Alt başlık:
Tehir etmeyin; çünkü her şey (klonlar ve tek yumurta ikizleri hariç) biriciktir. (1)
*
Yurdumuzda bir genel bir de yerel seçimi henüz diyebileceğimiz sürede yeni gerçekleştirdik. (2)
Toplumlar güncel yaşam uğraşları sebebiyle tarihin “sesini” geç işitir; lakin yola çıkmış “yeni sesi” işitinceye kadar, işittiği son sese göre eyleme geçer; bu istenmeyen bir durumdur. Çünkü gecikmiş kontrol, kazayı önlemez. Bunun olmasını hiç kimse istemez. (3)
*
Milyonlarca göçmen ‘oldu bitti’ ile ülkemize akın etti. Tutunmak için çalışıyorlar ve çoğalıyorlar.
Bu akınlardan önce, vuku bulan küresel kapanma günlerinde tarımsal üretimi ayakta tutmak, gıda ihtiyacını sağlamak, o günlerin zorluklarını vukuatsız atlatmak için iktidar alarm zillerini susturmamıştı.
Derken, yeni doyurulacak, konut bulunacak milyonlar sökün etti. Yıllık turist sayısının yarısına yakın göçmen şehirleri, sokakları doldurdu.
Oysa, gıda üretimi o boyutlarda artmayıp; ihraç edilen tarımsal ürünlerimiz, o ürünleri üretmeyen alıcı ülkelerden de daha yüksek fiyatlara tırmandı. Vatandaşın “kişisel bekası” olan konut edinme ihtiyacı örselendi.
Devam ederek; bölgesel cepheler derinleşmeye, silahlı çatışmalar artmaya, askeri harcamalar tavan yapmaya başladı.
Bitmedi: On bir ili jeolojik olarak “silkeleyen”, binlerce vatandaşımızın canına mal olan, aileleri tarumar eden, işyerlerini, üretimi, sosyal huzuru kıran ard arda şiddeti yüksek iki deprem yaşandı.
“Mitoz bölünme” biter mi ; bitmiyor.
Net.an.ya. hu, karanlık yerleşkeye, yerelde “ışık getirme” görevini; kan, kin, düşmanlık “üretimini” patlatırcasına artırmaya soyundu. İsrail halkını bu katliama alet etti; çok ağır veballer yükledi.
Acı gerçeği duymak istemeyen patronlar, Patrona acı gerçeği söyleyemeyen danışmanlar misali, katliamın veznesine bağlılıkları sebebiyle, batı devletleri seyirci kaldı. Kendi halklarının protestolarına direndi.
Olaylar, yığınaklar devam ediyor. Koşullar kırıldığında hesaplar tutmaz. Kaos çeper tanımaz.
*
Az kaldı; onlar kıyameti zorlayarak ‘Mesih’ sipariş ederken; Yüce Gök, açtıkları kulvarları bataklığa bağladı; henüz farkında değiller.
*
Konumuz, siyasal idarenin canlılığını , performansını, vekaleti veren lehine kazandırıcı çözümler bulmaktı.
Güncelden yola çıkalım derken; “bin ah!..” yaşanan olaylara değinmek zorunda kalıyoruz.
*
Şimdi erken seçim konuşuluyor. İktidar tüm olumsuzlukların odağı haline düştü.
Diğer taraftan, ana muhalefet yerel idarelerde umut ışıklarını yakacak; özgün, inovatif, yaygın, kalıcı hizmetler sunma göreviyle yükümlü olduğunu biliyor (mu?).
Biliyordur; fakat kararsızlar, muhalefetin bunun üstesinden gelemeyeceğine dair sezgisi azalmıyor.
Yerel idarelerde iktidar olanlar için doğru olan, öncelikle yerel idarelerde halkın varlığından oluşan rantı, ufuk aşıcı düzenleme ve uygulamalarla onlarca katına çıkarıp, Türkiye’nin umut yönetimlerini inşa etmek; bunu hemşerilere kanıtlamak; ikinci olarak, iktidara tüm sorunlarla ilgili ulaştıkları doğruları, milletin nezdinde söylemek. Yanlışları çözüm önerileriyle yine millete anlatmaktır.
Oluyor mu; sosyal ölçümler “olmuyor,” diyor; seçmenin çoğunluğu “olmasını” beklerken, dört gözle yeni oluşumları kolluyor.
*
Erken seçim değil, hemen seçim; hem de sürekli kalacak cinsten “sürekli seçim sistemi”, siyasal yönetimimizin bin yıllık kronik hastalıklarına, uygulandığında pek çok hikmetler içeren şifa üretecektir.
Maalesef bu gün uygulanan seçim sistemi; gelişen dünya, artan kontrolsüz göç, iklim krizi, sıçrayan bilimsel buluşlar meyanında, toplumsal ihtiyaçlara modern tıbbın “ne öldürür, ne iyileştirir” ilaçlarından öte anlam taşımıyor.
*
Bu gün uygulanan “istikrar” gerekçeli 4,5 yıllık siyasal vekalet seçim sistemi, “Üsküdar’dan at binmeye” dönüşmesi rutinleşmiş durumda.
Vekalet sahibi, “atın” Üsküdar’a dönmesini beklememeli; “atları halk arabasına koşmalı.”
Yaşam süremiz, ülkemiz, umutlarımız, her dakikamız biriciktir. Onları yaşatan siyasal yönetişimi hiçbir zaman elden bırakmamalıyız.
Nasıl mı; dijital ortamda vatandaş haklarımızı, emeğimizin karşılığını, yatırımlarınızı nasıl kontrol ediyorsanız, TBMM de millet vekilleri yasa yapımında oylarını masalarındaki düğmeye basarak nasıl kullanıyorsa, vatandaşlık portalında sürekli siyasal tercihler yapılacak düzenleme oluşturulmalı.(4)
Açıklamalar:
(1)Biyoloji Felsefesi; Brian Garvey(Ginko Bilim Yayınları; Murat Can Mutlu tercümesi). Varlık aleminin onca çeşitlik ve çokluğa rağmen ‘biriciklik’ insana özel değildir. Bilindiği kadar yer yüzünde insan biyolojik gelişimin milyonlarca yıllık hiyerarşik gelişiminin meyvesidir. Demek ki onu inşa eden her şey biriciğe dahil olmaya koyulmuş; olduğunda biricilikte “hak” kazanmıştır.
(2) a. 14.5.22023 Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28.dönem ve 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi; Cumhur ittifakı lehine tamamlandı. Katılım: %87,05(295/600 sandalye; %42,56)
b. 31.03.2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimler. CHP.35 il; (17.391.548 oy); AK PARTİ. 24 il;(16.339.771 oy); DEM PARTİ.10 İl;(2.625.588 oy); MHP. 8 İl; (2.297.62 oy); YENİDEN REFAH. 2 İl;(1.735.924 oy);İYİ PARTİ.1 İl;(1.735924 oy).
(3) Algıda koşullama; kitleler telkin ile olgular arasındaki uyumu geç görür.
(4) Ülke , bayrak, beka, temel hak düzenlemeleri… her şey, milletin tamamını ilgilendiren konular. TBMM de “kritik”0 konularda “halka sorma”, referandum,.. nasıl çözüm olarak görülüyorsa; vatandaş, kamudan hizmet alımı hassasiyeti ölçüsünde, doğrudan ilgilendiği her konuda, TBMM deki iktidar oluşumuna, dijital ortamda gerçekleştireceği tercihleriyle müdahale edebilmelidir.