Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024
1268 Okunma, 0 Yorum

Seç (il) im

 

Yıldız tozları

 

Durumumuz ne olursa olsun,  bütün insanlık bir çok seçilim sürecinden geçerek bu düzeye eriştik. Hepimiz “kozmik seçilmişleriz”, diyebiliriz.

Bir kez başladığında sonuna kadar gider.
Seçimlerimiz  seçilimlerimizin üzerinde kendini üretiyor. Seçtikçe seçiliyoruz.

 

Tarihsel zig zakların ardındaki gerçek bu. “Yarar- zarar hesaplarımızı” ne kadar geniş tabanlı tutarsak, o kadar doğruda kalabiliyoruz. Burada hemen ‘genişliği’ terimini açayım: Bu ‘genişlik’,  kesinlikle yarınlı  zaman hesabı değil.  Bu ‘genişlik’, hem türlerimiz ve  diğer canlıları işaret ediyor. Kendimizi merkeze koymayan,  kavrayış esaslı.

 

Alışılmış değil tabi;  fakat  ‘alıştırılmışlıkların’ vebalini ödeyemediğimiz ortada; tutumumuzu değiştirmezsek  bu ödemeler bitmeyecek te…  

 

İlkine dair hiçbir şeyi hatırlamıyoruz tabii.

Şu an giydirildiğimiz bedenimizin arayüzüne ‘doluşan’ verilerden  başka bir şey bilmiyoruz.(4)

 

Fakat  ‘içerdeyiz’; yani varlık aleminde; hatta albenili görülen dünyadayız.

 

Amerikalı Melvin Calvin ‘in yaptığı deneyler  canlı maddenin nasıl oluştuğu hakkında bize ipucu veriyor:

 

Hidrojen, amonyak , metan ve su buharından oluşan gaz karışımının arasından elektrik akımları geçince çok sayıda organik moleküllerin  özellikle amino asitlerin meydana geldiğini deneylerinde görmüştü.

 

Bu deneylerde kullanılan gaz karışımı, Yeryüzü ilk atmosferinin bileşiminin aynı olduğundan, “aynı nedenler aynı sonuçlara götürdüğü için”  yaşamın ilk maddesinin ,fırtına özelliğinde  şiddetli elektrik akımları sayesinde meydana gelebildiği düşünülüyor. (5)

 

Canlı yaşamın bir alt katmanı   ‘inorganik’ tabanlıdır.  ‘İnorganik’ deyip geçmeyelim; bize yakınlıkları çok ‘içten’:  

 

Onlar, can’nın köklerini oluşturuyor;

onlar,  “çevre” dediğimiz  yeryüzünün nadir tabakasını, empatik ayna modelini oluşturuyor. Yine onlar,  yerde, her zaman insani tutuma  yansıtıcı değişim geliştiriyor.    

 

Canlı-cansız diziminin  ‘görev-sorumluluk’ hiyerarşisinde olması, artık bilimsel kabul görüyor.  

 

Canlılığın  karbon, hidrojen, oksijen, nitrojen, fosfor, sülfür altılısına etki eden manyetik kombinezonlarından başlaması kapasiteye özel ilginç göndermeler içerdiği muhakkak.(6)

 

Netfliks ‘te yeni gösterime giren “3 cisim problemi” aklıma geldi.

 

Film üçleme kitabın uyarlaması. Fermi Paradoksu üstüne kurgulanmış bilim kurgu eser.

 

Filmde üç güneşi bulunan gezegende yaşayan  uygarlığın, gezegenlerine etki eden üç güneş,  ayrılığında tüm medeniyetleri felaketle siliniyor.

 

Üç güneş bir araya ard arda  geldiğinde, iki güneş üçüncüsünün ardında olması,  etkilerinin azalması sebebiyle medeniyetlerini yeniden inşa ediyorlar.

 

Güneşlerin ayrılık zaman ölçümünü yapamadıkları için kaos esaslı “yap-boz  turnike evrimi” yaşayan uzaylı medeniyet kendilerine yeni yerleşim yeri arıyor. (7)

 

Filmdeki  üç güneş, santiryonların gezegenine hesap edilemeyen kaos etkisi, yukarıda sıraladığım altı maddenin   inorganik-organik bileşim olasılıklarına işaret ediyor sanki.

 

Uzak-yakın gördüğümüz, göremediğimiz ne varsa, onlarla bağımız var; görmesek te onlarlayız.

 

-Yıldızlar acıyı, yokluğu, eziyeti , ayrılığı biliyor mu ki bizler bunları yaşıyor, yaşatıyoruz?

 

-Oralardan buraya gelişimizin bedeli bu mu?!  

 

-Bunun için mi seçilegeldik bu bedenlere?..

 

Ya hayvanlar bizim gibi olmasa da benzer ‘kötülükleri’,  beslenmek için birbirine yapıyorlar. Medeniyetlerimizin doğaya yönelik hoyratlığında bitmiyor;   bedenimizi toprağa bıraktığımızda da bitmeyecek.

