21 FİATLARA MÜDAHALE
Fiatların sınırlandırılması toplu yaşama düzenini bozar. Zira fiat yüksek tutulursa üretenleri gittikçe çoğalır ve tüketenleri azalır. Mal yığılmaya başlar ve fiat daha da düşer. Fiat düştükçe yüksek fiatta alıcılar daha da azalır ve sonunda mal bolluğu nedeniyle fiat sıfıra yaklaşır. Halbuki yüksek fiatta tutulmasına çalışılıyor. Bu ise gittikçe güçleşir, fiat koyanın gücü bir gün tükenir ve sonunda fiatlar birden düşer; bu da üretimi durdurur. Daha sonra mallar birden azalır ve bu sefer fiatlar çok yükselir. Üretenler yola koyulur ve böylece çok büyük dalgalanmalara sebep olur. Bu dalgalanmalara dayanamıyan üretici ve tüketiciler ortalıktan çekilirler.
Fiatı düşük tutmakla üreticiler azalır, tüketiciler çoğalır. Sonunda bütün malları bitirir ve yine temel denge kanunu dolayisiyle yokluğa gidilir. Böylece fiatların yüksekte veya düşükte tutulması mümkün değildir. Ancak bir tarafını karneye bağlamak suretiyle bu sağlanabilir.
Fiatı yüksek tuttuğumuzda, fazla üretmeyi başka yollardan frenlememiz gerekir. Bu da meselâ her üreticinin üretebildiği malı sınırlandırmakla mümkün olur. Bunun manası açıktır: kişilerin çalışma hürriyetlerini engellemek, boş kalmalarına sebep olmaktır.
Bu engellemenin topluluğa asla faydası yoktur, zararı vardır. Önce bu engellemeyi yapanların eline bir çok yetkiler verilmiş olur, bu yetkileri kötüye kullanırlar ve bir çok suistimalin kaynağı olur. Cemiyet ahlâksızlığa zorlanmış olur. Bu bakımdan serbest piyasa düzeninin bozulması nedeniyle, kim, neyi, ne kadar, nerede ve nasıl üretecektir probleminin ideal çözümünden uzaklaşılmış, dolayisiyle toplulukça zarar edilmiş olunur.
Diğer taraftan fazla üretmeyi kısmakla ekonomik genişlemeyi daraltmış, üretme ve tüketmenin ikisi de kısılmış olacaktır. Yani serbest piyasada üretilenden az üretilmiş olacaktır.
Düşük fiatlarda ise fazla tüketmeyi kısmakla bu işi başaracağız. Bu da yine aynı mahzurları taşımaktadır. Topluluğu suistimale sürükler ve üretimi kısar.
Fiatlara müdahale, başka bir biçimde malları ucuz alıp da pahalı satma şeklinde görülür. Ucuz alındığı için az mal üretilir, pahalı satıldığı için de az mal kullanılmış ve tüketilmiş, böylece genel denge kurulmuş olur. Ancak burada üretme ve tüketme kısılmış, denge daha düşük seviyede tutulmuştur. Bu itibarla, böyle bir fiat tahdidi de elverişli değildir. Hele bu işin özel kişiler elinde olması servetin tamamen belli kişilerin eline geçmesine götürür ki, bu da bütün ekonomik düzeni alt üst eder.
Yapılan hesaplar bu nevi bir davranışın üretimi yarıya düşürdüğünü göstermiştir. Aracı kârını da bir misline çıkarır. Bugün dünyadaki durum budur. Demek ki, serbest piyasa olsa üretme iki misli artacaktır, dolayisiyle refah tam iki misli yükselecektir.
Fiatların dengede kalması, aracı kârın düşük olması ile sağlanır. Yalnız bu kâr müdahalesiz temin edilebilmelidir. Yoksa müdahale edilirse bu sefer fiat sınırlaması vuku bulmuş olur.
Müdahalesiz aracı kârı dengede tutmanın yolu, denge fiatının bulunması ve hazinenin malları bu denge fiatında az kârla alıp satması ile mümkündür. Böylece diğer bütün tüccarların bu kârın altında olanlar ile taşıma külfetinde fedakârlık etmeleri şeklinde bir kâr sağlıyabilirler.
İslâm düzeninde bu en büyük sermaye için yüzde ikibuçuktur (% 2,5). Bu da devlete vergi olarak verilir, yani kârın tamamı devlete kalmış olur. Tüccar ise ticaret yapabilmesi ve çalışıp geçinebilmesi için sadece ücretini alır ve sermayesini korumuş
olur.