatı) yaratan Odur. O, güçlüdür, bağışlayandır.[2] Gökleri yedi kat üzerine yaratan Odur. Rahman’ın bu yaratmasında bir düzensizlik bulamazsın. Gözünü bir çevir bak, bir çatlak görebilir misin?[3]

 

Yukarıdaki ayetlerde, hangimizin daha iyi iş işlediğini sınamak için semavatı ve arzı altı günde kurguladığını” söylemektedir. Diğer ayette de aynı sınamayı yapmak için mevti ve hayatı kurguladığını”, arkasından da yedi semayı tabakalar halinde kurguladığını” ifade etmektedir.

 

Arz, alt; sema ise üst demektir. ARZ, sosyolojik olarak “ÜLKE,  SEMAVAT ise “ÜSTÜNDEKİLER demektir. Karagülle bu tabakalanmayı 5li olarak bizlere anlatırdı: Başkan, evvelun, sabikun, ehl-i zikr ve müellefe-i kulüp, şeklinde hatırlıyorum. Şimdi yukarıdaki ayete bakıyorum da bu sıralama 7 tabaka olmalı diye düşünüyorum Demek ki yönetim bürokrasisi 7 tabaka şeklinde tasnif olunacaktır.

 

Bütün bunları bu usul üzerinde yaptığımızda yepyeni bir devlet yapılanması öngörmüş olacağız. Örneğin, “…innellahe ve melaiketehu yusallune alennebi…” ibaresinden; melaikenin,  yani bakanların seçilmesinin ve azlinin meclise ait olması gerektiği çıkmaktadır. Bu bir nevi başkanlık sistemidir veya daha özgün yeni bir model olacaktır. Üstad Karagülle İnsanlık Anayasasında bu usulü istihsanen koyduğunu söylemiş ve bu yorumu duyunca arkadaşlara delil olarak bunu ilave etmelerini hatırlatmıştı. Basit ve masumane görünen bir çeviri denemesi büyük sonuçlara da gidecektir,  öyle görünmektedir.

 

Saygılarımla.

 

H.Kayahan

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
02.08.2013
04:37

HÜSEYİN KARDEŞ;

YİNE DERİN BİR KONUNUN AÇILMASINA VESİLE OLDUN...

OLSUN...

İYİ Kİ YAPTIN...

NE İYİ ETTİN DE YAPTIN...

722. HAFTA DERSİMİZİ HATIRLATTIN...

*

EVET...

722. HAFTADA FARKLI BİR ŞEY YAPTIK...

YANİ SENİN İŞRET ETTİĞİN ŞEYİ YÜZLERCE HAFTA SONRA YAPTIK...

OKUMADIYSAN; 722. HAFTA SEMİNERİNİ ÇOK DİKKATLİCE OKUMANI TAVSİYE EDERİM...

*

HÜSEYİN KARDEŞİN YAZDIKLARINI OKUYANLARA DA MEZKUR SEMİNERİ BİR KERE DAHA VE DAHA DİKKATLİCE OKUMALARINI TAVSİYE EDERİM...

NEDEN?..

EEE...

İLİM YAPMAK İŞTE BÖYLE BİR ŞEY İŞTE...

*

DEĞERLİ DOSTLAR...

AŞAĞIYA MEZKUR DERSİN ÖZELLİKLE İLGİLİ BÖLÜMÜNÜ AKTARIYORUM...

AMA SİZ...

DERSİN TAMAMINI...

YANİ...

ÖNCESİNDEKİ İKİ SAYFAYI...

VE...

SONRAKİ SAYFALARI DA OKUMAYI İHMAL ETMEYİN...

*

İYİ OKUMALAR...

BEREKETLİ ÇALIŞMALAR...

SELAM, SEVGİ VE DUA DUA DUA İLE...

REŞAD

***

ADİL DÜZEN’DE TURİZMİN HÜKÜMLERİ NELERDİR? BU HÜKÜMLERİ NASIL ÇIKARABİLİRİZ? Önce Kur’an’da turizmle ilgili kelimeleri belirlememiz gerekir. Bunun için Kur’an’ı baştan sonuna kadar okur ve her âyette turizmle ilgili bir kelime varsa onu belirleriz. Örnek olarak Besmele ve Fatiha’yı deneyelim. “Rahman ve Rahim Allah’ın ismiyle yola çıkarım veya yolcuyu ağırlarım.” diyeceğiz.