Ta ki bütünsel vicdana erinceye ya da zaman duruncaya kadar.(8)

 

Zamanın bütün boyutlarda  durması, kağıtların yeniden karılması ötesinde, ‘dükkanın kapatılması’ anlamına geliyor. Sanırım o da  “ruhun kozmik cevhere yansıma” süresine bağlıdır.

 

Ruh, varlığın kaynağı olan  kozmik cevhere  yansıyarak, maddeye  sirayeti ve maddenin  devinimini başlattı.

 

Bu devinim,  ‘yokluk’ (takyon,mezon) alemini oluşturdu. Buna karanlık enerji deniyor (9)

 

Sonra, bu enerjiden ‘yokluk’ hidrojeni ortaya çıktı. ‘Çıkış’ giderek,   karanlık maddeye evirildi.  

 

Karanlık taraf,  gözlemleyebildiğimiz evrenin en büyük kısmıdır.

 

Bu büyüklüğün, görünür evren ile  orantısızlığı, karanlık tarafın,   görünür olma süresinin ne kadar uzun olacağına dair fikir üretmeyiz.  

 

Görünür evren,  Bütün Evrenin  %4 ünü oluşturuyor.

 

Bundan ne anlamalıyız? Açığa çıkmış olanın akla uygunluğunu mu; yoksa evrenin aklı geliştirmesini mi?  Bu biraz,  yer yüzünde eser miktarda bulunan kıymetli madenlerin oluşumunu andırıyor.

 

Atomlar,  aklı oluşturacak mükemmel birleşimler, işlevsel bütünlükler olmaya koşuma(10) hatalı seçimleri tekrar etmeyişlerine  bağlıdır. Bu yüzden hatalar, ‘özgün’ kalmalı, kopyalanmamalı ve tekrar edilmemelidir.  

 

 

 

Açıklamalar:

 

4)Evren ve Dönüşümleri ;Roland Omnes (Çeviri, Prof S.Tameroğlu,Prof. H.V.Eralp;1994 Sarmal Yayın evi)

 

(5) Film daha çok konuşulacak cinsten. Birinci sezonundan sonra onlarca değerlendirme YouTube girdi: “Cevap Verirseniz Geliriz!”  3 Cisim Problemi’nin  Bilimi ve Hikayesi.   Barbar Bilim kanalında

 

 

(6a)Evrenin Yolculuğu –Kozmosun ve İnsanlığın Destansı Hikayesi : BrianT.Swimme-Mary E.Tucker( 2021,Fl Kitap)

 

(6b)Kur’an,  Fussilet(Açıklanmış)/41:11 “Sonra duman halindeki göğe yönelerek  ona ve yere isteyerek ya da istemeyerek gelin”dedi. Onlar da “isteyerek geldik”dediler dediler. Öncesinde 41:10 yeri dört günde; sonrasında, 41:11  göğü kaostan düzene iki günde düzenlendiği yazılıyor. Şüphesiz kullanılan  ‘gün’ ifadeleri göreceli; ‘gün’,  karanlığın(gözlenemeyen), aydınlığın(gözlemlenen düzeneğin ardışıklığıdır. Fakat bu ardışıklığın alt katmanlarına, evren gözlemcileri olan astro fizikçiler henüz misafir edilmiş değiller.   

 

 

(7) Özgün Çincesi  Üç Cisim. Üç ciltten oluşan 2008; Türkçeye çevirisi 2016 yılında (İthaki Yayınları)yayımlanan kitap.

 

 

(8)Zaman seçim, seçilim eleğidir. Zaman ,zeman (Antik Sami Arap),Jamana (pers),zeman (Akad), tempus (latince/t). Dehr:dhr kökünden çağ, zaman, eon; felsefede kaddi dünya ; dehri:maddeci,ateist.

 

Zaman göreceli’değişken) kavramdır.Hareket ile ortaya çıkar(Aristo).

 

Planck Zamanı: Saniyenin 10 üzeri 43 ten  daha kısa süre: bu esna yada an,  içinde bulunduğumuz üç boyutlu uzayın  sınırı demektir. Bu sınır fizikçilerce karadelik ortamının başlangıcı  olarak kabul ediliyor.

Ayrıca bilim insanları zamanın ışık gibi bükülebildiği var sayıyor.   

Zaman, ışık  hızı ile ilişkilidir. Zaman Işık hızına doğru yavaşlar; ötesinde tersine akar; yani sebep-sonuç ilişkisi, sonuç-sebep ilişkisine döner.

 

(9) Bu açıklamayı Dr Bedri Ruhselman’ın  ‘İlahi Nizam’isimli kitabından  esinlenerek yapıyorum. iki hususa değineceğiz:

 

9a)biri ruhun kozmik cevhere yansımasından sonra cevherden uç veren ilk oluşuma ‘karanlık enerji’ dememiz.Karanlık enerji ,

 

görünür başlangıçtaki Hidrojen elementine benzemesi sebebiyledir; yoksa orada  bildiğimiz elementlerin anası hidrojen oluşumuna kozmik süreçler gerekir.

