Özer Ataç
Abartı
4.11.2024
1813 Okunma, 0 Yorum

Görüş alanı içinde  “rutinde”  görülmesi istenen kısıma dikkat çekme, ortaya çıkarma ya da görülmesi istenmeyen kısmı  gizleme  “sanatı” abartı olarak bilinir.  

Gerçeklik ise  bir çok yöne yayılan  iç içe geçmiş etki ve  oluşumdur.  Biçimi, rengi  değişmeyen hiçbir oluşumun  olmaması yaşamı canlı tutuyor.

Abartı, doğal süreçte  oluşan    anormalliklerdir. Bu anormallikler,  insan zihninin işleyişinde de yer tutuyor. Bu sebeple  olaylar örgüsünde,  istediğimiz ilmiklere zumlayıp oluşumların künhüne varabiliyoruz.     

*

Abartılar, rutinde kırılma bükülme tesiri yapıyor.

Işık hızının zamanda ve eşyada yaptıklarını  bilim insanları yıllardır anlatıyor:

“Işık hızına ulaşan nesne,  uzayı ve kendini büküp ve değiştirir”.  

 Abartı da  “rutin” görünende  zorlama, telkin, anlatım, gösterim  gibi çeşitli  etkilerle  hedeflediği insanları, bulunduğu halden amaçladığı yönelişlere  değişim ya da çözülmelere sevk ediyor.

*

Yaşamın en yararlı armağanlarından  olan gülme ihtiyacımızı,  zamanlama ve yerindelik koşullarıyla uyumlu  abartılara tanık olduğumuzda karşılıyoruz.

Basit olarak görülen gülme, insana hediyedir;   akıl, sinir, duyum üçlemesinin  zıt etkili “tanıdık”  birlikteliğine temas ettiğimizde gülüyoruz.

Gülme basit ve sıradan  görülür; fakat   bu basitliğin emsalsizliği  içermesi   yol göstericidir.

Bir şeyin sıradanlığı evrimselliğine engel olmaz.  Aksine basit olan, tekâmül yolunda  ‘’yüksüzlüğün” olanaklarını kullanır.    

Aklın,   elmas değerinde ürettiği nitelikli gülmecelere  ülkemizde  çok kez tanık oluyoruz.

Bunun sebebi zıtlıkların dönüşümlü sürekliliğidir. Dün mağdur olanlar, bu gün mağdur edici olurken, dünkü haklı savunularını, bu günün mağdurlarına gerekçe olarak sunulmaları zıtların döngüsel varlığına güncel örnektir.  

*

Her  kesim abartı sanatını kendi  amaçları ile kullanıyor. Siyasetçi,  güvenlikçi, tüccar.

Çünkü üretip sunduğunu  rekabet ettiği benzer ürünlerden  farklı kılmanın en basit yöntemi abartıdır.  

Abartıya uzmanlaşma da diyebiliriz. Her alanda güvenli ilerleyiş için  çok yaygın kullanılıyor.  Bu yaygınlık bütünsellikten bir nevi kopuşa  dönüştü.  Bütünsellik yerini uzmanlığa bıraktı. Uzmanlık ise tüm ciddi çabaya rağmen,  bütünselliğin  bilinmezliğinde isabetsizlere sebep oldu.  Bu yüzden abartıyı uygulamalı bilimlerde güvenli görmüyorum;  zihinsel çözümlemelerde daha yararlı  buluyorum.

*

Gülmenin  odağı kendimiz olduğunda,  benliğimiz  kibir ve   bencillik yüklerinin yararsızlığını  görür; daha özgeci (diğerkam) gelişim sağlarız. Güldüğümüzde,  koşulların üzerimizdeki ezici  etkisi azalır, geçici olsa da  baskılar  dağılır. Böylelikle koşulların kesif baskısından  ışık veren aralıkları,  dayatılmış rutin tekerini kırabileceğimiz fırsatları değerlendirebiliriz.

 

Çok zor şartlarda bizleri aciz bırakan  zıtlıkların,  aslında  uyduruk manipülasyon  olduğu  göremiyoruz.  Abartılan  her şeyin saçmalığı oraya dahil oluşumuza güldüğümüzde  netleşir.  Bu tanıklık,  kanıksanmış baskıların etkisini azaltır;   zihni vurulan esaretin  prangaları gevşer, bileklerimiz, ayaklarımız özgürleşir. Ayağa kalkmak isteriz, elimizle sahteliği silmeye yöneliriz. D zaman keder ve umutsuz mekanda    başka bir siklon oluşur; değişik moral  boyutuna  tanık oluruz. Sanki aynı zamanda, aynı mekanda, farklı boyut ve zihinselliği keşfederiz.

 

Aslında her şey oradadır; fakat kesif dayatma ve telkinler  gerçekliğin iyicil çıkar yollarını kapatıyor.  Bu yüzden,  “çaresizlikte ‘istikrar’, bilinç uyanışını sağlar, ”  demişler.   

