Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012
6603 Okunma, 3 Yorum

KURANI TANIMAK-2, MUCİZELER

14.08.2012, İZMİR

 

- Selam, Alabaş Koca.

 

- Aleyküm Selam evlat; hoş geldin.

 

- Geldim gelmesine de Alabaş Koca; kafam da alt-üst oldu, dostlar da sağa sola savruldu. Sana Allah’ı tanıtayım dedin, bir Allah anlattın ki, ben ne diyeyim sana... Alabaş Koca, bu Allah/Tanrı kavramı bize çok zor geldi. Tamamen SOYUT/SANAL bir varlık. Ne olarak tasavvur edersen et, o değildir. Peki nasıl anlayacağız?

 

- Evlat, ta başında ben sana sen benimle olmaya dayamazsın, sana anlattıklarıma tahammül edemezsin, sabredemezsin dememiş miydim?

 

- Tamam, bir daha anlattıklarını sorgulamayacağım, beni sabredenlerden bulacaksın, inşallah.

 

-Meğer ibarelerin evveli, her şeyin ilki Allahtan önce, sana başka bir şeyi tanıtmam lazımmış. Bunu şimdi fark ettim.

 

- Alabaş Koca, sabretmeye çalışıyorum ama sen beni, her karşılaştığımızda şaşırtmaya devam edeceksen, bu sabır zor olacağa benziyor

 

- Evlat, ben Allah’ı ne duydum, ne de gördüm. Ne beş duyum ile, ne de  5+1, 5+2 gibi duyularımla da algılayamadım. Bana bir şey söylemedi ve ben de onu, bu kitabı yazarken ve yazdırırken de görmedim. Kendisi soyut olmasına soyut ama bu kitap var ya, bu kitap, işte bu somut mu, somut. Elimle tutuyorum, gözümle görüyorum. Bütün bunlar bu kitabın başının altından çıkıyor. Kendinin bir mislinin olamayacağını, kendisinin ne demek, bir suresinin bile mislinin olmayacağını iddia ediyor. Bi lisanen Arabiyyen/Arap dili ile olduğunu söylüyor, Musa mikate varınca, Musa asasını ilka etti gibi son derece sıradan görünen cümleleri var ama o, nasıl bir özgüvenle bu kadar iddialı olarak bir suresinin bile mislinin olamayacağını” söylüyor? Cümleler sıradan ama misli olamaz, bu sana da müşkül gelmiyor mu evlat?

 

- Bu kitabın bazı şeyleri öylesine söylemediğini, hikâye olsun diye aktarmadığını, bu söyleminin ardında ciddi ve bizim, bırak benzerini söylemeyi, neyi kastettiğini bile anlamadığımız sonuçları olduğunu nasıl bileceğiz, ne zaman anlayacağız?

 

-Eskiler, her devirde onun bir mucizesi ortaya çıkar. demişler ve her yeni icatta, her yeni keşifte; işte bak biz demedik mi, bu zaten Kuranda vardı” şeklinde tesellilerle idare etmişler. Kendi bilgi seviyelerinde ve kendi yaşadıkları hayata yetecek kadar çözümleri ondan çıkarmışlar, anladıklarına muhkem/hükümlü anlayamadıklarına ise müteşabih/şüpheli demişler. Bu terim zaten kitabın kendisi için kullandığı iki terimdir. Böylece, ciddi bir uygarlık oluşturmuşlar, önce kendilerini değiştirmişler, sonra da bütün dünyaya tesir ederek, onları dönüştürmüşler. Kendi içinde tutarlı bir yapbozu oluşturup, onunla yaşamışlar.

Şimdi aradan 1400 yıl geçti. Hayat değişti, ihtiyaçlar değişti, imkânlar değişti, kavramlar bize yetmez oldu. Geçen sana anlattığım doğal olay gerçekleşti ve ahir zaman alametleri (yaşamakta olan medeniyetin yaşlanıp, ölüme yaklaştığının işaretleri) tezahür etti, o medeniyete ait ne varsa zamanın püskürttüğü küllerin altında kaldı. Fakat kitap ortada duruyor ve meydan okumaya devam ediyor.

 

- Alabaş Koca, biraz daha somut anlatabilir misin?

