PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
Süleyman Karagülle
1756 Okunma
27-KARŞILIKSIZ PARA

     24     KARŞILIKSIZ PARA

 

 

 

             Gelir vergisi, para harekâtını durdurma yönünde tesir yapar. Gelir vergisi kişilerin ellerine geçen paraları nisbetinde ödenen bir vergi durumundadır. Meselâ, bir çimento fabrikası düşünelim. Bu fabrikada binlerce işçi çalışmakta ve her gün onlara onbinlerce lira para ödenmektedir. O kişiler için bu gelir olmaktadır. Gelir vergisi mevzuatı dahilinde, bunlar kazanmış sayılacağı için vergi ve sigortalarını ödemektedirler. Bu vergi miktarı yüzde elli(% 50)nin üstünde olmakta; yüzde otuz(% 30) sigorta ve yüzde yirmi(% 20) vergi olarak asgari yüzde elli yekûn tutmaktadır.

Çimento istihsâli yapan bir fabrika, sermayesi ile 'bin torba çimento' üretecekse, 'beşyüz torbalık' bir nakdi de devlet hazinesine yatırmak zorunda kalacaktır. Halbuki bu nakdi yatırdığı zaman çimento daha mal olmamıştır; yani insanların faydasına hizmet eder duruma gelmemiştir. Çimento satılacak, inşaatta kullanılacak, inşaat bitecek ve kiraya verilecek ki; bu hareket en az iki seneyi gerektirir. Demek ki, bir yıl içinde devlet para harekâtını yüzde elli nisbetinde frenlemekte ve üretme ile tüketmeyi durdurmaktadır.

Gelir vergisinin başka bir azizliği daha vardır. Gelir vergisi mükellefiyeti ve peşin ödeme zarureti dolayisiyle herkes işçi çalıştıramaktan kaçınmakta, sermayesini ya ticarete kaydırmakta veya makina ile imalâtı tercih etmektedir. Birincisi ülkenin üretim ve tüketimini düşürmekte, ikincisi ise işsizlik problemini doğurmaktadır. Yalnız işsizlik değil, işçinin eline satınalma gücü geçmeyince üretilen mallar elde kalmakta ve bu durumda dış ülkelerde pazar aranır duruma gelinmektedir. Tabii olarak dışarıda pazar bulmak zorluğu olduğu için devlet teşvik primleri ödemekte ve böylece çeşitli yolsuzlukların kaynağı olmaktadır.

Halbuki istihsal vergisi sisteminde, çimento fabrikası sahibi ile işçiler istihsal tamamlanmadan önce katiyen hiçbir vergi ve prim ödememektedirler. Eldeki sermayenin tamamı ile çalışıp  üretmektedirler. Fabrika günde bin yerine binbeşyüz torba istihsal etmekte, dörtyüz işçi yerine aynı sermaye ile altıyüz işçi çalıştırmaktadır. Elde edilen çimentodan yüzde yirmi almaktadır. Böylece devlet çimento elde ettiği için eline sağlam bir mal geçmekte ve vergisini aynen almaktadır. Çünkü bu yüzde otuz demektir. Zira üretme birbuçuk misli fazla olmuştur.

         Diğer taraftan ise millî geliri yüzde elli artmıştır. O halde burada görülüyor ki, devlet gelir vergisi yerine istihsal ve maldan vergi almakla hem kendi gelirlerini, hem de millî geliri artırmış ve işsizlik problemini de halletmiş olur.

Hele tapu harçları gibi acayip vergiler, millî varlık için korkunç bir yıkılış alâmetidir. Devlet bugün bir arsanın satın alınması halinde yüzde 13 vergi almakta, ayrıca yüzde 4 de komisyon verme zarureti doğmaktadır. Zira komisyoncu eliyle alınıp verilmeyen yerlerin tapu muamelesi yapılamamaktadır. Demek ki, masraflar yüzde yirmiyi buluyor. Bu iki üç alış ve satıştan sonra, arsayı bir misli pahalılaştırmaktadır. Bu durum arsa alış ve satışlarını frenliyor. Sonuç olarak şehrin ortasındaki arsalar boş dururken, kilometrelerce uzaktaki arsalar üzerinde inşaat yapılır. Bu her yönüyle israf ve pahalı bir hayat demektir.

