3 S - Beş (*)
Ara başlık:
İlk günkü gibi
Alt başlık Demokratik siyasal seçimlerde, vekil adaylarının seçim sürecinde oy istedikleri seçmenlere gösterdiği yakınlık, hizmet vaatleri, hassasiyet, samimiyet, bağ ve aramalara geri dönüş azimlerinin genel seçmen nezdinde kalıcı olması temennisidir.
Bu temenni ancak, ‘Sürekli Seçim Sistemi’ ile gerçeğe dönüşecektir.
***
Siyasal genel ve yerel seçimlerin “demokrasinin supabı, siyasilerin karne günü” olduğu söylenir.
Bu makalede önereceklerimizin yanında, yukarıdaki “söylentinin” karne bağlamında bir avuntu olduğu ortaya konulacaktır.
*
Avuntuyu göstermek için örnekleme yapalım; demokratik siyasal seçim performansıyla, öğrenci eğitim performansını karşılaştıralım:
Öğrencilerin eğitim dönemi; günlere, haftalara bölünmüş, yıllık eğitim müfredatı öğretmen (seçmen) eşliğinde gerçekleşiyor.
Öğrenciler sınıfta işlenen veya işlenecek dersleri, ev ödevi ile pekiştirme sorumluluğunu alıyor.
Bu sorumluluğu her seferinde yazılı, sınıftaki bütün öğrencilerin huzuruna çıkarak sözlü sınavlarla yerine getirdiğini öğretmene kanıtlamaya çalışıyor.
Öğrenciler, yıllık eğitim kulvarının her aşamasında, sorumluluklarını yerine getirdiği ölçüde öğretmenin değerlendirmesine tabi tutulup reel etkili notlar alıyor. (1)
Demokratik siyasal seçimlerde böyle olmuyor.
Öğrenci eğitimindeki öğretmen hassasiyeti, ülke yönetiminde seçmenlerce kullanılmıyor.
*
Örneğimizdeki ‘öğretmen’; ülke koşullarında emeği ile yaşamaya çalışan ve yaşam mücadelesinin her an diploma kazandırdığı, siyasal seçim tercihinde bulunan ‘seçmen’dir.
‘Öğrenci’ ise o yaşamı konforlu ve sürdürülebilir hale getirmek için ülke çatısı olarak inşa edilen Anayasaya ve yasalara uygun vaatlerini gerçekleştirme yükümlülüğünde olan ve genel-yerel seçimlerle seçilen; ‘millet vekilleri’, ‘belediye başkanları’, ‘belediye meclis üyeleri’ ve siyasette hizmet usul birliği yaptıkları ‘siyasi partiler’dir.
***
Anayasal çatının “kaptan köşkü” TBMM’ ye seçmen “tercihi” ile gönderilen siyasiler (2); yerel hizmet için Belediye yönetimine seçilen Belediye başkanları ve meclis üyeleri; seçildikten sonra performansları ne olursa olsun, yıllar, aylar süren yeni seçim dönemine kadar, seçildiği mevkilerin olanak ve çekimlerinden; yerelde geçici, genelde kalıcı haklar ve değerler kazanıyor.
Bu olanakları sağlayan seçmenin ise yaşam olanakları o düzeye asla ulaşamıyor. Bu paradoksaldır.
*
Vekil, onu vekil atayanların vekaleti ile TBMM deki grubunun çoğunluğu ölçüsünde; ülkenin tarihsel, kurumsal, kamusal tüm “olanaklarına” hiyerarşik olarak ulaşıyor.
*
TBMM ye tekrar seçilmeyecek siyasiler , sınıfta kalan öğrencinin stresini, kalıcı hasarını hiçbir zaman yaşamıyor.
Çünkü siyasal vekil, bir kere seçildiğinde, “derslerini” çalışmasa da kalıcı olanaklar elde etmiş oluyor.
*
İkinci olarak;
seçilmiş iktidarlar, vekiller; seçim vaatlerini yerine getiremediklerinde, yönetimin seçmeni mutsuz kıldığı dönemlerde; vekalet sahibi seçmen, inisiyatifini gelecek seçimlere kadar kullanamıyor.
