18 DENK MALLAR
Her maldan ayrı ayrı vergi alınır. Yani buğdaydan buğday, koyundan koyun olarak vergi alınır. Bazen ikame mallardan tek vergi alınması mümkündür. Meselâ, deve için koyunun vergi olarak alınması gibi; buğday yerine mısırdan vergi ödenmesi gibi.
Vergilerin böyle her maldan ayrı ayrı alınması da yine mallar arasında fiat dengesini devam ettirir. Zira topluluktan eşit miktarda her maldan eksilmiş olur, piyasada bir malın azalması söz konusu olmaz. Eğer meselâ, verginin tamamı buğdaydan alınsaydı, vergi mevsiminde buğday darlığı olur ve buğday fiatları yükselirdi.
Vergi mevsimi bitip de vergi müstahaklarına vergi dağıtınca da ortalıkta bolluk olur ve pahalılık olurdu. Bundan dolayıdır ki, verginin her maldan ve kendi cinsinden alınması gerekir. Bunda ne vergi ödeyenin, ne de vergi alanın bir değişiklik yapma yetkisi yoktur.
Gelirlerin müstahaklara dağıtılması için verginin tamamen toplanması ve tamamen satılması gerekir. Vergi gelirlerinin satışı ise belli fiatlarla yapılır. Yani bolluk mevsimlerinde satışa arz edilmez, bekletilir ve darlık mevsimlerinde satışa arz edilir. Böylece piyasadaki fiat dalgalanmaları önlenmiş olur.
Devlet bütün mallara tahmini bir fiat koyar. Bu fiat piyasadan mal çekilmeye başlıyacağı zamana tekabül eder. O zamana kadar piyasada mal bolluğu olduğu için fiatlar düşüktür ve kimse hazineden mal almaz. Herkes ihtiyacını dışarıdan temin eder. Mal darlığı başlayınca fiatlar yükselmeye başlar, hazine fiatına gelince halk malları hazineden almaya başlar, böylece fiat yükselmeleri duraklar. Belli bir devreden sonra hazinedeki mallar bitmeye başlar. O zaman hazine fiat yükseltmesi yapabilir. Böylece mevsim sonunda da fiatların alabildiğine yükselmesini önler.
Bu ara hazinenin geliri tamamen hesaplanmış ve herkese
ne düşeceği bildirilmiş olur. Müstahaklar istihkaklerine karşılık mevcut mallardan istediğini alma hakkına sahip olacaklardır. İhtiyaçları olanlar pahalı da olsa aynen istihkaklerini almış olurlar. İhtiyacı olmayan bekler ve istihkaklerini ihtiyaçları olduğu zaman almış olurlar.
Mevsim başında para talep edenler çok olur, devlet hazinesi müstahaklara gümüş olarak ödeme yapar. Böylece piyasada para da bolarmış olur ve piyasada bolaran para yüzünden fiatlar yükselir; hazinedeki fiatlar seviyesine çıkar. Halk artık hazineden para değil mal çekmeye başlar, böylece piyasada para azalmağa başlar. Mevsim sonunda ise para tamamen hazineye çekilmiş olur. Böylece maldan alınan vergi ile gerektiğinde piyasadaki para dengesi de sağlanmış olur.
Bu ara gümüş île altını denk mal sayıp devletin tayin ettiği altın fiatından verginin gümüş veya altın ile ödenmesine müsaade edilir. Yani vergi ödeyenler isterlerse gümüş para öderler, dilerler ise altın para öderler. Her maldan kendi cinsinden alınan vergi usûlü altın ile gümüş arasında uygulanmaz.
Eğer piyasada para darlığı varsa altın ucuzdur. Halk ödemeyi altınla yapacak ve piyasada gümüş fazlalığı olacaktır. Eğer para bolluğu varsa altın pahalıdır. Halk gümüşle ödeme yapar ve hazineye para çekilir.
Ödeme yapılırken yine halkın isteğine göre yapılır. Böylece piyasadaki para darlığına göre ödeme yapılmış olur. Bu da piyasadaki para miktarını dengede tutar.
O halde vergi sadece toplu giderleri karşılama görevini görmemekte, aynı zamanda piyasadaki para hacmini uygun biçimde ayarlamakta ve fiatları dengede tutmaktadır. Bu da ancak verginin maldan ve mal olarak alınması, altının fiatının hazinece tesbit edilmesi ve halka buna göre ödeme ve tahsil yetkisini tanıma ile sağlanmaktadır.