İşletme vergileri de böyledir. Kişileri alıp satma yerine bekleme, satmama durumuna sürüklüyor. Bunların hepsi millî ekonomi için bir yıkılıştır.

          Tapu muameleleri noterlere devredilmeli ve harçlardan tamamen muaf tutulmalıdır.

birden bire iki misline çıkar. Arsaların alış ve satışı tamamen serbest olmalı, ancak boş durdurulan ve birden fazla olan arsalardan vergi alınmalıdır. Kiraya verilmeyen ev vergiye tabi olmalı, kiraya verilen ev ise vergiden muaf tutulmalıdır. Kimse oturduğu evi için -ister kiracı, ister ev sahibi olsun- vergi vermemelidir.

 

 

 

                                                                                     

 

 

 

 

 


PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
1-1-kapak içi
1998 Okunma
2-2-takdim-REŞAT EROL
1884 Okunma
2-2-takdim-reşat erol
1696 Okunma
3-3-önsöz-süleyman karagülle
2195 Okunma
4-4-YAŞAMA DÜZENİ
1936 Okunma
5-5-HAYVANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1798 Okunma
6-6-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1895 Okunma
7-7-ÜRETTİĞİ KADAR TÜKETME ESASI
1894 Okunma
8-8-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1866 Okunma
9-9-VERİP KARŞILIĞINI ALMA ESASI
1858 Okunma
10-10-GÜMÜŞ SENET
1910 Okunma
11-11-ALTIN SENET
1983 Okunma
12-12-HAZİNE ALTINI
1952 Okunma
13-13-SERBEST FİAT
1872 Okunma
14-14-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
2190 Okunma
15-15-ALTIN VE MİLLÎ GELİR
1918 Okunma
16-16-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
2253 Okunma
17-17-GÜMÜŞ STOKU VE ÜLKELER ARASI DENGE
4589 Okunma
18-18-ALTIN FİATI
2081 Okunma
19-19-HAZİNEDE GÜMÜŞ STOKU
2048 Okunma
20-20-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1862 Okunma
21-21-DENK MALLAR
1837 Okunma
22-22-KREDİ
1830 Okunma
23-23-SENET PARA
2114 Okunma
24-24-FİATLARA MÜDAHELE
1837 Okunma
25-25-NAKDÎ VE GELİR VERGİSİ
1882 Okunma
26-26-PARA'NIN HAPSİ
1930 Okunma
27-27-KARŞILIKSIZ PARA
1756 Okunma
28-28-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1857 Okunma
29-29-HAZİNE'NİN FONKSİYONU
2066 Okunma
30-30-VERESİYE VE FAİZ
2697 Okunma
31-31-ÜCRET
1896 Okunma
32-32-TEKEL
1824 Okunma
33-33-DEPO EDİLEMEZ MALLAR
2049 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1858 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1767 Okunma
35-35-PARA DENGESİNİN RİYAZİ TAHLİLLERİ
2209 Okunma
36-36-YAŞAMADÜZENİ
1827 Okunma
38-38-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1764 Okunma
39-39-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1758 Okunma
40-40-GÜMÜŞ SENET
1694 Okunma
41-41-HAZİNE ALTINI
1786 Okunma
42-42-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
1755 Okunma
43-43-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
1722 Okunma
44-44-ALTIN FİATI
1716 Okunma
45-45-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1850 Okunma
46-46-KREDİ
1792 Okunma
47-47-FİATLARA MÜDAHELE
1736 Okunma
48-48-PARANIN HAPSİ
1698 Okunma
49-49-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1668 Okunma
50-50-VERESİYE VE FAİZ
1824 Okunma
51-51-TEKEL
1744 Okunma
52-52-ŞER'İ AYLARIN TAKVİMİ
1976 Okunma
53-53-VEDA AYININ MANASI
1912 Okunma
54-54-PARA KİTABININ ŞER'İ DELİLLERİ
1745 Okunma
54-54-ŞER'İ DELİLLERİ
1810 Okunma
55-55-PARA KİTABI ŞERİ DELİLLERİ
2064 Okunma

© 2025 - Akevler