 

- Evlat, şimdi ben çok somut, eskilerin deyimiyle müşahhas, elle tutulur, gözle görülür olan bu KİTABI anlatayım. Zaten biz Allah’ı; yazarken, yazdırırken, söylerken vs, görmedik ki... Beş duyu ile algılanamayan, sadece kendisine ait olduğunu söylediği kitap ve bizlere vermiş olduğu aklı kullanarak, bizim için hazırladığını söylediği evreni gözlemleyerek kavrayabildiğimiz bir varlık hakkında, elbette her çeşit spekülasyon yapılacaktır. Geçmişte de yapıldı, gelecekte de yapılacaktır.

Müellif görünmüyor ama ortada bir kitap var. Bildiğimiz kitaplara benzeyen bir kitap. Orta hacimde; sayfaları, cümleleri, harfleri olan bir kitap. Bu kitap; boyuna bosuna bakmadan bir de meydan okuyor. Bunun benzerini, hatta bir suresinin benzerini getiremezsiniz, diyor. Edebiyat (dil), Matematik (fen ve teknoloji) ve benzerleri bu kadar gelişmesine rağmen, üç cümlelik kısa bir surenin benzeri neden getirilemez, insanlar düşünmezler mi? Görünüşte onu yazanın yeni şeyler söylemesi, ilaveler yapması, değiştirme, çıkarma yapması mümkün de görünmemektedir. Bütün bunlara rağmen, insan aklı ve dehası, ona eşdeğer bir sureyi (3 cümleyi) niçin getiremez? Kitabın bu özgüveni neye dayanmaktadır?   

 

- Sıradan görünen bu kitap, olağanüstü süreçlerden sonra mı oluşmuş Alabaş Koca?

 

- Diğer yazarların yazdığı gibi olmamış bu kitabın oluşması. Yıllarca sürmüş ilk yazılımı. Bir sürü insan hem ezberlemişler hem de ellerinde ne varsa, kemikler, deriler üzerine duyduklarını yazmışlar. Yine yıllarca öyle kalmış bunlar. Sonra hepsini toplamışlar, bu cümleleri ezberleyenlerin de katılımı ile bir kitap haline getirip, geride kalanları yok etmişler. Hepsi hep beraber, bu bizim Muhammedden duyduğumuz, ezberlediğimiz ve yazdığımızdır. Bunda, duyduklarımızdan ne bir şeyi eksik bıraktık, ne de kendimizden bir fazlalık yazdık demişler, ittifak etmişler. Bir kitap için oldukça sıra dışı bir oluşum süreci değil mi?

Önce, edebiyattan anlayanlar, bu kitabın ifadelerinin, insan betimlemelerinin ötesinde olduğunu, söylemişler. En üstün şiirlerin asıldığı Kabe duvarına onun ayetlerini asmışlar, bu kitaba karşı olanlardan dahi buna itiraz eden kimse çıkmamış. Böylece bu yetkin insanların tanıklıkları ile ilk mucizesi ortaya çıkmış. Edebiyat açısından bir kusur bulan da çıkmamış şimdiye kadar.

Sonra ilim ve fen ilerlemiş bazı keşifler ve icatlar yapılmaya başlamış. Tıp gelişmiş, ilim adamları; mesela, ceninin gelişimini tanımlamaya başlamışlar, bakmışlar ki bu kitapta da aynı şekilde anlatılıyor. Kepler çıkmış, gezegenlerin bir görüngesinin olduğunu söylemiş, Kitapta da ...KÜLLÜN FİFELEKİN YESBEHUN/hepsi bir felek/yörüngede yüzeler diye yazan ifadenin bunu anlattığını fark etmişler. Kaptan Cousteau, Cebelitarıkta bir su perdesi bulmuş ve Akdeniz ile Atlas okyanusu sularının birbirine karışamadığını bulmuş, bizimkiler de meracel Bahreyni yeltakiyani, beynehüma berhazün la yebgiyan ibaresini fark etmişler. İki su yan yana beraberdir ama aralarında berzah/perde vardır, karışmazlar. Hasılı; Astronomiden, Tıptan, Biyolojiden, Arkeolojiden ve diğerlerinden örnekler hep böyle gitmiş ve bu kitabı o günün insanlarından biri yazsaydı, elbette bunları bilmesine imkan yoktu; öyleyse bu kitap insan eseri olamaz, sonucuna varmışlar.

 

- Bu kitabın ilginçlikleri bu kadar mı, Alabaş Koca?

