PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
Süleyman Karagülle
2015 Okunma
8-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI

5 ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI

 

                     Üretilen mallar, tüketilen mallara eşit olacaktır; ancak dengenin devam edebilmesi için bu yeterli değildir. Topluluk içinde ayrıca yığılmış ve depo edilmiş mallar olmalıdır. Bu mallar sayesinde darbelere karşı konabilir, bu hususu görmüştük.

Şimdi herkesin ürettiği kadar tüketmesi kaidesi yanında bir kaide daha koymalıyız; o da önce üretme sonra tüketme esasıdır. Böylece toplulukta her zaman üretilmiş ve depo edilmiş mal bulunacaktır.

Üretme ile tüketme arasındaki zaman ile üretme çarpılırsa, sonuç olarak depodaki mal bulunmuş olur. Meselâ, beş tavuk günde dört yumurta yumurtluyorsa ve biz o gün o yumurtaların tamamını yiyorsak, elimizde birikmiş veya depo edilmiş yumurta olmayacaktır. Amma bugünkü yumurtaları yedi gün sonra yiyecek olursak, elimizde sürekli olarak yirmisekiz yumurtamız depolanmış olacaktır. Özel bir durum olarak misafirimiz gelirse rahatlıkla onu ağırlar, daha sonra günde üç yumurta yiyerek tekrar eski duruma gelmiş olabiliriz.

Topluluk için bu işi gerçekleştirmenin yolu, topluluğa verileni hemen almayıp karşılığını sonradan almaktır.

          Bunun gerçekleşmesi için konmuş usul şudur:

          Herkes topluluğa verdiği malın karşılığında kendisine gerekli olan malı hemen almayacak, daha sonra kendisine gerekli olduğu anda alacaktır. Böylece topluluk içinde her zaman birikmiş ve depo edilmiş mal bulunacaktır.

Herkes önce üretecek, daha sonra tüketecek ve böylece herkesin topluluktan bir alacağı bulunacaktır. Eğer kişiler önce tüketip sonra üretmeye kalkışırlarsa; gittikçe mal azalır, sonunda mal tükenir ve denge bozulmuş olur.

Borçlu yaşama düzeni dengesizdir. Faiz, borçlu yaşama düzenini kurar. Kredi alan kişi, henüz üretmediği bir malı tüketmeye yönelir. Sonunda gecikmeli bir üretim ortaya çıkarki; bu da

dengeyi bozar. Bir ülke böylece mevcut olnn millî servetini tüketip eritir, dış ülkelere borçlanmaya başlar ve sonunda bu ekonomik çıkmazdan kurtulamıyarak yok olup batar.

            Dünya devletlerindeki böylesine fazla tüketme eğilimi bütün insanları fazla tüketime yöneltir, bu durum da yıkılışın kaynağı olur. Burada kredi veren kişi, milletin birikmiş malını üretmeden önce tüketmeye vermektedir. Kredi veren kişi, faizinden kâr sağlayacağını zannediyor. Halbuki millî servetten, beşerî servetten tüketme olduğu için topluca uçuruma ve belki de ebedî yokoluşa doğru gidilmektedir.

Veresiye satışlarda da aynı özellik vardır. Veresiye alıp tüketen kimse —faizsiz almış olsa dahi— önceden tüketme durumundadır. Millî servetin önce tüketilmesi, ardından üretilmesi isteniyor. Bu durum millî varlığı yokluğa götürmekte ve dengeyi bozmaktadır.

Ücretli düzen de böyledir. Bir müteşebbis çalıştırdığı kişilere ücret ödemektedir. İşçi, aldığı para ile hemen piyasaya gidip mal talebinde bulunmaktadır. Halbuki mal, belki de birkaç ay sonra üretilmiş olacaktır. Böylece ücret sistemi ile önceden tüketme şeklini getiren işçilik düzeni de dengesizliğin kaynağı olmaktadır.

Sanayi devrelerinin başlaması ile işçilik düzeni kurulmuş, arkasından faizli düzen gelmiş ve bugünkü çıkmazların içine girilmiş; sömürü düzeni ortaya çıkmıştır. Bu sömürü düzenine sosyalizm ile son verilse bile, mülkiyet düzeni olmayınca —kişiler önce tüketime sonra üretime yönelmekle— bu düzen yine bozulacaktır.

