Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023
1890 Okunma, 0 Yorum

Hata Payı / 2

 

Bilinenin aksine  insanlık,  doğru bildiğinden ziyade hata yollu ilerliyor. Doğrunun bir çok tanımı var;   “zaman, mekan, durum  üçlüsünden,  talibin (‘iş’ görecek özne) amaçladığı ‘hasat’  ya da pay miktarı,” desek yanıltıcı olmaz.  Tabi  ‘talip’,  görecelik  esaretinde olduğunu bildiği halde, hesabını kendi  dünyasına göre, ‘mutlağa yakın’ yapıyor. Böylece zihnindeki soyutlamayı olgulara ‘dayatıyor’;  fakat bu mümkün değil.  Görecelikten  soyutlanma,  neredeyse olanaksız. Buna rağmen çabalar sürüyor, sürecek.

*       

Doğrular,  bir kez  belirlendiğinde hemen ortaya  burçlar, kaleler, yerleşkeler çıkıyor.  Artık bu belirleme bizim güvenlik (emin diyar) alanımız oluyor.  Bundan sonra tüm ilerleme planlarımızı bu ‘güvenli yerde’ yapıp; bulgularımızı,  dışarıda kullanacağımız yol ve yöntemlerin denemelerini  orada  uyguluyoruz.    Bu yaklaşım insanlık için ‘şimdilik’  genel tutum.

Doğrular için yaygın tanım,  onların güvenliğe, esenliğe götüren  en kestirme yol olduğu;  kaynağının ise  olgular olduğudur.   Lakin olguların  bilinen “doğrulara” aykırı olarak  ortaya çıkma özellikleri var. Bu tür  belirtiler ya da   arazlar;  insanlığın doğruyu arayışında en bilinen ip uçlarıdır.  Yani olgular,  beklenenin dışında belirtiler veriyorsa veya  beklenen belirtilere rağmen, beklenmeyen şekilde ortaya çıkıyorsa;  burada insanlık,  “hata patikalarından”   geçmek   zorunda kalacak demektir.

İşte zamanın, mekânın,  yapıp işlediklerimizin  ‘müfredatı’ önümüzde böyle beliriyor. Çünkü hata payı ilerlemenin rutin olmayan kapısıdır. Ayrıca ilerlemenin  başka kapısı da yok.

Diğer işleyişe,  yani ‘doğru’ bilinenlerle işleyişe ne diyeceğiz; diyeceğimiz şu: bu ilerleme değil; irileşme, devamında muhtemel hatalar için hedef, kayıp, keder  büyütmedir.  Doğruda ilerleme, hata belirlemeleriyle, hatalara düşerek gerçekleşiyor. Mantığa ters geliyor değil mi; fakat ‘sistem’ böyle işliyor.  

*

Olguların insana düşen payı,  hatalardır. ‘Doğru’ bilinenler ise mirastır; bu yüzden toplumsal veraset aldatıcıdır; bu yüzden,  aldatıcılığa hamaset müsekkini elzemdir; bu  yüzden, tüm iyi niyetli çabalar geçici başarıları tuzağına düşer;  bu yüzden, açmazlar beraberinde  kalıcı, özgeci birliktelik (karşılıksız, sevgi) oluşmaz.  Çünkü  hataları kimse miras almaz; miras alınan doğrular varisleri için  ezberlenmiş biçimler, tutumlar ikonlardır;  ikonlar,   insanın en esaslı maddi değeri olan aklın düşmanıdır. Hataların veraset konusu olduğu durumlar ise  ilerlemenin yollarıdır.    

Peki hataların kaynağı nedir?

Hemen, “aklı kullanmamak, liyakatsizlik, tecrübe eksikliği, tedbirsizlik, ihmal,”… cevapları ortaya çıkar. Bu bilgiçliğe rağmen  bireysel, toplumsal  yaşamımızda hatalar peşimizi neden bırakmıyor.?

 Yani “bildiğimiz” yerden yapılan  sınavlarda  hep çakıyoruz.

Oysa “sular seller” gibi çalışmıştık.  

Çaktığımız yer,  bildiğimiz yer mi gerçekten!?

Bildiğimizi sandığımız  yer, tekrar içeriklidir. Fakat tekrar, yaşamın aldatıcı yönü değil mi; tekraren gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri kanıksıyoruz;  onlara  farklı bakış açısı ile bakamıyoruz;   böylece değişim hata yönünden  kendini bize dayatıyor.   Böylelikle  çalışarak   yerimizde sayıyor, belirgin hataları büyütüp üzücü sonuçlar yaşıyoruz.

*

“Kimse yoğurdum ekşi demez.”

Doğru bildiklerimizle doğru olanları geliştirebilir miyiz? Evrensel insan haklarının kodunu oluşturan “On Emir”,  hala bilinir ve okunurken; neden bunca askeri harcamalar, savaşlar; neden  içine gömüleceğimiz toprağı ve değerleri hoyratça talanlar; neden bitmeyen istila ve çökmeler.

Bunları çoğunluk mu yapıyor?

Hayır;  bunları çoğunluğa yaptırıyorlar.

Çünkü azınlıklar,  çoğunluğu tüm değerlerinden sahte değerlerle saptırıp yoldan çıkarıyor. Sahte değer;  daraltılmış , boynuna pranga vurulmuş, evrenselliği ketlenmiş öznel değerlerimizden başka şey değil.

Dediğim şu:  M.Ö. 2200  yıllarında Çok Kıymetli Musa’ya  Mısır’da  sömürüden yılıp Kenan diyarına ulaşmak için yollara düşmüş İsrail   kavmi;  çıkış ararken, Musa’nın  buyur edildiği Sina dağında kendisine kendisi ve kavmi için teslim edilen buyruklardan   “ Komşunu seveceksin,” ilkesi;   onların ve insanlığın  çektiği acılara  ilac olarak sunulmuştu.  Fakat  onlar ve insanlık şifa bulmadı. Tıpkı zihnimizdeki  ‘gerçeklik’  gibi.   Zihnimizde tasarladığımız ‘doğruları’,  dışımızda  hakim kılmaya çalışarak, evrenselliğe  ters düştüğümüz bilmiyoruz.  Kutsadığımız  sınırladıklarımız (ideoloji, tanımlar vb)  evrensel olana ulaşmamızı engelliyor.  Barışı kendi çevremiz için isterken, savaşı çağırıyoruz.  Zihnimizdeki sınırlamalar;  dış dünyada  sınırlar, semboller, etiketlenmiş topraklar, menfaat eleklerine dönüyor.  Sonuç olarak,  ‘önerilen’ sevgi,  genetiği değiştirilmiş yiyeceklere dönüyor; düşmanlığın sebebi oluyor.

*

Şimdilerde meyvenin kurtlusu, yoğurdun ekşisi  zehirlenmemiş gıda olarak gözde; yani ‘hatadan’ beslenmek daha güvenli.

 






Son Eklenen Makaleler
Özer Ataç
Seçim-4
28.04.2024 1256 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1579 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 837 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1624 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 900 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 632 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 847 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 882 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 977 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 223 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 911 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 900 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1650 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1591 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 706 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1275 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 978 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1114 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1355 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1656 Okunma
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 680 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1685 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1890 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1339 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1912 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1671 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1111 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1107 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2523 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2305 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2258 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3592 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3082 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2043 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2639 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2627 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1878 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2690 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2299 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2937 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2642 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2231 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2853 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2706 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2584 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3497 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2029 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2335 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1819 Okunma


© 2024 - Akevler