Seçimler tamamlandı; derken, Cumhurbaşkanlığı için yeterli sonuç Cumhur ittifakının salt çoğunluğu edinmenin eşiğinde(49,51) kalması sebebiyle, ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimine on üç gün ara verildi.
Tüm hesaplar ikinci perdeye aktarılıyor.
Millet ittifakının ‘büyük değişim’ vaatleri ve yüksek oranlı seçim kazanım tahminlerinin altına düşmesi (44,88)ve ara sürede sonuçları kabul etme handikabı; Millet ittifakının yeni/ek kısa kazanma stratejilerinin kapağını oluşturuyor.
‘Handikap’, kapan mı, kazanmanın çözümü mü; bu sorun, Millet ittifakının eylem omurgasını oluşturacak. Üçüncü aday Sinan Oğan ise (5,17) sürpriz yapmadı; genel ve birinci olarak, seçim sonuçlarının ‘öteki’ için tolere edilmesi, hazmedilmesi olanağını oluşturdu. İkinci olarak, Millet ittifakı seçim stratejisinde odak kaymasını gösterdi. Üçüncü olarak, ikinci turda kaybetmenin aldatıcılığını üretecektir. Dördüncü olarak, ‘yetkin kimliklerin’, ancak koşullar nezdinde başarılar üreteceği bilgisi yenilendi.
*
Millet ittifakı karargâhını yanlış çatı altında kurması kaçınılmaz değildi. Herkes için evrensel vaatlerin maddi temelleri yerel idarelerde yeterince oluşmadığından; toplumun büyük kesimine verilen vaatler, ‘sürekli kaynaklar’ yerine, ‘ tutuklu kaynaklarla’ evrensel vaatler için ilk hız etkisi yaparak gerçekleşeceği söylemi, seçmen nezdinde çoğunluğun oyunu kazanamadı. Böylece Millet ittifakının adayı, Cumhuriyeti kuran partinin ‘ilerletilmiş geleneksel politikasını’ aşma çabası ve iktidar dışı ittifak kazanma özverisi yeni genç seçmende odak kaymasını önleyemedi.
*
Cumhur ittifakının yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi, ‘dolaysız yönetim’ yapılanma olanaklarını seçimde yoğun olarak kullanması, iktidara su götürmez avantaj sağlamasının yanında; tarihte görülmemiş olumsuz koşulları üstünde taşıması karşılaştırıldığında; seçim sonuçları, Cumhurbaşkanının bu zamana kadar geçirdiği en başarılı seçim sonucuna eriştirdi. Aynı olumsuzlukların bir çok güçlü iktidarları seçimlerde yerle bir ettiği sonuçlar dünya siyasal tarihinde pek çoktur.
Bunlar, derin olmayan yüzeysel olgulardan görebildiklerimiz.
*
Asıl olan dış koşulların; ülkelere, bölgelere belirleyici özel(münhasır) etkisidir.
Dünyada yoğun olarak yaşanan Çin- ABD kutuplaşması; ülkelerin Amerikan doları ve güçlü ateşli silah baskısında bunalması; Amerikan dolarının içine girdiği umutsuz anafor; yine ABD nin Çin’i Asya’dan kuşatma girişimi olarak, Rusya- Ukrayna savaşının Avrupa dahil tüm bölgeye yıkıcı etkiler oluşturması; İran’ın nükleer güce erişmesi; buna karşın İsrail’in ertelemesi zor, güvenlik kaygılı, olası kaos senaryoları… Artık “mukadder Pasifik kıvılcımı”na yönelik azalan süre; bu sürede tek tek ülkeler ve ülke guruplarının ne yapacağı her şeyin önüne geçmiş durumda.
*
Böyle zamanlarda ülke içi siyasal seçimler, yukarıdaki ayrımlardan bağımsız olamaz.
“Demokrasi, özgürlük, şeffaflık, adalet, Batı ile güvenli entegrasyon, ortak akıl”; ile, “güvenlik, bağımsız milli savunma, bölgesel kararlık ve risk alabilen güçlü liderlik” öncelikli söylemlerin asimetrik rekabetinde yapılan seçimlerin sonucunun ne olacağını, küresel tehdit ve risklerin belirleyeceğini bilmek içi için kahin olmaya gerek yok.
Yine de böyle durumlar “sürprizler” içeriyor.