O halde yolculuk Allah’ın ismiyle yani topluluğun ismiyle olacaktır. Topluluğun ismi nedir? Onun kuralları ve kanunlarıdır, onun araçları ve imkânlarıdır. “Rahman” kelimesi bunlardan bir kısmının bedelli, diğer kısmının bedelsiz olacağını ifade eder. Yani ben yola çıktığım zaman masrafların bir kısmını ben ödeyeceğim, bir kısmını da kamu karşılayacak demektir. Aynı şekilde ben misafir kabul ettiğim zaman masrafların bir kısmını ben karşılayacağım, masrafların bir kısmını kamu karşılayacak demektir. O halde “Turizmin Fıkhı” demek, hangi masrafların kişiler tarafından karşılanacağı, hangi masrafların kamu tarafından karşılanacağının tesbiti demektir. Sonra kişiler tarafından karşılanacak masrafların ne kadarının turistler tarafından, ne kadarının konuklayan tarafından karşılanacağının belirlenmesidir. “Hamd Allah’ındır” demek; fazl Allah’ındır, rant Allah’ındır demektir. Bu ne demektir? Ben kendi başıma yolculuk yaptığım zaman 1000 lira harcıyorum. Beraber yolculuk yaptığımız da 100 lira ile aynı seyahati yapıyorum. 900 lira kâr edilmiş oluyor. Bu kâr kimin olacaktır? Kapitalistlere göre bu kâr araba sahibine ait olacaktır. Sosyalistlere göre bu kâr yolculara ait olacak, eşit olarak bölüşeceklerdir. İşte size fıkhi bir soru daha ortaya çıkıyor. Bu kazanç kime ait olmalıdır, sermayeye mi yöneticilere mi? İslâmiyet bunun topluluğa ait olması gerektiğini söyler. Topluluk onu tüm halkın yararına harcar. Önce yolcuların bedellerini azaltarak onlara kazanç sağlar. Bir kısmı ile yol yaparak, bir kısmı ile araçların bakımını yaparak yolculuğu kolaylaştırır. “Rahman ve Rahim” kelimeleri bu rantın bölüşülmesi kurallarını ortaya koyar. Kazancın bir kısmı yolculara, bir kısmı da yolculuğa katılmayan diğer topluluk mensuplarının yararına harcanır demektir. “Din yevminin malikidir; din/düzen gününün sahibidir.” Yani bu gelirler senelik bütçeler şeklinde oluşur. Senelik bütçeleri yapma görevi hükümetlerin değil, meclislerin görevidir demektir. Yani kazancın bölüşülmesi ve kamu payına düşenin harcanma yerlerinin gösterilmesi topluluğa yani meclise aittir demektir. “Sana ibadet eder, Senden yardım isteriz.” Buradaki uygulama şudur. Turizm sektörü kazanç sektörü değildir. Turizm sektörü bir kamu sektörüdür. Burada çalışanlar paylarını alırlar. Tesisler kamu tarafından kurulur. İşletmeler vakıf işletmelerdir. Kâr amaçlı işletmeler turizmin konusu olmaz. Turizm gelir kaynağı değil gider kaynağıdır. Turizmden doğan çıkar kamuya aittir, insanlığa aittir; kişilerin çıkarına olmaz. “Bize sırat-ı müstakimi göster.” En kısa yol doğru yoldur. O halde turizmde gaye en az emek harcanarak en çok insanın seyahat edebilmesidir. İsraf yoktur. İstasyonlarda asgari masraflar yapılır, yolculardan bedel alınmaz. Ayrıca lüks hayat için özel yatakhaneler yapılabilir, özel aş evleri tesis edilebilir. İsteyenler oralarda konaklarlar, oraları özel sektör işletir. Herkesin konaklayacağı yerleri ise vakıflar işletir. Yatak yerleri bulunur. Çarşaf ve terlikleri yolcular taşırlar. Buraların temizliği kamuca yapılır. Buralarda kalanlardan para alınmaz. “Kendilerine in’am ettiğin kimselerin sıratı.” Burada yolculuk yapanların öncelikleri vardır. Herkesin bir bedava yolculuk kontenjanı vardır. Önce onu kapatır. Bu miktar sınırlıdır. Demek ki buralardan yararlananlar kendilerine sağlanan yolculuk imkânlarından yararlanırlar. “Kendilerine gazab edilenlerin yahut dalalette olanların yolunu değil.” Fatiha