Seçmen, siyasal yöneticiyi bir kez tercih ettiğinde, yaşadığı koşulların ışığında tercihini güncellemek için yıllarca “sabretmesi” gerekiyor.
Çünkü seçmen inisiyatifi, seçim süreleri ile kısıtlanmıştır.
*
Güncelliği baskın diğer bir örnek vermek istiyorum:
Spor kulüpleri, oyuncular ve taraftarlar:
Haftanın birkaç günü maça çıkan, milyonlarca taraftarın, şehirlerin semt ve renklerini sembol yapmış spor kulüplerini, oyuncuları ele alalım.
Futbol, basketbol,.. takımları bir yıl süreli lig maçlarında, oyuncu ve antrenör seçim hassasiyetlerini, demokratik siyasi vekalet sistemiyle kıyaslayalım:
hangisi daha daha “reeldir” ?! (3)
*
Yüklü transfer ödemeleriyle takımlarının başına getirilen oyuncu ve antrenörlerin, haftalık maç performansları, taraftar ve kulüp yönetimince her maçta, her an denetlenmektedir.
Oyuncunun transferde “vaat ettiği” veya “öngörülen” performansı, her dakika izlenir, değerlendirilir; performans düşümü halinde oyuncu, ancak üç -beş dakika süreyle tolere edilir.
“Oyuncuların” olası performans düşüklüğü devam ettiğinde, antrenör, binlerce taraftarın önünde “oyuncuyu” hemen oyundan çıkarıp yedeğe alır.
Eğer antrenör bunu yapamazsa, oyuna orada tanık olan binlerce seyirci tarafından o an protesto edilir.
Bu protestoların karşılığı yine alınmaz; üstüne o maç kaybedilirse… spor kulübünün “çevrim içi” yönetim olanakları kalmaz:
Çünkü bir oyuncu , bir maç; bir maç bir lig kaybettirir. (4)
*
Peki…Koskoca bir devletin; yurdun onca yer altı, yer üstü ve tarihsel zenginliği, birikimi; mevcut milyonlarca seçmenin anlık yaşam konforunu sağlama, sürdürme sorumluluğunu alıp yüklenen TBMM nin siyasal yönetiminde; işler neden bir spor kulübünün reelliği ( vekalet verenin anlık rıza, tercih ve inisiyatifi) ile sağlanamıyor.
Sizce hangisi daha önemli ?
Yalın, stresiz cevabı herkes biliyor; tabii ki ülke yönetimi daha önemi. Fakat usulde “geleneği” aşamıyoruz.
*
Nasıl toplumsal birlikteliğin, barışçı, adil ve konforlu sürmesi için devlet, bir yönetim usulü ise demokratik siyasal seçim ve süreleri de bir usuldür.
*
Tekrar edelim: amacımız, demokrasiyi, demokratik katılımı zinde, verimli daha işlevsel kılacak yöntem arayışıdır.
Seçmenin zindeliğine, ulusal iç ve dış sorunların anlık değişebilirliğine uygun olarak, TBMM de geçecek yasalar, seçmenler vatandaşlık numarasıyla;
(i)belirli onay süresi içinde “kabul” veya “ret” oyu kullanabilmeli. (ii) Sistem oturunca seçmen; vatandaşlık portalında tesis edilecek elektronik siyasal arayüzle, TBMM ‘deki grupları ve iktidar yeter sayısını artırıp, eksiltebilmeli. (iii) Bu uygulamalar geliştikçe, bir üst aşamaya geçilerek;
e- siyasal tercih ile parlamento dışındaki vekil adaylarını “oyuna” dahil edip; içerdeki vekili ‘ret’ oyu ile oyun dışına çıkarabilmelidir. (5)
*
Şunu hiçbir zaman unutmayalım:
Vekalet sahibi, vekilli yönetimde esastır.
Diğer bir değişle: bir iş, vekaleten görülecekse; vekil, vekaleti veren tarafından her an azledebilmelidir.