 

- Bu farkında olmalar devam edecek. O gün için müteşabih olanlar (şüpheli, bir şeye benzetilemeyenler) zaman içinde ilmin gelişmesiyle anlaşılır olacaktır. Bu usul, ilk İKİNCİ BİN YIL (MS 1000-2000 arası) için doğrudur, gelecekte de bu yöntem devam edecektir. Geriden geldiği için, biraz pasif bir yöntemdir ama Kitabın insan sözü olmadığını iyice pekiştirmektedir.

 

- Alabaş Koca, bu yöntem yeterli değil mi? Kitaptan 1000 yıl, 2000 yıl sonra ilim adamlarının muazzam çalışmalarından sonra bilinebilen şeylerin bu kitapta önceden yazılı olması, insan sözü olmadığına yeterli delil sayılmaz mı?

 

- Evlat, ilimler çok gelişti. İlmi disiplinler oluştu. Her disiplin alt disiplinlere bile ayrıldı. En önemlisi 2000 yılın (20. yüzyılın) sonuna doğru bilgisayarlar icat edildi. Elle ve klasik aletlerle yıllarca yapamayacağımız hesapları, analizleri, incelemeleri kolaylıkla yapabilir hale geldik. Şimdi bu kitap bize yeni şeyler söyleyecek, hem de eski yöntemdeki gibi keşiflerden sonra değil, önce. Böylece, araştırmalarımıza ayetler yol gösterebilecek. Eğer gerekeni yapabilirsek tabii

 

- Ne yapmamız lazım sence, Alabaş Koca?

 

- Kitapta; Kehf, 18/109 da “…İki bahr biter, Rabbinin kelimeleri bitmez…”; Lokman 31/27 de, “… bahr ve onun misli 7 bahr imdad etse, Allah’ın kelimeleri bitmez…” denmektedir. Kitabın kendisinde bir artma olmayacağına göre, bizim ondan anladığımız, bizim ona söylettiğimiz şeyler bitebilir ama onun sözleri (kelimeleri) bitmeyecektir. Bunun kıyamete kadar böyle sürüp gideceği belli de, kıyametten sonra da devam edip etmeyeceği açık değildir.

Bana göre bu kitap, yeniden haşr olunduğumuzda da geçerli olacaktır. Henüz bu kitabın çok azını biliyoruz. Çünkü kitapla ilgilenenler azdır. Onda yazılı olmayan bir şey yoktur.

Kendisi 600 sahife ve orada yazılı olmayan hiçbir şey yok. Peki bu nasıl mümkün olabilir ki..?

Şimdiye kadar onunla; teologlar (din/tasavvuf ekolleri), fıkıhçılar (hukuk/düzen ekolleri), astronomi, tıp, biyoloji vb alanlardan az sayıda alim meşgul olmuşlardır. Fıkıh ancak 2 yüzyıl meşgul olmuş, pozitif ilimlerdeki araştırmalar da en fazla Endülüs medeniyetinin sonuna kadar devam etmiş, bu tarihten sonra sadece eskilerin yazdıkları üzerine yorumlar yapıla gelmiş, özgün araştırmalar yapılmamıştır. İlahiyatçılar/teologlar bize kızsalar da biz onunla ilgilenmeye, onu anlamaya çalışacağız, anladıklarımızı da paylaşacağız.

Kitapta; “…fassalnahu ala ilmin/onu bir ilim üzere fasıllandırdık(Araf,7/52) diyor. Burada ilim kelimesini nekre olarak kullanıyor. Yani sadece belli, bilinen (marife) bir ilim üzere değil, her ilim üzerine, yani her disiplin üzerine tafsil ettik diyor.

Sahi, sen matematik biliyor musun evlat?

 

- Evet, biraz biliyorum.

 

- Matematikte kullandığımız ampirik formüller vardır. Matematikçi için işlem ve sonuç değişmez ama onu kullanan bizler için çok farklı anlamlar ifade eder. Mesela A=BxC şeklinde basit bir eşitlik olsun. Bu bir fizikci için F=m x a demektir ki; kuvvet, kütle ile ivmenin çarpımıdır. Bir haritacı için, S=a x b demektir ki, elindeki bir dikdörtgenin alanıdır

ve eni ile boyunun çarpımıdır. Bir tüccar için bu P=m x f olur ve para, miktar ile fiyatın çarpımıdır. Bir şoför için ortalama hızı ile araç kullandığı süreyi çarparsa kat ettiği yol olur. Burada formül aynı formül, yapılan işlem de aynı çarpma işlemidir. Herkes kendisine lazım olan neticeyi bulmuştur.