Sûresi’ni bu şekilde yorumladığımız zaman anlıyoruz ki, lüks yerlerde seyahat etmek yasak değildir ama meşru değildir; haram veya mekruhtur. Çünkü seyahatten maksat insanların birbirleri ile tanışmaları ve birlikte hareket etmeleridir. Halktan kopuk sınıflaşmaya dayanan bir turizm bu sektörü asıl maksadına götürmez. Görüyorsunuz ki Kur’an’ın her âyetini turizm amaçlı yorumlarla yorumlayabiliriz. Demek ki turizme ait fıkıh yapmak için önce “tefsir ilmini bilmek” gerekmektedir. Sonra “turizm sektörünü bilmek” gerekmektedir. Ondan sonra da “Kur’an’ın baştan sonuna kadar ona göre taranması” gerekmektedir. Turizm ile ilgili kelimeleri aklımıza geldiğince sıralayalım. Yani Kur’an’ı taradığımızda karşımıza şu kelimeler çıkacaktır. SEYR, SEYAHAT, SEFER, İNTİŞAR DAYF, RESUL, MUHACİR, İBNU’S-SEBİL ARAB, ACEM, MÜSTE’MEN, MUKİM SADAKA, FEY, SEBİLULLAH , ABİRİ’S-SEBİL Bu kelimelerin üzerinde araştırmalar yapılmalıdır. Bu kelimeler turizm yönüyle ele alınmalıdır. Demek ki bizim turizme ait fıkhı oluşturmamız için birçok kimsenin uzun zaman çalışması gerekmektedir. İçtihat budur. Bir âyeti alıp onu yorumlamak kolay iştir. Fıkıh ise son derece zordur. Bunun için; a) “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”nı istihsanen oluşturmamız gerekmektedir. Bunu yapmış bulunmaktayız. b) “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası”nın her cümlesine Kur’an’da bir delil bulmamız gerekir. Bulabilirsek istihsanımız doğrudur demektir. Aksine delil bulursak değiştiririz. Kur’an’da bu yoktur diyemeyiz. Onaylayan veya reddeden âyet mutlaka vardır. c) Ondan sonra bir turizm işletmesini kurmalıyız. Araştırmacı Müçtehidin biri de bunu yüklenmelidir. Günlük seyahatlerle işe başlayabiliriz. İşte bu araştırmacı bizimle istişare ederek Turizmin Fıkhını yapmalı, sözleşmesini hazırlamalıdır. d) Turizm işletmesinin muhasebesi kurulmalıdır. Ortaklık faaliyete geçmelidir. Bugün bir işletme kurmak için dört ortak bir araya gelmelidir. a) İşletme Sorumlusu Ortak, işletme ile ilgili kararları almalıdır. Bu ortak bundan başka bir şey yapmamalıdır. b) İşletme Kasası, para ve belgeleri alıp vermelidir. İşletmenin veznesi olacaktır. Onun başka bir görevi ve yetkisi olmamalıdır. c) İşletmenin Yediemini Ambar Sorumlusudur. Mallar ona teslim edilir, mallar ondan alınır. O da başka bir sorumluluk yüklenmemelidir. d) Muhasip Ortak da kayıt işleri yapmalı ve sonuçları bildirmelidir. “Adil Düzen Turizm İşletmesi”, Akevler İstanbul Tüketim Kooperatifi’nin “Genel Hizmet Sorumlusu” olarak katıldığı bir işletme olacaktır. Dört fert ortak olarak bir araya gelir de böyle bir işletme kurarlarsa, kooperatif olarak bunları destekleriz. Dört ortak nasıl bir araya gelebilir? a) Ortak her gün 10 saat çalışır. Böylece haftalık olarak 70 saat emeği var demektir. Bunun yarısını yani 35 saatini şimdilik kendi geçimi için harcar, öyle bir iş tutar. Haftanın 35 saatini de turizm işletmesine ayırır. b) Ev hanımıdır; bu işletmeye ortak olarak katılabilir. c) Öğrencidir; dışarıdan okumaktadır yahut artırdığı zamanları vardır. İşte o zamanlarını bu şirkete ortak eder. d) Emeklidir; emekli maaşı ile geçinmektedir, ayrıca bu işletmede çalışır. İşte böyle bir işletme kurma zamanıdır. Bu işletme içinde işletmenin fıkhı oluşturulacaktır. Sadece teorik düşüncelerle fıkıh olmaz, sadece teorik düşüncelerle ilim olmaz. Ayrıca uygulamalar da yapmak gerekmektedir. *** ŞİMDİ TARADIĞIMIZ ÂYETLERE BAKABİLİRİZ.

