PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
Süleyman Karagülle
1896 Okunma
31-ÜCRET

    28             ÜCRET

 

 

 

          Hepimiz çalışırız, ürünü olan karşılığını ise gecikmiş olarak alırız. Hele ziraatta, ektiğimizi ancak bir kaç ay sonra biçebiliriz. Bazan bu bekleyiş birkaç yıl sürebilir. Çalıştığımız yerde de bir mal çeşitli safhalardan geçer. Bizim yaptığımız bir iş hemen mala dönüşmez, gecikmeli olarak dönüşür. Bunun manası, çalışmakla üretme arasında bir mesafenin olduğudur.

Esasen kişiler mallarını sattıkları zaman, karşılığını hemen alabilme durumundadırlar. Karşılıksız bir para yoktur. İşçilikte ise durum böyle değildir.

İşçi hafta sonunda aldığı yevmiye ile pazara gidecek ve kendisine mal alacaktır. Halbuki çalışıp ürettiği mal henüz-mamul olmamış ve piyasaya gelmemiştir. Dolayisiyle karşılıksız bir paraya sahiptir. Yani tüccar malı almadan parayı peşin vermiş ve veresiye satışın aksi olmuş, avans durumu meydana gelmiştir.

           Köylüye dağıtılan avans ile işçiye ödenen ücret arasında büyük bir fark yoktur. İkisi de üretmediği ve piyasaya arz etmediği mala karşılık para almışlardır. Böylece kendilerine, vermedikleri bir malı satınalma gücünü kazanmışlardır.

İşçi ve avans alan köylü piyasadan mal satın aldıkça pahalılık doğacak, bu ise ücret ve fiat dengesini bozacaktır. İşçilere para değil, üretilmiş maldan pay verilirse ve bu paylarını da kendileri satarlarsa bu mahzur ortadan kalkmış olacaktır.

Bu duyulmamış bir şey olduğu için biraz açıklamaya çalışalım. Avrupa düzeninde halk —daha doğrusu halk yatırmaz da zenginler— parayı faizle bankaya yatırır. Banka müteşebbise kredi açar, müteşebbis tüccardan ham madde alır, tesis sahiplerinden tesisleri kiralar, işçilere de ücretlerini öder ve sonra üretilen malı tüccara satarak bankaya borcunu ve faizini öder. Kalan, kârı veya zararı olur; bu düzen işçilik düzenidir.

          İslâmiyet'te üretme biçimi böyle değildir. İslâm üretme  biçimi basittir. Marks'ın yedi üretme biçimine bu sekizinci üret me biçimini eklerseniz, diğer üretme biçimleri yok olur.

          İslâmiyet'te üretme dört unsuru içine alır. Biri 'toprak'tır. Batıda da bu vardır. Diğeri ise 'tesisler'dir, yani toprak üzerinde kurulmuş gayrimenkullerdir. Üçüncüsü 'ham madde'dir. Dördüncüsü 'çalışma'dır. Batıda tesis ile toprak bir sayılıyor. İslâmiyet'te teşebbüs ile emek bir sayılıyor. Dolayisiyle her iki düzende de dörder olan üretme unsurları birbirinden farklıdır.

Avrupa'da toprak ve tesislerin karşılığı kiradır. Ham madde demek olan ve paranın da dahil olduğu kısım sermayedir, karşılığı faizdir. Teşebbüsün hakkı kâr; işçinin hakkı ücrettir.

İslâmiyet'te ise toprağın hakkı, devlete ödenen vergidir. Tesislerin hakkı, kiradır. Ham maddenin (ilk madde) hakkı, kârdır.Çalışmanın hakkı ise ücrettir. Faiz yoktur. Demek ki İslâm'da faizin yerini vergi yani zekât almıştır. Batıda ise vergi beşinci bir belâ olarak görülür.

          Diğer bir fark da; batıda paylar nakitten alındığı halde İslâmiyet'te paylar nakit olarak değil de ayın olarak alınır, yani devlet üretmeden aynen pay alır. Tesis sahibi de yine üretmeden aynen pay alır. Ham madde sahibi üretmeden pay alır. Çalışan da üretmeden pay alır. Meselâ, demir fabrikasında çalışan kimseler para olarak ücret almaz da mamul demirden senede üretilen miktarın bir payı olarak (meselâ on ton) demir alır.