 

İşte evlat, Kuran’ın kelimeleri, cümleleri de böyledir, aynı matematikteki formüller gibidir. Kuranda ayı manada iki kelime yoktur. Zira bu israf olur ve Allah müsrif değildir. Aksine Allah bereketlendirir. Bir kelime birden çok manada kullanılır.

 

- Darabe, ceale gibi kelimeleri birden çok manada kullanıyorlar mealciler, tefsirciler. Onu mu kast ediyorsun Alabaş Koca?

 

- Benim söylemeye çalıştığım daha farklıdır. Kelime kullanıldığı sahaya göre farklı bir nesneyi veya eylem ifade eder. Bu farklı şeyler sadece sistem olarak ve anolojik olarak birbirlerine denktirler. Mantıktaki denk kümeler gibi. Bunun dışında birbirleri ile alakası yoktur. O kelime her an o farklı manaları ihtiva eder, burada şu manada, şurada şu manada değildir.

Mesela, Allah kelimesi, önce yaratıcının zatını, sonra da topluluğu, kamuyu ifade eder.

Resul kelimesi önce peygamberleri, yürütmenin başını sonra her türlü elçiyi, Rab kelimesi keza Allah’ın zatını, yerel yönetimlerin başını ifade eder ve köle sahibi olan efendi manasına gelir. Zaten böyle manada kelimeler de kullanılmaktadır.

Bu yeni kabul, ilmin her disiplininde de kullanılacak. Mesela bir fizikçi; “… tealev tavan ev kerhen…” ibaresine, teologların dediği gibi,  isteyerek veya istemeyerek gelin demeyecek; örneğin çekerek (çekme kuvveti) veya iterek (itme kuvveti) birleşin diyecek ve evrendeki sabiteleri ve dengeleri Kuran ayetlerinden çıkarabilecektir. Duhan kelimesine duman demeyecek ve belki de maddenin 4. hali olan plazma halini bu kelime ile karşılayacak ve onun müştakları/türevlerini düşünüp fiziğini geliştirecek. Aynı ayeti herkes kedi sahasında delil olarak kullanacaktır. Kimse kimseye, o kelime, o manaya gelmez diyemeyecektir. Çünkü herkesin disiplini farklıdır ve Kuran herkese ayrı ayrı hitap eder.

Bana göre, bu çağdan sonra böyle gelişmeler olacaktır. Daha anlaşılır olması için bir örneği daha fazla açmaya çalışayım:

Bir teolog, bir mutasavvıf; Kurandaki bütün Allah kelimelerini, kendi kendine yeterli olan Allah’ın zatını düşünerek anlayacak ve öyle yorumlayacaktır.

Bir sosyolog, hukukçu, siyaset bilimci, kamu yönetim uzmanı ise; Allah kelimelerini kendi kendine yeterli olan topluluk, kamu, devlet olarak anlayacak ve öyle yorumlayacaktır.

Bir biyolog, zoolog, anatomist (ve benzerleri)ise; bu kelimeyi kendi kendine yeterli olan, incelemekte olan bir canlı olarak düşünecek ve öyle yorumlayacaktır.

Bir fizikçi, astronom ve benzerleri ise; bu kelimeyi kendi kendine yeterli olan bir kâinat, evren, kozmos olarak anlayacak ve öyle yorumlayacaktır.

Kuran aynı, kelimeler cümleler aynı; ama hitap ettiği kişiler farklı ve onların anladığı mana farklı olacak, ama hepsi birbirine ANALOG olacaktır. Formül aynı, ama sonuçlar herkes için farklı ve yararlı olacaktır.

 

Kuranda 1700 civarında kök kelime vardır. Kalıplara girmiş değişik haliyle 100.000 kelimeden fazladır. Tekrarları ile beraber 1700’ün 100 katı 170.000 civarındadır. Sadece Kurandaki kelimeleri tüm kalıplara uygularsan 1.000.000 un üzerinde, belki de 1.700.000 kelime elde edersin ki, bu dünyanın en zengin dili demektir.