....

Hüseyin Kayahan
02.08.2013
09:50

O semineri okumuştum ama yüzeysel okumuşum galiba. Besmele ve fatihanın acizane benim işaret ettiğim gibi turizm gözüyle irdelendiğini kaçırmışım. Ben o semineri sanırım, incelemeden; sizin eski teziniz ve kitabınıza yeniden dikkat çekmek için özetle tekrar edilmiş şeklinde bir ön kabülle hızlıca okumuştum. Farkı kaçırmışım.

Çok sevindim: Her ayet, Kuran'ın tamamı her ilme uygulanabilir savımı doğrular mahiyette bir örnek olmuş. Cesaretlendirici...

Eylül ayında İstanbul'a gelmeye başlıyorum. Biletlerimi arttırdım hemen her hafta cumartesi günü İstanbulda olacağım, Allah bir mani vermezse. Dr Lütfi beyle telefonda iştişare etmiştim, ilave biletleri alırken. Eylülden Mart sonuna kadar sadece Cumartesi günleri orada olabileceğim. Üstad ile çizeceğimiz bir yol haritası üzerine gelecek aylarda seyahat programını değiştirebilirim. Hele hele başlangıçta Üstadın katkısı ve yol göstericiliği elzem, olmazsa olmaz görünüyor. Çalışmanın gelişmesine göre arkadaşların da katkı koyacaklarını düşünüyorum. Uygun bir metodla başlayabilmek, yarı yarıya bitirmeğe eşdeğerdir...

Saygılarımla.

H.Kayahan

Reşat Nuri Erol
02.08.2013
10:22

sevinmene...

çok sevinmene...

ben daha çok sevindim...

çalışmalarımız bereketlensin; inşaallah...

niyetlerinin gerçekleşmesi dua ve dileklerimle...

Hüseyin Kayahan
20.09.2013
08:31

22.12.2005 yılında başladığım ve sadece 2 sahifede kalan denemeyi yeniden aktarıyorum. belki esin kaynağı olur...

AÇIKLAMALI SOSYOLOJİK KURAN SÖZLÜĞÜ

ALLAH: Kamu, topluluk, devlet ABİD: Kamu görevi üstlenen, Çardın kapısının iki yanındaki kapıyı tutan direktir. Sonradan kapının iki yanında duran güvenlik görevlisine ad olmuştur. Buradan hareketle kamu görevi üstlenen kişi demektir. ABEDE: Görevlendirme, görev alma, kamu görevi görme, AHİRET: Sonraki ALEM: Topluluk, Sivri dağın adıdır. Kolay tanınan ve tarif edilebilen özelliğinden dolayı topluluk haline gelip, belirli tanıtıcı özellikler kazanmış kalabalıklara ad olmuştur. AVN: Yardım, asgari yaşam desteği, CÂİL: Atayan, görevlendiren,amir CEALE: Atama, Görevlendirme, DALALET: Sapma, DÂLLİN: Sapmış, sapık GADAB: Cezalı, sabıkalı,??? GAYR: Dışında HAMD: Rant, emek veya risk karşılığı olmadan artan değer. HEDY: Yol, diploma, sertifika, uzmanlaştırma, Patika, sürü hayvanların bir sıra halinde geçtikleri hayvan tarağıdır. HİDAYET: Diploma, sertifika alma İBADET: Görev alma, İMAN: Uyruk, vatandaşlık, yasayı tanıma, Mena, iç avlu, etrafı korunaklı yer demektir. İman da, bu korunaklı yere girmedir. Buradan hareketle, bir devletin vatandaşı olarak, kendini o devletin koruması altına alma demektir. İN’AM: Ücretlendirme, İNFAK: Harcama, İSM: Ad, kimlik, İKAME: Yürütme, aktif tutma, katılma İTTİKA: Korunma, sığınma, iltica, Vika, kap, kazan, çuval gibi malı muhafaza eden zayi olmasını önleyen gereçlerin adıdır. İttika eden kendini zayi olmaktani telef olmaktan korumuş olur. GAYB: Mevcut olup, ancak araştırılınca bilenen, mevzuatın tamamı, Görüş mesafesinin dışında olanlardır. Yok demek değildir. Mevzuat ta böyledir. Tamamı birden bilinmez ama gerekli oldukça açılır, bakılır ve bilinir hale gelir. KABL: Eski, önceki, KETEBE: Yazma, mevzuat oluşturma, KIYAM: Yürürlülükte olma, katılım, iştirak etme, Ayakta durma demektir. KİTAP: Yasa, mevzuat, Yazılı yapraklardan oluşan demettir. Kişisel yazılar değil, topluluğu ilgilendiren ortak yazılardır. KÜFÜR: Devleti tanımama, anarşi, terör, Altında değerli bir şey olduğu halde üstünü örtme, üstünü kapatma eylemidir. Devlet erkini yok sayma manasındadır. Ağır cezalık suçtur. Cezası sürgündür çıkmayanınki idamdır. MALİK: İye, yetkili, amir, MÜLK: Taşınmaz, makam, mevki MÜSTAKİM: Doğru, legal, kanuna uygun, NAFAKA: Geçimlik, Nİ’MET: Ücret, NEZELE: Verme, verilme RAB: Yetiştirici, RAHMAN: Çalıştıran, iş temin eden, RAHİM: Yaşatan, asgari yaşama şartlarını karşılıksız veren RAYB: Şüphe, çelişki, RIZK: Gelir, SALAT: Sosyal toplantı, SIRAT: Yol, ? ŞİRK: ortaklama, ortak koşma, Yasalara uymadan, kuralları rüşvet, iltimas, kayırma gibi vasıtalarla geçersiz kılma. Ağır cezalık suçlardandır. YEVM: gün, günün çalışılması gereken kısmı,

