PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
Süleyman Karagülle
1806 Okunma
26-PARA'NIN HAPSİ

         23        PARANIN HAPSİ

 

 

 

           Avrupa ekonomistlerinin bir türlü içinden çıkamadıkları bir mesele vardır. Fiatlar ile para arasındaki bağıntıyı bir türlü bulamamışlardır. Aslında genel fizik kanunlarını bilenler için bu mesele çok basittir. Bu iş elektrik yükü, elektrik akımı ve elektrik gerilmesi arasındaki farka benzer. Mal müsbet yük, para menfi yük, fiat farkı gerilimin tersi ve üretme ile tüketme ise elektrik akımına benzer.

Elektrikte bilinen çok basit kanunlar vardır. Menfi yük daima müsbet yüke eşittir. Öyleyse para mala eşittir. Bunu zaten yukarıda uzun uzun izah etmiştik. Gerilim farkı, elektriği bir yönden diğer yöne akıtır. Öyleyse fiat farkı da parayı bir tarafa,'malı diğer tarafa akıtır. Para ucuz olan mala doğru, mal ise pahalı olan yere doğru akar.

İktisatta, elektrikte olmayan bir hususiyet vardır. Mal bir tarafa giderken, aksi yönde para da akar. Bu insanlar için koyduğumuz mülkiyet düzeninin, yani paranın tarifinin bir sonucudur. Yani elektrikte yalnız menfi yük akabildiği halde, iktisatta bu pek olmuyor. Para bir taraftan diğer tarafa akarken, mal da aksi yönde akar.

Demek oluyor ki, fiat dediğimiz unsur statik bir hadisedir. Bir ülkede hiç üretme ve hiç tüketme olmayabilir. Mallar tüccarda, para da halkta durur ve çeşitli nedenlerle bunlar bu malları alıp kullanmıyabilirler. Yeni malları da üretmiyebilirler. Ancak bir ülkede ne kadar para varsa, o kadar da mal vardır ve fiatlar buna göre kurulur. Her malın fiatı diğer malların nezdindeki değerini daima korur.

Üretme ise mevcut para veya mal ile ilgili değildir, aksine mevcut mal ve paranın hareketi ile ilgilidir. Eğer bir ülkede para hareketli ise yani çok muamele görüyorsa, o ülkede üretme ve tüketme de boldur. Ekonomik canlılık vardır. Aksine eğer para hareket etmiyorsa, dolayisiyle mal da hareket etmiyorsa, o ülke de fiat dengesi varolabilir amma ekonomik durgunluk da mevcut olabilir. Bu çok zararlı bir şeydir.

          Sermaye vergisi kişileri harekete zorlar. Kişiler zarar da etseler vergi ödemek durumunda oldukları için sermayelerini boş durdurmayıp çalıştırmak ve vergilerini ödemek durumundadırlar. Dolayisiyle bu paraya hız verir, paranın hareketi ekonomiye de hız verir.

Aksine paranın depo edilip durdurulması, âtıl hale getirilmesi ise durgunluk meydana getirir ve bu durgunluk bütün ülkeyi sararak yıkılışa neden olur. Paranın durmaması için önce teşebbüs imkânları ardına kadar açık olmalıdır. Müteşebbisler, bir sıkıntıya girmeksizin teşebbüste bulunabilmelidirler. Müteşebbis olmayanlar da faizsiz olarak müteşebbislere paralarını kredi olarak vermek zorunda olmalıdırlar. Böylece paralarını kendileri çalıştıranlar kendileri çalıştırmış olurlar, çalıştırmıyanlar ise başkalarına verirler.

Parayı başka müteşebbislere verirken de iki yoldan birini tercih etme durumundadırlar. Sadece vergiden kurtulmak suretiyle 'kâr ve zararı müteşebbise ait olmak üzere' verirler; buna karz-ı hasen denmektedir. Burada borç verenin menfaati, devlete vermesi gereken vergiden kurtulmuş olmasıdır. Bu işlemin yürüyebilmesi için, faizin yasak ve borçlanmaların devlet teminatı altında olması gerekir.