 

*

Kuşatılmış,  koşullanmış  insanlar olarak, kitlesel dalgalanmalara  kapılmadığımız dönemlerde,  her birimiz  birimsel irademizle yol almaya çalışıyoruz. Fakat tekil olarak  ilerlemek mümkün değil;  bizler, ancak   sosyal olarak var olabilir dengeli adil  ilişkilerle gelişiriz.

Sosyal olmak  aklımızı, duyumumuzu, iş görüşümüzü benzer durumdaki insanlarla bir araya getirip abartmak olabilir mi? Olduğundan daha etkili görünmenin yolu  birlikteliğin niteliği ve kararlığı olmalı. “Nice az  kararlı topluluklar nice güçlü orduları dize getirdi.” Dizgesi Heredot tarihinde hala “canlı” duruyor. “Canlı” çünkü,  ifade her zaman uygun birlikteliklerle kendini kanıtlıyor.

*

 

Diğer yönden ters etkili ya da sömürü esaslı sosyalleşmeler de var. Onlar neyi abartıyor; onlar  aralarındaki dar çıkarcılığı örtecek perdeleri abartıyor. O perdeler, manipülasyona dair her şeydir.

Onlar  kendi hem türlerine “görev paylaşımı” adı altında esaret dayatıyor. Onlar, bu esaretin kendilerine sunduğu maddi kazançları gizlemek için esaret için harcananlara manevi kazançlar ihdas edip  o ihdasları abartıyor. Bu uygulama yeryüzünde  o kadar yaygın ki tersine yönelik uygulama sadece retoriklerde işitiliyor. Ses görüntü abartı eşliğinde, sözün olguya dönüşmesi her zaman gelecek nesillere öteleniyor.

Bu yaygın örtü abartıcılığı  gelişim seviyeleri ne kadar ileri olsa da  bozulup çökecektir. Çünkü hem türünü sömürüp,  eziyor. Hem türüne bunu yapan doğaya ne yapmaz ki!?  Bu yüzden  onların   iki yakası bir araya gelmiyor; her seferinde  boğazlaşma ve yıkım onlarda karar kılıyor.  

*  

 

Demek, bireyselliğimiz, potansiyel yeteneklerimiz, ancak sosyalleşme ile zenginleşip gelişecek. Demek yalnızlığımız  yararlı birliktelikler için yararlı. Demek güdülen sosyalleşmeden ayrılışımız bu yüzden önemli.

Kelime dağlarını andıran on binlerce kitabın içerdiği bilgileri, kelimelerin yüklendiği anlamları kavrayıp doğaya yönelip bir medeniyet inşa etmek tek tek bireyler için mümkün olmadığı çok açık.

Milyonlarca insanın gözü,  bu yüzden sosyalleşip,  görev paylaşımıyla “her şeyi gören göze” dönüşüyor. İşte bu “göz”, medeniyetin gözüdür.   Bu  görevdeş gözler,   dünyamızdan  milyonlarca ışık yılı uzaktaki gök adaları, karadelikleri, patlayan yıldızları  ekranlarımıza  yansıtan Hubble , Kepler, James Webb Uzay Teleskopları üretiyor.

 

*

Sonsuz uzayın her yönü abartılı. Hayret kesilmeden başını gökten çevirenimiz var mı; sanmıyorum.  

Yüce gök ve yıldızlar,   güncel kısıtlığın,  bıkkınlığın en keskin ilacı.

Öğretilen dayatılan ne varsa,  göğe her serbest bakışımızda öğretilenlerin   ne kadar zayıf, değersiz  oldukları ortaya çıkıyor. Tüm acziyetimize rağmen  bu tanıklığımız,  bizlere oluşumunu bilemeyeceğimiz  etkilerle değerler sunuyor.

Yol açmak , tıkanıklığı aşmak için abartmayı ihmal etmeyelim. Çıkış yolu “aynılara” tuttuğumuz abartı ışıklarıyla belirecek .

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Özer Ataç
RİSK ve GÜVEN/lik 3
26.05.2025 1194 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik - 2
29.04.2025 1321 Okunma
Özer Ataç
Risk ve Güven/lik
13.04.2025 1516 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 7
1.04.2025 1597 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 6
18.03.2025 2058 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 5
3.03.2025 1502 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 4
15.02.2025 998 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 3
1.02.2025 1537 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 2
18.01.2025 2315 Okunma
Özer Ataç
Sahtelik 1
7.01.2025 1462 Okunma
Özer Ataç
Makroda Bütünsellik, Mikroda Küreselleşme
23.12.2024 1055 Okunma
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2655 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1950 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1813 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1872 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1885 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3465 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1483 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 1409 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2745 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 2193 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 2105 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2464 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2403 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 2088 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 2276 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1660 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2525 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1627 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1412 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1506 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1532 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1710 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 913 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1582 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1570 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 2357 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 2287 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1328 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1955 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1614 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1747 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 2039 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2373 Okunma
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1334 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2361 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2556 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1961 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2685 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 2435 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1883 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1714 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 3299 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 3072 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 3009 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 4374 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3744 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2682 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 3304 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 3332 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2564 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3395 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2919 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3596 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 3297 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2917 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3532 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3384 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 3242 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 4179 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2697 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 3007 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2430 Okunma


© 2025 - Akevler