Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023
1658 Okunma, 0 Yorum

Başlığın ilkinde ‘hatalarımız olmasaydı öğrenip gelişmezdik,’ diye yazmıştım. Kısaca,  hata payı hedeflere ulaşmak için açacağımız kalıcı  yolları oluşturur. Hatayı doğuran girişimler,  hedeflere  kolaylıkla ulaşmaz. Kolaylıkla ulaşılan hedefler, sonraki aşamalarda  beklenmeyen zorluklar ile karşılaşır.   Kısaca hatalardan etkilenmemiz, öğrenmemiz “sağlıklı” ilerleyişimize destek oluyor. (1)

Atalarımızın yaşadığı onca acılar,   mücadeleler;   başarı ya da başarısızlık;  hepsi,  onların bize bıraktığı en kıymetli mirastır. Onları anlamak, anmak ya da ritüellere hapsetmek ile sağlanmaz. Sağlansaydı, toplumlar aynı acıları tekrar yaşamazdı.

*

İnsanın en büyük eksikliği güven arayışıdır. Eksikliğini gidermek için hata yollarına çıkmak, zaafları giderir mi; sanırım bunun cevabı büyük zaman dilimlerinde.    Tüm yaşamlar hatalarımızı gidermek, güvene erişmek  için koşulan kulvara benziyor. Güven kaynaklı  bütün sorunlar,  kuyruğunu yutan yılan gibi onu  elde edenlerce, kalıcı kılmak ya da geliştirmek için daha şiddetle devam ediyor.

*

Bedenimizin sağlığı, sürdürülebilir temiz hava,  içecek ve yiyecek ihtiyacı. Bitmedi; sığınacağımız bina ihtiyacı;  bilinen, bilinmeyen bütün olumsuzluk ve saldırılara karşı hazırlanmak; galebe çaldığında  sınırlamak…. saymakla bitmeyen ihtiyaçlar.

Yine binlerce yıl güçlü devletler zayıflara; daha güçlüler,  güçlülere saldırmaya devam etti.  Dünyamızın doğası, insanlığın bu savan güdüsünden  tekrar tekrar harap oldu.  Savaş ve boğazlaşmalar için ormanlar katledildi, ekinler şehirler yakıldı, yıkıldı.  Ateş ve yıkım hayvanlara kadar uzandı.   

İnsanlık birbirine düştükçe, diğerine zarar vermek için doğanın bizlere havadan sonra en büyük  armağanı olan  içme sularını zehirledi.(2)   Buna karşın insanlığın  kendi ailesinde veya klanında tutsak kalmayan vicdanlı tarafı boş durmadı.  Vicdani direnmeler, karşı savaşlar başlattı. Sonunda devlet organizasyonları kıyısına eriştik; savaşlar ise şimdilik ‘düşük yoğunlukta’.

Kötülük, zorbalık, el koyma karakteri  boş durur mu? Güçlenen barışçıl organizasyonlara,  yüksek volümlü vicdani söylemlerle sirayet etti.  İçme suyunun zehirlenmesi gibi  vicdanlı yapıları zehirlemeye koyuldu. Maalesef  dünyada mevcut hamasiyatın büyük kısmı,  bu kolun güdümünde; diğer kısmı ise ikna edilmeye  açık.

*

İnsanlığın keşifçi aklı, heybesinde onca “ağırlıkla” yakın zamanda büyük sıçrama (3) yaparak dijital çağın kapısını çaldı.

“Eğitim”, ne yazık ki her şeyi halletmiyor. Özümüzde ne varsa onu giydiriyor. Özdekini değiştirmek,  yaygın eğitimin cihazsız inemeyeceği derinlikte derslikler açılmasını gerektiriyor.

*

İlahi önermelerde, insanların çoğunun yanlışa yöneldiğine, diğerlerinin çoğunluk  rüzgarına kapıldığına  dair yergiler var. Aynı şekilde, eski Yunan filozofları  ‘liyakatin oydaşlıkla bağdaşmayacağını’ söylemişler.

Vicdani özelliklerin aile “hücresinden” evrenselliğe özgürleşmesi gibi iş görme becerisine sahip insanlar; mevcut yüzeysel kanaatle  insanlık için yarar üretemiyor.  Çünkü  etkili ya da etkisiz çoğunluğun  tercihleri, liyakat organizasyonlarını ya engelliyor ya da  çalıştırmıyor.