İkinci yol ise, sermaye sahibi ile müteşebbisin ortak olmasıdır. Bu taktirde zarar sermayenindir, kâr ise aralarında bölüşülür. Biri sermaye hakkını, diğeri de emeğinin hakkını almış olur. Zarar halinde ise birinin sermayesi, diğerinin çalışması ve emeği gider.

Faiz ilk bakışta paranın hareketini sağlar gibi görünürse de, tamamen aksi tesir yapar. Kişiler, faiz alalım diye paralarını borç olarak vermezler ve ekonomik durgunluk olur. Mallar pahalılaşır, daha çok kâr etme durumuna düşerler ve enflâsyona sebebiyet verir. Enflâsyon ise daha fazla kârı ve faizi gerektirir. Böylece faiz, paranın hareketini frenliyen bir unsur olur.

 

 

 

 

                                                                          

 

 

 

 

 

 


PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
1-1-kapak içi
1868 Okunma
2-2-takdim-REŞAT EROL
1754 Okunma
2-2-takdim-reşat erol
1565 Okunma
3-3-önsöz-süleyman karagülle
2060 Okunma
4-4-YAŞAMA DÜZENİ
1811 Okunma
5-5-HAYVANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1671 Okunma
6-6-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1770 Okunma
7-7-ÜRETTİĞİ KADAR TÜKETME ESASI
1773 Okunma
8-8-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1739 Okunma
9-9-VERİP KARŞILIĞINI ALMA ESASI
1736 Okunma
10-10-GÜMÜŞ SENET
1772 Okunma
11-11-ALTIN SENET
1855 Okunma
12-12-HAZİNE ALTINI
1812 Okunma
13-13-SERBEST FİAT
1739 Okunma
14-14-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
2050 Okunma
15-15-ALTIN VE MİLLÎ GELİR
1794 Okunma
16-16-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
2134 Okunma
17-17-GÜMÜŞ STOKU VE ÜLKELER ARASI DENGE
4448 Okunma
18-18-ALTIN FİATI
1943 Okunma
19-19-HAZİNEDE GÜMÜŞ STOKU
1922 Okunma
20-20-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1739 Okunma
21-21-DENK MALLAR
1712 Okunma
22-22-KREDİ
1703 Okunma
23-23-SENET PARA
1983 Okunma
24-24-FİATLARA MÜDAHELE
1710 Okunma
25-25-NAKDÎ VE GELİR VERGİSİ
1749 Okunma
26-26-PARA'NIN HAPSİ
1806 Okunma
27-27-KARŞILIKSIZ PARA
1626 Okunma
28-28-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1730 Okunma
29-29-HAZİNE'NİN FONKSİYONU
1941 Okunma
30-30-VERESİYE VE FAİZ
2556 Okunma
31-31-ÜCRET
1771 Okunma
32-32-TEKEL
1688 Okunma
33-33-DEPO EDİLEMEZ MALLAR
1909 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1707 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1642 Okunma
35-35-PARA DENGESİNİN RİYAZİ TAHLİLLERİ
2085 Okunma
36-36-YAŞAMADÜZENİ
1699 Okunma
38-38-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1633 Okunma
39-39-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1625 Okunma
40-40-GÜMÜŞ SENET
1567 Okunma
41-41-HAZİNE ALTINI
1650 Okunma
42-42-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
1623 Okunma
43-43-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
1603 Okunma
44-44-ALTIN FİATI
1583 Okunma
45-45-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1731 Okunma
46-46-KREDİ
1666 Okunma
47-47-FİATLARA MÜDAHELE
1607 Okunma
48-48-PARANIN HAPSİ
1567 Okunma
49-49-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1542 Okunma
50-50-VERESİYE VE FAİZ
1688 Okunma
51-51-TEKEL
1613 Okunma
52-52-ŞER'İ AYLARIN TAKVİMİ
1834 Okunma
53-53-VEDA AYININ MANASI
1787 Okunma
54-54-PARA KİTABININ ŞER'İ DELİLLERİ
1623 Okunma
54-54-ŞER'İ DELİLLERİ
1683 Okunma
55-55-PARA KİTABI ŞERİ DELİLLERİ
1940 Okunma

© 2024 - Akevler