Bugün fizik, kimya, biyoloji ve benzeri ilimler hep Latince ve İngilizce kelimelerle yazılmakta ve bu dillerden kelimeler türetilmektedir. Kurana inanan ve güvenen ilim adamları Kuran Arapçası öğrenecek ve kendi bildikleri ilmi disiplinin bütün literatürünü Kuran kelimeleri ile yazacaklardır. Nasıl ki ilimde branşlaşmalar olmuş ve artık hiç kimse bütün ilimleri bilememektedir, yarın Kuran ilimleri de benzer şekilde branşlaşacak ve o konudaki uzmanlarca bizlere aktarılacaktır. Kuran kelimeleri ile yazılmış fizik, Kuran kelimeleri ile yazılmış biyoloji kitapları ve benzerleri oluşacaktır. Böylece Kuranın daha önceki asırlarda ortaya çıkan mucizelerinden daha farklı yeni mucizeleri ortaya çıkacak ve bu yeni mucizeler hiç bitmeyecektir. İnsanlığın ilmi seviyesi arttıkça, Kuran onlara o seviye göre yeni şeyler söyleyecek ve bu mucize olacaktır. Allah’ın kelimelerinin bitmemesi bu demektir.

 

- Allah senden razı olsun da, yeni yükler yükledin üstümüze yine, Alabaş Koca.

 

Saygılarımla.

Hüseyin Kayahan

 

 


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
29.10.2012
22:51

Ne de güzel ifade etmişsiniz:

"Kimse kimseye, “o kelime, o manaya gelmez” diyemeyecektir. Çünkü herkesin disiplini farklıdır ve Kuran herkese ayrı ayrı hitap eder."

Kuran'dan anlaşılması gereken de tam olarak budur. Allah razı olsun, elinize sağlık.

Reşat Nuri Erol
30.10.2012
07:09

HÜSEYİN KARDEŞ;

TEK KELİMEYELE "HARİKA" DİYORUM...

BAŞKA BİR ŞEY DEMİYORUM...

BİR DE DERİN TEŞEKKÜR...

ALLAH RAZI OLSUN

*

DÜŞÜNÜYORUM DA;

BU ANLATIMŞEKLİYLE Mİ ANLATSAK...

DİYE DÜŞÜNÜYORUM...

İNSANLAR DAHA KOLAY VE DAHA İYİ ANLAR...

*

BU ÇALIŞMANI BİR ŞEKİLDE DAHA ÇOK İNSANA DUYURMALIYIM/Z...

YAKINDA SİTEMİZLE İLGİLİ BİR MÜJDEM OLACAK, DAHA ÇOK KİMSEYE ULAŞACAĞIZ İNŞAALLAH...

SELAM, SEVGİ VE DUA İLE...

REŞAD

Reşat Nuri Erol
30.10.2012
07:15

TAYİBET KARDEŞ;

SADECE İSTANBUL'DA DEĞİL...

GÖRÜYORSUN, İZMİR'DE DE CEVHERLERİMİZ VAR...

SADECE "HÜSEYİN" DEĞİL; "HARUN, HİLMİ KAZIM" VS DE VAR AMA...

ŞİMDİLİK KENDİLERİNİ NADASA ÇEKMİŞ DURUMDALAR...

İNŞAALLAH YAKINDA ONLAR DA ÇOŞARLAR...

VE NİCE GÜZEL ÇALIŞMALARIYLA...

SİTEMİZİ ŞENLENDİRİRLER...

İNŞAALLAH...





Son Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3231 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 3990 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3249 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4755 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3338 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5937 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4521 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3843 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4641 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5268 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4813 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7395 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5812 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5197 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4533 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9904 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5133 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9678 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7009 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7591 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7867 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7192 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8123 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14551 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7675 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10256 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6751 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7372 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7068 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9842 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6987 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6924 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9746 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7386 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6737 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7080 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9854 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6665 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13065 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15168 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4970 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6694 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6711 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6985 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5177 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6781 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6619 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7088 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7256 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15553 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6911 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6437 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6638 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6603 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12153 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6355 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5701 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11064 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6319 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6107 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7680 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15589 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5135 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6337 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7286 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5400 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5424 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6552 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5025 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5949 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6348 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5443 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10117 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3731 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3393 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4975 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4136 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4406 Okunma
Hüseyin Kayahan
Abdest
12.03.2011 2901 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2948 Okunma
Hüseyin Kayahan
CANLI NEFİS ve RUH bir girizgah
24.04.2012 2461 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2904 Okunma
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2795 Okunma
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2691 Okunma
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3080 Okunma
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3313 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4169 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4216 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4369 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3888 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4036 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5068 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4493 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4136 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7510 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3077 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2831 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4228 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4262 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3635 Okunma


© 2024 - Akevler