Dün (Pazartesi günü 13.03.2013) sabahleyin ekranında Kazım Erten arkadaşın ismi görülerek telefonum çaldı; selam ile açtım . Hüseyin Kayahan arkadaşın vefaat ettiğini, ikindi vakti onun içinde yaşadığı suretini İzmir İlahiyat Camiinden asıl harman yeri toprağa yolcu edeceğimizi söyledi. Bekliyordum; yine de göğsümden aşağıya şimşek yollu ince ateşin aktığını hissettim. İsmi lazımsız hastalık ile epeydir mücadele ediyordu; aralıklı gelgitler entübe ile son bulmuş.
İran’dan henüz gelen Mehmet Altay arkadaş ile cenazesine gitmemiz nasip oldu. Camiinin kıble kısmındaki avlusu oldukça kalabalıktı; yaşamlarındaki tercihleriyle kıymetlenmiş insanlarla doluydu. Hepsi tanıdıkları, iyiliğini türlü şekillerde bildikleri, aralarından birini yine “bildik” aleme yolcu etmek için ustalıklı teslimiyetle bekliyordu.
Onun için birçok güzel sıfat kullanılabilir; şimdi zihnimde parlak gülüşünün suretini bıraktı. Parlak Gülüşlüler; bu sıfatı temsil eden nice insan gelip geçti bu dünyadan. Bilgiye aşık, mucit, keskin akıllı; Adil Düzen Sistemi’nin mimarı rahmetli Süleyman Karagülle’ye sadık yoldaş; tevazusunu üstünden eksik etmediği bir giysi gibi taşıyan kişiydi. akevler.org portalındaki yazıları üstadının esaslı talebesi olduğunu açıkça gösteriyordu.
Sevimli, ilginç, arkadaş, ilim aşığı bir yoldaşımız; onu “takdir” eden cevhere yenilenmek için bu dünyadan aramızdan ayrıldı. Dilerim bu sürgün dünyamızda sayısı artsın; Yüce Yaradan’nın takdirine mazhar olsun; vadedilen cennetlerde yine ilim meclislerinde o ve dostlarıyla beraber oluruz.