*

Ne olacak?

Çoğunluk vicdanının özgürleşmesini mi bekleyeceğiz; ya da  onların vicdanını benlik, klan hapishanelerinden mi özgürleştireceğiz; veya bunu “birileri” yapıncaya kadar yapıp- yıkılacak mıyız?

Evrensel işleyişin cevabı net ve basit:  Bütün olasılıklar, ol’mak için beraber hareket ediyor; boşluğu bulan öne çıkıyor.  Buna bilim ‘evrim’ diyor.

Gelişim, önce “yüzeydeki’ özellikler(temayül) ile  işe koyulur. Bunlar işe yaramazsa, sırasıyla alt katmanlardaki özelliklerle girişimi sürdürür. Yani çoğunluk için “aran kan” derindeyse,  daha çok çekeceğimiz var.

Başka deyişle, koşullar ne olursa olsun,  ‘Toplumlar, hak ettikleri şekilde yöneltiliyor’  “Hak ediş” sözü,   ‘tüm varlığın işletim yaşam kodu’ desek yerindedir.   Çoğunluk kabul etmese de her birimizin şu an bulunduğu hal,  beden, aile ne varsa bu işletim  kodundan süzülüyor.

*

Yapay Zeka, öğrenen makineler, çoğunluğun derinindeki vicdandan  daha önce yüzeye çıktı. İnsanlığın yıkıcı zaafları olan güvensizlik ve doymazlık;   alacağı kararları yapay zekâ ile yürürlüğe koymaya başladı.

Bu yüzden doğa, “sıralamayı” felaketler, salgın hastalıklar ile bozup, derinlerdeki vicdanın   yüzeye çıkması için kendince “tepkiler” oluşturuyor. İklim değişiklikleri, kuraklık, taşkınlar, depremler, mağmanın  yeryüzüne “firar” girişimleri. Hepsi  evrenselliğe erişmeyen vicdan kıtlığı yüzünden. (4)

İnsanlık ‘yapay zeka’  derken,  doğa “felaket”  diyor.     

 

Açıklamalar:

(1) Hata; söyleyişte şiveden, yazımda harflerden, matematikte eksiden başlar. Eksinin tekrarı sıfırın altında birikir.  Eksi ve artı ikinci boyutun işlemidir. Üçüncü boyutta  artı, çarpıya; eksi, bölmeye dönüşür. Daha üst boyutlarda ise türevler, giderek sinüs, kosinüs, sekant,kosekant, tanjant,   gibi  işlemlere evrilir. Hatanın, sosyal düzende farklı adları vardır. Kitlesel  zulüm, işkence bunların en dibidir.

(2) Günümüzde ‘zehirleme’  giderek “gelişti”;  tüketilmesi kabul edilebilir oldu.

(3) “Büyük sıçrama”; pek inandırıcı gelmiyor. Dikkat ettiniz mi;  sosyal ilişkilerde avcılık döneminden hala  çıkamadık. Sanırım “mutfakta” birileri var.  

(4) Vicdan; önceleri uzaydaki  boşluğa esir denmesini andırıyor. Şimdilerde boşluğun olmadığını,  esir’in ise kuantum madde olduğunu söylüyorlar. ‘Herşeyin herşey ile ilgisini, htta aynı oluşunu’  sağlayan kozmik bağ. Sevgi ve paylaşma bağı,   ben’likten başlıyor;  sonra eş, evlat, aşiret, ulusa kadar ilerliyor.   Oysa, her şey her şey ile bağlı; fakat bu bağın ismi olan ‘vicdan’,  hala kısıtlı.

 






Son Eklenen Makaleler
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1258 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1580 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 838 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1625 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 901 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 633 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 848 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 883 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 978 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 224 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 912 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 902 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1652 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1593 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 708 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1276 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 979 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1115 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1356 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1658 Okunma
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 681 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1686 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1891 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1340 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1913 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1672 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1113 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1108 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2524 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2306 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2259 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3593 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3083 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2044 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2640 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2628 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1879 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2691 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2300 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2938 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2643 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2232 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2854 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2707 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2586 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3498 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2030 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2336 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1820 Okunma


© 2024 - Akevler