*
Seçmen, kendisi ve ülkenin; akli, adil, vicdani gelişim ve refahı için vekilin işbilirlik, iş görürlük takdirini; 4,5 yıllık seçim sürelerine bağlayıp tehir etmemeli.
*
Hep söylenir, hatta iştirak etmeyenlere ceza kesilir:
“Vatandaş oyunu kullansın ve kullandığı oya sahip çıksın!”
*
“Sürekli Seçim Sistemi” önerisi; “yaptırım” gücünü sahibine/seçmene iade edecektir.
Bu sistem, ülke yönetimine vatandaşın sahici sahiplenmesini sağlayacaktır.
Açıklamalar:
(*)3S : Bu makale “Sürekli Seçim Sistemi” başlıklı yazıların beşincisi. Aynı başlıkta yazı sürdürmek okuyucuyu sıkabilir; bu yüzden başlığın farklı ifadesini tercih ettim.
‘Rutin’olan aklı devreden çıkarır; çünkü algının anlık dolum yoğunluğundan zihin, rutine yer vermez: Tekrarı dışlar; “kabul ederse” reflekse, kabul etmezse, bilinç altına atar.
Sosyal Medya hızlanıp, milyonlara ulaşan katılanla debisini, akış hızını yükseltiyor.
Akış ve yoğunluğun gücü, içindekilerin iradesini , aklını yok ediyor. Bu savrulmuşluğun kıyısı yok. Şayet elektrik göçer, internet kesilirse, içindeki insanlık “taş devrine” düşecek.
Diğer yönden “rutin”, Yapay Zeka ve reflekslerimiz için geçerlidir. Fakat değişim, rutin olanı her an alt edebilir.
“Rutin: Frz ‘routine’ , ‘alışkalıkların dışına acıkmayan’, ‘kalıplaşmış’ sözünden alıntıdır. Anlamı, ‘yol, rota, güzergah’ kelimelerinin +in ekiyle türetilmiş .Kaynağı Latince ‘via rupta’ ‘kara yolu’ deyiminden evirilmiştir.”(Nişanyan)
(1)Reel: Olguya en yakın, olguya dair. Olaya en yakın hatta içinde olarak olaydan bedeniyle, hisleriyle etkilenen.
“Reel kelimesi, ‘Neslere ilişkin, ayni’ ya da ‘gerçek’ sözcüğünden alıntıdır. Latince res,re- ‘nesne, şey’ sözcüğünden +al ekiyle türemiş.
Hintavrupa dilinde yazılı örneği bulunmayan ‘rehi/s’ biçiminden evirilmiş.” (Nişanyan)
(2) Mevcut siyasal seçim tercihi, demokrasinin olgunlaşmamış halidir. Siyasal Partiler Kanunu hiçbir zaman bağımız yerel tercihlere uygun delegelere yol vermiyor. Partiler, aristokrat oluşturma alışkanlığını terk etmiyor. Seçmenin önüne konulan “tercihler”, stresiz yönetim esaslı oluyor.
(3) Bir ülke, diğeri spor takımı. Biri gerçek, milyonları ve nesillerine kalıcı etkiliyor. Diğeri, lig, kulüp, taraftar, sosyal etkili.
Dikkat edilecek nokta: maçlarda anlık kontrol ve tercih kullanılırken; siyasal yönetimde, siyasal seçim dönemine kadar tercih kullanılamıyor.
Birinde 4,5 yılda bir, diğerinde devamlı tercih yapılabiliyor. Sizce hangisi daha reel?
(4) “Sakın bir çiviye küçümseme; bir çivi bir nalı, bir nal bir atı; at, bir orduyu; ordu, bir ülkeyi kurtarır.” (Anonimliği, bizde Cengiz Han’a “devredilmiş” söz).
(5) İnanın hiç zor değil! İnsanlık sosyal yönetişimde ilerliyor. Söz konusu önerileri özel sektörde gerçekleştiriyor. İnsanlık, devlet yönetiminde de siyasal; giderek, üst bürokratik tercihlerini daha dolayımsız gerçekleştirecektir.