Lütfi Hocaoğlu
21.09.2013
11:40

Hüseyin abi,

"Rahman"la "Rahim"in anlamı ters olmuş gibi.

Hüseyin Kayahan
03.03.2018
15:53

"Rahman" ve "rahim" kelimelerini ben hep böyle kullanıyorum. Rahim yaşatan, rahman çalıştırandır.

Zira;

eğer "rahim", yani döl yatağı; döllenmeden doğuncaya kadar 40 hafta yaşadığımız yerin adı olmuşsa demek ki, hiç bir karşılık olmaksızın yaşadığımız, geliştiğimiz yer demektir. Buradan da anlaşıldığı gibi rahim=döl yatağı çalıştıran değil, yaşatandır. orası bize  yiyecek, içecek, barınak,vb. her şeyi karşılıksız olarak veren yerdir.

Allah da kullarına; devlet de yurttaşlarına rızkı/asgari yaşam ihtiyaçlarını karşılıksız verendir. Rızık, beslenme, giyinme, barınma, korunma, evlenme, seyahat gibi hem biyolojik hem de sosyal ihtiyaçların asgarisi demektir. "Errızkü alelallah/Rızk Allah'ın üzerinedir" bu demektir. Bu da rahman değil, rahim isminin bir gereğidir.

Saygılarımla.





Son Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3230 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 3989 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3248 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4754 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3336 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5937 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4519 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3841 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4641 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5267 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4812 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7393 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5812 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5197 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4532 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9904 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5133 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9677 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7009 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7591 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7865 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7191 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8123 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14550 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7674 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10256 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6751 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7372 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7068 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9842 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6985 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6924 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9746 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7386 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6736 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7080 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9852 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6665 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13065 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15168 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4969 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6694 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6709 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6984 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5177 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6779 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6619 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7088 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7253 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15553 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6911 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6436 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6638 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6602 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12151 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6353 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5701 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11062 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6319 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6106 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7680 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15587 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5135 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6336 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7285 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5400 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5423 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6551 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5023 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5949 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6347 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5442 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10117 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3731 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3393 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4975 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4136 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4405 Okunma
Hüseyin Kayahan
Abdest
12.03.2011 2901 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2948 Okunma
Hüseyin Kayahan
CANLI NEFİS ve RUH bir girizgah
24.04.2012 2461 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2904 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2794 Okunma
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2691 Okunma
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3080 Okunma
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3313 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4168 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4214 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4369 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3887 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4036 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5068 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4492 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4135 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7510 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3075 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2831 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4227 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4260 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3635 Okunma


© 2024 - Akevler