Demokrasilerde bireylerin vatandaşlık hakları yetkinleştikçe siyasal seçimlere katılım yarıdan aşağıya düşüyor.
Diğer taraftan, adı ne olursa olsun, bireysel eğitimin, beslenmenin, serbest girişimin gelişmediği; devletin vatandaş karşısında ikonlaştığı yönetimlerde siyasal seçimlere katılım oranı, seçmen sayısının tamamına yaklaşma olgusu sürüyor.
*
Birinde, bireysel ve kamusal hakların, değerlerin işlerliği güvenceli olarak sistemleşirken; diğerinde, sistem dahil, bireysel- ulusal tüm değerler yönetime/i “seçilmiş” ya da ele geçirmiş azınlığın elinde tutuluyor.
Sebebini biliyoruz:
Biri, haklının güçlü;
diğeri, güçlünün haklı olması hali.
Bu belirleme Necmettin Erbakan’nın bölgemizdeki tüm uluslara Adil Düzen ‘den eser miktarda duyurduğu ‘neon’ başlıktır.
Hala oradayız.
Güçlülerin hükümranlığı devam ediyor.
*
Yöneticiler, halkın kendileri etrafında toplanıp, onları destekleyici birlik olmasını çok isterler.
Halk ta yaşam standartlarının yükselmesini, ihtiyaçlarının giderilmesini ve bireysel özelliklerinin gelişip tanınmasını istiyor.
Halkın bu istekleri, yöneticilerin elde ettiği kamusal olanaklar seviyesine yaklaşamıyor. Yani Kamusal hizmetler, seçmenlerin nesillerini nitelikli bireyler düzeyine eriştirme hayalleri gerçekleşmiyor. Daha doğrusu seçmenlerin hayallerini gerçekleştirecek olanaklar sağlanmıyor.
*
Yöneticilerin ‘birlik’, seçmenin “bireysel yetkinlik” isteği, on yıllardır zig zag etabından çıkamıyor.
Seçmenler, seçtikleri vekillerin vekaletleriyle ulaştıkları kalıcı umut güzergahına ulaşamıyor.
Bu kapan döngüsü, sanırım esaslar konusunda yanılsamadan kaynaklanıyor.
Esaslar dışında tüm çaba ve yönelişler,
‘çare’ enflasyonunda tükeniyor.
*
Başlangıçta seçmene sunulan samimi, çok taraflı ve gözetimli “çareler; devamında “emanete” dönüşüyor.
Samimiyet enerjisi, “alkali” olmadığından itibar protokollerinde tükeniyor.
Emanet yapısı gereği Avatar’dır; yani asıl sahiplerince sürekli kontrol ve gözetimi gerekir.
Vekalette sapma görüldüğünde, bağlantı/yetki askıya alınıp, “Avatar” park etmeli ve değiştirilmelidir.
Otomobil üreticileri, kullanıcı memnuniyetlerini ne kadar zinde tutulduğunu bilirsiniz.
Hele yapay zeka dönemine girdiğimiz bu süreçte. Kontrolleri yazılım ile anlık düzeye yükseltip, hiç boşluk bırakmazlar.
Trafiğe yeni çıkan tüm araçlar, imalatçılarınca yazılım ile imalat noktalarındanher türlü işlevi izlenerek kontrol ediliyor; gereğinde ‘ürün’ geri çağrılıp değiştiriliyor.
*
Sormak istiyorum:
Siyasal vekaletler ile bağımız neden tek taraflı hale geliyor. Seçenin seçtiğine ulaşımı daralırken; seçilenin ulaşım gücü artıyor.
Neden verilen yetkinin etkili kontrolü, dört- beş senede bire indirgeniyor.
*
Emeğinizin değerine gösterdiğiniz özeni, lütfen ülkenin ve nesillerin tüm değerlerini kapsayan siyasal vekalette de gösterin.
Biliyorsunuz; güven kontrole mani değil.
Ayrıca, kontrol “boşluk” tanımaz.