    Sermayeye kâr, gayrimenkullere kira ve miras düzenlerikişileri mal biriktirmeye ve geç tüketmeye zorlamakta, böylece topluluğun mal biriktirme düzeni   sağlanmış bulunmaktadır.

Devlet tarafından gerçekleştirilen faizsiz kredi düzeni ise sadece çalışma kredisini açmakta ve krediyi tüketmeden üretmeye götürmektedir.

Düzenimizde, önceden tüketme yerine önce üretme teşvik edilmektedir. İsraf bu nedenle kötü ve haram sayılmaktadır. İsrafı, gelirden daha fazla gider yapma şeklinde de tanımlıyabiliriz.

 

 

 

 

                                                                            

 

 

 


PARA-İslam'da denge/Altın ve Gümüş
1-1-kapak içi
2069 Okunma
2-2-takdim-REŞAT EROL
1941 Okunma
2-2-takdim-reşat erol
1892 Okunma
3-3-önsöz-süleyman karagülle
2261 Okunma
4-4-YAŞAMA DÜZENİ
1985 Okunma
5-5-HAYVANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1848 Okunma
6-6-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1942 Okunma
7-7-ÜRETTİĞİ KADAR TÜKETME ESASI
1954 Okunma
8-8-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
2015 Okunma
9-9-VERİP KARŞILIĞINI ALMA ESASI
1946 Okunma
10-10-GÜMÜŞ SENET
2002 Okunma
11-11-ALTIN SENET
2042 Okunma
12-12-HAZİNE ALTINI
2098 Okunma
13-13-SERBEST FİAT
1931 Okunma
14-14-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
2245 Okunma
15-15-ALTIN VE MİLLÎ GELİR
1975 Okunma
16-16-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
2368 Okunma
17-17-GÜMÜŞ STOKU VE ÜLKELER ARASI DENGE
4664 Okunma
18-18-ALTIN FİATI
2141 Okunma
19-19-HAZİNEDE GÜMÜŞ STOKU
2109 Okunma
20-20-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
2008 Okunma
21-21-DENK MALLAR
1914 Okunma
22-22-KREDİ
1880 Okunma
23-23-SENET PARA
2176 Okunma
24-24-FİATLARA MÜDAHELE
1904 Okunma
25-25-NAKDÎ VE GELİR VERGİSİ
1944 Okunma
26-26-PARA'NIN HAPSİ
2004 Okunma
27-27-KARŞILIKSIZ PARA
1820 Okunma
28-28-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1907 Okunma
29-29-HAZİNE'NİN FONKSİYONU
2123 Okunma
30-30-VERESİYE VE FAİZ
2761 Okunma
31-31-ÜCRET
1954 Okunma
32-32-TEKEL
1915 Okunma
33-33-DEPO EDİLEMEZ MALLAR
2104 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
2001 Okunma
34-34-İÇİNDEKİLER
1862 Okunma
35-35-PARA DENGESİNİN RİYAZİ TAHLİLLERİ
2274 Okunma
36-36-YAŞAMADÜZENİ
1882 Okunma
38-38-İNSANLARDA YAŞAMA DÜZENİ
1813 Okunma
39-39-ÜRÜNÜN TÜKENMEMESİ ESASI
1811 Okunma
40-40-GÜMÜŞ SENET
1781 Okunma
41-41-HAZİNE ALTINI
1850 Okunma
42-42-ALTIN VE GÜMÜŞ DENGESİ
1807 Okunma
43-43-ALTIN VE ÜLKELER ARASI DENGE
1904 Okunma
44-44-ALTIN FİATI
1776 Okunma
45-45-SERMAYE VERGİSİ İLE PARA DENGESİ
1905 Okunma
46-46-KREDİ
1865 Okunma
47-47-FİATLARA MÜDAHELE
1800 Okunma
48-48-PARANIN HAPSİ
1793 Okunma
49-49-İŞLETME VE MUAMELE VERGİSİ
1728 Okunma
50-50-VERESİYE VE FAİZ
1885 Okunma
51-51-TEKEL
1850 Okunma
52-52-ŞER'İ AYLARIN TAKVİMİ
2041 Okunma
53-53-VEDA AYININ MANASI
1970 Okunma
54-54-PARA KİTABININ ŞER'İ DELİLLERİ
1774 Okunma
54-54-ŞER'İ DELİLLERİ
1839 Okunma
55-55-PARA KİTABI ŞERİ DELİLLERİ
2092 Okunma

© 2025 - Akevler