         Demek ki, ücret düzeni yerine ortaklık düzeni yürürlüktedir. Bununla beraber ücretli çalışmak tamamen yasaklanmamıştır. Boş durma yerine ücretli çalışma daha faydalıdır. Zira insan boşta dursa, tüketicidir. Öyle ise boş duracağına ücretli olarak çalışması çok daha iyidir. Bu bakımdan ücretli düzeni de meşru sayılmıştır. Yalnız genel siyaset ücretlilik üzerine değil de ortaklık ve iş bölümü üzerinde kurulmuştur.

Herkese kendi imkânları ile çalışabilmesi temin edilince, işveren sömürüsünden uzak kalma gayet kolay olmaktadır.

          İşte İslâmiyet böylece daima en iyi yolu tutmuş oluyor. Rusya'da ticaretin tamamı yasak; İslâmiyet'te veresiyesi yasak. Batıda fahiş faiz yasak; İslâmiyet'te tümü yasak. İslâmiyet'te halk, ne devletin ne de zenginin değil; kendi kendisinin işçisidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                        

 

 

 

 

 

 


PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
1-1-kapak içi
1997 Okunma
2-2-takdim-REŞAT EROL
1883 Okunma
2-2-takdim-reşat erol
1695 Okunma
3-3-önsöz-süleyman karagülle
2195 Okunma
4-4-YAŞAMA DÜZENİ
1936 Okunma
5-5-HAYVANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1797 Okunma
6-6-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1895 Okunma
7-7-ÜRETTİĞİ KADAR TÜKETME ESASI
1894 Okunma
8-8-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1866 Okunma
9-9-VERİP KARŞILIĞINI ALMA ESASI
1858 Okunma
10-10-GÜMÜŞ SENET
1909 Okunma
11-11-ALTIN SENET
1982 Okunma
12-12-HAZİNE ALTINI
1952 Okunma
13-13-SERBEST FİAT
1872 Okunma
14-14-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
2189 Okunma
15-15-ALTIN VE MİLLÎ GELİR
1918 Okunma
16-16-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
2253 Okunma
17-17-GÜMÜŞ STOKU VE ÜLKELER ARASI DENGE
4589 Okunma
18-18-ALTIN FİATI
2080 Okunma
19-19-HAZİNEDE GÜMÜŞ STOKU
2048 Okunma
20-20-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1861 Okunma
21-21-DENK MALLAR
1837 Okunma
22-22-KREDİ
1829 Okunma
23-23-SENET PARA
2114 Okunma
24-24-FİATLARA MÜDAHELE
1836 Okunma
25-25-NAKDÎ VE GELİR VERGİSİ
1881 Okunma
26-26-PARA'NIN HAPSİ
1930 Okunma
27-27-KARŞILIKSIZ PARA
1755 Okunma
28-28-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1857 Okunma
29-29-HAZİNE'NİN FONKSİYONU
2065 Okunma
30-30-VERESİYE VE FAİZ
2697 Okunma
31-31-ÜCRET
1896 Okunma
32-32-TEKEL
1823 Okunma
33-33-DEPO EDİLEMEZ MALLAR
2048 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1857 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1767 Okunma
35-35-PARA DENGESİNİN RİYAZİ TAHLİLLERİ
2208 Okunma
36-36-YAŞAMADÜZENİ
1827 Okunma
38-38-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1764 Okunma
39-39-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1757 Okunma
40-40-GÜMÜŞ SENET
1693 Okunma
41-41-HAZİNE ALTINI
1786 Okunma
42-42-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
1755 Okunma
43-43-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
1721 Okunma
44-44-ALTIN FİATI
1715 Okunma
45-45-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1849 Okunma
46-46-KREDİ
1792 Okunma
47-47-FİATLARA MÜDAHELE
1735 Okunma
48-48-PARANIN HAPSİ
1697 Okunma
49-49-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1667 Okunma
50-50-VERESİYE VE FAİZ
1823 Okunma
51-51-TEKEL
1744 Okunma
52-52-ŞER'İ AYLARIN TAKVİMİ
1976 Okunma
53-53-VEDA AYININ MANASI
1911 Okunma
54-54-PARA KİTABININ ŞER'İ DELİLLERİ
1745 Okunma
54-54-ŞER'İ DELİLLERİ
1810 Okunma
55-55-PARA KİTABI ŞERİ DELİLLERİ
2063 Okunma

© 2025 - Akevler