 

 9b) ikinci olarak, ‘cevher’ konusu mutlak teorik alandır. ‘Karanlık’, ışığı yutan, salmayan; onu yansıtıp biçimini saklayan  derinlik demektir. Karanlığın kaynağı olan cevher ise  her şeyin hamurudur. Cevherin Kabiliyeti edilgen ve  sonsuzdur; ta ki ona ruhun yansıyıp sirayetine  kadar.

 

Cevhere  varlık aleminin dışında bir boyuttan   yansıyan ruhun etkisi, onda  hareketi başlatır. Hareket, devinimi, devinim     karanlık enerjiyi oluşturur.  

 

Sonra karanlık enerjiden, karanlık madde;  giderek ‘yok maddenin’ ilki,  hidrojenin  karanlık maddedeki simetrisi   oluşur. Tabii  bu süreçte bildiğimiz midrojen atomu henüz oluşmadı.  Karanlık   maddenin ardından  onun damıtılmasından   bilinen madde alemi hidrojen ile oluşmaya başlar.

 

Bilinen madde, ışığı kabul eden yansıtandır. Maddenin  ışığı  yansıtması,    gözleyenlere  kendini açması demektir. Böylece  biçimleri biliriz; bu karanlığın evrimidir.  

 

Karanlığın ışığı yansıtmaya evirilmesine karanlığın ışığa   hizmet etmesi diyebilir miyiz; bilinmez. Çünkü hikmet, çok katmanlıdır.

 

Yine de  ‘hizmetin’ devamı,  “ışığın karanlığa daha iyi bir gelecek vaad etmesine”  bağlıdır,” diyebiliriz.

 

Diğer bir görüş ise ışığın karanlığa hizmet etmesidir. Karanlığın göğe yükselen ağaçların güneş ve hava

ile gürbüzleşmesi gibi  ‘rüştüne’ ışıkla ulaşmasıdır.

 

Karanlığın evrenin %95 oranında  büyüklüğüne rağmen ışığın evrendeki % 4,5 oranındaki cazibesine kapılmasını nasıl açıklayabiliriz. Sanırm yine ruhun cevher ve türevleri alemine yüklediği tekamül müfredatı buna cevap olacaktır.

 

Sonuç olarak, karanlık ışığa doğru evrimleşiyor. Bu yöneliş zamanın ileriye doğru akmasına uygun düşüyor.  Zamanın geriye doğru akışı ise maddenin ışık hızını aşılması ile gerçekleşir. Böyle bir durum  ışığın karanlığa doğru gerilemesini,  dolayısıyla yeni sebeplerle yeni sonuçlar aranması sağlanabilecektir.

 

(10)Koşul, koşu; biri çerçeveye ya da kulvara sabitlenmiş, diğeri içsel veya dıştan belirlenmiş hedefe yönelik hareketi hızlandırılması. Benzer anlamda sevk kelimesi ,Arapça sawk kökünden ‘gütme’, ‘sürme’ anlamı taşıyor. Saga, ‘güttü’ fiilinin çekimindendir.

 

 






Son Eklenen Makaleler
Özer Ataç
Negatif Hiyerarşi
9.12.2024 2240 Okunma
Özer Ataç
5 Işık İhtar Etti...
25.11.2024 1461 Okunma
Özer Ataç
Abartı
4.11.2024 1330 Okunma
Özer Ataç
Sahib
21.10.2024 1397 Okunma
Özer Ataç
Son Fırsat -6-
6.10.2024 1455 Okunma
Özer Ataç
3 S 5
23.09.2024 3061 Okunma
Özer Ataç
İlginç Alıntılar
8.09.2024 1056 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 4
11.08.2024 993 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 3
28.07.2024 2356 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 2
14.07.2024 1767 Okunma
Özer Ataç
Sürekli Seçim Sistemi 1
30.06.2024 1687 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / ”Merak etme sen!”-6
26.05.2024 2081 Okunma
Özer Ataç
Seçi(li)m / “Taşları yemek yasak” -5
13.05.2024 2064 Okunma
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1704 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1945 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 1268 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 2093 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 1280 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 1039 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 1188 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 1223 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 1359 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 551 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 1234 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 1224 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1990 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1917 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 1030 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1594 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 1309 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1435 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1682 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 2007 Okunma
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 1022 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 2009 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 2204 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1658 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 2232 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1993 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1427 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1412 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2840 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2621 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2570 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3976 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3398 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2384 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2952 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2953 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 2201 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 3019 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2620 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 3248 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2961 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2546 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 3170 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 3029 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2900 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3823 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2341 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2649 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 2136 Okunma


© 2024 - Akevler